T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

         HUKUK BÖLÜMÜ

         ESAS    NO  : 2017/243

         KARAR NO : 2017/290

         KARAR TR  : 08.05.2017             

                            

ÖZET : 2247  sayılı  Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş  ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1, 14 ve 17. maddelerinde belirtilen koşulların oluş-maması nedeniyle, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİ gerektiği hk.

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacı            : A. Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Vekili             : Av. A.K.

Davalı             : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

Vekili             : Av. Ç. A.

 

O  L  A  Y      : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Tekirdağ Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Çorlu Sosyal Güvenlik Merkezinin 14.7.2015 gün ve …..- 1020595/3706736 sayılı kararı ile, davacının işyerine ait defter, kayıt ve belgeleri yasal süre içersinde mücbir sebep olmaksızın tam olarak incelemeye ibraz etmediğinden bahisle, davacı adına 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun  102. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca 14.418,00 TL idari para cezası verilmiş, yapılan itiraz  komisyon kararı ile reddedilmiştir.

Davacı vekili, 14.8.2015 tarihinde idari para cezasına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

ÇORLU SULH CEZA HAKİMLİĞİ: 3.11.2015 gün ve D.İş: 2015/2662 sayı ile, itirazın esasını inceleyerek, idari para cezasının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle başvurunun kabulü ile idari para cezasının kaldırılmasına karar vermiş, yapılan itiraz sonucu Tekirdağ 2. Sulh Ceza Hakimliğince 19.11.2015 gün ve D.İş No:2015/1411 sayılı karar ile, itiraz eden Sosyal Güvenlik Kurumu vekilinin itirazının reddine kesin olarak karar verilmesi üzerine, davalı kurum vekili Tekirdağ 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 19.11.2015 gün ve D.İş No:2015/1411 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemiyle Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Müdürlüğüne başvurmuş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması istemiyle dosyanın gönderildiği Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 10.10.2016 gün ve E:2016/828, K:2016/21227 sayılı kararı ile, Tekirdağ 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 19.11.2015 gün ve D.İş No:2015/1411 sayılı kararının bozulmasına, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına karar verilmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının karara itirazı üzerine, Yargıtay 19. Ceza Dairesi 19.12.2016 gün ve E:2016/15193,K:2016/23586 sayılı kararı ile, görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden başvurunun reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle Tekirdağ 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 19.11.2015 gün ve D.İş No:2015/1411 sayılı kararının aleyhe tesir etmemek ve yeniden yargılama yapılmamak üzere bozulmasına karar vermiştir.

Davacı vekili, 14.9.2015 tarihinde aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

TEKİRDAĞ İDARE MAHKEMESİ: 23.11.2015 gün ve E:2015/1342, K:2015/1393 sayı ile, adli veya idari yargı mercilerinde açılmış bir dava devam ederken, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci bir dava daha açılmış olması halinde, sonradan açılan ikinci davanın derdestlik nedeniyle incelenmesinin mümkün olmadığını açıklayarak,  açılan dava ile Çorlu Sulh Ceza Hakimliğinin 2015/2662 değişik iş sayılı dosyasının incelenmesinden, her iki davanın ortak konusunun asıl işlem olan 14.418,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin 14.7.2015 gün ve 3706736 sayılı Çorlu Sosyal Güvenlik Merkezi işlemi olduğu, her iki davanın da tarafları, konusu ve sebebinin aynı olduğu, adli yargıda davanın 14.8.2015 tarihinde açıldığı, 3.11.2015 tarihinde karara bağlandığı ve kararın temyiz aşamasında olduğunun anlaşıldığı,  28.9.2015 dava açma tarihli olan, derdestlik nedeniyle sonradan açılan iş bu davanın incelenme olanağının bulunmadığı, derdestlik nedeniyle incelenme olanağı bulunmayan davanın incelenmeksizin reddine karar vermiş, davacı ve davalı vekilinin itirazı üzerine, Edirne Bölge İdare Mahkemesi 30.5.2016 gün ve E:2016/445, K:2016/1063 sayılı kararı ile, davalı idarenin vekalet ücreti yönünden yaptığı itirazın kabulü ile, hükmün vekalet ücreti yönünden bozulmasına, davacı itirazının reddine mahkeme kararının esasa ilişkin hüküm fıkrasının onanmasına karar vermiş, davacı vekilinin karar düzeltme talebi Edirne Bölge İdare Mahkemesinin kapatılması nedeniyle İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Yedinci İdare Dava Dairesinin 18.10.2016 gün ve E:2016/443, K:2016/30 sayılı kararı ile reddedilmiştir.

Bunun üzerine, davalı vekilinin, …. “Çorlu Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararının tebliği müteakip bir gün içinde itiraz yolu ile görev/yargı yolu uyuşmazlığı itirazında bulunulmuş, itirazımız kesin olarak reddedilmiştir. 5510 S.Y. nın 102. Maddesinin amir hükmü vekil eden Kurumca tahakkuk ettirilen idari para cezalarına yapılan itirazın reddine dair kararlara idari yargıda itiraz edileceğini bildirmektedir. Sulh Ceza Mahkemeleri, vekil eden Kurumca tahakkuk ettirilen idari para cezalarını 5326 S.Y. mucibince incelemede görevli ve yetkili değildir. Daha özel ve emredici nitelikte olan 5510 sayılı yasa idari yargıyı görevli ve yetkili kılmıştır. Yasanın amir hükmü ve normlar hiyerarşisine aykırı surette Sulh Ceza Mahkemelerince vekil eden Kurumca tahakkuk ettirilen idari para cezalarına itirazlar incelenemeyecektir.” demek suretiyle, Danıştay Başsavcılığına hitaben, “ortaya çıkan olumlu görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini” talep eden dilekçesi Tekirdağ 2. Sulh Ceza Hakimliğince Danıştay Başsavcılığına gönderilmiş, Danıştay Başsavcılığınca, dilekçenin sehven gönderildiğinin anlaşıldığı belirtilerek, dilekçenin iade edilmesi üzerine,  bu kez davalı vekili davaya bakmakla idari yargının görevli olduğunun tespiti ile, Tekirdağ 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 19.11.2015 gün ve D.İş No:2015/1411 sayılı kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesini istemiş, Tekirdağ 2. Sulh Ceza Hakimliğince, idari yargı dava dosyası da temin edilerek dava dosyaları Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Birgül KURT’un katılımlarıyla yapılan 08.05.2017 günlü toplantısında: Raportör-Hakim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, başvurunun reddi yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum gözetildiğinde, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin görev ve yetkileri, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 158. maddesi ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde açıkça gösterilmiş, Mahkeme adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili kılınmıştır.

2247 sayılı Yasa’nın “Olumsuz görev uyuşmazlığı” başlığı altında düzenlenen 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir”;

“Olumlu görev uyuşmazlığı ve uygulanacak usul” başlığı altında düzenlenen 17. maddesinde,

 “Olumlu görev uyuşmazlığı;adli, idari ve askeri yargıya bağlı ayrı iki yargı merciine açılan ve tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davalarda bu yargı mercilerinin her ikisinin kendilerini görevli sayan kararlar vermiş olmaları, görev kararlarına karşı itiraz yolunun açık olduğu ceza davalarında bu kararların kesinleşmiş bulunması durumunda meydana gelir….”;

“Yargı merciilerinin uyuşmazlık mahkemesine başvurmaları” başlıklı 19.maddesinde, “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

(Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 – 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir” denilmiştir. Aynı Yasa’nın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

 Dosyanın incelenmesinden, davacının, Çorlu Sosyal Güvenlik Merkezinin 14.7.2015 gün ve …..- 1020595/3706736 sayılı kararı ile,  adına verilen 14.418,00 TL. idari para cezasının iptali istemiyle adli yargı yerine yaptığı itiraz sonucunda, Mahkemece, itirazın esası incelenerek, başvurunun reddine karar verildiği,  davacının bu kez aynı istemle idari yargı yerine açtığı davada, Tekirdağ İdare Mahkemesi’nce derdestlik nedeniyle incelenme olanağı bulunmayan davanın incelenmeksizin reddine karar verildiği, davalı kurum vekilinin bahsedilen kararlar arasında olumlu görev uyuşmazlığı oluştuğu iddiası ile görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için Mahkememize başvurduğu anlaşılmıştır.

Somut olayda, davacının,  Çorlu Sosyal Güvenlik Merkezinin 14.7.2015 gün ve …..- 1020595/3706736 sayılı kararı ile  adına verilen 14.418,00 TL. idari para cezasının iptali istemiyle adli yargı yerine açtığı davada, Çorlu Sulh Ceza Hakimliğinin 3.11.2015 gün ve D.İş: 2015/2662 sayılı kararı ile, itirazın esastan incelenerek, davanın esası ile ilgili olarak “başvurunun reddine”  dair verilen kararı ile,  Tekirdağ İdare Mahkemesi’nce derdestlik nedeniyle incelenme olanağı bulunmayan “davanın incelenmeksizin reddine” ilişkin 23.11.2015 gün ve E:2015/1342, K:2015/1393 sayılı kararının yargı yolunu değiştiren ve diğer yargı kolunun görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş görevsizlik kararları ya da kendilerini görevli sayan kararlar olmadığı, böylece adli ve idari yargı yerleri arasında, 2247 sayılı Yasa’da belirtilen biçimde görev uyuşmazlığının oluştuğundan söz etmenin mümkün olmadığı, bu durumda davalının görevli yargı yerinin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurulması istemiyle verdiği dilekçenin Tekirdağ 2. Sulh Ceza Hakimliğince Mahkememize gönderildiği görülmüş ise de, görev uyuşmazlığının bulunması için, Çorlu Sulh Ceza Hakimliği ile Tekirdağ İdare Mahkemesi’nce, aynı konuda verilmiş kesin veya kesinleşmiş  görevsizlik kararları ya da görevlilik kararları bulunması gerektiği açıktır. Oysa olayda, Çorlu Sulh Ceza Hakimliği’nce “Çorlu Sosyal Güvenlik Merkezinin 14.7.2015 gün ve …..- 1020595/3706736 sayılı kararı ile  davacı adına verilen 14.418,00 TL. idari para cezasının iptali  istemiyle açılan davanın sonucunda” verilen kararın, başvurunun reddine ilişkin olup,  yargı yolunu değiştiren ve idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı ya da görevlilik kararı olmadığı, bilakis, verilen idari para cezasına karşı yapılan itirazın  esasının incelenerek reddine dair bir karar olduğu, aynı şekilde  Tekirdağ İdare Mahkemesi’nce “Çorlu Sosyal Güvenlik Merkezinin 14.7.2015 gün ve …..- 1020595/3706736 sayılı kararı ile  davacı adına verilen 14.418,00 TL. idari para cezasının iptali  istemiyle açılan davanın sonucunda”  verilen kararın,  davanın incelenmeksizin reddine ilişkin olup,  yargı yolunu değiştiren ve adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı ya da davada kendisini görevli sayan bir karar olmadığı anlaşılmıştır.  Bu durumda, ortada 2247 sayılı Yasa’da öngörülen biçimde, olumlu ya da olumsuz görev uyuşmazlığı bulunmadığı kuşkusuzdur.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1, 14 ve 17.  maddelerinde belirtilen koşulların oluşmaması nedeniyle, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1, 14 ve 17.  maddelerinde belirtilen koşulların oluşmaması nedeniyle,  aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE, 08.05.2017 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

   Üye

     Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

   Üye

    Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

     Ahmet Tevfik

       ERGİNBAY

 

 

 

Üye

          Birgül

          KURT