Hukuk Bölümü         2001/88 E.  ,  2001/95 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : Y.Ö.

Vekili              : Av. R.S.Ş.

Davalılar        : 1- Halıdere Belediye Başkanlığı

                       Vekili  : Av. A. Y.S.

                        2- Bayındırlık ve İskan Bakanlığı

                        Vekili: Hazine Av. N.T.

                        3- Ö. Yapı Kooperatifi Başkanlığı ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile Müteahhitler M.Ç. ve A.A.

                        Vekilleri: Av. B.Y., Av. İ.Y.

                        4- Fenni Mesul: M.T.

                        Vekili : Av. İ.Ö. 

            O  L  A  Y       :Davacının oğlu G.Ö., misafir olarak kaldığı dairenin bulunduğu binanın 17.8.1999 günü meydana gelen depremde çökmesi sonucunda ölmüştür.

            Davacı vekili, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, destekten yoksunluk karşılığı toplam 25.000.000.000.- TL.maddi ve ayrıca 50.000.000.000.- TL manevi tazminatın, 17.8.1999 tarihinden itibaren işleyecek T.C. Merkez Bankasının mevduata uyguladığı en yüksek faiziyle birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilmesi istemiyle, 14.1.2000 gününde adli yargı yerinde dava açmıştır.

            Davalılardan, Halıdere Belediye Başkanlığı ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığı vekillerince verilen birinci savunma dilekçelerinde, dava dilekçesinde de açıkça belirtildiği üzere, idarelerine karşı hizmet kusuru esasına dayanılarak açılan davada idari yargının görevli olduğu ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

            GÖLCÜK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 12.4.2001 günlü celsesinde E:2000/49 sayı ile, dava konusu bina ile ilgili imara açma veya ruhsat verme, kontrol etmeme gibi oluşabilecek kusurların, idare mahkemesinin görev alanına giren nitelikte idari işlem olmadığı gerekçesiyle, davalı idarelerin görev itirazlarının reddine karar vermiştir.

            Davalı idarelerin vekillerince, (Bayındırlık ve İskân Bakanlığınca) süresinde verilen dilekçe ile, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe ve ekleri, Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

            DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b. maddesinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davalarının idari dava türü olarak belirtildiği; olayda, davacının bağımsız bölümünün yer aldığı binanın beton imalatı ve demir işçiliğinin teknik ve bilimsel verilere uygun yapılmadığı, ayrıca deprem bölgesindeki yapının imar planlarına uygunluğunun davalı Belediye ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından yeterince denetlenmediği iddiasının öne sürüldüğü; tazminat isteminin dayanağı olan bu iddianın, esasen kamu hizmetini yürütmekle görevli ve yetkili kılınmış idarelerce bu hizmetin gereği gibi yürütülmediğine ilişkin olduğu; bu durumda. kamu hizmetinin kamu yararına uygun olarak yapılmamasından kaynaklanan zararların giderilmesi ancak idari yargı yerinde açılacak tam yargı davası ile mümkün bulunduğundan Gölcük Asliye Hukuk Mahkemesinin görevlilik kararının kaldırılması gerektiği gerekçesiyle, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarmış olup, 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesine göre görev konusunun incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi’nden istemiştir.

            Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesinin üçüncü fıkrasına göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından yazılı düşüncesi istenilmiştir.

            YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Dava dilekçesi incelendiğinde, yıkılan binanın yapımı sırasında binada kullanılan malzeme ve işçiliğin davalı idareler tarafından yeterince denetlenmediğinin ileri sürüldüğü; dava konusu tazminat isteğinin dayanağını, davalı idarelerce kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmemesi nedeniyle oluşan hizmet kusurunun oluşturduğu; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesine göre, idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davalarının idari yargı yerinde çözümleneceği; bu durumda, hizmet kusuruna dayanan sözkonusu davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Kanunu’nun 10. maddesine göre yapmış olduğu başvurunun kabulü gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir. 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ali HÜNER’in Başkanlığında, Üyeler: Yılmaz DERME , Ümran SAYIŞ, Bekir AKSOYLU, Sabriye KÖPRÜLÜ, Ertuğrul TAKA ve Turgut ARIBAL’ın katılımlarıyla yapılan 12/11/2001 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU’nun davanın idare aleyhine açılan kısmının  çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile   Danıştay Başsavcısının idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının davanın idareye yönelik kısmında idari yargının görevli bulunduğuna ilişkin düşünce yazıları ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı Emin Celalettin ÖZKAN' ın yazılı düşünceler doğrultusundaki açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:          

            USULE İLİŞKİN İNCELEME:

Başvuru dilekçesi ve ekleri üzerinde   2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idarelerce anılan Yasa’nın 10. maddesinde öngörülen şekilde görev itirazında bulunulduğu ve  Bayındırlık ve İskân Bakanlığı vekilince 12. maddede öngörülen süre içinde başvurulduğu, bu nedenle Danıştay Başsavcısı tarafından Yasa’da öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmakta olup, esas inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verilmiştir. 

ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

 Davacı vekili, davalılardan yapı kooperatifi yöneticileri ile yüklenici müteahhitler ve fenni mesulün,yer ve malzeme seçimi ile inşaatın depreme dayanıklı yapılması bakımından özen borcu kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmediklerini; diğer davalılar Halıdere Belediye Başkanlığı ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığının ise, aktif haldeki fay hattının iskâna açılması ve inşaatın plan ve projeye uygunluğunun denetlenmesi bakımından hizmet kusuru esasına göre kusurlu ve sorumlu olduklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, toplam 75.000.000.000.- TL. maddi ve manevi tazminatın, deprem tarihinden itibaren faiziyle birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilmesi istemiyle dava açmıştır. 

Anayasa’nın 125.maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle  yükümlü   olduğu  kurala  bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b. maddesinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.

Olayda, davacı vekilince ileri sürülen hususlara göre, davanın, Halıdere Belediye Başkanlığı ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığı yönünden hizmet kusuru esasına dayanılarak açıldığı anlaşılmakta olup; kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının idare hukuku ilkelerine göre saptanması gerekmektedir.

Bu durumda, davanın Halıdere Belediye Başkanlığı ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığı aleyhine açılan kısmının, 2577 sayılı Yasa'nın 2/1-b. maddesinde yer alan tam yargı davası kapsamında görüm ve çözümünde idari yargı yerlerinin görevli olduğu açıktır.

Belirtilen nedenlerle, Danıştay Başsavcısının başvurusunun kabulü ile, davanın Halıdere Belediye Başkanlığı ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığı aleyhine açılan kısmı yönünden Gölcük Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen görevlilik kararının kaldırılması gerekmektedir.

            SONUÇ         :Davanın Halıdere Belediye Başkanlığı ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığına yönelik kısmının çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısının başvurusunun KABULÜ ile, Gölcük Asliye Hukuk  Mahkemesi'nin12.4.2001 gün ve E:2000/49 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 12.11.2001  gününde                                                  KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ ile karar verildi.