T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS   NO : 2018/180

            KARAR NO : 2018/191

            KARAR TR: 26.03.2018

ÖZET : İcra takibine yapılan itirazın iptali, duran takibinin devamı ve davalının % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

KARAR

 

 

 

Davacı    : L. Sigorta A.Ş.

Vekili     : Av. G. D.

Davalılar: Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü

Vekili     : Av. A.M.

 

O L A Y:  Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirket nezdinde sigortalı olan 07 ST.... plakalı aracın Konyaaltı Liman Mahallesi 3… Sok.No:… P.P. Sitesi otoparkında aşırı yağış nedeni ile Sarısu Deresinin de taşması nedeni ile sel hasarına maruz kaldığını, sigortalının müvekkili şirkete hasar ihbarında bulunmasının ardından eksper görevlendirildiğini, zarar miktarı tespit edildiğini, eksper raporuna göre aracın tam hasarlı kabul edildiğini, pert işlemine tabi tutularak sigortalıya 9.5.2013 tarihinde 37.000,00 TL ödeme yapıldığını, hasarlı haldeki aracın sovtajından ise 15.170,00 TL tahsilat yapıldığını, 07 ST.... plakalı araç hasarı için nihai zararın 21.830,00 TL olduğunu, sigortalı araçta meydana gelen zararın sebebinin yağmur suları olduğunu, zarar sorumlusunun davalı idarenin olduğunu, müvekkili şirketin ödediği meblağ kadar sigortalısına halef olduğunu,uğradığı zararı ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte Antalya l.İcra Müdürlüğünün 2015/2475 sayılı dosyası ile davalıdan talep ettiğini, l. İcra Müdürlüğünün 2015/2475 sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile 21.830,00 TL toplam alacağın, müvekkilinin ödeme tarihinden itibaren işleyen yasal faizi olan 3.629,24 TL ile toplam 25.459,24 TL üzerinden davalının %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesi vetakibin devamına karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANTALYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 3.3.2017 gün ve E:2016/168, K:2017/52 sayı ile, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2.Maddesinde "İdari dava türleri" arasında sayılan "İdari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası" kapsamında idari yargı yerlerince yapılması gerektiği, davanın görülmesi ve çözümünün idari yargı yerinin görevine girdiği tüm dosya kapsamında belirlendiğinden davada adli yargının görevli olmaması nedeniyle, dava şartlarının bulunmamasından dolayı, davanın yargı yolu bakımından usulden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Antalya 3. İdare Mahkemesi: 31.7.2017 gün ve E:2017/926, K:2017/1058 sayı ile, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her Asliye Mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının Asliye Mahkemesinde görülmesi gerektiği; davaya bakmak görevinin adli yargı mercilerinin görev alanına girdiği; Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü kararlarının bu yönde olduğu gerekçesiyle; davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.

Konya Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi: 18.12.2017 gün ve E:2017/4365, K:2017/4583 sayı ile, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesinin 1. fıkrasında; adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvuracağı ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteleyeceği; aynı maddenin 2. fıkrasında ise; dava dosyası ile birlikte uyuşmazlık mahkemesine göndereceği hükmününyer aldığı gerekçesiyle; davada da mahkemece, uyuşmazlığı çözmekle adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna ulaşıldığından, 2247 sayılı Yasanın 19. maddesi uyarınca görevli mahkemenin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulması gerekirken, davanın görev yönünden reddine karar verilmesinde hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle; istinaf isteminin kabulüne, Mahkeme kararın kaldırılmasına karar vermiştir.

ANTALYA 3. İDARE MAHKEMESİ: 26.2.2018 gün ve E:2018/91 sayı ile, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her Asliye Mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının Asliye Mahkemesinde görülmesi gerektiği; davaya bakmak görevinin adli yargı mercilerinin görev alanına girdiği sonucuna varıldığından, görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiş, dava dosyası 28.2.2018 tarih ve E:2018/91sayılı üst yazısı ile Mahkememize gönderilmiş olup, 8.3.2018 tarihinde kayda girmiştir.  

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Birgül KURT’un katılımlarıyla yapılan 26.03.2018 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacı şirkete sigortalı07 ST.... Plaka numaralı aracın 15.4.2013 tarihinde Antalya Konyaaltı Liman Mahallesinde Sarısu Deresinin taşmasından dolayı hasara uğraması nedeniyle, sigortalıya yaptığı ödemenin tahsili için halef olarak Antalya 1. İcra Müdürlüğü'nün 2015/2475 Esas sayılı dosyasından başlattığı takibe yapılan itirazın iptaliile takibin devamı ve %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu dolayısıyla, Antalya 3. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 3.3.2017 gün ve E:2016/168, K:2017/52 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Antalya 3. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 3.3.2017 gün ve E:2016/168, K:2017/52 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.03.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

    Başkan                     Üye                               Üye                              Üye                  

      Nuri                      Şükrü                          Mehmet                   Ahmet Tevfik        

NECİPOĞLU             BOZER                         AKSU                     ERGİNBAY

 

 

 

 

                                      Üye                                  ÜyeÜye

                                Alaittin Ali                 Süleyman Hilmi                    Birgül

                                  ÖĞÜŞ                             AYDIN                          KURT