Hukuk Bölümü         2011/255 E.  ,  2012/24 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

           Davacı            : Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü

           Vekili              : Av. Akın Afşar

            Davalı             : Emet Belediye Başkanlığı

            Vekili              : Av. Ayşe Rabia Yüreklitürk  

           O  L  A  Y       : Mülkiyeti Kütahya İli, Emet İlçesi, Köprücek köyüne ait bulunan, Köprücek köy tüzel kişiliği ile Emet Belediye Başkanlığı arasında imzalanan protokolle kullanım ve tasarruf hakkı Emet Belediye Başkanlığı’na verilen, Köprücek köyü sınırları içinde J22b4 pafta numaralı X: 4359770 Y: 700601 Z: 1034 koordinatlarındaki su kaynağından, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü Emet Bor İşletme Müdürlüğü’ne 25.3.2005 tarihli protokol ile, 2006 yılından itibaren Emet  Borik Asit Tesisleri, Hamam Mahallesinde bulunan ve kurumsal hizmet veren misafirhaneler ve lokallere içme ve kullanma suyu verilmeye başlanmıştır.

            Emet Belediye Başkanlığı vekili tarafından Karşıyaka 5. Noterliği kanalı ile gönderilen 12.3.2010 tarih ve 6390 yevmiye nolu ihtarname ile; 25.3.2005 tarihli protokol hükümlerinin uygulamadan kaldırıldığı, İşletmenin kullanmakta olduğu su miktarına karşılık tahakkuk eden ücret ile sözleşmenin imzalandığı tarihten bu yana Emet Belediyesi’nin yapmış olduğu masraflar ve Emet Bor İşletme Müdürlüğü’nün sarfettiği içme ve kullanma suyu bedeli ( Emet Bor İşletmelerinin içme suyu sağlamak için yapmış olduğu masraflar çıkarılarak hesaplanmak üzere ) üç gün içinde Emet Belediye Başkanlığı hesabına yatırılması ve karşılıklı ödeme planı yapılması ihtaren bildirilmiştir.

            Davacı vekili dava dilekçesinde, yapılan protokolün imtiyaz sözleşmesi olmadığı bu nedenle haklı olmayan gerekçeler ile tek taraflı olarak bozulmasının mümkün olmadığı, ayrıca protokolün bozulmasının Belediye’nin dolayısıyla Kamunun zararına olduğu, bunun yanında protokolün bozulmasına rızalarının olmadığı gibi, taraflarından da kabul edilmediğinin Belediye’ye bildirildiği, açıklanan nedenlerle haklı ve geçerli herhangi bir nedene dayanmayan “protokolün tek yanlı olarak bozulmasının” hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğundan, bozmanın geçersizliğinin tespitini talep etme zorunluluğu doğduğu ileri sürülerek, öncelikle 25.3.2010 tarihli protokolün tek yanlı olarak bozulmasının geçersizliğinin tespiti, protokolün geçerli olduğuna karar verilirse fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, protokolün tek yanlı bozulması ile oluşan zararının şimdilik 25.000,00 TL’lık kısmının harcama tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

            Davalı idarenin savunmasında, protokolün imzalandığı tarihte yürürlükte olan 5215 sayılı Belediye Kanun’unun 15/e-f, Anayasa’nın 75/d, Belediye Yasa’sının 75/d maddelerinden söz edilerek, davalı kuruluşun, suyu kullanmakla su bedeli, suyun çıkarılması için kullanılan elektrik enerjisi vs. masrafları ödemediği gibi, Belediye’ye ait bu yerden çıkarılan suyu özel bir işletmeye satmak sureti ile gelir elde ettiği, Şentürkler adlı firmaya su sattığı, beş noktada sayaç takarak bedelle suyu verdiği, Emet Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/22 D.iş kararı ile tespit isteği kabul edilerek, 2.7.2010 tarihinde yerinde tespit yapıldığı, 2010 yılı bedeli ile davacı idarenin 30.708,00 TL kar elde ettiği, ayrıca davacının su kaynağını tahsis amacı dışında kullanarak yasaya aykırı davrandığı, tazminat hakkının doğmadığı öne sürülmüştür.

EMET ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 30.9.2010 gün ve E: 2010/103, K: 2010/123 sayı ile, kamu kurumu niteliğindeki kuruluşların idari yargı içinde bulunan ve kamu hizmeti gören idari birimler olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin idari işlem niteliğinde bulunduğu, bundan kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerinde görülmesi gerektiği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanı ve sonucuna varılarak, davanın İdari Yargı görev alanına girmesi nedeniyle reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, Emet Belediyesi ile Teşekkülleri arasında akdedilen 25.3.2005 tarihli protokolün feshinin geçersizliğinin, feshin geçerliği olduğuna karar verilirse feshin haksızlığının tespiti ile haksız fesih nedeni ile uğranılan zararın tazmini istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ESKİŞEHİR 1. İDARE MAHKEMESİ: 17.8.2011 gün ve E: 2011/1086, K: 2011/1131 sayı ile, 2576 sayılı Yasa’nın 5. maddesinden söz edilerek, dava konusu protokolün davalı Emet Belediye Başkanlığı ile Eti Maden İsletmeleri Genel Müdürlüğü arasında yapılan bir özel hukuk sözleşmesi olduğu ve davanın da bahsi geçen protokolden kaynaklanan bir anlaşmazlık olduğu, bu durumda, 2577 sayılı Yasanın 2-c maddesinde belirtilen "idari sözleşme" niteliğinde olmayan, özel hukuk hükümlerine tabi Protokolünün uygulamasından doğan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün Adli Yargının görev alanında kaldığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 6.2.2012 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari ve adli yargı dosyasının davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, 25.3.2005 tarihinde taraflar arasında imzalanan içme ve kullanma suyu temin protokolünün Emet Belediye Meclisi’nin 2.4.2010 gün ve 20 sayılı kararı ile bozulmasının geçersizliğine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Bir kamu hizmetinin yürütülmesi için ihtiyaç duyulan mal veya hizmet temini sırasında, "idarede kanunilik" ilkesi gereğince idarenin belirli usul ve esaslara uyması zorunlu olup; işin sözleşmeye bağlanmasından önce geçen bu süreçte tesis edilen işlemlerin, kamu gücüne dayalı, re'sen ve tek yanlı olması nedeniyle idari işlem niteliğini taşıması karşısında, yargısal denetiminin idare hukuku ilkelerine göre idari yargı yerlerince yapılacağı tartışmasızdır. Ancak, işin sözleşmeye bağlanmasından sonraki işlemlerin hangi hukuki rejime tabi olacağının tespiti için: yapılan sözleşmenin konusu ile içerdiği hüküm ve koşulların niteliğinin ayrıca incelenmesi gerekecektir.

İdari sözleşme, idarenin kamusal yetkisine dayanarak, kamu hizmeti gerekleri ve kamu yararı nedeniyle yaptıkları sözleşmelerdir. Bunlar idarenin ayrıcalıklı ve üstün hak ve yetkilerini içerirler. İdare, bu sözleşme hükümlerinde tek yanlı değişiklik yapabilir ya da sözleşmenin feshine gidebilir, Bu nitelikte olmayan diğer sözleşmeler ise, genelde özel hukuk alanında, özel hukuk kurallarına göre düzenlenir.

Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü ile Emet Belediye Başkanlığı arasında imzalanan protokol ile, Emet Bor İşletme Müdürlüğünün kullanma ve içme suyu ihtiyacını sürekli olarak Emet Belediye Başkanlığı’na ait kaynaktan temin etmesi; buna karşılık Emet Bor İşletme Müdürlüğünün, bu su kaynağından sondajlar yaparak su kaynağının verimini arttıracak şekilde hareket etmesi ve Emet Belediye’sine Kızıltepe mevkiindeki mevcut su deposunun yanına1.000 m3kapasiteli bir su deposu yaptırarak suyu bu depoya kadar getirmesi; işin projesinin Emet Belediye Başkanlığı’nca yaptırılması; bu yatırımlarla ilgili diğer giderlerin Emet Bor İşletme Müdürlüğünce karşılanması amaçlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, protokolün tarafların iradelerine dayandığı; bu tesisin mülkiyetinin Emet Bor İşletme Müdürlüğü’ne; işçilik, kullanım esnasındaki elektrik giderleri, bakım-onarım ve işletmeciliği ile ilgili diğer işlemlerin Emet Belediye Başkanlığı’na ait olacağı; tarafların müşterek rızası olmadan bu madde hükümlerine aykırı, tesis üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunulamayacağı gibi maddelerden protokolün ticari nitelik arz ettiği anlaşılmıştır. Kamu Hukukunun ve dolayısıyla da kamu gücünün bu sözleşmede yeri bulunmamaktadır.

Anılan protokolün 1.maddesinde, protokolün konusunun, Emet Bor İşletme Müdürlüğü’nün 2005 yılı yatırım programında 1.000.000 YTL tahsisat ile tesislerine içme ve kullanma suyu temin edeceği; Emet Bölgesi sularının arsenik içermesinden dolayı, bölgeden sağlıklı içme ve kullanma suyu temin etmenin mümkün olmadığı; bu durumun, Emet Bor İşletme Müdürlüğü’nce Eskişehir D.S.İ. 3. Bölge Müdürlüğü’ne sorularak bir yazı ile teyit edildiği; Eskişehir D.S.İ 3. Bölge Müdürlüğü’nden alınan yazıya göre Emet Bor İşletme Müdürlüğü’nün kullanma ve içme suyunun temin edebileceği kaynağın Köprücek köyü sınırları içinde Kütahya-J22b4 pafta numaralı X: 4359770 Y: 700601 Z: 1034 koordinatlarında ki kaynağının olduğu; bu kaynağın kullanım hakkının Köprücek Köyü Tüzel kişiliği ile Emet Belediye Başkanlığı arasında yapılan 19.3.2002 tarihli protokol gereği Emet Belediye Başkanlığı’na ait olduğu; bu sebeple işbu protokolün konusunun, Köprücek Köyü Beykondu Mevkii X: 4359770 Y: 700601 Z: 1034 koordinatlarında mevcut bu kaynaktan, Emet Bor İşletme Müdürlüğü’nün içme ve kullanma suyunu sürekli temin etme işi olduğu; 7.maddesinde ise, bu protokol ile ilgili her türlü anlaşmazlığın öncelikle ilgili idareler arasında görüşmeler yapmak suretiyle giderilmesinin esas olduğu;  buna rağmen çözüm bulunamazsa Emet Mahkemelerinin yetkili bulunduğu ifade edilmiştir.

Protokolde tarafların karşılıklı fesih yetkileri ile doğabilecek itilafların çözümünde yetkili mahkemelerin belirlendiği anlaşılmaktadır.

Bu durum karşısında, protokolün kamu hukuku ağırlıklı değil, tarafların serbest iradesi ile oluştuğu; özel sözleşme niteliğini taşıyan protokolün, davalı idare tarafından feshedilmesinin hukuka aykırılığının tespiti ile fesih nedeniyle oluşan zararın giderilmesinin istenildiği gözetildiğinde, doğan uyuşmazlığın, anılan sözleşme hükümleri ve özel hukuk kuralları uyarınca, adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekeceği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Emet Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 30.9.2010 gün ve E: 2010/103, K: 2010/123 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 6.2.2012 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.