T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           

            ESAS NO      : 2019 / 718

            KARAR NO  : 2020 / 23

            KARAR TR   : 27.1.2020

ÖZET :  Davacının, davalı Üniversiteye bağlı Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulunda uzman eğitmen olarak görev yaparken istifaya zorlanması sonucunda uğradığını ileri sürdüğü zararların tazmini istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı          : E.F.

Vekili           : Av. M.H. B.

Davalı           : Acıbadem Üniversitesi Rektörlüğü

Vekili            : Av.U. Y.

 

O L A Y        : Davacı vekili  dilekçesinde; müvekkilinin 11.05.1998 tarihinden 31.08.2015 tarihine kadar Acıbadem Sağlık Grubu hastanelerinden olan I.H.’da çalıştığını, ardından “Uzman Eğitmen” olarak çalıştırılmak üzere davalı Üniversiteye transfer edildiğini; müvekkil ile davalı arasında 01.09.2015 tarihinde 1 yıl süreli hizmet sözleşmesi yapıldığını; “Uzman Eğitmen” olarak görev yapacağının sözleşmenin 7.maddesinin 3.bendinde düzenlendiğini; iş akdinin haksız yere sona erdirildiği 21.10.2016 tarihine kadar davalı Üniversitenin Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulunda uzman eğitmen olarak çalıştığını; taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi her ne kadar 1 yıl süreli olarak düzenlenmiş olsa da sözleşmenin süre sonu olan 01.09.2016 tarihinde taraflarca feshedilmeyerek yenilendiğini; sözleşmenin yenilenmesi başlıklı 8.maddesinde “Üniversite veya sözleşmeli, sözleşme bitim tarihinden en az bir ay önce yazılı olarak bildirmek şartı ile tek taraflı olarak görevi sona erdirebilir. Bir aylık süre içinde taraflarca bildirim yapılmaması halinde görev süresi sözleşme bitim tarihinden itibaren aynı şartlarla uzatılmış kabul edilir.” denildiğini,  bu düzenleme nedeniyle taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin, aynı şartlarla bir yıl uzadığını; müvekkilinin, 2015-2016 sözleşme döneminde hakkedilmiş yıllık izinlerin kullandırılmasını Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğünden talep ettiğini, ancak izinlerin kullandırılmayacağının müvekkile bildirildiğini; müvekkilinin aynı amaçla Rektörlüğe başvurduğunu; Rektörlük onayı ile müvekkilinin 11 gün yıllık izin kullandığını; Okul müdürünün, müvekkilin rektörlüğe başvurmasını bir şikayet olarak algıladığını, hazmedemediğini, bu durumu husumete dönüştürdüğünü ve  müvekkille uğraşmaya başladığını; hizmet sözleşmesinin yenilenmesinden sonra ekim ayı başında müvekkilinin rektörlüğe çağrıldığını, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Müdürünün kendisiyle çalışmak istemediği, bu yüzden yenilenmiş sözleşmenin sona erdirilmesi gerektiği bildirilerek, müvekkilden istifa etmesinin istenildiğini;  ancak müvekkilinin Rektörlüğün sözlü istifa talebini reddettiğini ve istifa etmediğini, bu görüşmeden sonra müvekkilinin her gün Rektörlüğe çağrılarak istifaya zorlandığını; Üniversite tarafından müvekkilinin çalışma odası ve dolaplarının boşaltıldığını, eğitim uzmanlığı görevine filen son verildiğini, ayrıca müvekkilinin görev yerinin değiştirildiğinin Rektörlük tarafından yazılı olarak bildirildiğini; müvekkilinin sözleşmeyle hiç ilgisi olmayan işletme koordinatörlüğüne bağlı depo hizmetlerine alındığını; buranın eğitimle hiç bir ilgisi bulunmayan, üniversitenin teknik servis, güvenlik, depo işlemlerini yürüten birim olduğunu;  mevzuat hükümlerine aykırı bu görevlendirmenin müvekkilince kabul edilmediğini; müvekkilinin, davalı Rektörlüğe hitaben yazdığı 21.10,2016 tarihli istifa dilekçesiyle,  yasal haklarının kendisine ödenmesini talep ederek  sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini; istifadan sonra davalının 07.11.2016 tarihinde 9.653,89 TL. maaş açıklamalı ödeme yaptığını, hesaplamanın nasıl yapıldığını bilmemekle beraber, bu ödemenin yapılmasının, sözleşmenin kendi kusurları nedeniyle sona erdirildiğinin kanıtı olduğunu; sözleşmenin feshedilmesiyle maaş ve ek ders ücreti kazançlarını alamayan müvekkilinin büyük zarara uğradığını, ayda ortalama 5.200,00 TL. net kazançtan yoksun kaldığını,  sözleşme süresince ödenmesi gereken aylık net maaşların müvekkile tazminat olarak ödenmesi gerektiğini ifade ederek; müvekkilinin  uğramış olduğu zararların karşılanması için fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL. nın,  iş akdinin haksız ve hukuka aykırı olarak sona erdiği 21.10.2016 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle  adli yargı yerinde dava açmıştır.

 İSTANBUL ANADOLU 27.İŞ MAHKEMESİ: 31.1.2019 gün ve E:2017/1267, K:2019/64 sayı ile, “(…)Eldeki davada uyuşmazlık, davacının iş akdinin fesih sonucu davacının zarara uğrayıp uğramadığı, uğramış ise miktarlarının ne olduğu ve davalıdan tahsilinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Davacı vekili feshin geçersizliği sonucu davacının uğradığı zararın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı idare tarafından davaya karşı herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.

Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde davacının davalı iş yerinde uzman eğitmen olarak görev yaptığı, Vakıf Üniversitesinde öğretim elamanı olarak çalışan davacının Devlet Üniversitelerinde olduğu gibi idari sözleşme ile çalıştığı, uyuşmazlıkta idari yargının görevli olduğu anlaşılmış, (Yargıtay 9. H.D. 2015/25911 Esas ve 2018/22599 Karar, 2018/2777 Esas ve 2018/21762 Karar sayılı ilamı) açılmış olan davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve mahkememizce aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:

1-Yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile davanın usulden REDDİNE(…)” karar vermiş, bu karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, müvekkilinin haksız ve hukuka aykırı olarak istifaya zorlanması neticesinde uğradığı 33.173,33 TL zararın tazmini istemiyle idari yargıda dava açmıştır.

İSTANBUL 3. İDARE MAHKEMESİ: 25.9.2019 gün ve E:2019/1708 sayı ile, “(…)olayda, davacının, davalı üniversitede görev yapmakta iken 21/10/2016 tarihinde kendi isteği ile istifa ettiği anlaşılmakta olup, ortada davalı üniversite tarafından tesis edilmiş bir işlemden ve işlem nedeniyle doğmuş bir zarardan bahsedilemeyeceğinden, davacı tarafından yapılan feshin haklı olup olmadığının irdelenmesi gereken uyuşmazlıkta adli yargı yerinin (İş Mahkemesinin) görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle;

-Davanın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği kanısıyla 2247 sayılı Kanunun 19. maddesine istinaden görevli yargı merciin belirlenmesi için (Mahkememizin dava dosyasının aslı ile İstanbul Anadolu 27. İş Mahkemesinin E:2017/1267 sayılı dosyasında mahkemesinin UYAP üzerinden gönderdiği dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine,) Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına, / -Uyuşmazlık Mahkemesi'nce bir karar verilinceye kadar iş bu dava dosyasının bekletilmesine…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 27.1.2020 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının, davalı Üniversiteye bağlı Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulunda uzman eğitmen olarak görev yaparken istifaya zorlanması sonucunda uğradığını ileri sürdüğü zararların tazmini istemiyle açılmıştır.

 Anayasanın “Yükseköğretim Kurumları” başlıklı 130. maddesinin birinci fıkrasında, “Çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı ile; ortaöğretime dayalı çeşitli düzeylerde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmak, ülkeye ve insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli birimlerden oluşan kamu tüzelkişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip üniversiteler Devlet tarafından kanunla kurulur.”; ikinci fıkrasında, “Kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından, Devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumları kurulabilir.”; onuncu fıkrasında “Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları, mali ve idari konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabidir.” hükmüne yer verilmiş;

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na 5772 sayılı Kanun ile eklenen ve vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumları ile ilgili düzenlemeler getiren Ek Madde 2'de, “Vakıflar; kazanç amacına yönelik olmamak şartıyla ve mali ve idari hususlar dışında, akademik çalışmalar, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden bu Kanunda gösterilen esas ve usullere uymak kaydıyla, Yükseköğretim kurumları veya bunlara bağlı birimlerden birini veya birden fazlasını ya da bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsüne bağlı olmaksızın, ekonominin ihtiyaç duyduğu alanlarda yüksek nitelikli işgücü yetiştirmek amacıyla, bu Kanun hükümleri çerçevesinde kalmak şartıyla meslek yüksekokulu kurabilir. Bu meslek yüksekokulu, kamu tüzel kişiliğini haiz olup, Cumhurbaşkanı kararı ile kurulur. Kurulacak meslek yüksekokullarına, meslek ve teknik eğitim bölgesinde gereksinim duyulması esastır.(1)  ((1) 2/7/2018 tarihli ve 703 sayılı KHK’nin 135 inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “Yükseköğretim Kurulunun görüşü alınarak Bakanlar Kurulu” ibaresi “Cumhurbaşkanı” şeklinde değiştirilmiştir.)” denilmiş; Ek Madde 5'de, “(Ek madde: 17/08/1983 - 2880/32 md.) (Değişik fıkra:28/12/1999-4498/1 md.) Vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumlarının, vakıf yönetim organı dışında en az yedi kişiden oluşan bir mütevelli heyeti bulunur. Mütevelli heyet üyeleri, vakıf yönetim organı tarafından dört yıl için seçilir, süresi biten üyeler yeniden seçilebilir. Mütevelli heyet üyelerinin yaş sınırlaması hariç Devlet memuru olma niteliklerine sahip bulunmaları ve en az üçte ikisinin lisans düzeyinde yükseköğrenim görmüş olması gerekir. Mütevelli heyet üyeleri kendi aralarından bir başkan seçer.

Mütevelli heyet vakıf yükseköğretim kurumunun tüzelkişiliğini temsil eder. Vakıf yükseköğretim kurumlarının yöneticileri Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü alınarak mütevelli heyet tarafından atanır. Mütevelli heyet; vakıf yüksek öğretim kurumu yöneticilerine uygun gördüğü ölçüde yetkilerini devredebilir. Yükseköğretim kurumunda görevlendirilecek yöneticiler ve öğretim elemanları ile diğer personelin sözleşmelerini yapar, atamalarını ve görevden alınmalarını onaylar, yükseköğretim kurumunun bütçesini onaylar ve uygulamaları izler, ayrıca vakıfça hazırlanan yönetmelik hükümlerine göre diğer görevleri yürütür.

Mütevelli heyetin toplantı nisabı ve karar alınması ile ilgili hususlarda bu Kanunun 61 inci maddesi hükmü uygulanır.” kuralına; aynı Yasadaki Ek Madde 8'de ise, “(Ek madde: 17/08/1983-2880/32 md.) Vakıfça kurulacak yükseköğretim kurumlarındaki akademik organlar, Devlet yükseköğretim kurumlarındaki akademik organlar gibi düzenlenir ve onların görevlerini yerine getirir. Öğretim elemanlarının nitelikleri Devlet yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanlarının niteliklerinin aynıdır. Devlet Yükseköğretim kurumlarında çalışmaları yasaklanmış veya disiplin yoluyla bu kurumlardan çıkarılmış kişiler, vakıf yükseköğretim kurumlarında görev alamazlar.” kuralına yer verilmiştir.

Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin “Öğretim elemanları” başlıklı 23. maddesinde ise, “Öğretim elemanlarının seçimi, değerlendirilmesi, seçilenlerin uygun görülen akademik unvanlarla görevlendirilmeleri ve yükseltilmeleri yürürlükteki kanun ve yönetmelik hükümlerine uyularak vakıf yükseköğretim kurumunun yetkili akademik organlarınca yapılır. Öğretim elemanlarının atamalarında, devlet yükseköğretim kurumlarındaki atamalarda aranan şartlara ilaveten vakıf yükseköğretim kurumunun akademik yönden gerekli gördüğü şartlar da aranabilir. Vakıf meslek yüksekokullarında özellikle uygulamalı derslerde görevlendirilecek öğretim elemanlarının atanmasında çalışma deneyimine sahip olması gözetilir.

Vakıf yükseköğretim kurumlarında görev alacak olan akademik ve idari personelin çalışma esasları 2547 sayılı Kanunda devlet üniversiteleri için öngörülen hükümlere tabidir. Bu personelin aylık ve diğer özlük hakları bakımından ise 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri uygulanır.” kuralı yer almıştır.

Davalı Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi de anılan mevzuat hükümleri çerçevesinde 2809 sayılı “Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu”nun Ek 74. maddesi ile vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlere tabi olmak üzere, kamu tüzel kişiliğine sahip olarak kurulmuştur.

İdari rejime dayalı olarak düzenlenmiş bulunan Türkiye'nin idari yapısında, kamu tüzel kişiliği idari yargının görev alanının belirlenmesinde kullanılan ölçütlerden birisidir. Kamu tüzel kişilerinin kuruluş amacı kamu yararı, faaliyet konuları ise kamu hizmetidir. Bu bağlamda, Kamu Tüzel Kişileri, özel hukuk tüzel kişilerine nazaran üstün ve ayrıcalıklı kamu gücüne sahiptirler ve tek taraflı işlemlerle yeni hukuki durum yaratabilirler. Bu nedenle de personeli kamu hukukuna tabidir.

Kanunla kurulma ve kamu tüzel kişiliğine sahip olmanın yanı sıra, Devlet Üniversitelerinde olduğu gibi Vakıf Üniversitelerinin de Anayasal güvence altına alınmış olan "Bilimsel Özerkliğe sahip olmaları” bir diğer ayrıcalığıdır. Üniversitelerde bilimsel özerklik ilkesi benimsenirken güdülen amaç, yükseköğretimin çeşitli siyasal çevre ve baskı grupları ile düşünce kümelerinin etkisinin dışında tutarak, bilimsel amaç, hedefler ve gereksinimlerine bağlı olmalarını sağlamaktır. Bu nedenle de, bilimsel faaliyetin asli unsurları olan yükseköğretim elemanlarının, görevleri, unvanları, atama, yükselme ve emeklilikleri gibi özlük haklarının kanunla düzenleneceği konusu, anayasal teminat altına alınmıştır.

 Somut olay ve mevzuat hükümleri birlikte irdelendiğinde; davalı Üniversitenin, sürekli ve düzenli nitelikteki kamu hizmetinde çalıştırdığı davacının; statüsü, göreve alınması, hak ve yetkileri gözetildiğinde, İdare Hukuku kapsamında bir kamu personeli olduğu açıktır.

Olayda davacının haksız ve hukuka aykırı olarak istifaya zorlanarak sözleşmesini feshettiğinden bahisle, uğradığı zararların tazmini istemiyle dava açıldığı görülmüştür.

Bu bağlamda, davacının sözleşmesinin feshinden kaynaklanan tazminat isteminin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. Maddesinin b fıkrasında belirtilen; “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” kapsamında idari yargı yerinde görülmesi gerekmektedir.

 Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli olduğundan; İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 25.9.2019 gün ve E:2019/1708 sayılı başvurusunun reddi gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 25.9.2019 gün ve E:2019/1708 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 27.1.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                  Üye                                 Üye                    

       Hicabi                         Şükrü                             Mehmet                             Birol        

    DURSUN                   BOZER                            AKSU                             SONER            

 

 

 

                                            Üye                                  Üye                                  Üye                    

                                        Aydemir                           Nurdane                            Ahmet

                            TUNÇ                             TOPUZ                          ARSLAN