Hukuk Bölümü 2006/251 E., 2006/271 K.

  • OLUMLU GÖREV UYUŞMAZLIĞI ÇIKARMA
  • 2709 S. 1982 ANAYASASI [ Madde 125 ]
  • 506 S. SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) [ Madde 134 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 10 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 13 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 27 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 2 ]
  • "İçtihat Metni"

    O L A Y: Sigortalı olan Hasan Önal'ın eşi Sıddıka Önal'ın Sosyal Sigortalar Kurumu Etlik Kadın ve Doğum Eğitim Hastanesi'nde 9.3.2001 tarihinde gerçekleştirilen doğumunda şahsi kusurlu doktorlarca sezeryanla doğum yaptırılmadığı, normal doğumda bebeğe zarar verildiği ileri sürülerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere çalışma gücünün kaybı ve bakıcı giderleri karşılığı 1.000.000.000.- TL ve karşılanmayan tedavi giderleri için 200.000.000.- TL'nin doğum tarihi olan 9.3.2001 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi istemiyle Yaşar Metin Önal'a velayeten Sıddıka Önal ve Hasan Önal tarafından adli yargı yerinde dava açılmıştır.

    Davacılar vekili, 5.2.2004 tarihinde Mahkemeye verdiği dilekçesinde, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.200.000.000.- TL destekten yoksun kalma tazminatının 17.10.2001 tarihinden işleyecek yasal faizi ile müteselsil sorumlu davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

    Yaşar Metin Önal'ın 17.10.2001 tarihinde hayatını kaybetmesi üzerine davacılar vekili tarafından, doğumun gerektiği gibi yapılmaması, hatalı olarak doğum işlemleri uygulanması nedeniyle doğumda oluşan travma sonucu davacıların çocuklarını kaybettikleri ileri sürülerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 2.846.243.255.- TL maddi ve 45.000.000.000.- TL manevi tazminatın 17.10.2001 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsil sorumlu davalılardan tahsili istemiyle adli yargı yerinde Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı ve Birsu Sarıışık aleyhine bir dava daha açılmış; Mahkemece, bu davanın ilk dava ile birleştirilmesine karar verilmiştir.

    ANKARA 5. İŞ MAHKEMESİ ; 6.10.2004 gün ve E:2001/715-2004/1166; K:2004/1130-2004/1095 sayı ile, işin esasını incelemek suretiyle karar vermiş ; ancak, bu karar, YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ'nin 19.4.2005 gün ve E:2004/11994; K:2005/4080 sayılı kararı ile; davanın, SSK Hastanesi doktorlarının yanlış tedavisi sonucu oluşan zararın giderilmesine yönelik maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin bulunduğu, Mahkemece, işin esasına girilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonucun usul ve yasaya uygun bulunmadığı, Sosyal Sigortalar Kurumu'nun özel hukuk hükümlerine tabi tüzel kişiliğe haiz bir kuruluş olduğu ve uyuşmazlığın 506 sayılı Yasa'dan kaynaklanmadığı, bu tür davalarda özel hukuk kurallarının uygulanacağı, yanlar arasındaki bu tür hukuki ilişkide öncelikle Borçlar Kanunu'nun adam çalıştırma ilkeleri ile vekalet akdi hükümlerinin uygulanabileceği, bu durumda, açık kanun hükmü ile iş mahkemesinde görüleceği belirtilmemiş olan bu tür davaların genel mahkemelerde görülmesi gerektiğinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2003/21-95 Esas, 2003/13 Karar sayılı ve 26.2.2003 günlü kararında da açıkça belirtildiği, bu durumda, Mahkemenin, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğuna karar vermesi gerekirken, görevli olduğuna karar vererek işin esasına girip davayı sonuçlandırmasının doğru görülmediği, Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutularak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilip yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuş; ANKARA 5. İŞ MAHKEMESİ ; 6.12.2005 gün ve E:2005/1169-2004/1166; K:2006/2-2004/1095 sayı ile, bozma kararına uymak suretiyle görevsizlik kararı vermiştir.

    Bunun üzerine, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmeye başlanan davada, davalılardan Sağlık Bakanlığı ve Birsu Sarıışık vekilleri, davada idari yargının görevli olduğunu ileri sürerek görev itirazında bulunmuşlardır.

    ANKARA 21. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 29.6.2006 gün ve E:2006/157 sayı ile, iki davalının da görev itirazının reddine karar vermiştir.

    Sağlık Bakanlığı ve Birsu Sarıışık vekillerinin, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemini içeren başvuruları üzerine, dava dosyası Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

    DANIŞTAY BAŞSAVCISI; SSK Ankara Doğumevi ve Kadın Hastalıkları Eğitim Hastahanesi'nde Sıdıka Önal'ın doğumu sırasında uygulanan yöntemden dolayı çocuğun rahatsızlanması ve daha sonra ölmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararların yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle Sağlık Bakanlığı, SSK Başkanlığı, Birsu Sarıışık, Ali Karaoba ve Levent Seçkin aleyhine Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/157 Esas sayısında görülen davada, davalılardan Birsu Sarıışık ile Sağlık Bakanlığı'nca, davanın görüm ve çözümünün idari yargının görevine girdiği ileri sürülerek görev itirazında bulunulduğu ve itirazın reddi üzerine olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasının istenildiği, Anayasa'nın 125. maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunun belirtildiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davalarının, idari dava türleri arasında sayıldığı, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 134. maddesinde, bu Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görüleceği belirtilmiş olup, aynı Yasanın 1.maddesinde sözü edilen, iş kazalarıyla meslek hastalıkları, hastalık, analık, malûllük, yaşlılık ve ölüm hallerinde ödenecek sigorta yardımları konusunda sigortalı kişi ile idare veya Sosyal Sigortalar Kurumu arasında çıkacak uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görülmesi gerektiği, ancak, Anayasa'nın, herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamakla görevli Devletin, bu görevini kamu ve özel kesimdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak yerine getireceği yolundaki 56. maddesi hükmü dikkate alındığında, sözü edilen Kuruma ait hastahanelerde verilen sağlık hizmetinin, kamu hizmeti olarak yürütüldüğü kuşkusuz olup, bu hizmetlerin yürütülmesi sırasında uğranılan zararların tazminine ilişkin uyuşmazlıkların çözümünün, 506 sayılı Yasanın 134. maddesi kapsamı dışında kaldığı, dosyanın incelenmesinden, Sosyal Sigortalar Kurumu Ankara Doğumevi ve Kadın Hastalıkları Eğitim Hastahanesi'nde yaptırılan doğumda hatalı uygulama nedeniyle çocuğun oksijensiz kaldığı, beyin hücrelerinin öldüğü, gırtlak yapısının çalışmadığı, organların fonksiyonlarını yitirdiği ve daha sonra hayatını kaybettiği ileri sürülerek SSK Genel Müdürlüğü ve ilgili hekimler aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açıldığı anlaşılmakta olup, davalı idareye bağlı hastanede sağlık hizmetinin gereği gibi yürütülmediği iddiasından kaynaklanan davada, kamu hizmeti yürüttüğü kuşkusuz olan ve olay tarihinde Sosyal Sigortalar Kurumu'na bağlı bulunan hastanenin, bu hizmeti yürüttüğü sırada kişilere verdiği zararların giderilmesinin ancak idari yargıda açılacak tam yargı davası ile idarenin tazmin sorumluluğuna ilişkin esaslar çerçevesinde mümkün olacağı sonucuna ulaşıldığı, öte yandan, adı geçen hastane, 5283 sayılı Yasa'ya göre Sağlık Bakanlığı'na devredilmiş olup, bu Yasanın 9/c maddesi uyarınca, devredilen sağlık birimleri ile ilgili olarak, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar kamu kurum ve kuruluşları leh ve aleyhine adli ve idari yargıda sağlık hizmetleri sunumundan dolayı açılmış ve açılacak davaların, Bakanlık husumetiyle yürütülmesinin gerekmesi ve bütün hak, yetki, yükümlülük, alacak ve borçlarıyla birlikte Bakanlığa geçmesi hususları da dikkate alındığında, devredilen SSK hastanelerinin hizmet kusuru iddiasına dayalı tazminat davalarının genel idari yargı yerinde görülmesi gerektiği sonucuna varıldığı, bu durumda, SSK Genel Müdürlüğü aleyhine açılan ve daha sonra Sağlık Bakanlığı husumetiyle görülen davanın görüm ve çözümünün, idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davalarına bakmakla görevli olan idari yargıya ait bulunduğundan, Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin Sağlık Bakanlığı'nın görev itirazının reddine ilişkin kararının kaldırılmasının icap ettiği gerekçesiyle davanın Sağlık Bakanlığı aleyhine açılan kısmı yönünden 2247 sayılı Kanun'un 10 uncu ve izleyen maddeleri uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarmış ve görev konusunun incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi'nden istemiştir.

    Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa'nın 13. maddesinin üçüncü fıkrasına göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'ndan yazılı düşüncesi istenilmiştir.

    YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; davacılar vekilinin, müvekkili Yaşar Metin Önal'ın babası olan müvekkili Hasan Önal'ın davalı Kurumun sigortalısı olduğunu, anne Sıddıka Önal'ın doğum yapması için davalı Kurumun hastanesine götürüldüğünü, hastanede görevli doktorların kusurlu eylemleri nedeniyle davacı Yaşar Önal'ın malul kaldığını bildirerek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunduğu, daha sonra davacı Yaşar Önal'ın ölmesi üzerine verdiği dilekçe ile baba ve annesi için destekten yoksun kalma tazminatı ve ek dava ile manevi tazminat istemiyle SSK Kurumu Başkanlığı ve doktorlar aleyhine Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava açtığı, davalı idare ve doktor Birsu Sarıışık tarafından görev itirazında bulunulması üzerine olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığının anlaşıldığı, Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce 28.09.2006 tarihli oturumda, davalının görev itirazının reddedildiği, Anayasa'nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğunun kurala bağlandığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılan tam yargı davalarının, idari dava türleri arasında sayıldığı, davanın, yanlış tedavi sonucu uğranılan zararın davalı Kurumdan tazmini isteminden ibaret olduğu, davalı idarenin, sağlık hizmeti ile ilgili görevini yerine getirirken hizmet kusuru nedeniyle açılan davanın, idari yargı yerinde görülmesinin gerektiğini ileri sürerek görev itirazında bulunduğu, davalılardan SSK'na ait hastane 5283 sayılı Yasa'ya göre Sağlık Bakanlığı'na devredilmiş olup, bu Yasanın 4/c maddesi uyarınca , "Devredilen sağlık birimleri ile ilgili olarak; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar, Sosyal Sigortalar Kurumunun sağlık hizmeti satın almasına ilişkin sözleşmeleri hariç, kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılmış sözleşmeler, kredi anlaşmaları, yatırım projeleri ile kamu kurum ve kuruluşları leh ve aleyhine adlî ve idarî yargıda sağlık hizmeti sunumundan, iyileştirici tıbbî malzeme alımından dolayı ve sağlık hizmeti sunan personelle ilgili açılmış ve açılacak davalar ile icra takiplerinin, Bakanlık husumetiyle yürütülür. Bütün hak, yetki, yükümlülük, alacak ve borçlarıyla birlikte Bakanlığa geçer" denilmekte olduğundan, devredilen SSK hastanelerinin hizmet kusuruna dayalı tazminat davalarının genel idari yargı yerinde görülmesi gerektiği, buna göre ve zararın kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında doğması nedeniyle idarenin hizmet kusuruna dayanılmış olması karşısında, kamu hizmeti yürüten davalının bu hizmeti yürüttüğü esnada kişilere verdiği zararın tazmini istemiyle açılan davada, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının saptanmasının gerektiği, bu hususların saptanması ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 sayılı Yasa'nın 2/1-b maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yerlerinin görevli bulunduğu, bu nedenle, Danıştay Başsavcısı'nın başvurusunun kabulü ile Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin davalı Sağlık Bakanlığı'nın görev itirazının reddine ilişkin kararının kaldırılması gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Ahmet VELİOĞLU, Z. Nurhan YÜCEL, Esen EROL, Abdullah ARSLAN ve Levent ÖZÇELİK'in katılımlarıyla yapılan 25.12.2006 günlü toplantısında;

    I-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalı idare vekilinin anılan Yasanın 10. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine, Danıştay Başsavcısı'nca 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşıldığından ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

    II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ'un, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU'nun, davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    Dava, Sosyal Sigortalar Kurumu Etlik Kadın ve Doğum Eğitim Hastanesi'nde doğan çocuklarını, doğumun gerektiği gibi yapılmaması, hatalı olarak doğum işlemleri uygulanması nedeniyle doğumda oluşan travma sonucu kaybettiklerini ileri sürerek zararlarının karşılanması amacıyla maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsili istemiyle açılmıştır.

    19/1/2005 gün ve 25705(Mük.) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5283 sayılı Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Ait Sağlık Birimlerinin Sağlık Bakanlığına Devredilmesine Dair Kanun'un 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, kamu kurum ve kuruluşlarına ait sağlık birimlerinin Sağlık Bakanlığına devredilmesiyle ilgili usûl ve esasları belirlemek olduğu, 4. maddesinin (c) fıkrasında, devredilen sağlık birimleri ile ilgili olarak; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar, Sosyal Sigortalar Kurumunun sağlık hizmeti satın almasına ilişkin sözleşmeleri hariç, kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılmış sözleşmeler, kredi anlaşmaları, yatırım projeleri ile kamu kurum ve kuruluşları leh ve aleyhine adlî ve idarî yargıda sağlık hizmeti sunumundan, iyileştirici tıbbî malzeme alımından dolayı ve sağlık hizmeti sunan personelle ilgili açılmış ve açılacak davalar ile icra takiplerinin, Bakanlık husumetiyle yürütüleceği, bütün hak, yetki, yükümlülük, alacak ve borçlarıyla birlikte Bakanlığa geçeceği, 10 maddesinde ise, bu Kanunun 4 üncü maddesinin (b) ve (g) bendi, 5 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 6 ncı maddesinin yayımı tarihinde, diğer hükümlerinin yayımını takip eden günden bir ay sonra yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.

    Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b. maddesinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.

    Olayda, davacı vekilince, uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini istemiyle Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı ve doktorlar Birsu Sarıışık, Levent Seçkin ve Ali Karaoba'ya karşı açılan davada, 5283 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesi nedeniyle Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı yerine davaya taraf olan Sağlık Bakanlığı ile davalı doktorlardan Birsu Sarıışık'ın, davanın görüm ve çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki görev itirazı, Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce reddedilmiştir.

    Sosyal Sigortalar Kurumu Etlik Kadın ve Doğum Eğitim Hastanesi, olayın olduğu tarihte Sosyal Sigortalar Kurumu'na bağlıyken, Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin davayı incelediği aşamada 5283 sayılı Yasa uyarınca Sağlık Bakanlığı'na devredilmiştir.

    Bu duruma göre, hastanenin kamu hizmetini yürüttüğü sırada kişilere verdiği zararın tazmini istemiyle açılan bu davada, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının saptanması gerekmektedir. Bu hususların saptanması ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 sayılı Yasa'nın 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevlidir.

    Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı'nca yapılan başvurunun kabulü ile Asliye Hukuk Mahkemesi'nin davalı Sağlık Bakanlığı'nca yapılan görev itirazının reddine ilişkin kararının kaldırılması gerekmiştir.

    SONUÇ: Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcılığı'nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davalı Bakanlık yönünden verilen 29.6.2006 gün ve E:2006/157 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 25.12.2006 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.