T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2024/237

KARAR NO  : 2024/307      

KARAR TR  : 07/10/2024

ÖZET:İşlemiş olan faiz yönünden davalı idarece ödeme yapılmayıp, davacının talebinin zımnen reddedilmesi üzerine ödenmeyen faiz tutarının ödenmesi istemiyle açılan davada; adli yargı yerince verilen karar, yargı yolu bakımından bir görevsizlik kararı niteliğinde olmadığından, 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Kanun'un 27. maddesi uyarınca REDDİ gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

             Davacı : V.T

             Vekili  : Av. S. T

Davalı : Eskişehir Defterdarlığı

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı vekilince, Eskişehir l. Sulh Ceza Hakimliğinin 2022/4758 D.İş sayılı dosyasında Alo 174 şikayet hattına yapılan "İşletmeden almış olduğum yumurtaların boyutu belirtilen boyutun altındadır şikayetçiyim denetlenmesini talep ediyorum" şikayetine istinaden 07/06/2022 tarihinde ... Mah. Konuk Sok. No:39/B adresinde faaliyet gösteren davacıya ait ... Yumurta adlı işletmede idarece denetim yapıldığı ve şikayet konusu "... Yumurta A sınıfı L boy" ürününden muayene ve analizi yaptırılmak üzere numune alındığı, alınan numunenin Tarım ve Orman Bakanlığı Eskişehir Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlüğünde yapılan muayene ve analizi sonucunda "ağırlık yönünden" Türk Gıda Kodeksi Yumurta Tebliğine aykırı olduğunun tespit edildiği, işletmecinin itiraz dilekçesine istinaden şahit numune analizi yapılmak üzere Tarım ve Orman Bakanlığı Bursa Gıda ve Yem Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğüne gönderildiği, şahit numunenin muayene ve analiz sonucunda "ağırlık yönünden" TGK Yumurta Tebliğine aykırı olduğunun tespit edildiği, bunun üzerine 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 21. maddesinin 5. fıkrasında belirtilen "Gıda kodeksine aykırı gıda ve gıda ile temas eden madde ve malzeme üretilemez, işleme tabi tutulamaz ve piyasaya arz edilemez" hükmüne istinaden Eskişehir Valiliği, İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün 09/08/2022 tarih ve Sıra No:2022/051 sayılı işlemi ile 41.426 TL idari para cezası ile cezalandırıldığı, bu işleme karşı davacınınSulh Ceza Hakimliğine itiraz etmesi üzerine, Eskişehir 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 31/03/2023 tarih ve D.iş No: 2022/4758 sayılı kararı ile, "başvuran hakkında 5996 sayılı Kanun kapsamında uygulanan idari yaptırım kararının hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, başvurunun reddine" ilişkin karar verildiği, bu karara karşı davacı vekilince itiraz edildiği ve Eskişehir 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 26/04/2023 tarih ve D.İş No:2023/2378 sayılı kararı ile, Eskişehir Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün 09/08/2022 tarihinde düzenlenen, E-68931713-305.04.03.01-6549317 nolu İdari para cezası yaptırım kararının 20.713 TL’lik kısmı yönünden itirazın kabulüne,20.713 TL olarak uygulanmasına karar verildiği, bu kararın kesinleşmesi üzerine, aynı olaya ilişkin idare tarafından 19/06/2023 tarih ve Sıra No: 2022/051 sayılı işlem tesis edilerek, davacı hakkında 20.713 TL idari para cezası verildiği ileri sürülerek, davacının önceki idari para cezasını erken ödeme indirimindenfaydalanıp 31.356 TL olarak 31/08/2022 tarihinde Eskişehir Defterdarlığına ödediği, bu cezanın sulh ceza mahkemesince kısmen iptali üzerine, aslı ve işlemiş kanuni faiziyle iadesi istemiyle 09/08/2023 tarihinde yaptığı başvuru sonrası peşin ödenen 31.356 TL'nin idarece davacıya iadesine karşın, 2.698,38 TL işlemiş olan faiz yönünden ödeme yapılmayarak zımnen reddedilmesi üzerine, ödenmeyen 2.698,38 TL faizin ödenmesine karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açılmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. İdari Yargıda

 

2. Eskişehir 2. İdare Mahkemesi 09/11/2023 tarih ve E.2023/1086, K.2023/1141 sayılı kararı ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-a maddesi hükmü uyarınca davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

" ...Uyuşmazlığın,5996 sayılı Kanun uyarınca tesis edilen idari para cezası yaptırım kararının Sulh Ceza Mahkemesince "kaldırılması" üzerine, söz konusu idari yaptırımda tesis edilen para cezasının idare tarafından kaldırıldığından bahisle ödenen miktarın aslının ve faizinin iadesi istemiyle yapılan başvuru akabinde aslının ödediği, faizinin ödenmediği ve faiz açısından zımni ret gerekleştiği gerekçesiyle işlemiş faizin ödenmesine karar verilmesi istemli olduğu görülmektedir.

Bu itibarla tazmini istenen bedelin, asıl alacağın iadesi talebinin dayanağı olarak gösterilen idari para cezası yaptırım kararının hukuka uygun olup olmadığını inceleyen ve sonuçlandıran yargı yerinin Sulh Ceza Mahkemesi olması karşısında yukarıda açıklanan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 12. maddesi uyarınca uyuşmazlığın iptal ve tam yargı davası olarak görülmesi ve idari yargı yerleri tarafından çözümlenmesi olanağı bulunmamaktadır.

Bu durumda iptal davasına adli yargıda bakılmış olması karşısında, iptal edilen işlemin tesisi dolayısıyla uğranılan zarardan kaynaklanandavanın ayrı bir yargı kolunda (idari yargıda) görülmesinin usul ekonomisi bakımından uygun bulunmadığı, bu nedenle davanın adli yargının görev alanına girdiği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır..."

 

3. Davacı vekili, bu kez aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. Adli Yargıda

 

4. Eskişehir 2. Sulh Ceza Hâkimliği 21/02/2024 tarih ve D.İş. No:2024/927 sayılı kararı ile, başvuran vekilinin başvurusuna konu Eskişehir Defterdarlığının zımni red kararı ve kısmen iptal edilen idari para cezasının kanuni faizinin ödenip ödenmeyeceğine ilişkin uyuşmazlığa ilişkin dosyanın Sulh Ceza Hakimliğince incelenebilecek davalardan olmadığı anlaşılmakla, 5326 sayılı Kanun'un 28/1-b maddesi uyarınca başvurunun görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısımları şöyledir:

 

"...Görevsizlik kararı üzerine başvuran vekili Hakimliğimize daha önce ödemiş oldukları paranın kanuni faizini davalı idareden tahsili talebiyle başvurmuş ise de Hakimliğimizin bakacağı davalar arasında bu tarz bir dava türünün bulunmadığı, davanın konusunun idarenin zımni red cevabına ilişkin olduğu, Hakimliğimizin idari para cezalarının iptali nitelikteki dosyalarla görevli olduğu, kanuni faizin ödenip ödenmeyeceği konusunda çıkan uyuşmazlık konusunda Hakimliğimizin görevli olmadığı değerlendirildiğinden başvuran vekilinin talebinin 5326 sayılı yasanın 28/b maddesi uyarınca görev yönünden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

KARAR :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1- Başvuran vekilinin başvurusuna konu Eskişehir Defterdarlığı' nın zımni red kararı ve kısmen iptal edilen idari para cezasının kanuni faizinin ödenip ödenmeyeceğine ilişkin uyuşmazlığa ilişkin dosyanın Sulh ceza hakimliğince incelenebilecek davalardan olmadığı anlaşılmakla 5326 sayılı yasanın 28/1-b maddesi uyarınca BAŞVURUNUN GÖREV YÖNÜNDEN REDDİNE,

2-Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi hakkında Kanunun 14. maddesinde, olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi isteminin ancak davanın taraflarınca ileri sürülebileceği belirtilmiş olmakla, olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle dosyanın, Hakimliğimizce resen Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine yer olmadığına...''

 

5. Davacı vekilinin dilekçesi ile 2247 sayılı Kanun’un 14. maddesine göre doğduğunu öne sürdüğü olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvurması üzerine, Eskişehir 2. Sulh Ceza Hâkimliğince dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

6. 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un "Mahkemenin görevi" başlıklı 1. maddesi şöyledir:

 

“Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir.

Özel kanun uyarınca hakeme başvurulmasının zorunlu olduğu hallerde, eğer hakemlik görevi hakim tarafından yerine getirilmiş ise bu merci, davanın konusuna göre, yukarıdaki fıkrada yazılı adli veya idari yargı mercilerinden sayılır.”

 

7. 2247 sayılı Kanun'un "Yargı merciilerinin uyuşmazlık mahkemesine başvurmaları" başlıklı 14. maddesi şöyledir:

 

"Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca (…) ileri sürülebilir."

 

8. 2247 sayılı Kanun'un "İncelemede izlenecek sıra" başlıklı 27. maddesi şöyledir:

 

"Uyuşmazlık Mahkemesi, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceler; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddeder."

  

9. 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun "Başvurunun İncelenmesi" başlıklı 28. maddesi şöyledir:

 

"(1) Başvuru üzerine mahkemece yapılan ön inceleme sonucunda;

a) Yetkili olmadığının anlaşılması halinde dosyanın yetkili sulh ceza mahkemesine gönderilmesine,

b) Başvurunun süresi içinde yapılmadığının, başvuru konusu idarî yaptırım kararının sulh ceza mahkemesinde incelenebilecek kararlardan olmadığının veya başvuranın buna hakkı bulunmadığının anlaşılması halinde, bu nedenlerle başvurunun reddine,

c) (a) ve (b) bentlerinde sayılan nedenlerin bulunmaması halinde başvurunun usulden

kabulüne,

Karar verilir.

(2) Başvurunun usulden kabulü halinde mahkeme dilekçenin bir örneğini ilgili kamu kurum ve kuruluşuna tebliğ eder.

(3) İlgili kamu kurum ve kuruluşu, başvuru dilekçesinin tebliği tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde mahkemeye cevap verir. Başvuru konusu idarî yaptırıma ilişkin işlem dosyasının tamamının bir örneği, cevap dilekçesi ile birlikte mahkemeye verilir. Mahkeme, işlem dosyasının aslını da ilgili kamu kurum ve kuruluşundan isteyebilir. Cevap dilekçesi, idarî yaptırım kararına karşı başvuruda bulunan kişi sayısından bir fazla nüsha olarak verilir.

(4) Mahkeme, başvuruda bulunan kişilere cevap dilekçesinin bir örneğini tebliğ eder; talep üzerine veya re'sen tarafları çağırarak belli bir gün ve saatte dinleyebilir. Dinleme için belirlenen günle tebligatın yapılacağı gün arasında en az bir haftalık zaman olmasına dikkat edilir. Dinleme sırasında taraflar veya avukatları hazır bulunur. Mazeretsiz olarak hazır bulunmama, yokluklarında karar verilmesine engel değildir. Bu husus, tebligat yazısında açıkça belirtilir.

(5) Ceza Muhakemesi Kanununun tanıklığa, bilirkişi incelemesine ve keşfe ilişkin hükümleri, bu başvuru ile ilgili olarak da uygulanır.

(6) Dinlemede sırasıyla; hazır bulunan başvuru sahibi ve avukatı, ilgili kamu kurum ve

kuruluşunun temsilcisi, varsa tanıklar dinlenir, bilirkişi raporu okunur, diğer deliller ortaya konulur.

(7) Mahkeme, ilgilileri dinledikten ve bütün delilleri ortaya koyduktan sonra aleyhinde idarî yaptırım kararı verilen ve hazır bulunan tarafa son sözünü sorar. Son söz hakkı, aleyhinde idarî yaptırım kararı verilen tarafın kanunî temsilcisi veya avukatı tarafından da kullanılabilir. Mahkeme son kararını hazır bulunan tarafların huzurunda açıklar.

(8) Mahkeme, son karar olarak idarî yaptırım kararının;

a) Hukuka uygun olması nedeniyle, "başvurunun reddine",

b) Hukuka aykırı olması nedeniyle, "idarî yaptırım kararının kaldırılmasına",

Karar verir.

(9) (Ek: 6/12/2006-5560/35 md.) İdarî para cezasının alt ve üst sınırının kanunda gösterildiği kabahatler dolayısıyla verilmiş idarî para cezasına karşı başvuruda bulunulması halinde, mahkeme idarî para cezasının miktarında değişiklik yaparak da başvurunun kabulüne karar verebilir.

(10) Onbeşbin Türk Lirası dahil idarî para cezalarına karşı başvuru üzerine verilen

kararlar kesindir."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

10. Uyuşmazlık Mahkemesinin Kenan YAŞAR'ın Başkanlığında, Üyeler Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Seyfi HAN, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 07/10/2024 tarihli toplantısında; Raportör-Hâkim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, 2247 sayılı Kanun’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:

 

 

10. Başvurunun incelenebilmesi için 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen koşulların bulunması gerektiği tartışmasızdır.

 

11. Dava dosyalarının incelenmesinden, davacı vekilinin müvekkili hakkında uygulanan 41.426 TL idari para cezası ile ilgili olarak itiraz başvurusunda bulunması sonucunda Eskişehir 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 26/04/2023 tarih 2023/2378 D. İş sayılı kararı ile, idari para cezasının 20.713 TL'lik kısmının kabulüne ilişkinkararverildiği, bunun üzerine davacı vekilinin idareye başvurarak daha önce yapmış oldukları indirimli ödeme olan 31.356,50 TL ödemenin iadesini talep ettiği, 15/08/2023 tarihinde Eskişehir Defterdarlığının peşin ödenen paranın sadece aslını yani 31.356,50 TL'yi iade ettiği, davacı vekilinin iade talebinde faiz isteminin de bulunmasına karşın, zımni red süresi olan 30 gün içerisinde herhangi bir cevap verilmemesi üzerinefaiz istemine ilişkin olarak İdare Mahkemesindedava açtığı ve İdare Mahkemesince, davada adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, davacının bunun üzerine Sulh Ceza Hakimliğinde açtığı davada, mahkemesince "başvurunun görev yönünden reddine" karar verildiği, ancak bu kararın uyuşmazlığın çözümünde idari yargının görevli olduğuna yönelik bulunmadığı, diğer bir anlatımla yargı yolu bakımından bir görevsizlik kararı niteliğinde olmadığı, idare mahkemesi kararının ise, yargı yolu yönünden verilmiş bir görevsizlik kararı olduğu anlaşılmıştır.

 

12. Görüldüğü üzere, adli yargı yeri kararının, idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı niteliğinde olmadığı, sulh ceza hakimliğince incelenebilecek bir karar bulunmadığının tespiti niteliğinde bir karar olduğundan, adli yargı merciince verilmiş bir görevsizlik kararı bulunduğundan söz edilemeyecektir.

 

13. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, 2247 sayılı Kanun’un14. maddesinde belirtilen biçimde, adli ve idari yargı yerlerince, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan dava sebebiyle verilmiş ve kesinleşmiş iki ayrı görevsizlik kararı bulunmadığından, olumsuz görev uyuşmazlığının oluşmadığı anlaşılmış olup, aynı Kanun’un 27. maddesi uyarınca başvurunun reddi gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

2247 sayılı Kanun’un 14. maddesinde belirtilen koşulların oluşmaması nedeniyle, aynı Kanun’un 27. maddesi uyarınca, BAŞVURUNUN REDDİNE,

07/10/2024 tarihinde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

        Başkan Vekili                      Üye                                Üye                                 Üye

              Kenan                           Doğan                             Eyüp                               Seyfi

            YAŞAR                     AĞIRMAN                     SARICALAR                       HAN

 

 

 

                                                     Üye                                 Üye                                   Üye

                                                   Ahmet                              Mahmut                             Bilal

                                                ARSLAN                            BALLI                        ÇALIŞKAN