T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS    NO   : 2022/746

KARAR NO : 2023/285

KARAR TR  : 17/04/2023

ÖZET:Davalı kurum bünyesinde doktor olarak çalışan kişinin davalı kurum sigortalısı olan hastalara tıbben gerekli olmayan tedavinin yapılması suretiyle kurumun zarara uğratıldığı, yersiz ödemeye sebebiyet verildiği, faturalarda usulsüzlük ve yolsuzluk yapıldığı ileri sürülerek, oluşan kurum zararının faiziyle birlikte tahsili istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Davacı      : Sosyal Güvenlik kurumu Başkanlığı

Vekili        : Av. S. T

Davalılar  : Adli Yargıda

  1-Sağlık Bakanlığı

Vekili         : Av. S. Y. Ç

   2-T. inş. Med., D.-ç., Mobilya, Elektrikli ev aletleri

    Sanayive Tic. Ltd. Şti.

Vekili         :  Av. H. Ö

Davalı        : İdari Yargıda

   Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu

 

I. DAVA KONUSU OLAY  

 

1. Davacı vekili, davacı kurumun Teftiş Kurulu Başkanlığınca yapılan tahkikat sonucu düzenlenen soruşturma raporu ile davalı Sağlık Bakanlığı Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi Beyin Cerrahisi Uzmanı Dr. N. E tarafından ameliyat edilen ve tedavileri yapılan sigortalı ve hak sahiplerinin ameliyatlarında kullanılan tıbbi malzemelerde, yine bu şahısların gördükleri tedavilerine istinaden tahsil olunmak üzere kurumlarına ibraz edilen Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesine ait faturalarda yolsuzluk ve usulsüzlük yapıldığı ve kurumlarının zarara uğratıldığını belirterek, bu zararların işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 28/06/2013 tarih ve E.2013/278, K.2013/275 sayılı kararı ile, Atatürk Devlet Hastanesinde görevli Dr.N. E tarafından ameliyat edilen ve tedavileri yapılan hak sahiplerinin ameliyatlarında kullanılan tıbbi malzemelerde ve faturalarda yolsuzluk ve usulsüzlük yapılarak davacı kurumun zarara uğratıldığından bahisle tazminat davası açılmış ise de, idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü sırada eylemden doğan zararın giderilmesine yönelik açılan davanın 2577 sayılı İYUK’nın 2/1-b maddesinde yer alan tam yargı davası olarak idari yargıda görülmesi gerektiğini, tazminat davası görevli doktorun kişisel kusurundan kaynaklanan nedenlerle açılsa dahi idareye karşıaçılan davanın hizmet kusuru nedeniyle açılan dava olduğunu, hizmet kusurunun kişisel kusurdan kaynaklanıp kaynaklanmadığının bu dava sonucunda belli olacağını, idareye karşı açılan davanın da kişisel kusur ayrımı yapılmaksızın idari yargıda görülmesi gerektiğini belirterek, davalı Sağlık Bakanlığı hakkında açılan davaya 2577 sayılı Kanun gereğince idari yargıda bakılması ve sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle mahkemelerinin görevsizliğine, davanın görev nedeniyle reddine karar vermiş, bu karar davacı idare tarafından temyiz edilmiştir.

 

3. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 26/05/2014 tarih ve E.2014/6114, K.2014/8588 sayılı kararı ile, temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle hükmün onanmasına karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

 

4. Davacı idare vekili aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

5. Zonguldak İdare Mahkemesi 23/07/2014 tarih ve E.2014/885 sayılı kararı ile,davacı tarafından Sağlık Bakanlığına karşı açılan davada, davalının 2577 sayılı İYUK'nın 15. maddesinin l/c fıkrası uyarınca Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu olarak düzeltilmesine, dilekçe ve eklerinin bu kararla birlikte adı geçen idareye tebliğ edilmek suretiyle dava dosyasının tekemmül ettirilmesine karar vermiştir.

 

6. Zonguldak İdare Mahkemesi 29/12/2016 tarih ve E.2014/885, K.2016/1985 sayılı kararı ile, Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin yaptırdığı bilirkişi incelemesi sonucunda, Yüksek Sağlık Şurası tarafından tanzim olunan ve dosyaya sunulan bilirkişi raporundaki tespit ve hesaplamalar ışığında, 195.671,10 TL hatalı ve tıbben gereksiz tedavi ve uıygulamalar yapıldığı sonucuna varıldığını belirterek, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, kurum zararının 195.671,10 TL'lik kısmının ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte hesaplanarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar vermiş, bu karara karşı taraf vekillerince istinaf isteminde bulunulmuştur.

 

7. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi 20/12/2018 tarih ve E.2017/268, K.2018/1599 sayılı kararı ile, kararın usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından taraf vekillerinin istinaf istemlerinin reddi ile kararın onanmasına karar vermiş, bu karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

 

8. Danıştay Onuncu Daire 25/10/2021 tarih ve E.2019/7160, K.2021/5008 sayılı kararı ile, "...Uyuşmazlık, davalı Bakanlığa bağlı sağlık kuruluşunda görev yapan bir hekim tarafından uygulanan ameliyatların ve bu ameliyatlarda kullanılan tıbbi malzemelerin gereksiz olduğu, dolayısıyla davacı Kurum ile davalı Bakanlık arasında mülga 506 sayılı Kanun hükümlerine istinaden imzalanan sağlık hizmeti teminine ilişkin sözleşmeye aykırı bu tıbbi ameliyeler sebebiyle davacı Kurum tarafından ilgililere yersiz yapılan ödemelerin kurum zararına yol açtığı, davalı Bakanlığın sözleşmeye aykırı iş ve işlemleri gerçekleştiren personelinin denetim ve kontrolünü yapmamak suretiyle sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle Kurum zararından sorumlu olduğu iddiasıyla söz konusu Kurum zararının sözleşmenin tarafı olan davalı Bakanlıkça tazmini isteminden kaynaklanmaktadır.

Davacı Kurum, söz konusu yersiz ödemeden kaynaklandığını ileri sürdüğü zararın tazminini; ilk önce adli yargıda ilgili hekim ve Sağlık Bakanlığına karşı açtığı davada; ödemeye sebebiyet veren ilgili hekimden "haksız fiil", hekimin görev yaptığı hastaneyi işleten Sağlık Bakanlığından ise "sözleşme" sorumluluğuna istinaden talep etmiş; adli yargı yerince hekim ve davalı Bakanlığa karşı açılan dava dosyalarının tefrik edilmesi ve Bakanlığa karşı açılan davanın görev nedeniyle reddi üzerine söz konusu görev ret kararındaki gerekçeler doğrultusunda idari yargı nezdinde işbu dava açılmıştır.

Bu durumda, uyuşmazlığın görüm ve çözümü adli yargı yerine ait olduğundan, İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulması gerekirken, işin esasına girilerek verilen karara karşı yapılan istinaf başvurularının reddi yolundaki temyize konu Bölge idare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir..." şeklinde karar vermiştir.

 

9. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesi 28/09/2022 tarih ve E.2022/2331, K.2022/1977 sayılı kararı ile, bozma kararına uyarak, istinaf başvurusunun kabulü ile istinaf başvurusuna konu idare mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

 

10. Zonguldak İdare Mahkemesi 11/11/2022 tarih ve E.2022/1119 sayılı kararı ile, mahkemelerinin görevsizliğine, dosyaların Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

11. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "Yersiz ödemelerin geri alınması" başlıklı 96. maddesi şöyledir:

 

"Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;

a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,

b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan,

itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır.

Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanunî faiz kalan borca uygulanır. Bu hüküm ilgili hak sahiplerinin muvafakat etmeleri kaydıyla, aynı dosyadan diğer bir hak sahibine yapılan yersiz ödemelere mahsubunda da uygulanır.

Yersiz ödemenin gelir ve aylıklardan kesilmesinde, kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla kanunî faizi ile birlikte hesaplanan borç tutarı, gelir ve aylıktan % 25 oranında kesilmek suretiyle uygulanır.

Yersiz ödemelerin tespiti ile geri alınmasına ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir."

 

 

 

12. Aynı Kanun'un "İdarî yaptırımlar ve fesih" başlıklı 103. maddesininbirinci fıkrasının ilk iki cümlesi şöyledir:

 

"(Değişik: 17/4/2008-5754/61 md.)

Kurumca yapılan inceleme neticesinde;

a) Sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmetini fatura ettiği,

b) Faturayı veya faturaya dayanak oluşturan belgeleri, gerçeğe aykırı olarak düzenlediği,

c) 64 üncü madde gereğince kapsam dışı tutulan sağlık hizmetlerini, kapsam içinde olan sağlık hizmetleri gibi gösterdiği,

d) Sağlık hizmetlerine hak kazanmayan kişilere, sağlık hizmeti sunarak Kuruma fatura ettiği,

e) 73 üncü madde gereğince belirlenen tavanın üzerinde ilave ücret aldığı,

tespit edilen sağlık hizmeti sunucuları hakkında genel hükümlere göre takip yapılır. Bu fiiller nedeniyle Kurumun yersiz ödediği tutar 96 ncı maddeye göre geri alınır... "

 

13. 19/01/2005 tarih ve 25705 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5283 sayılı Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Ait Sağlık Birimlerinin Sağlık Bakanlığına Devredilmesine Dair Kanun'un "Amaç" başlıklı 1. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanunun amacı, kamu kurum ve kuruluşlarına ait sağlık birimlerinin Sağlık Bakanlığına devredilmesiyle ilgili usûl ve esasları belirlemektir."

 

14. Aynı Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 

"Kamu kurum ve kuruluşlarına ait tüm sağlık birimleri; bunlara ilişkin her türlü görev, hak ve yükümlülükler, taşınırlar, taşınmazlar ve taşıtlarla birlikte, Sosyal Sigortalar Kurumuna ait olanlar rayiç bedeli karşılığında, diğerleri bedelsiz olarak aşağıdaki usul ve esaslar çerçevesinde Bakanlığa devredilmiştir"

 

15. Sağlık Bakanlığı ile Sosyal Sigortalar Kurumu arasında imzalanan ve 20/02/2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe giren Sağlık Hizmetleri Protokolünün "Amaç" başlıklı 1. maddesi şöyledir:

 

"Bu Protokol;

5283 sayılı Kanunun yürürlüğe giriş tarihi olan 20/02/2005 tarihinden itibaren SSK'na ait sağlık kurum ve kuruluşlarının Sağlık Bakanlığı'na devredilmesi nedeniyle SSK'dan sağlık yardımından yararlanan kişilerin, Sağlık Bakanlığı'na bağlı sağlık tesislerinde muayene tetkik ve tedavileri ile verilen hizmet ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla düzenlenmiştir."

 

16. Aynı Protokolün "Kapsam" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

"Sağlık Bakanlığı'na bağlı sağlık tesislerinde ayaktan ve/veya yatarak muayene tahlil, tetkik ve tedavi için doğrudan veya sevkle müracaatla başvuran SSK'dan sağlık yardımından yararlananlara, iş kazaları ve meslek hastalıkları, hastalık ve analık sigortası ile diğer ülkelerle yapılan sosyal güvenlik sözleşmeleri kapsamında yer alan yurt dışı sigortalılarına verilen hizmet ve buna ilişkin geri ödeme usul ve esaslarını kapsar.

 

 

17. Protokolün 28. maddesi şöyledir:

 

"Bu Protokol hükümlerinin uygulanmasından doğabilecek aksaklık ve ihtilafların tespiti halinde tespitte bulunan taraf, bu durumu karşı tarafa yazılı olarak bildirecek ve bildirimde bulunulan taraf en geç 30 (otuz) gün içinde sorunu çözümleyerek bildirimde bulunan tarafa yazılı olarak bilgi verecektir.

Sorunun öncelikle ildeki ilgili kurum yetkilileri arasında yapılacak görüşmelerle çözümlenmesine çalışılır. Anlaşma sağlanamadığı taktirde uyuşmazlıklar, ilgili kurum yetkililerinden oluşturulacak müzakere komisyonlarınca ele alınır bu suretle de anlaşmaya varılamaz ise genel hükümler uygulanır.

Protokolün herhangi bir nedenle süresinden önce geçerliliğini yitirmesi halinde, Protokolün sona erdirildiği tarihte tedavisi süren hastaların, Protokolden doğan hakları baki kalacak, yapılan tedaviye ilişkin masraflar bu Protokol hükümleri kapsamında ilgili kurum tarafından karşılanacaktır.

İlgili taraflar tek taraflı olarak bu Protokol hükümlerine aykırı hukuki ve idari işlem tesis edemezler.

Tarafların karşılıklı anlaşmaları suretiyle, Protokol hükümlerinde her zaman değişiklikler yapılabilir, güncelleştirilebilir."

 

18. Aynı Protokolün 27. maddesinde ise, taraflardan birinin değişiklik veya fesh-i ihbar talebinde bulunmadığı taktirde, protokolün aynı koşullarla uzatılmış sayılacağı, düzenleme altına alınmıştır.

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

19. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 17/04/2023 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

20. Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN'ın davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

21. Dava, davalı kurum bünyesinde doktor olarak çalışan N. E'ün davalı kurum sigortalısı olan hastalara tıbben gerekli olmayan tedavinin yapılması suretiyle kurumun zarara uğratıldığı, yersiz ödemeye sebebiyet verildiği, faturalarda usulsüzlük ve yolsuzluk yapıldığı ileri sürülerek, oluşan kurum zararının fatura ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle açılmıştır.

 

 

 

22. Dosyanın incelenmesinden, davacı kurum tarafından yapılan soruşturma neticesinde düzenlenen raporda, davalı Bakanlığa bağlı Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesinde Beyin Cerrahisi Uzmanı Dr. N. E'ün davalı kurum sigortalısı olan hastalara uygulamış olduğu tedavinin ve ameliyatların tıbben yanlış olduğu, düzenlenen raporların usul ve kanuna aykırı olduğu, tıbben gerekli olmayan tedavinin yapılması suretiyle kurumun zarara uğratıldığı, yersiz ödemeye sebebiyet verildiği, faturalardausulsüzlük ve yolsuzluk yapıldığı bu sebeple kurum zararının oluştuğunun tespit edildiği, akabinde bu zararın tazmini için Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından, Devlet Hastanesi, adıgeçen doktor ve ilgili medikal firmalarına söz konusu zararın ödenmesi, aksi takdirde yasal yollara başvurulacağı hususunun bildirildiği, adıgeçenler tarafından zararın ödenmemesi üzerine davanın açıldığı anlaşılmıştır.

 

23. İdari yargının görev alanı, idare hukukunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklardır. İdare hukuku kuralları içinde, kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla, kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari işlemler, idari eylem ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların görüm ve çözümü idari yargının görev alanına girmektedir. Davanın idari yargıda görülebilmesi için taraflar arasında yapılan sözleşmenin bir idari sözleşme olması gerekir. Bilindiği üzere, idari sözleşmeler, idarelerin tek yanlı, kamusal yetkiye dayanarak, kamu hizmetinin gereklerinin yerine getirilmesi için kamu yararı amacı ile taraflar arasında akdedilen ve idareye üstün hak ve yetkiler veren, gerektiğinde tek yanlı değişiklik ve fesih yetkisini de idareye tanıyan nitelikte sözleşmelerdir. Kamu idarelerinin özel hukuk alanında akdettikleri sözleşmeler ise idari sözleşme niteliği taşımayıp, özel hukuk kurallarına göre düzenlenmektedir.

 

24. Olayda, davalı idareye bağlı sağlık kuruluşunda görev yapan hekim tarafından uygulanan ameliyatların ve bu ameliyatlarda kullanılan tıbbi malzemelerin gereksiz olduğu, dolayısıyla taraflar arasında imzalanan sağlık hizmeti teminine ilişkin sözleşmeye aykırı bu tıbbi müdahaleler sebebiyle davacı Kurum tarafından yersiz yapılan ödemelerin kurum zararına yol açtığı, davalı Bakanlığın sözleşmeye aykırı iş ve işlemleri gerçekleştiren hekimin denetim ve kontrolünü yapmamak suretiyle sözleşmeye aykırı davrandığı ve zarardan sorumlu olduğu ileri sürülerek dava açıldığına göre, oluşan kurum zararının sözleşmenin tarafı olan davalı idareden tazmini için açılan iş bu davada, davalı idare çalışanlarının haksız eylemine ve taraflar arasında düzenlenen protokole dayanıldığı tartışmasızdır.

 

25. Bu durumda, 5283 sayılı Kanuna istinaden düzenlenen ve 20/02/2005 tarihinden itibaren SSK'ya ait sağlık kurum ve kuruluşlarının Sağlık Bakanlığına devredilmesi nedeniyle, SSK iştirakçilerinin davalı Bakanlığa bağlı sağlık tesislerinde muayene tetkik ve tedavileri ile verilen hizmet ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla taraflar arasında imzalanan sağlık hizmetleri protokolüne aykırı iş ve işlemler nedeniyle oluşan kurum zararının tahsili talep edildiğinden, davanın özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

26. Yukarıda belirtilen hususlar gözönünde bulundurularak, Zonguldak İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/06/2013 tarih ve E.2013/278, K.2013/275 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasıgerekmiştir.

 

 

 

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Zonguldak İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile,Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/06/2013 tarih ve E.2013/278, K.2013/275 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

17/04/2023 tarihinde, Üye Nilgün TAŞ'ınKARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

            Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

          Muammer                   Nilgün                          Doğan                           Eyüp

            TOPAL                       TAŞ                         AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                                Üye

                                              Ahmet                             Mahmut                          Bilal

                                              ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KARŞI OY

 

 

Dava, davalı kurum bünyesinde doktor olarak çalışan kişinin davacı kurum sigortalısı olan hastaların tedavilerine ilişkin düzenlendiği ve davacı tarafa tahsil için sunulan faturalarda yolsuzluk ve usulsüzlük yapılması suretiyle kurumun zarara uğratıldığı iddiasıyla oluşan kurum zararının tazmini istemine ilişkindir.

 

Davalı Sağlık Bakanlığı (Mülga Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu) bir kamu tüzel kişisi olup kural olarak işlem ve eylemleri kurumsal nitelik taşır. Somut olayda, davalı bakanlığa bağlı olarak çalışan doktorun görevini gerektiği gibi yapmadığı, bu sebeple fazla ödemeye neden olduğu iddia edilmiştir. Görevin gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğindedir. İdarenin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı İdari Yargılama Usulu Kanununun 2/1 -b maddesi gereğince idareye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Bu nedenle, adli yargının görevli olduğu yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

 

 

                                                               Üye

                                                                Nilgün TAŞ