T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2019/498

KARAR NO   : 2019/589      

KARAR TR    : 30/09/2019

 

ÖZET: 5607 sayılı Yasa uyarınca yapılan soruşturma kapsamında el konulan ve Hâkimlik kararına rağmen iade edilmeyen akaryakıt bedelinin eksik ödendiği ileri sürülen kısmının el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemi istemiyle açtığı davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk

 

K A R A R

 

          Davacı                           : D. Petrol Tarım Turizm Nakliyat Hayvancılık San. ve Tic. Ltd. Şti.

          Vekili                             : Av. D. Y. T.

          Davalı                           : Maliye Hazinesi

          Vekili                             : Av. Ş. S.

 

          O L A Y                        :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Afyonkarahisar - Kütahya Karayolunun 40.kilometresinde bulunan davacıya ait akaryakıt istasyonunda yapılan denetim neticesinde Afyonkarahisar l. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 24/01/2013 tarih ve 2013/153 Değişik İş sayılı kararı uyarınca el konulan motorinin Bolvadin Sulh Ceza Hakimliği’nin 14/11/2014 tarih ve 2014/234 sayılı kararı ile davacıya iadesine, tasfiye edilmişse motorin değerinin faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesi üzerine davalı idarelerce yapılan ödemenin 72.260,00-TL eksik olduğunu ileri sürerek 72.260,00-TL'nin 24/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle 20/01/2015 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

          AFYONKARAHİSAR İDARE MAHKEMESİ: 06/05/2015 gün, E:2015/69, K:2015/448 sayılı dosyada "5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141/1-j maddesinde yer alan; "Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında; Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde el konulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen " durumlarda kişilerin devlet aleyhine tazminat davası açabilecekleri düzenlenmiştir. Anılan Kanun'un 142/2.maddesinde; "istem, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanır." hükmü yer almaktadır.

          Dava dosyasının incelenmesinden; dava konusu tazminat isteminin davacı hakkında yürütülen akaryakıt kaçakçılığı kovuşturma ve soruşturması safhasında el konulan motorinden kaynaklandığı ve bu haliyle davanın görüm ve çözümünde yukarıda değinilen kanun hükümleri uyarınca adli yargının görevli olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

          Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15/1-a.maddesi uyarınca açılan davanın görev yönünden reddine" dair verdiği kararın, Danıştay 13. Dairesinin 29/11/2018 tarih ve 2015/3991 E. 2018/3394 K sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.

          Davacı vekili 14/01/2019 tarihinde aynı taleple bu kez adli yargı yerinde dava açmıştır.

          AFYONKARAHİSAR 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ : 08/07/2019 gün, E:2019/21, K:2019/311 sayı ile "Her ne kadar İdare Mahkemesi'nce somut olayın adli makamların el koyma kararı nedeniyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunun 141/1-j maddesinde yer alan; "Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında; Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde el konulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan yada eşyası veya diğer mal varlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen "durumlarda kişilerin devlet aleyhine Ağır Ceza Mahkemeleri nezdinde isteyebileceği tazminat davası olarak nitelendirmiş ise de;

          Soruşturma aşamasında Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 07.11.2013 tarih, 2013/756 soruşturma ve 2013/38 karar sayılı kararı ile eylemin idari para cezasını gerektirdiğinden bahisle görevsizlik kararı verildiği, gereğin taktir ve ifası için tazminat konusunu oluşturan eylem hakkında gereğin takdir ve ifası için dosyanın yetkili ve görevli olan Enerji Piyasası ve Düzenleme Kurulu’na gönderildiği, bu aşamadan sonra tüm işlemlerin idare tarafından devam edildiği, ilk aşamada görev alan adli makamlar adına hareket eden kolluk tarafından yapılan işlemlerin idare adına yapıldığının kabul edilmesi gerektiği, tazminatın konusunu oluşturan tasfiye işleminin idare tarafından yapıldığı, tazminat konusunu oluşturan asıl olayın tasfiye işlemine ilişkin olduğu, bu nedenle davacı tarafından açılan ilk davanın yetkili ve görevli olan yargı yolunda isabetli olarak açıldığı" gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, her iki dava dosyasını 18.07.2019 tarih ve 2019/21 E. 2019/311 K. sayılı üst yazı ile Mahkememize göndermiş, başvuru 26.07.2019 tarihinde kaydedilmiştir.

          İNCELEME VE GEREKÇE :

          Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Başkan Hicabi DURSUN, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 30/09/2019 günlü toplantısında:

          l-İLK İNCELEME :

          Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

          2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesindeki “Adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler” hükmüne göre, adli yargı yeri, davaya bakma görevinin daha önce görevsizlik kararı veren idari yargı yerine ait olduğunu belirten gerekçeli bir karar ile doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurma olanağına sahiptir. Şu kadar ki, başvuru kararının, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilmesine değin işin incelenmesinin ertelenmesi hususunu da ihtiva etmesi gerekir.

          Yasa koyucu, 14. maddeye göre hukuk alanında olumsuz görev uyuşmazlığı doğması halinde her iki yargı merciince işten el çekilmiş olduğundan başvurma iradesini davanın taraflarına bırakmış iken, bu yönteme nazaran daha kısa zamanda çözüme ulaşılmasını amaçladığı 19. madde ile daha önce görevsizlik kararı veren yargı merciinden sonra davayı inceleyen yargı merciine, işten el çekmeden doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurma olanağını tanımıştır.

          Olayda, adli yargı yerince, öncelikle görevsizlik kararı verilmekle birlikte, bununla yetinilmemiş ve görevli merciin belirtilmesi için re’sen Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurulmasına da karar verilmiştir.

          Bu haliyle, her ne kadar 2247 sayılı Yasa’da öngörülen yönteme uymamakta ise de, davanın taraflarınca başvuruda bulunulmadığı gözetilerek, adli yargı yerince re’sen yapılan başvurunun 2247 sayılı Yasa’nın 19.maddesi kapsamında olduğunun kabulü ile Uyuşmazlık Mahkemesi’nin önüne gelmiş bulunan görev uyuşmazlığının çözüme kavuşturulması, gerek dava ekonomisine gerekse Uyuşmazlık Mahkemesi’nin kuruluş amacına uygun olacaktır. Sonuçta usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

          II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU'nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ve Danıştay Savcısı Yakup BAL’ınadli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

          Dava, hâkimlik kararına rağmen evvelce 5607 sayılı Yasa uyarınca yapılan soruşturma kapsamında el konulan ve iade edilmeyen akaryakıt bedelinin eksik ödendiği ileri sürülen kısmının el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle açılmıştır.

          5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun;

          “Tazminat İstemi” başlıklı 141 inci maddesi: (1) Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;…

          j) Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen…

          Kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler.

          (3) Birinci fıkrada yazan hâller dışında, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri de dâhil olmak üzere hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir…

          “Tazminat isteminin koşulları” başlıklı 142 nci maddesi: (1) Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir.

           (2) İstem, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanır…

          (7) Mahkeme, kararını duruşmalı olarak verir. İstemde bulunan ile Hazine temsilcisi, açıklamalı çağrı kâğıdı tebliğine rağmen gelmezlerse, yokluklarında karar verilebilir.

          (8) Karara karşı, istemde bulunan, Cumhuriyet savcısı veya Hazine temsilcisi, istinaf yoluna başvurabilir; inceleme öncelikle ve ivedilikle yapılır.

          Hükümlerini içermektedir.

          Anayasanın Başlangıç kısmında öngörülen “Kuvvetler ayrımı” ilkesi ile yargı ile ilgili 9. ve 138.maddeleri dikkate alındığında, bağımsız bir erk olan yargının yargılama faaliyeti ile ilgili işlemlerinin, Anayasanın 125.maddesinde öngörülen “idari işlemler” kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayıp, bu “yargısal işlemler” nedeniyle idari yargı yoluna başvurulabilmesine imkân yoktur. Esasen bu durum, kuvvetler ayrılığı ilkesinin tabii bir sonucudur. Yukarıda işaret edildiği üzere, Hâkim ve Cumhuriyet Savcılarıyla adliye personelinin yargılamadaki fonksiyonu geniş çerçevede bir kamu hizmeti olarak değerlendirilse de, somut olarak, ifa edilen yargı faaliyetinin bir parçası olduğunda ve yargısal işlem mahiyetini taşıdığında kuşku bulunmamaktadır. Yargılama sürecine katkıda bulunan işlemler ya da faaliyetler nedeniyle Devletin sorumlu tutulmasında da, bu sorumluluğun denetiminin aynı yargı düzeni içinde yapılması ve yargısal nitelikli bir işlemin idari yargı denetimi dışında tutulması gerekmektedir.

          Buna göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ve 142 nci maddelerindeki düzenlemeler ve yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında dava konusu olay ele alındığında, 5607 sayılı Yasa kapsamında yürütülen soruşturma sırasında, davacının işyerinde bulunan ve kaçak olduğu iddia edilen akaryakıta el konulmasının, Cumhuriyet Savcısı talimatıyla gerçekleştirilen yargı faaliyetinin bir parçası olduğunda ve yargısal işlem mahiyetini taşıdığında kuşku bulunmamaktadır. Yargılama sürecine katkıda bulunan işlemler ya da faaliyetler nedeniyle Devletin sorumlu tutulmasında da, bu sorumluluğun denetiminin aynı yargı düzeni içinde yapılması ve yargısal nitelikli bir işlemin idari yargı denetimi dışında tutulması gerektiğinden; ayrıca Akaryakıt bedelinin tamamının ödenmemesi durumunda yetkili merci Adli Yargı iken, eksik ödeme halinde yargı merciinin farklılaşması düşünülemeyeceğinden uyuşmazlığın görüm ve çözümünde, 5271 sayılı Yasanının 141 ve 142 nci maddeleri uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

          Mahkememizin emsal nitelikteki 24/12/2018 tarih ve 2018/847 Esas, 2018/872 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.

          Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin başvurusunun reddi ile 08.07.2019 gün ve E:2019/21, K:2019/311 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

          S O N U Ç :Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin başvurusunun reddi ile 08.07.2019 gün ve E:2019/21, K:2019/311 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA 30/09/2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                              Aydemir                        Nurdane                        Ahmet

                                                TUNÇ                          TOPUZ                            ARSLAN