Hukuk Bölümü         2002/45 E.  ,  2002/64 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           :M.H.

Vekili              :Av. M.Y.S.

Davalı          :Kartal Belediye Başkanlığı

Vekili              :Av. H.E.

             O  L  A  Y       :Şikayet nedeniyle belediye ekibince mahallinde yapılan kontrolde, M.H. tarafından, evinin önündeki tretuvarda bulunan iki adet çam ağacının deniz manzarasını kapattığı gerekçesiyle üst dallarının tamamen kesildiğinin ve hasar tespit raporu ile 1.026.000.000.-TL. zarar verildiğinin saptanması üzerine, Belediye Encümeninin 3.4.2001 gün ve 408 sayılı kararı ile, İlçe sınırları içerisinde bulunan anıtsal özellik taşıyan ağaçların tespiti ve korunmasına dair 3.3.1994 tarih ve 72 sayılı Belediye Meclisi Kararı ile 1608 sayılı Yasa’nın 1. maddesine göre davacıya 1.026.000.000.-TL. para cezası verilmiştir.

            Davacı vekilince, sözkonusu idari para cezasının kaldırılması istemiyle, 14.5.2001 gününde adli yargı yerinde itirazda bulunulmuştur.

            KARTAL 3. SULH CEZA MAHKEMESİ; 11.9.2001 gün ve E:2001/40, K:2001/40 D.İş sayı ile, itiraz dilekçesinde İmar Yasasına aykırılıktan idari para cezası verildiğinden bahisle cezanın iptalinin istenildiği; Belediye Encümeninin bu nitelikteki para cezalarına karşı ilgililerin süresi içerisinde sulh ceza mahkemesine itiraz haklarının bulunduğuna ilişkin 3194 sayılı Yasa’nın 42/5. maddesi hükmünün Anayasa Mahkemesi’nin 15.5.1997 gün ve E:1996/72, K:1997/51 sayılı kararı ile yürürlükten kaldırıldığı; böylece itiraz konusunda Mahkemenin görevsiz konuma geldiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

            Davacı vekili, bu kez, para cezasına ilişkin encümen kararının iptali istemiyle, 25.10.2001 gününde idari yargı yerinde dava açmıştır.

            İSTANBUL 6. İDARE MAHKEMESİ TEK HAKİMİ: 28.2.2002 gün ve E:2001/472 sayı ile, 1608 sayılı Yasa’nın 5. maddesine göre, ceza kararlarına karşı tebliğinden itibaren beş gün içinde mahsus hakimlere ve bulunmayan yerlerde sulh hakimliğine müracaatla itiraz olunabileceği; dilekçe ekinde yer alan Belediye Başkanlığı yazısından, 1608 sayılı Yasa’nın 1. maddesine göre davacı adına para cezası tahakkuk ettirildiğinin anlaşıldığı; belirtilen yasal düzenlemeye göre davanın görüm ve çözümünün sulh ceza mahkemesinin görevinde bulunduğu sonucuna ulaşıldığı, ancak daha önce bu yargı yerince görevsizlik kararı verildiğinden bahisle, görevli merciin belirlenmesi için 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurulmasına, işin incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilinceye değin ertelenmesine karar vermiştir.

            İNCELEME VE GEREKÇE   : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ali HÜNER’in Başkanlığında, Üyeler: Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Ümran SAYIŞ, Ayla ALKIVILCIM, Ahmet BAŞPINAR, Ertuğrul TAKA ve Hıfzı ÇUBUKLU’ nun katılımlarıyla yapılan 18.11.2002 günlü toplantısında, Raportör- Hakim İsa YEĞENOĞLU’ nun  davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı Emin Celalettin ÖZKAN’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

            USULE İLİŞKİN İNCELEME:

            Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, idare mahkemesi tek hakimince anılan Yasa’nın 19. maddede öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde başvuruda bulunulduğu ve Başkanlıkça getirtilen adli yargı yerine ait dava dosyasının da incelemeye alındığı anlaşılmıştır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmemiş olup, esas inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verildi.

            ESASA İLİŞKİN İNCELEME  :

            Dava, Belediye Meclisi Kararına aykırı davranıldığı nedeniyle encümence 1608 sayılı Yasa’ya göre verilen para cezasının kaldırılması isteminden ibarettir.

            3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesinde öngörülen cezalar, ruhsat alınmadan veya ruhsat veya eklerine veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapılar hakkında olup; 1608 sayılı Yasa’nın verdiği yetkiye dayanılarak tertip olunan uyuşmazlık konusu para cezası, 3194 sayılı Yasa’nın ceza hükmü kapsamına girmemektedir.

            Umuru Belediyeye Müteallik Ahkamı Cezaiye Hakkında 16 Nisan 1340 (1924) Tarih Ve 486 Numaralı Kanunun Bazı Maddelerini Muaddil 15.5.1930 tarih ve  1608 sayılı Kanunun, 3.1.1940 tarih ve 3764 sayılı Kanunla değişik 1. maddesi “Belediye meclis ve encümenlerinin kendilerine kanun, nizam ve talimatnamelerin verdiği vazife ve salahiyet dairesinde ittihaz ettikleri kararlara muhalif hareket edenlerle belediye kanun ve nizam ve talimatnamelerinin men veya emrettiği fiilleri işleyenlere veya yapmayanlara elli liraya   kadar ( 12.6.1979 tarih ve 2248 sayılı Yasanın 23. maddesi ile 20 katına çıkarılmıştır.) hafif para cezası tertibine üç günden onbeş güne kadar ticaret ve sanat icrasından men’e ve Türk Ceza Kanununun 536,538,557,559 ve 577. maddeleriyle 553.maddesinin birinci fıkrasında yazılı cezaları tayine belediye encümenleri salahiyettardır. Şubelere ayrılan belediyelerde bu cezaları encümen namına ve yerine şube müdürleri tayin ederler.” hükmünü taşımaktadır.

            Aynı yasanın, 5.7.1934 tarih ve 2575 sayılı Yasa ile değişik 5. maddesinin birinci fıkrasında “Ceza kararlarına tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde mahsus hakimlere ve bulunmayan yerlerde sulh hakimliğine müracaatla şifahi veya yazılı itiraz olunabilir. İtiraz şifahi ise bir zabıt tutularak muterize imza ettirilir. “; 6. maddesinde de” İtiraz üzerine tetkikat evrak üstünde yapılır,”,...”itirazlar varit ise hakim ceza kararını iptal ve para cezası alınmış ise belediyenin geri vermesine hükmeder. İtiraz varit görülmezse karar tasdik olunur. İtirazın otuz gün içinde neticelendirilmesi mecburidir. Hakim izahat almak üzere lüzum görürse muterizi veya vekilini celbederek dinleyebilir...” hükümlerine yer verilmekte ve 7. madde ile, yazılı emir ile bozma yolu saklı kalmak kaydıyla, itiraz sonucunda hakim tarafından verilecek kararların kesin olduğuna ve temyiz edilemeyeceğine işaret edilmektedir.

            Anılan Yasa ile, belediyeyi ilgilendiren yasal düzenlemelerin emrettiği fiilleri yapmayanlara veya yasakladığı fiilleri işleyenlere 1. maddede yazılı diğer cezaların yanısıra üç günden onbeş güne kadar ticaret ve sanat icrasından men cezası verilmesi konusunda belediye encümeni yetkili kılınmış ve bu cezalara itiraz edilmesi üzerine uygulanacak usul ve esaslar özel olarak düzenlenmiş olup, uyuşmazlığa konu edilen davada görevli yargı yerinin belirlenebilmesi için sözkonusu itiraz müessesesinin incelenmesi gerekli bulunmaktadır.

           1924 tarih ve 486 sayılı Yasada, belediye cezalarına karşı hiçbir yargı merciine başvurulamayacağı kabul edilmiş iken, bu Yasa’nın 6. ve 7. maddelerini tadil eden 1927 tarih ve 959 sayılı Yasa bu cezalara idare heyetleri önünde itiraz edilebilmesine olanak tanımış ise de, yasakoyucu tarafından, idare heyetlerinin kuruluş, nitelik ve görevleri itibariyle uygun görülmeyen bu uygulamadan vazgeçilerek, 1930 tarih ve 1608 sayılı Yasa ile, konuya daha uygun bir çözüm şekli getirmek amacıyla, itirazların öncelikle bir “mahsus hakim” tarafından, bulunmayan yerlerde ise, sulh hakimi tarafından incelenebilmesini olanaklı kılan bir düzenlemeye gidilmiştir.

            Nitekim, 1608 sayılı Yasanın 30.3.1930 tarihli Adliye Encümeni Mazbatasında, Yasanın bu yönüyle “ceza tertibi dolayısıyla herhangi bir haksızlık ve mağduriyete uğradıklarını iddia edenlerin itirazlarına en seri bir surette ve tam bir itminan verecek merciler tarafından tetkikine imkan vermeyi temine matuf” olduğu ifade edildikten sonra... “5. ve 6. maddelerde itiraz mercii olarak, belediye işleri çok olan yerlerde mahsus hakim ihdas olunarak o hakimler ve olmayan yerlerde sulh hakimleri salahiyetli addolunmuş ve bu suretle de itirazların bir hakim huzurunda tetkiki suretiyle tatminkar bir usul kabul olunmuştur”. denilmektedir.

            Bu açıklamalara göre, Yasada sözü edilen “mahsus hakim” ibaresinden, sadece belediye işleriyle ilgili cezalara yapılan itirazları çözümlemekle görevli olacak özel hakimlerin amaçlandığı anlaşılmakta olup, şifahi itirazları da kabul ederek inceleyebileceği ve gerektiğinde itiraz edeni çağırıp dinleyebileceği belirtilen mahsus hakimin, yazılı yargılama usulünü uygulayan idare mahkemesi olarak anlaşılmasına olanak bulunmamaktadır. Öte yandan, Yasada, mahsus hakimin bulunmadığı yerlerde sulh hakimliğine başvurulacağına işaret edilmiş olması karşısında , bu tür cezalara karşı yapılan itirazın  görüm ve çözümünün adli yargı yerinin görevine girdiği açıktır.

            Belirtilen nedenlerle, 1608 sayılı Yasaya göre belediye encümenince verilen para  cezasına karşı yapılan itirazın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan, İstanbul 6. İdare Mahkemesi Tek Hakimince yapılan başvurunun kabulü ile, Kartal 3. Sulh Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

 SONUÇ :Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul 6. İdare Mahkemesi Tek Hakimi’nin başvurusunun KABULÜ ile Kartal 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 11.9.2001 gün ve E:2001/40, K:2001/40 D.İş sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 18.11.2002 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.