T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2017 / 658

            KARAR NO  : 2017 / 717

            KARAR TR    : 27.11.2017

ÖZET: 2247 sayılı Yasa’nın 14.maddesinde öngörülen koşulu taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİ  gerektiği hk.

 

 

                                                          

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı                        : Ş. Ç.

Vekili                          : Av. H. B.

Davalı

(İdari Yargıda)           : Adalet Bakanlığı

Vekili                          : Av.M.Ç.D.

Davalı(Adli Yargıda) : Hasımsız      

                      

O L A Y         :1-Davacı/tutuklu vekili dilekçesinde;   müvekkilinin Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında tutuklu bulunduğunu, Şanlıurfa E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda iken, Adalet Bakanlığı CTE Genel Müdürlüğü işlemi ile 15.10.2015 tarihinde Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na bilgisi ve rızası dışında sevk edildiğini;  Şanlıurfa E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na sevkine dair işlemin geri alınarak, Siverek T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na Sevki İstemli  başvurusunun 01.03.2016 tarihli idare işlemi ile reddedildiğini;  ceza soruşturmasının yürütüldüğü ve ailesinin yaşadığı yerden kilometrelerce uzakta bir yere sevk edilmesi ile adil yargılanma hakkının, özel hayata saygı hakkının ve hiçbir kimsenin mahpusluğun ötesinde kötü muameleye maruz bırakılmama hakkının ihlal edildiğini belirterek;  15/10/2015 tarihli işlemin geri alınarak başvuranın ailesinin ikamet ettiği yerde bulunan Siverek T Tipi Kapalı CİK'na sevkinin gerçekleştirilmesini Ankara Batı İnfaz Hakimliğinden  15.3.2016 tarihinde talep etmiştir.

2-ANKARA BATI İNFAZ HAKİMLİĞİ: 16.3.2016 gün ve E:2016/1157, K:2016/144 sayı ile, “(...) T.C. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün 18/06/2012 tarih ve ceza infaz kurumlarının tahsisi ve nakil işlemleri başlıklı 151 sayılı Genelgesi gereğince hükümlü veya tutukluların başka ceza infaz kurumlarına sevklerinde yetki ceza infaz kurumunun bağlı bulunduğu yer Cumhuriyet Başsavcılığı veya T.C. Adalet Bakanlığı yetkili olduğundan, hükümlünün başka ceza infaz kurumlarına sevkine yönelik talebinin 4675 sayılı Yasa'nın 6/1 fıkrası gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.

KARAR: Yukarıda açıklandığı üzere;

1-Hükümlü vekili Av. H.B.'in talebinin 4675 sayılı Yasa'n 6/1 fıkrası gereğince İnfaz Hâkimliğinin görevi içerisinde bulunmadığından REDDİNE...” karar vermiş, bu karar itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.

3-Davacı vekili bu kez,  Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında Şanlıurfa E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunan ve 15.10.2015 tarihinde Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna sevk edilen müvekkili tarafından, 11.12.2015 tarihli dilekçeyle, ailesinin ikamet ettiği yerde bulunan Siverek T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na sevkinin gerçekleştirilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine yönelik 01.03.2016 tarih ve 26628 sayılı işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

4-ANKARA 8.İDARE MAHKEMESİ: 12.10.2016 gün ve E:2016/3035, K:2016/2749 sayı ile, “(...) 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu'nun 1. maddesinde, "Bu Kanunun amacı, infaz hâkimliklerinin kuruluş, görev, çalışma esas ve usullerini düzenlemektir.

Bu Kanun, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere yönelik şikâyetleri incelemek, karara bağlamak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere kurulan infaz hâkimliklerine ilişkin hükümleri kapsar.” hükmü, 4. maddesinde; "İnfaz hâkimliklerinin görevleri şunlardır:

1.Hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumları ve tutukevlerine kabul edilmeleri, yerleştirilmeleri, barındırılmaları, ısıtılmaları ve giydirilmeleri, beslenmeleri, temizliklerinin sağlanması, bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin yaptırılması, dışarıyla ilişkileri, çalıştırılmaları gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.

2.Hükümlülerin cezalarının infazı, müşahadeye tâbi tutulmaları, açık cezaevlerine ayrılmaları, izin, sevk, nakil ve tahliyeleri; tutukluların sevk ve tahliyeleri gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.

3.Hükümlü ve tutuklular hakkında alınan disiplin tedbirleri ve verilen disiplin cezalarının kanun, tüzük veya yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu iddiasıyla yapılan şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.

4.Ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme kurullarının kendi yetki alanlarına giren ceza infaz kurumları ve tutukevlerindeki tespitleri ile ilgili kalarak düzenleyip intikal ettirdikleri raporları inceleyerek, varsa şikâyet niteliğindeki konular hakkında karar vermek.

5.Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.

Kanunlarda başka bir yargı merciine bırakılan konulara ilişkin hükümler saklıdır." hükmü, 6. maddesinde ise; "... İnfaz hâkiminin kararlarına karşı şikâyetçi veya ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından, tebliğden itibaren bir hafta içinde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre acele itiraz yoluna gidilebilir.

İtiraz, infaz hakimliğinin kurulduğu yer ağır ceza mahkemesine, ağır ceza mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması halinde (2) numaralı daireye yapılır. İnfaz hâkimi aynı zamanda bu mahkemenin üyesi olduğu takdirde itirazla ilgili karara katılamaz." hükmü düzenlenmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden, Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında Şanlıurfa E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunan ve 15.10.2015 tarihinde Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna sevk edilen davacı tarafından, 11.12.2015 tarihli dilekçeyle, ailesinin ikamet ettiği yerde bulunan Siverek T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na sevkinin gerçekleştirilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine yönelik 01.03.2016 tarih ve 26628 sayılı işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda yazılı mevzuat hükümlerinin incelenmesinden, Ceza infaz Kurumunda tutuklu bulunan davacının başka Ceza infaz Kurumuna nakline ilişkin işlemlere karşı yapılan şikayetlerin "İnfaz Hakimliklerince" incelenerek karara bağlanacağı ve şikayet üzerine "İnfaz Hakimliklerince" verilen kararlara karşı yapılacak itirazların da ilgili Ağır Ceza Mahkemelerine yapılacağı sonucuna varılmış olup, bakılan ihtilafın adli yargı merciinde (İnfaz Hakimliği’nde) görülüp çözülmesi gerektiği ve uyuşmazlığın Mahkememizin görevinde olmadığı anlaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine...” karar vermiş; istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12.İdari Dava Dairesi: 24.2.2017 gün ve E:2017/142, K:2017/159 sayı ile, davacının istinaf başvurusunun reddine 2577 sayılı Yasanın 45/6. maddesi uyarınca kesin olarak karar vermiştir.

5- Davacı/tutuklu vekili bu kez, müvekkilinin Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında tutuklu bulunduğu Şanlıurfa E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda iken, Adalet Bakanlığı CTE Genel Müdürlüğü işlemi ile 15.10.2015 tarihinde Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na bilgisi ve rızası dışında sevk edildiğini; müvekkilinin/başvuranın Şanlıurfa E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na sevkine dair işlemin geri alınarak, Siverek T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na Sevki İstemli yasal başvurunun 01.03.2016 tarihli idare işlemi ile reddedildiğini; 01.03.2016 tarihli başvurunun reddi yönündeki idare işlemine karşı, Ankara Batı İnfaz Hakimliği nezdinde itiraz edildiğini,  Ankara Batı İnfaz Hakimliğinin 2016/1157 E. 2016/1144 K. sayı ve 16.3.2016 tarihli karar ile, 4675 sayılı Yasa’nın 6/1 fıkrası gereğince İnfaz Hakimliğinin görevi içerisinde bulunmadığından başvurunun reddine karar verdiğini, İnfaz Hakimliği’nin bu kararına karşı Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz yoluna başvurulmadığından, kararın kesinleştiğini; 01.03.2016 tarihli başvurunun reddi yönündeki idare işlemine karşı, aynı zamanda, Ankara 8.İdare Mahkemesinin 2016/3035 Esas sayılı dosyası kapsamında açılan davanın, 2016/2749 K. sayı ve 12.10.2016 tarihli karar ile görev yönünden reddedildiğini,  Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunan davacının başka Ceza İnfaz Kurumuna nakline ilişkin işlemlere karşı yapılan şikayetlerin infaz Hakimliklerince incelenerek karara bağlanacağı ve şikayet üzerine İnfaz Hakimliklerince verilen kararlara karşı yapılacak itirazların da ilgili Ağır Ceza Mahkemelerine yapılacağı, bakılan ihtilafın adli yargı merciinde (İnfaz Hakimliği’nde) görülüp çözülmesi gerektiği gerekçesine dayanılarak, görevsizlik kararı verildiğini; bu durumda, tutuklu Ş. Ç.’in başka bir yerde bulunan cezaevine sevk/nakil istemli başvurusu hakkında çıkan uyuşmazlığın, ne adli yargıda ne de idari yargıda denetlenmemesi sonucu doğduğundan, hukuki uyuşmazlığın çözülmesi amacıyla yeniden İnfaz Hakimliği’ne başvuru zorunluluğu doğduğunu ifade ederek; 11.12.2015 tarihli yasal başvuruyu reddeden 01.03.2016 tarih ve 208.01.01-/1303/26628 sayılı idare işlemine yönelik şikayetin kabulü ile, başvuranın Şanlıurfa E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na sevkine dair 15.10.2015 tarihli işlemin geri alınarak, başvuranın ailesinin ikamet ettiği yerde bulunan Siverek T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na sevkinin gerçekleştirilmesini Ankara Batı İnfaz Hakimliğinden  12.4.2017 tarihinde talep etmiştir.

6-ANKARA BATI İNFAZ HAKİMLİĞİ; 25.4.2017 gün ve E:2017/2044, K:2017/2025 sayı ile aynen, “Tutuklu vekili dilekçesi ile özetle; ceza kavuşturmasının yürütüldüğü ve ailesinin yaşadığı yerden kilometrelerce uzakta bir yere sevk edilmesi ile adil yargılanma hakkı, özel hayata saygı hakkı ve hiçbir kimsenin mahpusluğun ötesinde kötü muameleye maruz bırakılmama hakkının ihlal edildiğini, ailesinin ikamet ettiği yerde bulunan Siverek T Tipi Kapalı ceza infaz kurumuna sevkini istediğini belirterek dilekçe gönderdiği anlaşılmıştır.

T C. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün 18/06/2012 tarih ve ceza infaz kurumlarının tahsisi ve nakil işlemleri başlıklı 151 sayılı Genelgesi gereğince hükümlü veya tutukluların başka ceza infaz kurumlarına sevklerinde yetki ceza infaz kurumunun bağlı bulunduğu yer Cumhuriyet Başsavcılığı veya T.C. Adalet Bakanlığı yetkili olduğundan, bu konuda Hakimliğimize ait yetki bulunmadığından hükümlünün başka ceza infaz kurumlarına sevkine yönelik talebinin 4675 sayılı Yasa'nın 6/1 fıkrası gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.

KARAR: Yukarıda açıklandığı üzere;

1-Tutuklu ŞİLAN ÇETİNER vekilinin talebinin 4675 sayılı Yasa'nın 6/1 fıkrası gereğince infaz Hâkimliğinin görevi içerisinde bulunmadığından REDDİNE...” karar vermiş;  davacı/tutuklu vekilince itiraz edilmesi üzerine Ankara Batı 2.Ağır Ceza Mahkemesi; 26.5.2017 gün ve D.İş No:2017/1370 sayı ile, itirazın reddine kesin olarak karar vermiştir.

7-Davacı/tutuklu vekili Ankara Batı İnfaz Hakimliğine verdiği dilekçe ile, Hakimliklerinin 25.4.2017 gün ve E:2017/2044, K:2017/2025 sayılı kararıyla Ankara 8.İdare Mahkemesinin 12.10.2016 gün ve E:2016/3035, K:2016/2749 sayılı kararı arasında olumsuz görev uyuşmazlığı  ortaya çıktığından bahisle, uyuşmazlığın çözümü için  dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesini istemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 27.11.2017 günlü toplantısında: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, başvurunun reddi yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Anayasa’nın 158. Maddesinde, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkili olduğu belirtilmiş; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. Maddesinde, “ Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir…”, 14. maddesinde,  “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya kesinleşmiş olması gerekir. Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir.” denilmiştir. Aynı Yasa’nın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

Olayda, Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında Şanlıurfa E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunan ve 15.10.2015 tarihinde Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna sevk edilen davacının;  11.12.2015 tarihli dilekçeyle,  daha önceki sevk işleminin geri alınarak ailesinin ikamet ettiği yerde bulunan Siverek T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na sevkinin gerçekleştirilmesi istemiyle başvuru yaptığı, dilekçe üzerine Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünce,  01.03.2016 tarih ve 26628 sayılı işlem ile, nakil yönteminin nasıl olması gerektiği yolunda davacı vekiline bilgi verildiği; davacı/tutuklu vekili tarafından; adli yargı yerinde,  başvurularının reddine ilişkin 01.03.2016 tarih ve 208.01.01-/1303/26628 sayılı idare işlemine yönelik şikayetin kabulü ile, başvuranın Şanlıurfa E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na sevkine dair 15.10.2015 tarihli işlemin geri alınarak, başvuranın ailesinin ikamet ettiği yerde bulunan Siverek T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na sevkinin gerçekleştirilmesinin Ankara Batı İnfaz Hakimliğinden talep edildiği; idari yargı yerinde ise, 11.12.2015 tarihli dilekçeyle, müvekkilinin ailesinin ikamet ettiği yerde bulunan Siverek T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na sevkinin gerçekleştirilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine yönelik 01.03.2016 tarih ve 26628 sayılı işlemin iptali istemiyle dava açıldığı görülmektedir.

Dosyalar üzerinde yapılan inceleme neticesinde; görev uyuşmazlığına konu edilen Ankara 8.İdare Mahkemesinin 12.10.2016 gün ve E:2016/3035, K:2016/2749 sayılı kararının, bakılan ihtilafın adli yargı merciinde (İnfaz Hakimliği’nde) görülüp çözülmesi gerektiği ve uyuşmazlığın Mahkemelerinin görevinde olmadığı gerekçesiyle ve davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine ilişkin olduğu; buna karşılık Ankara Batı İnfaz Hakimliğinin 25.4.2017 gün ve E:2017/2044, K:2017/2025 sayılı kararının,  hükümlü veya tutukluların başka ceza infaz kurumlarına sevklerinde yetkinin ceza infaz kurumunun bağlı bulunduğu yer Cumhuriyet Başsavcılığı veya T.C. Adalet Bakanlığına ait olduğu,  bu konuda Hakimliklerine ait yetki bulunmadığından bahisle, hükümlünün talebinin 4675 sayılı Yasa'nın 6/1 fıkrası gereğince reddine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.

Görüldüğü üzere, İnfaz Hakimliğinin kararının, nakil taleplerinde yetkinin Cumhuriyet Başsavcılığı veya T.C. Adalet Bakanlığına ait bulunduğu, Hakimliklerinin bu konuda yetkilerinin bulunmadığına ilişkin bulunduğu,  “yargı yolunu değiştiren ve idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı niteliğinde olmadığından”, adli ve idari yargı yerleri arasında, 2247 sayılı Yasanın aradığı biçimde görev uyuşmazlığı oluştuğundan söz etmek mümkün değildir. 

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

 

S O N U Ç : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 27.11.2017 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Şükrü

BOZER

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Mehmet

AKSU

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Ahmet Tevfik

ERGİNBAY

 

 

 

 

Üye

Turgay Tuncay

VARLI