Hukuk Bölümü         2012/141 E.  ,  2013/170 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

                Davacı     : H.C.

                Vekilleri  : Av. C.T., Av. M.T.

                Davalı      : Altındağ Belediye Başkanlığı            

                Vekili      : Av. İ.G. 

                O L A Y  : Müvekkilinin 1960 yıllarında hazine arazisi üzerine inşa ederek içinde oturduğu Örnek Mahallesi, Gülaçan mahallesi No: 44 gecekondusu nedeniyle 24.02.1984 tarihinde yürürlüğe giren 2981 sayılı kanundan faydalanmak için ilgili belediyeye başvuruda bulunduğunu, yapılan incelemelerden sonra hak sahipliğinin tespit edildiğini, bu nedenle de Altındağ ilçesi, örnek mahallesi, 4536 ada, 3 parselde de kayıtlı100 metrekare, 4 parselde  kayıtlı49 metrekare olmak üzere 149 m2’lik arsa ve üzerinde hak sahibi olduğunun tespit edilip, ileride ıslah edilip, imar geçirildikten sonra tapu verilmesi kaydı ile 10.04.1985 tarihinde kendisine tahsis edildiğini,11.09.1986 tarih ve 3658 yevmiye no ile de tapuya TAPU TAHSİSİ şerh edilip aynı tarihli tapu tahsis belgesinin kendisine verildiğini, bu arsanın bedeli olarak 5.271.666-TL nin 1991 yılında taksitler halinde belediyeye ödendiğini ve davacıya hukuken geçerli olan tapu tahsis belgesinin verildiğini, davaya konu yerde 3194 sayılı yasama 18. maddesine göre imar uygulama planı geçirildiğini, herhangi bir imar ıslahını gerektirir bir durum olmadığını, 18.maddeye göre düzenleme ortaklık payı kesildiğini, tahsis edilen 4536 ada, 3 ve 4 parsellerin müstakil imar parsellerine bölünmüş olup, tapuya da işlendiklerini, yani, imar ıslahını gerektirir bir durumun kalmadığını, bu nedenle de tapunun verilmesini engeller yasal bir durum olmadığını, taşınmazın bulunduğu yerde 2981 sayılı kanuna göre imar geçirilerek önceden tahsis yapılan kişilere verilen yerlerin imar planında müstakil parsel olarak gösterilip bağımsız tapuların oluşturulduğunu, imar planında konut alanı olarak gösterildiğini, imar planında bağımsız parsel haline getirilen taşınmazlarda yapılaşmaların tamamına yakınının tamamlanmış ve kalan parseller için yapı ruhsatı verilerek yapılaşmaları sağlanmış olduğunu, davacıya tahsis edilen arsanın ise tapusunun çeşitli bahanelerle  uzunca zaman verilmediğini, tapunun verilmesi için belediyeye yazılı olarak başvurunca kendisine tahsis edilen arsanın mahallenin kıymetli yerinde bulunduğunun, böylesine kıymetli yeri kendisine veremeyeceklerinin, bunun yerine başka yer vereceklerinin beyan edilerek isteğini geri çevirdiklerini, davacının gecekondusunun yıkılmaya yüz tuttuğunu, korunacak durumlarının kalmadığını, kendileri eğer müsaade ederlerse bu gecekonduyu ıslah edeceğini, tamir edeceğini bu konuda kendisine izin verilmesini istemişse de buraya park yapacaklarının söylenmesi üzerine mecburen yıkılmak üzere olan gecekonduyu terk edip gecekonduyu kendi haline bıraktıklarını, davacıya tahsis edilen taşınmazın bedelinin ödendiğini, bu taşınmazlara 3194 sayılı yasanın 18. maddesi uygulaması ile taşınmazların müstakil imar parseli haline gelip tapuya işlenerek bağımsız tapu oluşturulduğunu, tüm koşullar 1990 yılında yerine geldiği halde halen daha davacıya tapu kayıtlarının devrinin yapılmamasının hukuka uygun olmadığından iş bu tahsis konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapu tescilinin yapılmasına karar verilmesi için tapu tahsis belgesine dayalı olarak (2981 Sayılı kanunun 10 .m ) iş bu davayı açmak durumunda kaldıklarını belirterek, yörede düzenli bir yapılaşmaya geçildiğinden, imar uygulaması olduğundan, imar ıslah uygulamasını gerektirir her hangi bir durum kalmadığından, 2981 sayılı yasanın aradığı tüm koşullar oluştuğundan tapu verilmesi gerektiği halde buranın kıymetli olduğu gerekçesi ile kötü niyetli olarak tapu verilmediğinden mecburen açılan iş bu dava nedeniyle gerekli yargılama yapılarak tapu verilme şartlarının oluştuğunun tespiti ile, belediye adına kayıtlı bulunan 4536 ada, 3 parselde100 metrekare hissenin, 4 parselde de49 metrekare hissenin belediye adına olan tapu kaydın iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi istemiyle adli yargıda dava açmıştır.

Davalı Altındağ Belediye Başkanlığı vekilince süresi içerisinde verilen cevap dilekçesinde özetle, davada idari yargının görevli olduğu ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi; 13.12.2011 gün ve E:2011/280 sayı ile, davalı Altındağ Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı Altındağ Belediye Başkanlığı vekilinin olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolundaki 27.12.2011 günlü dilekçesi üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

Danıştay Başsavcısı; İmar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki bütün yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenlemek ve bu işlemlere dair müracaat, tespit, değerlendirme, uygulama ve duyuru esaslarını ve ilgili diğer hususları belirlemek amacıyla Yürürlüğe konulan 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanunu'nun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun ile Valilik veya Belediyelerce, yetki ve sorumluluk alanlarında ıslah imar düzenlemeleri yapılmak suretiyle, yeniden gecekondu yapılmasının önlenmesi için temin edilecek arsaların ve muhafazası mümkün görülen gecekonduların Yasa'da öngörülen usul ve esaslara göre hak sahipliği belirlenen kişilere verilmesine olanak sağlandığını, anılan Yasanın 3290 sayılı Yasa ile değişik 10'uncu maddesinin (a) bendinde, "Bu Kanun hükümlerine göre hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel MüdürIüğü’nün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapılar, 12 nci madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yer hak sahibine tahsis edilir ve bu tahsisin yapıldığı tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine "Tapu Tahsis Belgesi" verilir. Tapu tahsis belgesi, ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil eder. (Ek: 18/5/1987 • 3366/4 md.) Ancak ıslah imar planı veya kadastro planları ile belirlenen alanlarda tapu tahsis belgesi yerine hak sahiplerine doğrudan tapuları verilebilir." hükmüne yer verildiğini, aynı maddenin (b) bendinde ise, hak sahibi olmadığı halde tapu verilen kişilerin tapularının resen iptal edileceğinin öngörüldüğünü, anılan Yasanın 13'üncü maddesinde, tapu tahsis belgesi verilen gecekondular nedeniyle hak sahibi olanlara arsa ve hisse tahsis edilmesine ilişkin kurallara yer verildiğini,2981 sayılı Yasa hükümlerine göre, idarenin hak sahiplerine "tapu vermek" ya da 10'uncu maddesinin (b) bendinde belirtildiği gibi hak sahibi olmadıkları anlaşılanlara verilmiş olan "tapuları resen iptal etmek" şeklindeki bu yetkilerini idari nitelik taşıyan uygulama işlemlerinin doğrudan bir sonucu olarak kullanması ve ayrıca bu şekilde kurulan mülkiyet, Medeni Kanun hükümleri dışında ve özel bir kanun hükmü gereğince idari tescile dayandığı gibi tapuya yapılan tescilin de, bu idari işlemin icrası niteliğinde olması karşısında, uyuşmazlığın sözü edilen uygulama işlemlerinin dayanağı olan yasal düzenleme çerçevesinde çözümlenmesi gerekeceğini, davacıların taşınmaz üzerindeki temel iddiasının, gayrimenkul mülkiyetinin iktisap yollarına ilişkin Medeni Kanun hükümlerine değil, 2981 sayılı Yasa'da öngörülen hak sahipliği esasına dayandığını ve hak sahipliğinin tespiti, geri alınmasının idari usul ve esaslar çerçevesinde belirlendiği göz önüne alındığında, 2981 sayılı Yasadan kaynaklanan uyuşmazlığa konu edinen davanın İdari Yargı'da görülmesinin gerektiğini belirterek, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 10'uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça 2247 sayılı Yasanın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı; Anayasa'nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğunun kurala bağlandığını, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-a İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davalarının idari dava türleri arasında sayıldığını, Uyuşmazlık konusu işlemin, 2981 sayılı "İmar Ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun" kapsamında imar affından yararlandırılarak tapu tahsis belgesi için başvuruda bulunulmasına rağmen, idarenin, tapu tahsis belgesine konu taşınmaza ilişkin mülkiyet hakkını devretmemesinden ve tapu tesciline yanaşmamasından kaynaklandığını, 2981 sayılı yasadan kaynaklanan tapu tahsis belgesinin verilmesi ya da iptali, ıslah imar planlarının yapılmasını takiben tapu tahsis belgelerine göre tapu belgesinin verilmesi ya da iptaline ilişkin işlemlerin idarenin tek taraflı kamu gücünü kullanarak yaptığı düzenleyici işlemler olduğu ve bu idari nitelikteki işlemlere karşı idari yargı yerinde dava açılması gerektiğini belirterek, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasa'nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/280 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 04.02.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, davalı Altındağ Belediye Başkanlığı vekilinin anılan Yasanın 10. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine, Danıştay Başsavcısı’nca davalı Altındağ Belediye Başkanlığı bakımından 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşıldığından ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, 2981 sayılı Yasa’dan yararlanmak için başvuruda bulunması üzerine kendisine tapu tahsis belgesi verilen davacı tarafından, davalı belediyeye müracaatına rağmen tapunun verilmediği ileri sürülerek sözü edilen yerin 2981 sayılı Yasa gereği tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle açılmıştır.

Uyuşmazlığa konu işlemin tesis edildiği ve davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun, imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki bütün yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenlemek ve bu işlemlere dair müracaat, tespit, değerlendirme, uygulama ve duyuru esaslarını ve ilgili diğer hususları belirlemek amacını taşımakta olup, valilik veya belediyelerce yetki ve sorumluluk alanlarında ıslah imar düzenlemeleri yapılmak suretiyle, yeniden gecekondu yapılmasının önlenmesi için temin edilecek arsaların ve muhafazası mümkün görülen gecekonduların Yasa’da öngörülen usul ve esaslara göre hak sahipliği belirlenen kişilere verilmesine olanak sağlamıştır.       

Nitekim, anılan Yasa’nın “Tapu Verme” başlıklı 3290 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesinin (a) bendi, “Bu Kanun hükümlerine göre hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapılar, 12 nci madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yer hak sahibine tahsis edilir ve bu tahsisin yapıldığı tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine “Tapu Tahsis Belgesi” verilir. Tapu tahsis belgesi, ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil eder. (Ek: 18/5/1987-3366/4 md.) Ancak ıslah imar planı veya kadastro planları ile belirlenen alanlarda tapu tahsis belgesi yerine hak sahiplerine doğrudan tapuları verilebilir” denilmektedir.

Buna göre, Yasa’da öngörülen usul ve koşullara uygunluğu saptananlara hak sahipliği ölçütüne dayalı olarak arsa veya hisse tahsis edilmekte ve gerekli düzenlemeler tamamlandıktan sonra da, yapılmış olan tahsis esas alınarak idarece hak sahiplerine tapu verilmektedir.

2981 sayılı Yasa hükümlerine göre,  idarenin hak sahiplerine "tapu vermek" ya da 10. maddesinin b bendinde belirtildiği gibi hak sahibi olmadıkları anlaşı­lanlara verilmiş olan "tapuları resen iptal etmek" şeklindeki bu yetkilerini idari nitelik taşıyan uygulama işlemlerinin doğrudan bir sonucu olarak kullanması ve ayrıca bu şekilde kurulan mülkiyet, Medeni Kanun hükümleri dışında ve özel bir kanun hükmü gereğince idari tescile dayandığı gibi tapuya yapılan tescilin de, bu idari işlemin icrası niteliğinde olması karşısında, uyuşmazlığın sözü edilen uygu­lama işlemlerinin dayanağı olan yasal düzenleme çerçevesinde çözümlenmesi gere­keceği açıktır.

Davacı vekili dava dilekçesinde, 2981 sayılı yasanın aradığı tüm koşulların oluştuğunu, buna karşın tapu verilmesi gerektiği halde verilmediğini belirterek, davacıya tahsis edilen yerin tapusunun verilmesi için söz konusu yerin belediye adına olan tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili amacıyla dava açtığını belirtmiştir.

Bu duruma göre, davacının taşınmaz üzerindeki iddiası, gayrimenkul mülkiyetinin iktisap yollarına ilişkin Medeni Kanun hükümlerine değil, 2981 sayılı Yasa’da öngörülen hak sahipliği esasına dayandığı, hak sahipliğinin tespiti ve geri alınmasının idari usul ve esaslar çerçevesinde belirlendiği göz önüne alındığında, uyuşmazlığa konu işlemin tesis edildiği ve davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 2981 sayılı Yasa’ya dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davasının görüm ve çözümü idari yargı yerinin görevine girmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nca yapılan başvurunun kabulü ile, davalı Altındağ Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ   : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nca yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile, davalı Altındağ Belediye Başkanlığı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 13.12.2011 gün ve E:2011/280 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 04.02.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.