T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2016 / 6

            KARAR NO : 2016 / 36

            KARAR TR   : 25.01.2016

 

ÖZET: İl Özel İdaresi emrinde iş makinesi operatörü unvanıyla 4857 sayılı Kanun'a tabi olarak istihdam edilmekte iken 6360 sayılı Kanun kapsamında adı Devlet Personel Başkanlığı'na bildirilen davacının, Milli Eğitim Bakanlığı taşra teşkilatına ataması yapılırken unvanı dikkate alınmadan düz işçi olarak atanmasına dair işlemin iptali ve yoksun kalınan hakların iadesi istemiyle açtığı davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı             : S.S.  

Vekili              :Av.R.T. & Av. N.B.   (Adli Yargıda)              

Davalılar         : 1-Devlet Personel Başkanlığı

Vekili              : Av. Ş. B.                          

                          2-Şanlıurfa Valiliği

            Vekili              : Av. F.K.

             

            O L A Y         : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacının Şanlıurfa İl Özel İdaresi emrinde İş Makinesi Operatörü olarak görev yapmakta iken 6360 sayılı Yasa gereği kurumun çalışanları ile birlikte 16.04.2014 tarihinde Şanlıurfa Eyyübiye Belediyesine şoför kadrosu ile atandığını, Şanlıurfa Valiliğinin onayı ile kurulan komisyon kararı doğrultusunda İçişleri Bakanlığı Personel dosyasındaki mevcut olan pozisyonunun hatalı olarak düz işçi sınıfı olarak tanımlandığını, davacının 12.07.2014 tarihinde 6360 sayılı Yasa gereğince Orman Genel Müdürlüğü emrine ataması yapılmışsa da, Devlet Personel Başkanlığına 6360 sayılı Yasa gereği istihdam fazlası olarak bildirilen personelin kadro pozisyonlarına göre atama yapılmadığı ve iş unvanı bilgileri eksikliği nedeniyle tekrar son olarak 19.08.2014 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı taşra teşkilatına (Şanlıurfa) düz işçi olarak atandığını, davacının kadrosu İş Makinesi Operatörü olmasına rağmen Milli Eğitim Bakanlığında düz işçi olarak atamasının yapılması yasal düzenlemelere aykırı olduğu gibi maddi kayba uğramasına da neden olduğunu, davacının sicilleri iyi ve çok işi olup herhangi bir disiplin cezası olmadığı gibi görevinde de başarılı olduğunu, davacının bu görev değişikliklerine gerekçe olabilecek şahsa bir kusuru veya ihmali bulunmadığı halde bu şekilde mağdur edilmesini hukuka açıkça aykırı olduğu gibi hakkaniyete uygun bulunmadığını, 6360 sayılı Yasa gereği istihdam fazlası personelin nakli sürecinde; Devlet Personel Başkanlığınca yayınlanan istihdam fazlası ve nakle tabi personel rehberinde belirtilen bildirim tarihleri ile istihdam fazlası personelin hizmetinin değerlendirilmesi yapılırken usul ve esaslara uyulmayarak haksız ve yanlı işlem gerçekleştirilerek davacının kadro ve pozisyona uygun olmayan ataması yapıldığını, atama süresince yayınlanan Temmuz 2014 atamaları taraflı ve başka kişilerin çıkarları doğrultusunda gerekçe gösterilmeksizin iptal edilerek farklı bir kuruma yine bir ay gibi kısa bir sürede davacının pozisyonuna uygun olmayan ve ilan ile yapılan atamanın iptalinin gerektiğini belirterek; davacının düz işçi görevine atanmasına ilişkin 19.08.2014 tarihli atamanın iptali istemiyle idari yargıda dava açmıştır.

            Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinin 16.09.2014 gün ve E:2014/2052 sayılı ara kararı ile davanın doğru hasım olan Devlet Personel Başkanlığı yanında Şanlıurfa Valiliği husumetiyle incelenmesi gerektiğinden dava dilekçesine 2577sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin (c) fıkrası gereğince gerçek hasım olarak tespit edilen Şanlıurfa Valiliğininin eklenmesine karar vermiştir.

ŞANLIURFA 1. İDARE MAHKEMESİ:12.02.2015 gün ve E:2014/2052 K:2015/211 sayılı kararında; “…2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesinin 3. fıkrasında, dilekçelerin, a) Görev ve yetki, b) İdari merci tecavüzü, c) Ehliyet, d) idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, e) Süre aşımı, f) Husumet, g) 3 ve 5. maddelere uygun olup olmadığı yönlerinden sırasıyla inceleneceği; 6. fıkrasında, bu hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safhasında 15. madde hükmünün uygulanacağı kurala bağlanmış; 15. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde de adli ve askeri yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği hükmüne yer verilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, idari dava türleri olarak; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptali için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerinden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaların sayıldığı ve idari yargının, idari eylem ve işlemlerin hukuki denetimini yapmakla görevli olduğu kurala bağlanmıştır.

İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davalarının, idari dava türlerinden biri olduğu, idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.

İdare, idare hukuku alanında, kamu gücüne dayalı olarak re'sen ve tek yanlı irade açıklaması sonucu tesis etmiş olduğu işlemlerle, hukuk alanında yeni durum oluşturmasıyla idari işlem kimliği kazandırmakta ve kural olarak bu işlemler özel yasal düzenlemeler dışında idari yargı denetimine tabi bulunmaktadır.

Diğer taraftan, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesinde, İş Kanunu'na göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya Iş Kanunu'na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuki uyuşmazlıkların çözümü ile iş mahkemelerinin görevli olduğu, iş mahkemeleri kurulmamış olan yerlerde bu davalara, o yerde görevlendirilecek mahkeme tarafından bakılacağı hükme bağlanmıştır.

Yukarıda anılan 5521 sayılı Kanun hükmü uyarınca, özel sektör işçilerinin iş hukukundan kaynaklanan tüm uyuşmazlıkları ile kamuda çalışan işçilerle iş akdi imzalandıktan sonraki iş mevzuatına dair uyuşmazlıkların, iş hukukuna ve dolayısıyla adli yargının görev alanına girmektedir.

Dava dosyasının incelenmesinden; Şanlıurfa İl Özel İdaresi emrinde iş makinesi şoförü unvanıyla 4857 sayılı Kanun'a tabi olarak istihdam edilmekte iken 6360 sayılı Kanun kapsamında Devlet Personel Başkanlığı'na bildirilen davacının, Milli Eğitim Bakanlığı taşra teşkilatına ataması yapılırken unvanı dikkate alınmadan düz işçi olarak atanması üzerine görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda, 6360 sayılı On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca ihtiyaç fazlası personel olarak belirlenen davacının, Milli Eğitim Bakanlığı taşra teşkilatına ataması yapılırken devirden önce istihdam edildiği unvan dışındaki bir unvanla atamasının yapılarak çalışma koşullarında esaslı değişiklik yapıldığı görülmektedir.

 

Bu nedenle; iş makinesi şoförü unvanıyla istihdam edilen davacının, nakil sonucunda düz işçi olarak atanmasının çalışma koşullarında esaslı bir değişiklik olduğu, çalışma koşullarındaki esaslı değişiklikten sonra İş Kanunu hükümlerine göre dava açılabileceğinden, davacının iş makinesi şoförü unvanı dışında istihdamından kaynaklanan dava konusu uyuşmazlığın 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri uyarınca çözümlenmesi gereken bir uyuşmazlık olduğu ve çözümünün adli yargının görev alanına girdiği sonucuna varılmıştır…” şeklindeki gerekçe ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15/1-a maddesi hükmü uyarınca davanın görev yönünden reddine karar vermiş ve verilen bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, aynı gerekçelerle atama işleminin iptali, davacının uygun kadro ve pozisyona atanması ile, mahrum kaldığı maddi kayıplara karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL alacak istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

ŞANLIURFA 3. İŞ MAHKEMESİ:21.12.2015 gün ve E:2015/247 sayılı gönderme kararında; “…davacının atamasına ilişkin işlem kamu gücüne dayalı resen ve tek yanlı olarak tesis edilen idari işlem niteliği taşıdığından bu işlemin iptali istemi ile açılan 2577 sayılı İYUK 2/1-a maddesi sayılan iptal davaları kapsamından yargılamasının idari yargılamada yapılması gerektiğine varıldığından…” şeklindeki gerekçe ile 2247 sayılı Kanunun 19.maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 25.01.2016 günlü toplantısında:

İLK İNCELEME:Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmediği; ancak söz konusu dosyanın Mahkememizin istemi üzerine UYAP sistemi üzerinden açılmasının sağlandığı ve ilgili bilgi ve belgelerin bu şekilde tamamlandığı anlaşılmakla usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı görüldüğünden görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Abdullah ER ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Şanlıurfa İl Özel İdaresi emrinde iş makinesi operatörü unvanıyla 4857 sayılı Kanun'a tabi olarak istihdam edilmekte iken 6360 sayılı Kanun kapsamında Devlet Personel Başkanlığı'na bildirilen davacının, Milli Eğitim Bakanlığı taşra teşkilatına ataması yapılırken unvanı dikkate alınmadan düz işçi olarak atanmasına dair işlemin iptali ve yoksun kalınan hakların iadesi istemiyle açılmıştır.

12.11.2012 tarih ve 6360 sayılı On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 1 inci maddesinin (1) inci fıkrası ile içlerinde Şanlıurfa’nın da dahil olduğu 13 ilde Büyükşehir Belediyesi kurulmuş; aynı maddenin (5) inci fıkrasıyla da bu illerdeki il özel idarelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış; Kanun Geçici 1 inci maddesinin (4) üncü fıkrasıyla tüzel kişilikleri kaldırılan il özel idarelerinin, personelini, her türlü taşınır ve taşınmaz mallarını, hak, alacak ve borçlarını, bu kanunun yayımı tarihinden (RG. 6.12.2012, Sayı:28489) itibaren bir ay içinde Valiliğe bildireceği hüküm altına alınmış; Geçici 1 inci maddesinin (6) no’lu fıkrasıyla da “Bu Kanuna göre tüzel kişilikleri kaldırılan İl Özel İdarelerinin personeli, komisyon kararıyla ilgisine göre yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığı, büyükşehir belediyesi, bağlı kuruluşu veya ilçe belediyesine devredilir.” düzenlemesi getirilmiş; yine dava konusu bakımından önem taşıyan aynı maddenin (9) nolu fıkrasıyla belediye ve bağlı kuruluşlara devredilen personelden norm kadro ve ihtiyaç fazlası olanların, ilgili belediye ve bağlı kuruluş tarafından en geç üç ay içinde Valiliğe bildirileceği, Komisyonun tespit edeceği ihtiyaç fazlası listelerin Valinin onayına sunulacağı, Vali tarafından onaylanan listelerin İçişleri Bakanlığı’na, bu makamca da atama teklifleri yapılmak üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirileceği, bu personelden 4857 sayılı İş Kanuna tabi sürekli işçi statüsünde istihdam edilen personelin, Devlet Personel Başkanlığınca diğer kamu kurum ve kuruluşlarında unvanları belirlenecek kadrolara atanacağı belirtilmiştir. Yine anılan fırkanın (e) bendiyle “Bu fıkra kapsamında ortaya çıkabilecek tüm tereddütleri gidermeye, gerekli bilgi ve belgeleri istemeye, araştırma ve inceleme yapmaya, uygulamayı yönlendirmeye Devlet Personel Başkanlığı yetkilidir.” denilmiştir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “İstihdam Şekilleri” başlıklı 4 üncü maddesinde, kamu hizmetlerinin; memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürüleceği belirtilmiş ve bu suretle kamuda tahsis edilen sürekli işçi kadrolarında belirsiz süreli iş sözleşmeleriyle sürekli işçi çalıştırma esası öngörülmüştür. Davacının da bu kapsamda evvelce Şanlıurfa İl Özel İdaresi emrinde 4857 sayılı İş Kanuna tabi sürekli işçi kadrosunda istihdam edildiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği gibi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “ İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” kenar başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Kamu kurumlarınca alınan idari kararların yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile kanuna aykırı olduğu ileri sürülerek açılan ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde tanımlanan iptal davalarının amacı, idari işlemlerin idari yargı organlarınca denetlenerek, idarenin hukuka uygunluğunun sağlanmasıdır.

Kamu kuruluşlarında çalışan geçici ve daimi kadrolu işçilerin, diğer kamu kuruluşlarına nakli kadro ve unvan değişiklikleri ile ilgili tasarrufların idarenin işleyişinden kaynaklanan kamu gücü kullanılarak ve tek taraflı olarak tesis edilmeleri itibariyle idari nitelikte işlemler olduğu, bu işlemlere ilişkin denetimlerin de idare hukuku kurallarına göre idari yargı yerinde yapılması gerektiği açıktır.

Somut olayda yukarıda açıklanan mevzuat değişikliğinden kaynaklanan uyuşmazlığa konu davacının atanmasına ilişkin işlem, kamu gücüne dayalı re’sen ve tek yanlı olarak tesis edilen idari işlem niteliğini taşıdığından, bu işlemin iptali istemiyle açılan davada, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-a maddesinde sayılan iptal davaları kapsamında görüm ve çözümünde idari yargı yerlerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde idari yargı görevli olduğundan Şanlıurfa 3.İş Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Şanlıurfa 1.İdare Mahkemesinin 12.02.2015 gün ve E:2014/2052 K:2015/211 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.

 

 

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Şanlıurfa 3. İş Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinin 12.02.2015 gün ve E:2014/2052 K:2015/211 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 25.01.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN