T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          CEZA BÖLÜMÜ

          ESAS      NO : 2014/22

          KARAR   NO : 2014/22

          KARAR   TR   : 14.07.2014

ÖZET: 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadı-ğından, (Sulh Ceza Mahkemesinin gö-revsizlik kararı kesinleşmediğinden) aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN RED-DİNE karar verilmesinin gerektiği hk.                                                                                 

 

 

K A R A R

 

 

            Davacı           : K.H.

            Sanık             : 1-M.G.

                                      2-M.Ş.

                                      3-S.K.

             

          OLAY               : 12. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığının 13.7.2012 gün ve E:2012/788, K:2012/52 sayılı kararı ile, Ağrı Merkez İlçe Jandarma Cezaevi Karakol Komutanlığı emrinde görevli sanıklardan  Uzm. J. V Kd. Çvş. M.G.’ün nöbetçi astsubay olduğu 22.5.2012 günü, 18.00 - 24.00 saatleri arasında tel içi hazır kıta görevlisi olarak görevli sanık  J. Er M.Ş. ile  19.00 - 21.00 saatleri arasında 5 no’lu kule nöbetçisi olarak görevli sanık J. Onb. S.K. ile birlikte  cezaevi içerisinde güvenlik tedbirleri sebebiyle yasaklanan yerde mangal yaptığı, sanıklar M.Ş. ile S.K.’nun nöbetçi olduklarını  bildiği halde nöbetlerine gitmeleri konusunda herhangi bir müdahalede bulunmadığı, bu suretle görevini ihmal ettiği, diğer sanıkların da nöbetçi oldukları halde nöbete gitmedikleri bu suretle “emre itaatsizlikte ısrar etmek” suçunu işlediklerinden bahisle haklarında soruşturmanın başlatıldığı belirtilerek,  2803 sayılı Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkileri Kanunu uyarınca sanıklara yüklenen eylemlerin sanıkların  mülki görevi esnasında işlendiği, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinin dış korumalarını yapmanın , jandarmanın mülki görevleri arasında olduğu, bu görev esnasında işlendiği ileri sürülen suçlar nedeni ile sanıkların adli yargı yerinde yargılanmaları  gerektiği, Uyuşmazlık Mahkemesinin kararlarının da bu yönde olduğu açıklanarak, sanıklar hakkında  “görevi kötüye kullanmak” suçu nedeniyle  yürütülen soruşturmada  görevsizlik kararı verilerek  soruşturma dosyasının Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmiş,

            Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, olay sırasında sanıkların Ağrı M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun dış güvenliğinde görevli oldukları ancak  nöbet hizmetlerinin mülki bir görev olmayıp askeri bir görev olduğu, sanıklara yüklenen eylemlerin “emre itaatsizlikte ısrar” suçuna vücut vereceği ve bu suçun da ancak askeri şahıslarca işlenebilen ve Askeri Ceza Kanununda düzenlenen bir eylem olduğu, diğer yasalarda bu eylemlere yönelik herhangi bir düzenleme bulunmadığı açıklanarak  görevsizlik kararı ile gereğinin takdir ve ifası için soruşturma dosyasının Ağrı 12. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığına gönderilmesine karar verilmesi üzerine;

            12. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığının  28.2.2013 gün ve E:2013/436, K:2013/85 sayılı iddianamesiyle,  olay günü saat 19:30 sıralarında sanıklar ile cezaevinde görevli diğer askerlerin kendi aralarında 5’er TL toplayarak mangal yaptıkları,  sanıklar M.Ş. ile S.K.’nun nöbetçi olmalarına rağmen nöbetlerine gitmeyip mangala katıldıkları, sanık M.G.’ün her iki sanığa da nöbetleri olduğunu bildiği halde müdahale etmediği ve bu duruma göz yumduğu, böylece sanıklar M.Ş. ile S.K.’nun  “emre itaatsizlikte ısrar etmek”,  sanık M.G.’ün “görevi kötüye kullan-mak” suçunu  işledikleri ileri sürülerek, sanıklar M.Ş. ile S.K.’nun eylemine uyan  1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 87/1 (1. cümle) maddesi,  sanık M.G.’ün eylemine uyan aynı Kanun’un 144. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 257/1. maddesi uyarınca cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmıştır.

          

          12. MEKANİZE PİYADE TUGAY KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 6.3.2013 gün ve E:2013/779, K:2013/36 sayıyla; sanıklara yüklenen eylemlerin, jandarmanın mülki görevlerinden olan ceza infaz kurumları ve tutukevlerinin dış korumalarının yapıldığı sırada işlendiği ileri sürüldüğünden,  Uyuşmazlık Mahkemesi kararları da gözetilerek,  jandarma personelinin ancak askeri hizmete ilişkin eylemlerinden dolayı askeri yargıya tabi bulundukları açıklanarak, her ne kadar            sanıklar M.Ş. ile S.K. hakkında “emre itaatsizlikte ısrar etmek” suçu nedeniyle cezalandırılmaları istemiyle  kamu davası açılmış ise de, yüklenen eylemlerin  5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun  257/2. maddesinde düzenlenen “görevi ihmal” suçunu oluşturduğu  belirtilerek, sanıklara yüklenen  “görevi kötüye kullanmak” ve “görevi ihmal” suçlarının  askeri  suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması, atılı suçların sanıkların mülki görevleri sırasında işlendiği, mülki görev sırasında işlenen suçlar bakımından sanıkları yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu

gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş,  temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası Ağrı 2. Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

 

AĞRI 2. SULH CEZA MAHKEMESİ: 10.3.2014 gün ve E:2013/191, K:2014/149 sayıyla;  sanık M.G. hakkında “görevi kötüye kullanma” suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığını belirterek, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinin dış korumasını sağlamakla yükümlü olan jandarmanın tüm eylem ve işlemlerinin mülki görev kapsamında olmadığı, nöbet hizmetlerinin mülki bir görev olmayıp askeri bir görev olduğu, bu anlamda sanıklar M.Ş. ve S.K.'nun eylemlerinin “emre itaatsizlikte ısrar etmek” suçunu oluşturabileceği, diğer sanık M.G.'ün eyleminin de diğer sanıkların eylemleri ile bağlantılı olduğu Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununun 12.maddesinde yer alan düzenleme uyarınca  sanıkların yargılamalarının bir bütün halinde askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, dava dosyası, aynı Mahkemece, Mahkememize gönderilmiştir.

 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler; Ahmet KARADAVUT, Davut TELLİ, Şuayip ŞEN, Haluk ZEYBEL, Yusuf Tamer ÇETİN, Mehmet AVCIOĞLU’nun katılımlarıyla yapılan 14.07.2014 günlü toplantısında, Raportör-Hâkim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, başvurunun reddi yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Hüseyin KORKUSUZ’un, başvurunun reddine ilişkin sözlü ve yazılı açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 

Dosyanın incelenmesinde, adli yargı yerince verilen  görevsizlik kararının sanıklar M.Ş. ile S.K.'ya  tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.

 

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34. maddesi ikinci fıkrasında, “Kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir” denilmiş, 223. maddesinin onuncu fıkrasında, “Adli yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararı kanun yolu bakımından hüküm sayılır” düzenlemesi yer almış, 232. maddesinin altıncı fıkrasında ise, “Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir” hükmüne yer verilmiştir.

 

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’un “Olumsuz görev uyuşmazlığı” başlığı altında düzenlenen 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir” denilmektedir.

 

Uyuşmazlığın incelenebilmesi için, 2247 sayılı Yasa’nın 1 ve 14. maddeleri uyarınca, yargı yerlerince verilen kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri dışında ayrıca, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 9.12.1931 gün ve E:1931/12, K:1931/48 sayılı kararında da belirtildiği gibi yargı yolunu değiştirmeye yönelik görevsizlik kararlarının temyize tabi oldukları kuşkusuzdur. Böylece, sanıklara  tebliğ edilmeyen, başvurabileceği kanun yolu, süresi, mercii yasaya uygun olarak sanıklara bildirilmeyen kararın kesinleşmesinden söz edilmesine olanak yoktur. Bu nedenle, sanıklar  M.Ş. ile S.K.'ya,  yukarıda açıklanan haklarını belirtir nitelikte tebligat yapılarak temyiz süresinin beklenmesi, görevsizlik kararı kesinleştikten sonra dosyanın Mahkememize gönderilmesi gerekmektedir.

 

Açıklanan nedenlerle, Ağrı 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kesinleşmemiş olması nedeniyle, 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

SONUÇ : 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE, 14.07.2014 günü  OYBİRLİĞİ  İLE  KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar ÖZGÜLDÜR

Üye

Ahmet KARADAVUT

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

 Haluk ZEYBEL

Üye

Davut TELLİ

 

 

 

 

 

 

 

 

              Üye

Yusuf Tamer ÇETİN

 

Üye

Şuayip ŞEN

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet AVCIOĞLU