T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2014 / 516

            KARAR NO : 2014 / 555

            KARAR TR   : 05.05.2014

 

ÖZET: Trafik kazası nedeniyle murislerini kaybeden davacıların destekten yoksun kaldıkları iddiası ile açtıkları maddi tazminat istemi ile açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

K  A  R  A  R

Davacılar      : 1-S.G.

                       2-T.G.

Vekilleri         : Av. T.E. & Av. G.E.

Davalılar       : 1- T.C. Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü

Vekili            : Av. A.Z.

                        2- H.A.

Vekili            : Av. A.Ö.

Birleşen Dosya Konya Ereğli Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 01.03.2005 gün ve  E:2004/1115 K:2005/207 sayılı dosyası

Davacılar      : 1-S.G.

                       2-T.G.

Vekilleri         : Av. T.E. & Av. G.E.

Davalı           : Ereğli Belediye Başkanlığı

Vekili             : Av. M.Ş.       (Adli Yargıda)                      

 

O L A Y          : Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; 22.08.2001 tarihinde, davalı H.A.’ın sevk ve idaresindeki 33……. plakalı özel otomobil ile beraberinde davacıların murisi olan H.G. olduğu halde, Ereğli şehir merkezinde Devlet Hastanesi Caddesi üzerinde seyir halinde iken, kontrolsüz hemzemin geçitten geçmek isterken, makinist H.Ö. sevk ve idaresi altında olan ve davalı TCDD tüzel kişiliğine ait 61125 sefer sayılı yolcu treni ile çarpışması sonucu, otomobil içinde bulunan davacıların murisi olan H.G.’ün yaşamını yitirdiğini; kazanın meydana geldiği tren yolu üzerinde kontrollü- bariyerli hemzemin geçit düzenlemesi yapılmadan, gerek tren trafiğine gerekse motorlu araç trafiğine geçiş sağlanması sebebi ile kazanın meydana gelmesinde TCDD tüzel kişiliğinin kusuru bulunduğunu belirterek;  fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davacılar için destekten yoksun kalma tazminatı olarak toplam 1.500.000.000 TL’nin haksız fiil tarihi olan 22.08.2001 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle adli yargıda dava açmıştır.

Davacılar vekili, 25.10.2004 tarihli dava dilekçesi ile de; aynı konuda Ereğli Belediye Başkanlığı’na karşı yine fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davacılar için destekten yoksun kalma tazminatı olarak toplam 1.500.000.000 TL’nin davalı Ereğli Belediyesi’nden faiziyle birlikte tahsili ile Konya/Ereğli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/388 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir.

KONYA EREĞLİ SULH HUKUK MAHKEMESİ: 01.03.2005 gün ve E:2004/1115 K:2005/207 sayılı kararı ile dava dosyasının Ereğli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/388 sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar vermiştir.

Davacılar vekili, 06.06.2007 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı S.G. için 18.266 YTL ve T.G. için 3.494 YTL tazminatı ödenmesi için davasını ıslah etmiştir.

EREĞLİ/KONYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 21.07.2008 gün ve E:2004/388 K:2008/240 sayılı kararı ile “… 1.Davanın ve birleşen davanın kısmen kabulüne, davacı Sevim tarafından açılan davada, davacının talep ettiği 16.029,28 YTL maddi tazminatın olay tarihi 22.08.2001 tarihinden paranın tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar TCDD, Hakkı (%25 hatır indirimi yapılmıştır) ve Belediye’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,

2. Davacı Tuğba tarafından açılan davada, davacının talep ettiği 3.494 YTL maddi tazminatın olay tarihi 22.08.2001 tarihinden paranın tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar TCDD, Hakkı (%25 hatır indirimi yapılmıştır) Belediye’den müştereken ve müteselsilin alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına…”  karar verilmiştir.

Kısmen kabul kararı, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ: 22.12.2009 gün ve E. 2009/2307 K:2009/14589 sayılı BOZMA İLAMINDA özetle; davalı H.A. yönünden; olayın 22.08.2001 tarihinde meydana geldiği, ıslah dilekçesinin 06.06.2007 tarihinde verildiği anlaşıldığına göre, ıslah dilekçesinin 5 yıllık ceza zamanaşımı süresi dolduktan sonra verildiğinden, ıslah edilen bölümün zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiği; davalı TCDD Genel Müdürlüğü yönünden, TCDD idaresinin hemzemin geçitlerde düzenleme yapmak gibi bir sorumluğu bulunmadığından davalılardan TCDD hakkındaki davanın reddine karar verilmesi, diğer davalı Ereğli Belediye Başkanlığı yönünden yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiş ve karar düzeltme istemi de 07.04.2010 gün ve E:2010/3153 K:2010/4050 sayılı karar ile reddedilmiştir.

EREĞLİ /KONYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 07.04.2011 gün ve E.2010/229 K.2011/164 sayılı kararı ile, TCDD Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu yönünden reddine, iş bu dosyada ve birleşen dosyada dava dilekçeleri ile talep edilen davacılardan S.G. için 1.000,00 ‘ar TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL ve T.G. için 500,00’ar TL olmak üzere 1.000,00 TL den toplam 3.000,00TL ‘nin olay tarihi olan 22.08.2001 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle, davalılardan H.A. ve Ereğli Belediye Başkanlığından müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 06.06.2007 harçlanma tarihli ıslah dilekçesi ile bakiye talepler zamanaşımına uğradığından bu taleplerin davalılardan H.A. yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermiş ve verilen karar davacılar vekili ile davalı Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ: 30.11.2011 gün ve E:2011/13351 K:2011/12761 sayılı BOZMA İLAMINDA özetle; mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, davalı Ereğli Belediye Başkanlığı hakkında görevsizlik kararı verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek davalı Ereğli Belediye Başkanlığı yönünden kararın bozulmasına karar vermiş ve karar düzeltme istemi de 07.05.2012 gün ve E:2012/4154 K:2012/7980 sayılı karar ile reddedilmiştir.

EREĞLİ/KONYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 16.11.2012 gün ve E:2012/280 K:2012/489 sayılı kararı ile “…dava dilekçesinin davalı belediye yönünden yargı yolu nedeniyle reddine, davalı TCDD ve H.A. yönünden daha önce karar verildiği ve Yargıtay tarafından bozma konusu yapılmadığından bu taraflar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, …” karar verilmiş ve verilen bu karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ: 18.11.2013 gün ve E:2013/11798 K:2013/15974 sayılı kararı ile davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA karar vermiş ve verilen bu onama ilamının ardından görevsizlik kararı kesinleşmiştir.

Davacılar vekili, bu kez Ereğli Belediye Başkanlığı aleyhine idari yargıda dava açmıştır.

KONYA 2. İDARE MAHKEMESİ: 27.02.2014 gün ve E:2014/168 sayılı gönderme kararında özetle; ; uyuşmazlığın ölümlü trafik kazasının meydana geldiği yolun bakım ve onarım sorumluluğuna ilişkin olması ve 2918 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması suretiyle çözümlenebilecek mahiyette olması nedeniyle, 2918 sayılı yasa hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili uyuşmazlığın görüm ve çözümünde aynı Yasa’nın 110. Maddesi hükmü uyarınca adli yargı yerleri görevli olduğunu gerekçe göstererek, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. Maddesi hükümleri uyarınca görevli yargı merciinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık mahkemesine gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilinceye kadar davanın ertelenmesine karar vererek dosya Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan Akarsu ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 05.05.2014 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME:Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesi’nce anılan Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmediğinden esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, trafik kazası nedeniyle murislerini kaybeden davacıların destekten yoksun kaldıkları iddiası ile açtıkları maddi tazminat davasına ilişkindir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

 

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden;  davaya neden olan kazanın 22.08.2001 tarihinde,  H.A.’ın sevk ve idaresindeki 33 AC 843 plakalı özel otomobil ile beraberinde davacıların murisi H.G. olduğu, Ereğli şehir merkezinde Devlet Hastanesi Caddesi üzerinde seyir halinde iken, kontrolsüz hemzemin geçitten geçmek isterken, TCDD tüzel kişiliğine ait 61125 sefer sayılı yolcu treni ile çarpışması sonucu, otomobil içinde bulunan davacıların murisi olan H.G.’ün yaşamını yitirdiği; kazanın meydana geldiği tren yolu üzerinde kontrollü- bariyerli hemzemin geçit düzenlemesi yapılmadan, gerek tren trafiğine gerekse motorlu araç trafiğine geçiş sağlanması sebebi ile kazanın meydana gelmesinde davalı idarenin kusurlu olduğu açıklanarak maddi tazminat  istemiyle önce adli yargıda ve sonrasında da idari yargıda Ereğli Belediyesi hakkında dava açıldığı anlaşılmaktadır.

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısiyle 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Konya 2. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile, Ereğli/Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 16.11.2012 gün ve E:2012/280, K:2012/489 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Konya 2. İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Ereğli/Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 16.11.2012 gün ve E:2012/280, K:2012/489 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 05.05.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri BAYDAR 

 

 

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Sıddık

YILDIZ

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT