Ceza Bölümü         1999/12 E.  ,  1999/12 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

            Davacı         : K.H.

            Yakınan       : Ö.D. 

            Sanıklar       : 1- T.G.

                                   2- H.G.

O L A Y    : Sivil kişi sanıklar T.G.ile H.G.'ın 20.9.1996 günü kendilerine ait özel otomobille alkollü bir şekilde şehir içinde seyrettikleri sırada, askeri araçla seyir halinde olan Nöb. Sub. Ütğm. yakınan Ö.D. ile yol verip vermeme yüzünden tartıştıkları, sanıkların otomobilden inerek yakınana sözlü ve fiili saldırıda bulunup, hakaret ettikleri ileri sürülerek eylemlerine uyan Türk Ceza Yasası'nın 572/1, 482/3. maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmaları istemiyle Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 26.9.1996 gün ve 1841-479 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

TRABZON 1. SULH CEZA MAHKEMESİ: 14.11.1996 gün ve 623-709 sayıyla; suç günü yakınanın kışla nöbetçi amiri olarak görev yapması nedeniyle davanın çözümünün askeri mahkemeye ait olduğu gerekçesiyle iddianamede belirtilen sevk maddeleri uyarınca sanıkların yargılanmalarının yapılması istemiyle görevsizlik kararı vermiştir. Kararın sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine;

YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ: 6.10.1997 gün ve 9815-12725 sayılı ilâmı ile; hükmün onanmasına karar vermiştir.

48. PİYADE TUGAY KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 6.7.1998 gün ve 442-440 sayıyla; sanıklara yüklenen eylemin nöbetçi amiri olarak talimatlara uygun, şekilde devriye hizmetine çıkan görevi başında bulunan subaya karşı yapıldığı gerekçesiyle sanıkların Türk Ceza Yasası'nın 266/2, 267. ve 572/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmalarına karar vermiş, karar sanık tarafından temyiz edilmiştir.

            ASKERİ YARGITAY 3. DAİRESİ: 15.12.1998 gün ve 788-787 sayılı ilâmı ile; 353 sayılı Yasa'nın 11. maddesinde asker olmayan kişilerin askeri mahkemelerde yargılanma koşullarının belirlendiği, buna göre sivil kişilerin bu maddede yazılı suçlarına ilişkin kamu davalarına askeri mahkemelerde bakılacağı, Türk Ceza Yasası'nın 266. maddesinde yazılı görevli memura taarruz ve hakaret suçunun, anılan maddenin "B" bendinde sayılan suçlar arasında yer aldığı bu nedenle bu suçun, aynı maddenin "C" bendinde sayılan görevleri yapan askerlere karşı bu görevleri yaptıkları sırada asker olmayan kişiler tarafından işlenmesi halinde, buna ilişkin kamu davasına askeri mahkemede bakılmasının gerektiği açıklanarak, dava konusu olayda, yakınan Üstğm. Ö.D.'un Şehit Üsteğmen Naci Doğan Kışlası Nöbetçi Amiri olarak Çamoba nöbetçilerini kontrol etmek üzere kışladan askeri araçla ayrıldığı ve olay anında seyir halinde olup, henüz nöbetçileri kontrole başlamadığı, şehir içinde Atakent-Çamoba yol güzergahında önlerinde  seyreden  ve  kendilerine  yol vermeyen   sanıkları   azarladığı,   trafik    veya   asayişi sağlamak gibi bir görevi bulunmadığından, bu müdahalesiyle görevi dışına çıktığı ve kendi fiili ile tartışma ortamına girdiği bu nedenle artık nöbet görevini yapmakta olduğundan bahsedilemeyeceği gibi nöbetçi amirinin şehir içinde ve umumi yol üzerinde 1632 sayılı Askeri Ceza Yasası'nın 15. maddesinde tarifi yapılan türde bir devriye görevinin bulunmadığı bu nedenle  olay  sırasında  devriye  sayılmasının  da   mümkün  olmadığı   gerekçesiyle  sanıklara yüklenen eylemin Türk Ceza Yasası'nın 266.  maddesi   kapsamında   bulunmadığından,  mütecaviz   sarhoşluk   suçunun  da 353 sayılı Yasa'nın 11. maddesinde, sayılan suçlar arasında yer almadığından Türk Ceza Yasası'nın 482/3, 572/1 maddesi uyarınca cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasının adliye mahkemelerinde çözümlenmesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar vermiştir.

48. İÇ GÜVENLİK TUGAY KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 3.3.1999 gün ve 619-95 sayıyla; bozma kararında açıklanan gerekçelerle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşmiştir.

Böylece, adli ve askeri yargı yerleri arasında 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü  biçimde, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş, dosya, 48. İç Güvenlik Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığı'nın 16.3.1999 gün ve 91 Müt. sayılı yazısı ile  Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Mustafa Bumin'in Başkanlığında, Üyeler; Teoman Üneri, Zeki Aslan, Seydi Yetkin, Ferhat Ferhanoğlu, M. Münip Emre, A. Necmi Özler'in katılımlarıyla yapılan  18.6.1999 günlü toplantısında, Raportör-Hakim G. Fatma Büyükeren'in davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa Ekinci  ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı İrfan Yılmazlar                                      'ın davanın çözümünün adli yargının görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Yasası'nın "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir. 

            "Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

            a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Yasası'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Yasası dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

            b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Yasası'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

            c) Türk Ceza Yasası'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.       

             Sanıkların sivil kişi olmaları nedeniyle 353 sayılı Yasa'nın asker olmayan (sivil) kişilerin askeri mahkemelerde yargılanma koşullarını belirleyen 11. maddesi ile 1632 sayılı Askeri Ceza Yasası'nın benzer düzenlemeyi içeren Ek.6. maddesi yönünden değerlendirme yapılması gerekmektedir.

353 sayılı Yasa'nın 11.maddesinin (B) bendinde; Birinci askeri yasak bölgeler içinde veya nöbet yerlerinde, karakollarda, kışla ve karargahlarda,askeri kurumlarda,yerleşme ve konaklama amacıyla kullanılan bina ve mahaller içinde askerlere fiilen taarruzda bulunan, söven veya hakaret eden veyahut askerlik görevine ilişkin işleri yapmaya veya yapmamaya zorlamak için şiddet ve tehdide başvuranların Türk Ceza Kanunu'nun bu fiillere ilişkin 188, 190, 191, 254, 255, 256, 257, 258, 260, 266, 267, 268, 269, 271, 271 ve 273 üncü maddelerinde gösterilen suçları; (C) bendinde" Nöbetçi, devriye, karakol, inzibat, askeri trafik, kolluk veya kurtarma ve yardım görevi yapan askerlere (Umumi emniyet ve asayişi korumaya ilişkin önleyici ve adli zabıta görevlerini ifa ettikleri sırada jandarma, subay, astsubay, erbaş ve erleri hariç) karşı bu görevleri yaptıkları sırada işlenen yukarıdaki (B) fıkrasında yazılı suçlar" a ilişkin davalara askeri mahkemelerde bakılacağı öngörülmektedir. 1632 sayılı Yasa'ya Ek madde 6 ile getirilen hükümde de 353 sayılı Yasa'nın 11/B-C madde hükmü aynen yer almaktadır. 

            Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında görevsizlik kararı veren adli mahkemece, mağdurun (yakınanın) kışla nöbetçi amiri olduğu gerekçesine yer verilmiş ise de; mağdur Ö.D. olay sırasında Kışla Nöbetçi Amiri olmakla beraber, Çamoba nöbetçilerini kontrol etmek üzere kışladan askeri araçla ayrılmış, henüz nöbetçileri kontrole başlamamıştır. Sanıklara yüklenen eylemin 353 sayılı Yasa'nın 11/C. maddesi kapsamında kabul edilebilmesi için, eylemin, mağdurun görevini yaptığı sırada işlenmesi gerekmektedir.

            Ayrıca, 1632 sayılı Askeri Ceza Yasası'nın 15. maddesinde devriye; "emniyet, muhafaza, disiplin, tarassut maksatlarıyla muayyen bir mıntıkada seyyar olarak vazife yapan bir veya daha fazla silahlı askerdir" şeklinde tanımlanmıştır. Dosya içinde mevcut görev belgesinden; kışla nöbetçi amirinin, "kışlanın nöbet ve emniyet hizmetleri için 24 saat esasına göre devriye sistemini kurup işleteceği" belirtilmektedir. Nöbetçi amirinin şehir içinde ve umumi yol üzerinde Askeri Ceza Yasası'nın 15. maddesinde belirtilen türde bir görevi yoktur. Bu durumda, sanıklara yüklenen eylemin 353 sayılı Yasa'nın 11/C. maddesi kapsamında kabulü mümkün değildir.

Sanıklara yüklenen "mütecaviz sarhoşluk" suçunun ise; 353 sayılı Yasa'nın 11. maddesinde sayılan suçlar arasında yer almadığı açıktır.

Açıklanan nedenlerle, davanın çözümü adli yargı yerine ait olduğundan Trabzon 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

S O N U Ç : Anlaşmazlığın niteliğine göre, davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiğine, bu nedenle Trabzon 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 14.11.1996 gün ve 623-709 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına 18.6.1999 gününde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.