Hukuk Bölümü 2007/103 E., 2007/102 K.

  • OLUMSUZ GÖREV UYUŞMAZLIĞI
  • 5326 S. KABAHATLER KANUNU [ Madde 3 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 19 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 27 ]
  • 4077 S. TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN [ Madde 16 ]
  • 4077 S. TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN [ Madde 25 ]
  • "İçtihat Metni"

    O L A Y: Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü'nün 6.2.2006 gün ve 3147 sayılı işlemi ile, 2.8.2005 tarihli Posta Gazetesi'nde yayımlanan 'Konhair Güzellik Merkezi' başlıklı reklamda, 4077 sayılı Kanun'un 4822 sayılı Kanun'la değişik 16. maddesine aykırı davranıldığından bahisle aynı Kanunun 25/8. maddesi uyarınca adı geçen işletme adına idari para cezası ve anılan reklamları durdurma cezası verilmiştir.

    Davacılar vekili, para cezasına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

    ANKARA 5. SULH CEZA MAHKEMESİ; 11.10.2006 gün ve 2006/861 Müt. sayı ile, davanın, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü'nün 06.02.2006 tarih ve 3147 sayılı idari yaptırım kararı ile verilen idari para cezasının iptali istemiyle açıldığı, idari yaptırım kararı ve eklerinin incelenmesinden; itiraz edenler hakkında 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 16. maddesine aykırılıktan dolayı idari para cezası verildiğinin anlaşıldığı, 4077 sayılı Yasa'nın (4822 Yasa ile değişik) 26/2 maddesinde; idari para cezalarına karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç 7 gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebileceğinin hüküm altına alındığı, bu özel yetki hükmünün yürürlükten kaldırıldığına ilişkin başka bir hüküm bulunmadığı, 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5326 sayılı Kabahatler Yasası'nın genel bir Yasa olduğu, 3. maddesinde; bu Yasanın genel hükümlerinin diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanacağının belirtildiği ve Mahkemelerine bu hükme dayanılarak itirazda bulunulmuş ise de; 5326 sayılı Yasa'nın 3. maddesinin, Anayasa Mahkemesi'nin 1.3.2006 tarih ve 2005/108 Esas, 2006/35 Karar sayılı kararı ile iptal edilerek, gerekçeli kararın 22.7.2006 tarihinde yayımlandığı, bu itibarla, bu davaya bakmakla Mahkemelerinin görevli olmayıp, idare mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.

    Davacılar vekili, bu kez, söz konusu işlemin idari para cezasına ilişkin kısmının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

    ANKARA 10. İDARE MAHKEMESİ; 17.11.2006 gün ve E:2006/2766 sayı ile, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesinden söz ederek, dosyanın incelenmesinden, 2.8.2005 tarihli Posta Gazetesi'nde yayımlanan 'Konhair Güzellik Merkezi' başlıklı reklamda, 4077 sayılı Kanun'un 4822 sayılı Kanun'la değişik 16. maddesine aykırılıktan dolayı idari para cezası verildiği, davacının bu cezanın kaldırılması talebiyle adli yargı merciinde dava açtığı, açılan davada 5. Sulh Ceza Mahkemesi'nce görev ret kararı verildiği, bunun üzerine davacı tarafından söz konusu idari para cezasının iptali amacıyla işbu davanın açıldığının anlaşıldığı, olayda, Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi'nce verilen 11.10.2006 tarih ve 2006/861 sayılı kararda, "4077 sayılı Yasa'nın (4822 sayılı Yasa ile değişik) 26/2 maddesinde; idari para cezalarına karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç 7 gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebileceği hüküm altına alınmış olup, bu özel yetki hükmünün yürürlükten kaldırıldığına ilişkin başka bir hüküm bulunmadığı, 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5326 sayılı Kabahatler Yasası'nın genel bir Yasa olup, 3. maddesinde; bu Yasanın genel hükümlerinin diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanacağı belirtilmiş ve sulh mahkemesine bu hükme dayanılarak itirazda bulunulmuş ise de; 5326 sayılı Yasa'nın 3. maddesinin, Anayasa Mahkemesi'nin 1.3.2006 tarih ve E:2005/108, K:2006/35 sayılı kararı ile iptal edilerek, gerekçeli kararın 22.7.2006 tarihinde yayımlandığı, bu nedenle, görevli yargı yerinin idari yargı olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddedildiğinin görüldüğü, öte yandan, Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 2.10.2006 tarih ve E:2006/240, K:2006/169 sayılı kararında, her ne kadar 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 'Genel kanun niteliği' başlıklı 3. maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin 1.3.2006 tarih ve E:2005/108, K:2006/35 sayılı kararıyla iptal edilmiş ve gerekçeli karar 22.7.2006 tarih ve 26236 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış ise de, bu maddenin iptal edilmesiyle meydana gelen hukuksal boşluğun kamu yararını olumsuz yönde etkileyeceğinin görülmesi nedeniyle 6 ay sonra yürürlüğe gireceğine karar verildiği, belirtilen bu durum karşısında, yasama organı tarafından iptal hükmü doğrultusunda henüz yasal düzenleme yapılmaması nedeniyle anılan madde hükmü yürürlükten kalkmadığından, 5326 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 1.6.2005 tarihinden sonra açılan davalarda 22.1.2007 tarihine kadar adli yargı yerinin görevli olduğuna karar verilmiş bulunduğu, bu durumda, dava, yukarıda adı geçen Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra(6.10.2006 tarihinde) açılmış olduğundan, idare mahkemesince incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle adli yargının görev alanına giren davanın 2577 sayılı Yasa'nın 14/3-a ve 15/1-a maddeleri uyarınca görev yönünden reddi gerektiğinden, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE :

    Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: Dr.Atalay ÖZDEMİR, M.Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Z.Nurhan YÜCEL, H.Ayfer ÖZDEMİR, Abdullah ARSLAN ve H.Hasan MUTLU'nun katılımlarıyla yapılan 04.06.2007 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ'un 2247 sayılı Yasa'da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU'nun başvurunun reddi gerektiği yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

    Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, "2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, 'ceza uyuşmazlıkları' ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının 'hukuk uyuşmazlığı' sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar 'ceza davası' olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği..." açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

    2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesinde, "Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler. (Değişik:21/1/1982-2592/6 md.)Mahkemenin gerekçeli kararı, dava dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir" denilmiştir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

    İdare Mahkemesi dosyasından, Sulh Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamadığından, Başkanlığımızca, 16.4.2007 gün ve E:2007/103 sayılı yazı ile, Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi'nden, 11.10.2006 gün ve 2006/861 Müt. sayılı görevsizlik kararının kesinleşme durumunu gösteren onaylı bir örneğinin gönderilmesinin istenilmesi üzerine, adı geçen Mahkemece gönderilen 11.5.2007 gün ve 2006/861 Müt. sayılı yazıda, söz konusu kararın temyiz edildiği bildirilmiştir.

    Bu durumda, görev uyuşmazlığına konu edilen Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararı kesinleşmediğinden, 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmemiştir.

    Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

    SONUÇ: 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 04.06.2007 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.