T.C.                                                     

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           HUKUK BÖLÜMÜ

           ESAS   NO     : 2015 / 278

            KARAR NO  : 2015 / 479

            KARAR TR   : 6.7.2015 

 

 

ÖZET : Davacıların verasete iştirak halinde maliki bulundukları taşınmaza, davalı Belediye Başkanlığı’nın 1/1000 ölçekli imar planında “Spor Tesis Alanı” nda bırakılmak suretiyle el atıldığı belirtilerek; davacıların uğradığı zarar bedeli olarak geriye dönük 5 yıllık tazminat bedelinin (ecrimisil) davalıdan alınarak davacılara verilmesi istemi ile açılan davanın, dava konusu taşınmaza yol ve bina yapılmak suretiyle fiilen el atıldığı anlaşıldığından, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

K  A  R  A  R

Davacılar         : 1.B.B.

                          2.H.B.

                          3.H.B.

                          4.G.B.

                          5.S.P.

                          6.S.P.

                          7.S.Ç.

                          8.A.K. 

Vekili              : Av.F.G.  

Davalı             : Yenimahalle B.B. 

Vekili              : Av.A.B.  

               

O L A Y         : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin Ankara ili Yenimahalle İlçesi 1.Bölge Yuva Mahallesi 44832 ada 1 parselde kayıtlı taşınmaza verasette iştirak halinde malik olduklarını, davaya konu taşınmazın davalı idarenin imar planında tamamı ile spor tesisleri alanı içerisinde bırakıldığını, bu nedenle davaya konu taşınmazın müvekkilleri tarafından kullanılmadığını ve mülkiyetinden yararlanamadıklarını ve zarar gördüklerini belirterek; davalının haksız el koyması nedeniyle geriye dönük 5 yıllık tazminat (ecrimisil) bedelinden şimdilik 2.000,00 TL’sinin davalıdan alınarak yasal faiziyle davacıya verilmesine karar verilmesi istemi ile adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı Yenimahalle Belediye Başkanlığı vekili süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunmuştur.

Ankara 6.Asliye Hukuk Mahkemesi; 30.09.2014 gün ve 2014/131 Esas sayılı celsesinde, davalı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı Yenimahalle Belediye Başkanlığı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

Danıştay Başsavcısı; 16.03.2015 gün ve 2015/18 Esas sayılı yazısında özetle; İdarelerin 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 8'inci maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları ile bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemler, "idari işlem, bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri yani, bu konudaki hareketsizliklerin de, idari eylem niteliği taşıdığını belirterek, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesinin gerektiği belirtilerek, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 6.7.2015 günlü toplantısında:

            l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı Yenimahalle Belediye Başkanlığı vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve dahi 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, davalı Yenimahalle Belediye Başkanlığı açısından 10.maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıların verasete iştirak halinde maliki bulundukları taşınmaza, davalı Belediye Başkanlığı’nın 1/1000 ölçekli imar planında “Spor Tesis Alanı” nda bırakılmak suretiyle el atıldığı belirtilerek; davacıların uğradığı zarar bedeli olarak geriye dönük 5 yıllık tazminat bedelinin (ecrimisil) şimdilik 2.000,00 TL sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesi istemi ile açılan tazminat davasıdır.

Mahkememizce yapılan inceleme neticesinde, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı Yapı Denetim ve Ruhsat Şube Müdürlüğü’nün 28.03.2014 gün ve YDR, 19954477-310.99/1250-5996 sayılı yazısıyla; dava konusu taşınmazın 84187 nolu parselasyon planı kapsamında E:0.10, Hmax:6.50 yapılaşma koşulları ile Spor Tesisleri Alanı kullanımında kaldığı, Yenimahalle Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 26.03.2014 gün ve 18426575-310.07.01.99/09854/Pln.1035-753 sayılı yazısı ile dava konusu taşınmazın 3030 sayılı yasanın 6-A/bmaddesi gereğince Ankara Belediye Başkanlığı yazısı ile onaylanan 1/1000 ölçekli Yuva Küçük Sanayi Sitesi Uygulama İmar planı kapsamında kaldığının belirtildiği görülmüştür.

Dava konusu taşınmaz üzerinde mahkemesince yapılan 02.04.2015 tarihli keşif neticesinde Teknik Bilirkişi Mesut Hacımirzaoğlu tarafından mahkemeye sunulan 05.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda: “84187 parselasyon planı kapsamının 44832 ada 1 parselin E:0.10 Hmax.6.50 yapılaşma koşullarıyla “Spor Tesisler Alanı” kullanımında kaldığı,

44832 ada 1 parsel Yuva köy merkezinin 1 km doğusunda, Ankara Kuzey Çevre yoluna sınır, Yuva Küçük Sanayi Sitesi güneyinde Hurdacılar Sanayi Sitesinin 2 km batısında kalmaktadır.

İçerisinden sanayi sitesine giden yol geçmekte olduğu görülmüş olup yolun kapladığı alan 1720 metre olarak hesaplanmıştır.

Taşınmazın içerisinde Yuva Küçük Sanayi Sitesine ait 2 adet yapı bulunmaktadır. Taşınmaz davacılar tarafından kullanılmamakta olduğu görülmüştür.” denilmektedir.

Ayrıca İnşaat Yüksek Mühendisi Ahmet Engin Atalay, Ziraat Mühendisi Fatma Akkaya, Mülk Bilirkişisi Hasan Pirinçci tarafından mahkemeye sunulan 16.06.2015 günlü bilirkişi raporunda; Dava konusu parselin üzerinden sanayi sitesine giden bir asfalt yolun geçtiği, söz konusu yolun imar yolu olmadığı tespit edilmiştir. Söz konusu yolun kimin tarafından yapıldığı tespit edilememiştir.

Dava konusu parselin hemen bitişiğinde mermerciler sitesinin bulunduğu siteye cephesi bulunan parselin boydan boya olan bölümünün sitedeki işyerleri tarafından işgal edildiği, bu kısma malzeme ve ekipmanların (mermilerin) konulduğu, parselin bir kısmının ekili olduğu, parselin üzerinde S.S. Mermerciler Toplu İşyeri Yapı Kooperatifine ait yapı ile Cami olarak kullanılan bir yapının bulunduğu, taşınmaz üzerinde 1 adet köşk tipi trafonun bulunduğu tespit edilmiştir.” denilmiştir. 

Hal böyle iken dava konusu taşınmazın içerisinden yol geçirilmek ve 2 adet yapı inşa edilmek suretiyle fiilen el atıldığı anlaşılmaktadır.

Belediyelerin 3194 sayılı imar Kanunu 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Buna karşılık, Belediyece, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmazlardan bir tanesine fiilen el atılması karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.

Öte yandan, İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. bölümünde,  “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanunu’na uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” görüşüne yer verilmiştir.

İdarenin dava konusu 44832 ada 1 parsel numaralı taşınmaza kamulaştırmasız el atması karşısında, bu taşınmaz bakımından el atmadan doğan zararın tazminine yönelik olan davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girmektedir.

Ayrıca her nekadar dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapıların ve geçen yolun imar planı kapsamında olup olmadığı tartışılabilir ise de; müdahalelerin imar planı kapsamında yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise hangi davalı tarafından yapıldığı hususlarındaki araştırma ve değerlendirmenin; işin esasına ilişkin bulunduğu ve adli yargı yerinde yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 6.7.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT