T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2023/522

KARAR NO  : 2023/662      

KARAR TR  : 16/10/2023

 

ÖZET: Halk Eğitim Merkezinde usta öğretici olarak çalışırken iş akdi feshedilen davacının, İş Kanunu’ndan kaynaklanan parasal haklarının ödenmesi istemiyle açtığı davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

K A R A R

 

Davacı : Ş.Y

Vekili   : Av. G.B.Y

Davalı  : Milli Eğitim Bakanlığı

Vekili   : Av. M. S

 

I. DAVA KONUSU OLAY  

 

1. Davacı vekili, müvekkilinin davalı bakanlık bünyesindeki Çorum Halk Eğitim Merkezinde 01/11/1990 - 17/06/2013 tarihleri arasında usta öğretici olarak görev yaptığını, 17/06/2013 tarihinde müvekkilinin iş akdinin haklı bir neden olmaksızın sona erdirildiğini ancak hak kazandığı kıdem tazminatının ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL kıdem tazminatının faiziyle birlikte tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. Çorum 1. İş Mahkemesi 09/03/2023 tarih ve E.2022/559, K.2023/188 sayılı kararı ile, yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle HMK'nin 114/1-b maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar vermiş, tarafların istinaf etmemesi üzerine karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"Somut olayda davacının Milli Eğitim Bakanlığı Çorum ve Dodurga Halk Eğitim Merkezinde usta öğretici olarak 1990 ve 2013 yılları arası görev yaptığı sabittir. Davacı ders ücreti karşılığında Halk Eğitim Merkezi Müdürlüklerinde görevlendirilmiştir. Davacının Valilik onayı ile görevlendirilmesi ve ücretlerinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 89. maddesine uygun olarak Bakanlar Kurulunca çıkarılan kararlar uyarınca Maliye Bakanlığınca belirlenen ücretler üzerinden ödendiği dikkate alındığında, taraflar arasında iş sözleşmesi bulunmadığı, aralarındaki ilişkinin statü hukukuna tabi olduğu sonucuna varılmıştır. Sosyal güvenlik yönünden Sosyal Güvenlik Kurumuna primlerinin yatırılmış olmasının da davacının iş sözleşmesi ile çalıştığı anlamına gelmeyeceği açıktır.Bu sebeple Adli Yargı olarak mahkememizde açılan iş bu davada mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla yinegörev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınacağından 6100 sayılı yasanın 114/1.b hükmü gereğince mahkememizdeki davanın yargı yolu itibariyle caiz olmadığı görülmekle davanın dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 hükmü gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.02.2017 tarihli ve 2015/9-736 E., 2017/25 K. sayılı kararı ile 30/11/2021 tarihli 2019/9-786 E. 2021/1518 K. Sayılı kararları da aynı yöndedir."

3. Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

4. Çorum İdare Mahkemesi 24/08/2023 tarih ve E.2023/628 sayılı kararı ile, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle, 2247 sayılıKanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"Dava dosyasının incelenmesinden; Çorum ilinde bulunan Halk Eğitim Merkezi Müdürlüklerinde 01.11.1990 ila 17.06.2013 tarihleri arasında usta öğretici olarak görev yapan davacının, iş akdinin herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin feshedildiğinden bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak çalıştığı döneme ilişkin şimdilik 1.000,00-TL kıdem tazminatı alacağının iş akdinin feshi tarihinden itibaren işletilecek mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Davacının, davalı idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, bu hizmet ilişkisine dayanılarak talep edilen kıdem tazminatı alacağının, İş Kanunu’ndan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır."

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

5. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun, 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılan2. maddesi şöyledir:

 

"Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu Kanun'a göre sigortalı sayılırlar…"

 

6. Anılan Kanun'un "Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri" başlıklı mülga 134. maddesi şöyledir:

"Bu Kanun'un uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür."

 

7. 5510 sayılı Kanun'un "Tanımlar" başlıklı3. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 

"Bu Kanunun uygulanmasında;

...

6) Sigortalı: Kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişiyi,

...

ifade eder.

..."

 

8. Kanun'un 79. madde ile başlayan 4. Kısmında, primlere ilişkin hükümlere yer verilmiştir.

 

9. Kanun'un "Uyuşmazlıkların çözüm yeri" başlıklı 101. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür."

 

10. 4857 sayılı İş Kanunu’nun "Amaç ve kapsam" başlıklı1. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir.

Bu Kanun, 4 üncü Maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.

İşyerleri, işverenler, işveren vekilleri ve işçiler, 3 üncü maddedeki bildirim gününe bakılmaksızın bu Kanun hükümleri ile bağlı olurlar."

 

11. Kanun'un8. maddeyle başlayan "İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi" başlıklı İkinci Bölümünde kıdem tazminatı, ücretli izin, bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlarayer verilmiştir.

 

12. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun "İş mahkemelerinin kuruluşu" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

"(1) İş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun olumlu görüşü alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığınca lüzum görülen yerlerde kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenir.

   (2) İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde iş mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. İhtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımı Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır. Daireler, tevzi edilen davalara bakmak zorundadır.

   (3) İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince, bu Kanundaki usul ve esaslara göre bakılır."

 

13. 7036 sayılı Kanun'un "Dava şartı olarak arabuluculuk" başlıklı 3. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

 

"(1)Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır."

 

14. 7036 sayılı Kanun'un "Görev" başlıklı 5. maddesi şöyledir:

 

"(1) İş mahkemeleri;

a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,

b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,

c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara, ilişkin dava ve işlere bakar."

 

15. 7036 sayılı Kanun'un "Geçici Hükümleri" başlıklı Geçici madde 1 şöyledir:

 

"(1) Mülga 5521 sayılı Kanun gereğince kurulan iş mahkemeleri, bu Kanun uyarınca kurulmuş iş mahkemeleri olarak kabul edilir. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar, açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam olunur.

(2) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.

(3) Başka mahkemelerin görev alanına girerken bu Kanunla iş mahkemelerinin görev alanına dâhil edilen dava ve işler, iş mahkemelerine devredilmez; kesinleşinceye kadar ilgili mahkemeler tarafından görülmeye devam olunur.

(4) İlk derece mahkemeleri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen kararlar, karar tarihindeki kanun yoluna ilişkin hükümlere tabidir."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

16. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 16/10/2023 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

17. Raportör-Hakim Süleyman ARIDURU'nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ'nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

18. Dava, davacının davalı bakanlık bünyesindeki Çorum Halk Eğitim Merkezinde 1990-2013 tarihleri arasında, usta öğretici olarak çalıştığı döneme ilişkin, kıdem tazminatının faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.

 

19. Davacının, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen tazminatının İş Kanunu’ndan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

 

20. Yukarıda belirtilen hususlar gözönünde bulundurularak; Çorum İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Çorum 1. İş Mahkemesince verilen 09/03/2023 tarih ve E.2022/559, K.2023/188 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Çorum İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Çorum 1. İş Mahkemesince verilen 09/03/2023 tarih ve E.2022/559, K.2023/188 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

16/10/2023 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

            Başkan                        Üye                             Üye                               Üye

           Muammer                   Nilgün                          Doğan                           Eyüp

            TOPAL                       TAŞ                         AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

 

 

                                                 Üye                                 Üye                               Üye

                                               Ahmet                            Mahmut                          Bilal

                                              ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN