T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/525

KARAR NO  : 2022/454      

KARAR TR  : 31/10/2022

ÖZET: Hüküm uyuşmazlığı bulunduğu ileri sürülerek yapılan BAŞVURUNUN, 2247 sayılı Kanun’un 24. maddesinde öngörülen koşulları taşımaması nedeniyle, aynı Kanun’un 27. maddesi uyarınca REDDİ gerektiği hk.

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Hüküm Uyuşmazlığının

Giderilmesini İsteyen Sanık           : T. A

 

I. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNDEN İSTEK

1.T.A, Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmek üzere ArpaçayAsliye Ceza Mahkemesine verdiği dilekçesinde, tarafı olduğu bir davada mahkemenin beraat kararı verdiğini, bir başka davada ise mahkemenin lehine delilleri toplamadanmahkumiyet kararı verdiğini, mahkumiyet kararının kaldırılması gerektiğini ifade ederek, Erzurum 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/12/2021 tarihli ve E.2021/740, K.2021/994 sayılı kesin kararıyla, İstanbul Anadolu 54. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/10/2019 tarihli ve E.2018/394, K.2019/396 sayılı istinaf edilmeden kesinleşmiş kararı arasındaki hüküm uyuşmazlığınıngiderilmesine karar verilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur..

2. Başvuranın hüküm uyuşmazlığı oluştuğunu ileri sürdüğü kararlar şöyledir:

II. DAVA SÜRECİ

1. Karar

3. İstanbul Anadolu 54. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/10/2019 tarih ve E.2018/394, K.2019/396 sayılı "Beraat" kararı:

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 15/05/2018 tarih, 2017/157435 soruşturma, 2018/24376 esas, 2018/20047sayılı iddianamesi ile, müşteki A.Y ile sanıkT.A'unarasında önceye dayalı husumet bulunduğu, karşılıklı olarak birden fazla kez şikayetçi oldukları, haklarında kamu davaları açıldığı, 01/10/2017 günü müştekiyi sanığın yabancı hat ile whatsapp üzerinden aradığı, "o.çocuğu" dediği aynı gün müştekinin youtube.com isimli video paylaşım sitesinde 3 adet videonun yayımlandığını bu videolarda müştekinin fotoğraflarını paylaşılıp "şerefsiz çocuklara cinsel tacizde bulunuyor, dolandırıcı" şeklinde ibareler kullanıldığı, müştekinin iki adet videoyu sildirdiği, birinin ise yayımda olduğundan bahisle sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 136/1, 125/1-4, 53/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebi ile kamu davası açılmış; yapılan yargılama sonunda mahkemece,"Her ne kadar sanık hakkında kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek ve yaymak ve hakaret suçlarından cezalandırılması talebi ile kamu davası açılmış ise de; sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair her türlü şüpheden uzak mahkumiyetine yeter kesin ve inandırıcı somut delil bulunmadığı anlaşıldığından, sanığın 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca atılı suçlardan ayrı ayrı beraatine," karar verilmiş, bu karar istinaf yoluna başvurulmadan kesinleşmiştir.

2. Karar

4. Katılan sanık Muhammet'in, katılan sanık/başvuranT.A'a "Seni yarın savcılığa vereceğim, seni mutlaka bulacağım, o zaman görüşeceğiz seninle” diyerek tehdit ettiği, katılan sanık/başvuran T.A'un dakatılan sanık M.....e "şerefsiz, kesinlikle güvenmeyin, Erzurum M.A D.O beni 150,00 TL dolandırdı" diyerek alenen hakaret ettiği iddialarıyla cezalandırılmaları talebiyle kamu davası açılmıştır.

5. Erzurum 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/09/2019 tarihli ve E.2017/462, K.2019/953 sayılı dosyasında,katılan sanık T.A'un TCK'nın 125/1-4 maddesinde yer alan "Alenen Hakaret", katılan sanık M.A'ın ise TCK'nın 106/l-2.cümlesinde yer alan "Basit Tehdit" suçunu işlediklerinden bahisle yargılandıkları ve her iki katılan sanığın da üzerine atılı suçlardan mahkumiyetine karar verildiği görülmüştür.

6. Katılan sanıkM.A'ın CMK'nın 231.maddesinde yer alan "Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması" hükümlerini kabul ettiği ve şartları oluştuğundanhakkında ilgili hükmün uygulandığı, ancak katılan sanık T.A'un kabul etmediği anlaşıldığından hakkında verilen mahkumiyet hükmünün TCK'nın 51. maddesi gereği ertelendiği, katılan sanık T.A'un tüm hükümler açısından itirazı ve istinafı üzerine katılan sanık M.A hakkındaki hükmün Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/10/2019 tarihli itirazın reddi kararı ile kesinleştiği, katılan sanıkT.A hakkında kurulan hükmün ise Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza DairesininE.2019/4780, K.2021/2473 sayılı ilamı ile CMK'nın 251. maddesinde yer alan "Basit Yargılama Usulü" uygulanmadığı ve sanığın sabıkasız oluşundan dolayı seçimlik olarak adli para cezasının tercih edilmemesi gerekçe gösterilerek bozulduğu anlaşılmıştır.

7. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin ilgili bozma kararı üzerineErzurum 2. Asliye Ceza Mahkemesinin E.2021/740 sayılı dosyası açılmış ve katılan sanık/başvuranT.A'un sanık sıfatı ile yargılaması yapılmıştır.

8. Erzurum 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/12/2021 tarihli ve E.2021/740, K.2021/994 sayılı "Mahkumiyet" kararı:

Mahkemece yapılan yargılamada, "...sanığın katılana hitaben sarf ettiği cümle içerisindeki "...şerefsiz..." şeklindeki kelimenin alenen sövme niteliğinde aşağılayıcı etkisi göz önüne alınarak, TCK125/1-4. maddelerindeki suçları oluşturduğunun kabulü gerekmiş, katılanın vekili aracılığı ile sunmuş olduğu dilekçesiyle şikayetini devam ettirdiği görülmüş ve anlatılan nedenlerle sanığın üzerine atılı suçu işlediği noktasında mahkememizde tam bir vicdani kanaate ulaşılmış olup sanığın üzerine atılı TCK'nın 125/1-4 maddeleri gereği cezalandırılmasına karar verilmiştir.

SanıkT.A'un üzerine atılı TCK'nın 125/1-4 maddesinde yer alan "Alenen Hakaret" suçu açısından hapis cezası ile adli para cezasının şeçenek yaptırım olarak öngörüldüğü ve sanığın suç tarihinde sabıkasız olduğu anlaşıldığından hakkında takdiren ve tercihen adli para cezasına hükmedilmiş, sanık ısrarla mahkememize sunmuş olduğu dilekçeleri ve talimat yolu ile alınan savunması ile hakkında TCK'nın 231.maddesinde yer alan "Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması" hükümlerinin uygulanmamasını talep etmiş olup CMK'nın 231/6-c maddesinin amir hükmü gereği sanık hakkında TCK'nın 231.maddesinde yer alan "Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması" hükümleri uygulanamamış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle,sanığın üzerine atılı hakaret suçunu işlediği yapılan yargılama sonunda sabit olduğundan, eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 125/1 maddesi gereğince suçun işleniş şekli, suçun işlenmesindeki özellikler, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen tehlikenin ağırlığı, suçun işlendiği zaman ve yer, sanığın amacı dikkate alınarak takdiren ve tercihen 90 gün adli para cezası ile cezalandırdırılmasına; eylemini alenen gerçekleştirdiği anlaşıldığından cezasından TCK 125/4 maddesi uyarınca 1/6 oranında artırım yapılarak sanığın 105 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına; yargılama aşamasında duruşmadaki olumlu tavrı lehine indirim sebebi sayılarak cezasından TCK’nun 62/1 maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılarak87 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına; günlüğü takdiren 20,00 TL olarak belirlenmek suretiyle toplam 1.740 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına; adli para cezasının birer aylık eşit taksitler şeklinde 10 taksitte tahsiline, sanığın 5271 Sayılı CMK'nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasını kabul etmediği anlaşıldığından, CMK'nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına kesin olmak üzere karar verilmiştir.

 

9. Dilekçe içeriği ile dilekçeye ekli karar suretleri incelendiğinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile Danıştay Başsavcısının görüşlerinin alınmasına gerek görülmemiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

10. 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un “Mahkemenin görevi” başlığını taşıyan 1. maddesinin ilk fıkrası şöyledir:

“Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir.”

11.Kanun'un 24. maddesi şöyledir:

"(Değişik birinci fıkra: 21/1/1982 - 2592/7 md.) 1 nci maddede gösterilen yargı mercileritarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığı kabul edilir.

(Mülga ikinci fıkra: 2/7/2018 – KHK-703/183 md.)

            İlgili kişi veya makam Uyuşmazlık Mahkemesine başvurarak hüküm uyuşmazlığının giderilmesini istiyebilir. Bu halde olumsuz görev uyuşmazlığının çıkarılması ile ilgili 15 ve 16 ncı maddelerdeki usul kuralları uygulanır."

 

12. Kanun'un"İncelemede izlenecek sıra" başlıklı 27. maddesi şöyledir:

 

            "Uyuşmazlık Mahkemesi, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceler; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddeder."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

13. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, Üyeler Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Muharrem ÜRGÜP, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan 31/10/2022 tarihli toplantısında; Raportör- Hâkim Taşkın ÇELİK’in, 2247 sayılı Kanun’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

14. Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine göre, hüküm uyuşmazlığının varlığı için;

a) Uyuşmazlık yaratan hükümlerin, adli ve idari yargı mercileri tarafından verilmesi,

b) Konu, dava sebebi ve taraflardan en az birinin aynı olması,

c) Her iki kararın da kesinleşmiş olması,

d) Kararlarda davanın esasının hükme bağlanması,

e) Kararlar arasındaki çelişki nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması koşullarının birlikte gerçekleşmesi aranmaktadır.

15. Hüküm uyuşmazlığı bulunduğu ileri sürülen yargı kararlarının incelenmesinde; söz konusu kararların aynı yargı kolu içerisinde yer alan mahkemeler tarafından verilen kararlar olduğu,konu ve dava sebebininfarklı somut olaylarla ilişkili olduğu görülmüş olup, talebin 2247 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığı anlaşılmıştır.

16. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, 2247 sayılı Kanun’un 24. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Kanun'un 27. maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.

                                      

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

2247 sayılı Kanun’un 24. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Kanun'un 27. maddesi uyarıncaREDDİNE,

31/10/2022 tarihinde,OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

 

            Başkan                       Üye                               Üye                               Üye

          Muammer                  Doğan                            Eyüp                         Muharrem

          TOPAL                 AĞIRMAN                 SARICALAR                   ÜRGÜP

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                               Üye

                                              Ahmet                            Mahmut                           Bilal

                                            ARSLAN                        BALLI                      ÇALIŞKAN