T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2015 / 882

            KARAR NO             : 2015 / 915

            KARAR TR  : 28.12.2015

ÖZET: Davacının mülkiyetinde bulunan taşınmazlar üzerine, davalı idarece konulan haciz işlemlerinin iptali istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

            Davacı            : V.K.

            Vekili              : Av. H.D.

Davalı             : Mersin Vergi Dairesi Başkanlığı

  Erdemli Vergi Dairesi Müdürlüğü / MERSİN

            Vekili              : Av. G.E.& Av. H.M.B.                   (Adli Yargı)

 

            O  L  A  Y      : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin ili, Erdemli İlçesi, Tömük Kasabası, Güney Mevkiinde kain, 46 ada, 4 parsel sayılı taşınmazda müvekkilinin 28/112 hissesi mevcut iken taşınmazda borçlu Ü.A.'ın 53/9600 hissesi üzerine Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün 26.01.2010 tarih ve 2524 sayılı haciz yazısına istinaden 02.02.2010 tarih ve 1990 yevmiye, 09.02.2009 tarih ve 2340 sayılı haciz yazısına istinaden 16.02.2009 tarih ve 2659 yevmiye, 30.10.2009 tarih ve 20932 sayılı haciz yazısına istinaden 16.11.2009 tarih ve 16888 yevmiye, 02.11.2012 tarih ve 19556 sayılı haciz yazısına istinaden 19.11.2012 tarih ve 19486 yevmiye, 18.07.2008 tarih ve 10853 sayılı haciz yazısına istinaden 22.07.2008 tarih ve 9954 yevmiye ile haciz konulduğunu, Vergi Dairesinin haczinden önce müvekkili lehine konulmuş olan 17.10.1989 tarih ve 3015 nolu taşınmaz satış vaadi sözleşmesine istinaden Erdemli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/168 E. 2012/366 K. sayılı dosyası ile borçlu hissesinin iptali ile müvekkili adına tesciline karar verildiğini, mahkemece verilen kararın tapuda infaz ettirildiğini, taşınmaza konulan haciz işlemlerinin müvekkilinin satış vaadi sözleşmesini tapuya şerh ettirmesinden sonra olduğunu belirterek Erdemli Vergi Dairesince konulan bu hacizlerin kaldırılmasına, yargılama ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

            Erdemli İcra Hukuk Mahkemesi: 04.12.2014 gün ve E:2014/69, K:2014/187 sayılı kararı ile özetle; “tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; icra müdürlüklerinde yapılmış bir takip bulunmadığı, iptali istenilen işlemin Erdemli Vergi Dairesinin işlemi olduğu, bu nedenle dava konusunun idari yargı mahkemelerinin görev alanında kaldığı (12 HD. 20.11.2012 tarih, 2012/16795 Esas, 2012/33823 K) anlaşılmakla davacının davasının idari yargının görevli olması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.” demek suretiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiştir.

İşbu karara karşı temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 20.03.2015 gün ve E:2015/6068, K:2015/6664 sayılı ilamı ile özetle; temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK. 336. ve HMUK. 438.maddeleri uyarınca hükmün onanmasına karar vermiş, tarafların süresi içerisinde karar düzeltme talebinde bulunmamaları üzerine karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili aynı istemle bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.

Mersin 1. Vergi Mahkemesi: 23.06.2015 gün ve E:2015/690, K:2015/1001 sayılı kararı ile özetle; “Dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden, dava konusu işlemin 6183 sayılı Yasaya göre tesis edilen haciz işlemlerinin unsurlarında aykırılıklar bulunduğu iddiasıyla değil, malik sıfatına dayanılarak açılmıştır. Uyuşmazlıkta hacze konu borç Ü.Ak.’a, alacak ise tahsil idaresi olan Erdemli Vergi Dairesi Müdürlüğüne ait olduğundan, davacı üçüncü kişi durumundadır.

Taşınmaz mülkiyetinin intikal şekli ve zamanı ile, önceki malikin borcu nedeniyle tapu kaydına konulmuş olan haciz şerhlerinin, taşınmazın yeni maliki davacıya olan etkisinin ve bu hacizlerin kaldırılması hususunun değerlendirilmesi, taşınmazın mülkiyeti ile ilgili uyuşmazlıkları çözümlemekle görevli adli yargı mahkemelerinin görev alanına girmektedir.

Açıklanan nedenlerle, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine,” şeklinde karar vermiş ve karar kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 28.12.2015 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinden 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14.maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının, davacı vekilinin talebi üzerine, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle, Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim İsmail SARI’nın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, gayrimenkul satış vaadiyle davacıya satılması vaat edilen taşınmaz üzerine, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tapuya tescilinden sonra, taşınmazın mülkiyetinin davacı adına hükmen tescilinden önce, önceki malikin vergi borçları nedeniyle uygulanan 02.02.2010 tarih ve 1990 yevmiye nolu, 16.02.2009 tarih ve 2659 yevmiye nolu, 16.11.2009 tarih ve 16888 yevmiye nolu, 19.11.2012 tarih ve 19486 yevmiye nolu, 22.07.2008 tarih ve 9954 yevmiye nolu haciz işlemlerinin; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh ettirilmesinden sonra taşınmaz üzerindeki hissedarın hissesine haciz işlemlerinin uygulandığı, satış vaadinin tapuya şerh ettirilmesinden sonraki işlemlerin kendilerine karşı ileri sürülemeyeceği, taşınmazı hacizli olarak tescil ettirmek zorunda kaldıkları ileri sürülerek iptali istemiyle açılmaktadır.

            Dosya kapsamında yapılan incelemede; Davacının, Mersin ili, Erdemli İlçesi, Tömük Kasabası, Güney Mevkiinde kain, 46 ada, 4 parsel sayılı taşınmazı 17.10.1989 tarih ve 3015 nolu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı ve söz konusu sözleşmeyi 17.10.1989 tarihinde tapuya şerh ettirdiği, davacının taşınmazları satın aldığı davacıların tapuda ferağı vermemesi üzerine davacının Erdemli 1. Asliye Hukuk Mahkemesine bu hususta dava açtığı,  mahkemenin 17.07.2012 tarih,  2010/168 E. 2012/366 K. sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilerek taşınmazların davacı adına cebri tescile karar verdiği, bu aşamadan sonra davacının, taşınmazları edindiği dava dışı borçlu Ü.A.'ın vergi borçlarından dolayı, taşınmazlar üzerinde davalı haciz alacaklısı Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 26.01.2010 tarih ve 2524 sayılı haciz yazısına istinaden 02.02.2010 tarih ve 1990 yevmiye, 09.02.2009 tarih ve 2340 sayılı haciz yazısına istinaden 16.02.2009 tarih ve 2659 yevmiye, 30.10.2009 tarih ve 20932 sayılı haciz yazısına istinaden 16.11.2009 tarih ve 16888 yevmiye, 02.11.2012 tarih ve 19556 sayılı haciz yazısına istinaden 19.11.2012 tarih ve 19486 yevmiye, 18.07.2008 tarih ve 10853 sayılı haciz yazısına istinaden 22.07.2008 tarih ve 9954 yevmiye ile hacizlerinin bulunduğunu öğrendiği ve davacı tarafından bu haciz şerhlerinin kaldırılması istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

            Davaya konu olayda, dava dışı borçlu Ü.A.ın davalı kuruma olan vergi borcu nedeniyle taşınmazlara haciz konulmuş olmakla, konuyla ilgili yasal düzenlemeye bakıldığında;  

            6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un 1.maddesinde; ‘’Devlete, vilayet hususi idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer'i amme alacakları ve aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları ile; bunların takip masrafları hakkında bu kanun hükümleri tatbik olunur.’’ hükmü yer almakta olup,

‘’ Haciz ‘’ başlıklı 62.maddesinde; ‘’ Borçlunun, mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarı tahsil dairesince haczolunur.’’ hükmü,

‘’ Gayrimenkul Malların, Gemilerin Haczi ‘’ başlıklı 88.maddesinde; ‘’ Her türlü gayrimenkul malların, gemilerin haczi sicillerine işlenmek üzere haciz keyfiyetinin tapuya veya gemi sicillerinin tutulduğu daireye tebliğ edilmesi suretiyle yapılır. Tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirileri, alacaklı tahsil dairelerince ya da alacaklı amme idaresi vasıtasıyla, posta yerine elektronik ortamda tebliğ edilebilir ve bu tebligatlara elektronik ortamda cevap verilebilir. Elektronik ortamda yapılacak tebliğe ve cevapların elektronik ortamda verilebilmesine ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.

Gayrimenkul haczi, bunların hasılat ve menfaatlerine de şamildir. Ancak borçlunun başkaca bir geliri yoksa kendisinin ve ailesinin geçimleri için kafi miktarda mahsulden veya satıldıkça bedelinden münasip miktarı borçluya bırakılır.

Alacaklı tahsil dairesi, haczedilen gayrimenkul ve gemilerin idaresi ve işletilmesi, menfaat ve hasılatın toplanması için gereken tedbirleri alır.’’ hükmü yer almaktadır.

Uyuşmazlığa konu olay, davacının taşınmazları edinmesinden sonra ve tescil aşamasında taşımazlara davalı kurum tarafından haciz konulduğunu öğrenmesi üzerine bu hacizlerin kaldırılması istemine ilişkin olup,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ‘’Şerhler‘’ başlığı altında yer alan 1010.maddesinde tapu kütüğüne şerh verilebilen tasarruf yetkisini kısıtlayan haller sayılmış olmakla, ilgili maddede; ‘’ Aşağıdaki sebeplere dayanan tasarruf yetkisi kısıtlamaları, tapu kütüğüne şerh verilebilir:

1. Çekişmeli hakların korunmasına ilişkin mahkeme kararları,

2. Haciz, iflas kararı veya konkordato ile verilen süre,

3. Aile yurdu kurulması, artmirasçı atanması gibi şerh verilmesi kanunen öngörülen işlemler.

Tasarruf yetkisi kısıtlamaları, şerh verilmekle taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir. ‘’ hükümleri yer almakta, böylelikle davacının taşınmazlar üzerindeki tasarruf yetkisinin bu maddede belirtildiği üzere taşınmazların tapu kaydına konulan haciz şerhi ile kısıtlandığı anlaşılmış bulunmaktadır.

2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemeleri’nin Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 6.maddesinde;

‘’ Vergi Mahkemeleri; a) Genel Bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait, vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları,

b) (a) bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları,

c) Diğer kanunla verilen işleri çözümler ‘’ hükmü yer almaktadır.

Olayda ise, dava konusu edilen husus 6183 sayılı Kanuna göre tesis edilen haciz işleminin unsurlarındaki bir hukuka aykırılık iddiası olmayıp, davacının, edindiği taşınmaz malının tapu kaydında yer alan sınırlamanın kaldırılması isteği, dolayısıyla mülkiyet hakkının muhafazasına yönelik olup, hacze konu borcun borçlusu dava dışı borçlu Ü.A.'ın alacaklısı ise Vergi Dairesi olduğundan, burada davacı üçüncü kişi konumunda olmakta ve davayı da malik sıfatına dayanarak açmış bulunmaktadır.

            Belirtilen yasal düzenlemeler ve kabuller ışığında; olayda taşınmaz mülkiyetinin intikalinden sonraki aşamada tespit edilen, önceki malikin borcu nedeniyle tapu kaydına konulmuş olan haciz şerhinin, taşınmazın yeni maliki olan davacıya karşı etkisinin ve bu haczin kaldırılması hususunun değerlendirilmesi, taşınmaz mülkiyeti ile ilgili uyuşmazlıkları çözmekle görevli adli yargı mahkemelerinin görev alanına girmektedir.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunduğundan, Erdemli İcra Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI YERİNİN görevli olduğuna, bu nedenle Erdemli İcra Hukuk Mahkemesince verilen 04.12.2014 gün ve E:2014/69, K:2014/187 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 28.12.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

 

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN