Ceza Bölümü         2004/6 E.  ,  2004/5 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

            Davacı           : K.H.

            Sanıklar         : 1-S.B.

                                     2-M.Y.                                    

            OLAY             : Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanlığı Plan Harekat Dairesi Tatbikatlar Şube Müdürlüğü emrinde görevli Hv. Per. Kd. Bçvş. M.Y.'nın, Nisan-Mayıs 2000 tarihleri arasında, ABD'de yapılacak olan RODEO-2000  tatbikatına katılmak üzere 20 gün süre ile görevlendirilen 33 kişinin arasında bulunduğu sırada, tatbikata katılacak olan personel adına tahakkuk eden yolluk avanslarını ve yurt dışı geçici görev yolluklarını almak için mutemet olarak tayin edilen Astsb. Üçvş. S.B.'in aynı tarihlerde Almanya'da planlanan başka bir tatbikata katılmakla görevlendirilmiş olması ve Rodeo-2000 tatbikatına katılacak hak sahiplerine paraları bizzat dağıtma olanağı bulunmaması sebebiyle, T.C. Merkez Bankasından çektiği 68.356 ABD Doları parayı teslim aldığı, aynı tatbikatta görevli sanık Hv. SSS Bnb. S.B.'un, göreve katılacak personele 19 günlük avans bedelini dağıtması ve geriye kalan bir günlük avans bedelini sonra kendisine teslim edilmek üzere bir zarfa koyarak muhafaza etmesi için sanık M.Y.'ya talimat verdiği, sanık M.'in de üzerinde bulunan 20 günlük avans bedelinden 19 güne tekabül eden miktarını göreve katılacak personele dağıttığı ve bir günlük avans bedeli olan 2755 doları muhafaza ettiği, ABD'de bulunulduğu sırada bir gün sanık S.B.'un muhafaza edilen 2755 doların yarısını istemesi üzerine sanık M.'in istenen parayı verdiği, paranın geri kalan kısmının ise kendisinde kaldığı, yirmi gün olarak planlanan görevden 18 günde dönüldüğü, görev dönüşünde sanık M.Y.'nın Mly. Ş. Md.lüğünde görevli sivil memur M.Ç.'nin yanına gelerek avans kapatmak için beraberce bazı işlemler yaptıkları, toplu seyahatler yolluk bildirimi beyannamesinin doldurulması sırasında M.Ç.'nin sorusu üzerine sanık M.Y.'nın görevde herhangi bir kısalma olmadığını, ayrıca bir miktar taksi harcamaları olduğunu beyan ettiği, hazırlanan belgeyi Tatbikatlar Şube Müdürüne götürerek imzalattığı, böylece, sanıkların hizmet sebebiyle emniyeti suistimal suçunu işledikleri ileri sürülerek, eylemlerine uyan Askeri Ceza Kanunu'nun 41. maddesi delaleti ile Türk Ceza Kanunu'nun 64, 510. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı'nın 19.12.2000 gün ve E:2000/1361, K:2000/314 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. 

Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi, sanıkların Türk Ceza Kanunu'nun 64 ve Askeri Ceza Kanunu'nun 131/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmalarına karar vermiş, kararın sanıklar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Askeri Yargıtay 4. Dairesi, yüklenen eylemin Türk Ceza Kanunu'nun 510. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gerekçesiyle hükmün suç vasfı yönünden bozulmasına karar vermiştir.           

HAVA  KUVVETLERİ   KOMUTANLIĞI  ASKERİ  MAHKEMESİ : 13.3.2003  gün   ve   E:2003/123, K:2003/80 sayıyla; bozma ilamında belirtilen hususları tekrar ederek, sanıklara yüklenen eylemin,  askeri suç olmadığı, askeri bir suça bağlı bulunmadığı ve yargılama sırasında sanıkların emekliye ayrılmış olmaları nedeniyle askeri mahkemede yargılanmalarını  gerektiren ilginin de kesildiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen  karar kesinleşerek, dava dosyası, Kayseri 2.   Asliye  Ceza  Mahkemesi’ne gönderilmiştir. 

KAYSERİ 2. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 24.6.2003 gün ve E:2003/385, K:2003/513  sayıyla; suç tarihinde asker kişi olan sanıklar hakkında askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri ileri sürülen suç nedeniyle yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, kendisine gelmekle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Mahkememize gönderilmiştir. 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Tülay TUĞCU’nun Başkanlığında, Üyeler; Süleyman ÖZCAN, Hamdi Yaver AKTAN, Muvaffak TATAR, Recep SÖZEN, Tamer KORKMAZ, Erol KÜÇÜKARSLAN’ın  katılımlarıyla yapılan 1.3.2004 günlü toplantısında, Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözü-münde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Metin ULUKANLIGİL’in, davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine  ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 

     Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmemiştir. Askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuştur. Esasa ilişkin inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verilmiştir.         

ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir. 

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

            a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

            b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda, kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

            c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalâa edilmektedir.    

 Aynı Yasa’nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4191 sayılı Yasa’yla değişik 17. maddesinde; “askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” denilmektedir. 

            Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile maddenin ikinci tümcesinde yer alan "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." sözcükleri iptal edilmiştir. 

Bu duruma göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle birlikte sanığa yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. 

Somut olayda, görevsizlik kararı veren adli yargı yerince, asker kişi sanıklara yüklenen eylemin, askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işlendiği gerekçesine yer verilmiş ise de; yargılama sırasında sanıkların emekliye ayrılıp TSK ile ilişiklerinin kesildiği  dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması, sanıkların askeri mahkemede yargılanmalarını gerektiren ilginin de kesilmiş olması nedeniyle, 353 sayılı Yasa'nın 4191 sayılı Yasa ile değişik 17. maddesi hükmü uyarınca, davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Kayseri 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir. 

SONUÇ         : Davanın çözümünde ADLİ yargı yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Kayseri 2.  Asliye Ceza Mahkemesi'nin 24.6.2003 günlü ve E:2003/385, K:2003/513 sayılı görevsizlik KARARININ kaldırılmasına, 1.3.2004  günü KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ ile karar verildi.