T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2024/379 KARAR NO : 2024/523 KARAR TR : 02/12/2024 |
ÖZET: 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun Ek 23.maddesinde yer alan düzenleme uyarınca, kamu kurum ve kuruluşlarının sürekli işçi kadrolarında istihdam hakkından yararlanma talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu işleminin iptali istemiyle açılan davanın, 5510 sayılı Kanun'un 101. maddesi uyarınca, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.
|
K A R A R
Davacı : ****
Vekili : ****
Davalı : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı
Vekili : ****
I. DAVA KONUSU OLAY
1.Davacı vekili müvekkilinin, 03/03/2023 tarih ve 32121 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan (5510 sayılı Kanun'un Ek 23. maddesi) "Kömür ve Linyit Madenlerinin Yer Altı İşlerinde Meydana Gelen İş Kazası Sonucunda Hayatını Kaybeden Sigortalıların Yakınlarının Kamuda Sürekli İşçi Kadrolarına Atanmalarına ilişkin Usul ve Esaslar" başlıklı yönetmeliğin 4. maddesine göre istihdam talebiyle 16/03/2023 tarihinde davalı kuruma başvuru yaptığını ancak, davalı kurumun 12/12/2023 tarihli yazısı ile istihdam hak sahipliği tespit komisyonu tarafından ''30/09/1997 tarihinde meydana gelen kazanın yer üstünde olması sebebi ile hak sahibi olmadığının tespit edildiği'' gerekçesiyle başvurusunun reddedildiğinin bildirildiğini, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, davalı kurum işleminin iptaline karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
2. Davalı vekili, süresinde sunduğu savunma dilekçesinde davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğunu ileri sürerek, yargı yolu itirazında bulunmuştur.
II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ
A. İdari Yargıda
3. Zonguldak İdare Mahkemesi 26/04/2024 tarih ve E.2024/157 sayılı kararı ile, uyuşmazlığın çözümünde idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin yargı yoluna ilişkin itirazının reddine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
''...5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Ek 23. maddesinde, "Kömür ve linyit madenlerinin yer altı işlerinde meydana gelen iş kazası sonucunda ölen sigortalının; genel sağlık sigortası primi dâhil kendi sigortalılığı nedeniyle prim ve prime ilişkin her türlü borçları terkin edilir ve ölüm tarihinde sigortalıya ilişkin şartlar aranmaksızın hak sahiplerine aylık bağlanır. Bu şekilde bağlanan aylıklara ilişkin primlerin eksik olan kısmı Hazine ve Maliye Bakanlığınca Kuruma ödenir. Gelir ve aylıkların hesaplanması ile hak sahiplerine paylaştırılmasında sigortalının ölüm tarihinde yürürlükte olan Kanun hükümleri esas alınır. Birinci fıkra kapsamında ölen sigortalının anne ve babasına gelir ve aylık bağlanmasında, 34 üncü maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması şartları aranmaksızın gelir ve aylık bağlanır. Bu maddenin yürürlük tarihinden önce kömür ve linyit madenlerinin yer altı işlerinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalıların hak sahiplerinin bu madde kapsamında yazılı istekte bulunması halinde gelir ve aylıkları, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başından başlatılır ve bağlanan gelir ve aylıklar için geriye dönük herhangi bir ödeme yapılmaz. Birinci fıkrada belirtilen nedenlerden dolayı ölen sigortalının eş ve çocuklarından birisi, eşi ve çocuğu yoksa kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam bir kişi, ilgili mevzuatta aranan şartlara tabi olmaksızın kamu kurum ve kuruluşlarının sürekli işçi kadrolarında istihdam edilir, istihdam edilecek kişilerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca atama teklifi yapılır ve işçi kadrosu bulunmaması halinde atama teklifi yapılması ile birlikte ilgili kurum ve kuruluşta sürekli işçi kadrosu ihdas edilmiş ve bu kadroların boşalması halinde iptal edilmiş sayılır. Bu fıkraya göre istihdam hakkından yararlanacak kişilerin tespiti, bu kişilerde aranacak şartlar ve istihdama ilişkin diğer hususlar ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Hazine ve Maliye Bakanlığınca müştereken tespit edilir." düzenlemesi yer almaktadır.
Anılan düzenleme doğrultusunda hazırlanan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Ek 23. Maddesi Kapsamında Yer Alan Hak Sahiplerinin Atanmalarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ise 03/03/2023 tarih ve 32121 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu'nun 2. maddesinde; İdari dava türleri, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı açılan iptal davaları, idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları; kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı açılan davalar olarak sayılmış; idari yargının idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimini yapmakla görevli olduğu kurala bağlanmıştır.
İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davalarının; idari dava türlerinden biri olduğu idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
İdare, idare hukuku alanında kamu gücüne dayalı olarak re'sen ve tek yanlı irade açıklaması sonucu tesis etmiş olduğu işlemlere, hukuk alanında yeni durumlar oluşturmasıyla idari işlem kimliği kazandırmakta ve kural olarak bu işlemler özel yasal düzenlemeler dışında, idari yargı denetimine tabi bulunmaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı tarafından, istihdam hakkından faydalanabilmek için yapılan başvurunun, "yakınının yer üstünde meydana gelen iş kazasından vefat ettiği" yönündeki ”istihdam hak sahipliği komisyonu” tespitine istinaden reddedilmesi üzerine ret işleminin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı; yasal düzenleme 5510 sayılı Kanun'da yer almış ise de, uyuşmazlığın, davacının sürekli işçi kadrosuna alınıp alınmayacağı noktasında toplandığı; davalı idare tarafından uyuşmazlığın görüm ve çözümünün idari yargının görevinde bulunmadığı ileri sürülerek görev itirazında bulunulmakta ise de, davaya konu edilen işlemin, kamu gücüne dayalı olarak re'sen ve tek yanlı irade açıklaması sonucunda tesis edildiği anlaşıldığından, işbu dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan bu davanın görüm ve çözümünde idari yargının görevli bulunduğu sonucuna ulaşılarak, davalı idarenin görev itirazı yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı idarenin görev itirazının reddine,..''
4. Davalı idare vekili tarafından süresi içerisinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe, dava dosyası ile birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.
B. Olumlu Görev Uyuşmazlığı Çıkarılmasına İlişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Talebi
5. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiğinden bahisle, 2247 sayılı Kanun'un 10. ve 13. maddeleri gereğince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına karar vererek dosyayı Uyuşmazlık Mahkemesine göndermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
"...Bilindiği gibi, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun ek 23. maddesinin beşinci fıkrasında; "Birinci fıkrada belirtilen nedenlerden dolayı ölen sigortalının eş ve çocuklarından birisi, eşi ve çocuğu yoksa kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam bir kişi, ilgili mevzuatta aranan şartlara tabi olmaksızın kamu kurum ve kuruluşlarının sürekli işçi kadrolarında istihdam edilir. İstihdam edilecek kişilerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca atama teklifi yapılır ve işçi kadrosu bulunmaması halinde atama teklifi yapılması ile birlikte ilgili kurum ve kuruluşta sürekli işçi kadrosu ihdas edilmiş ve bu kadroların boşalması halinde iptal edilmiş sayılır. Bu fıkraya göre istihdam hakkından yararlanacak kişilerin tespiti, bu kişilerde aranacak şartlar ve istihdama ilişkin diğer hususlar ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Hazine ve Maliye Bakanlığınca müştereken tespit edilir." hükmüne, 101. maddesinde; "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür." hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, yukarıda belirtilen Yönetmelik'in 4. maddesinde istihdama ilişkin usul ve esaslar, 6. maddesinde ise istihdam hak sahiplerinin tespit süreci detaylı bir şekilde düzenlenmiştir.
Dava, yer altı işçisi olan yakınının vefat etmesi sebebiyle 5510 sayılı Kanun'un ek 23. maddesinde verilen haktan yararlanmak üzere başvuru yapan davacının başvurusunun reddine dair kurum işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
Kamu kurumlarınca alınan idari kararların yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile kanuna aykırı olup olmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde “İdari dava türleri arasında sayılan "İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları," kapsamında, idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu uyuşmazlığa konu işlemin, idarenin kamu gücünü kullanarak ve tek taraflı olarak tesis ettiği idari nitelikte işlemlerden olduğu açık olmakla birlikte, söz konusu uyuşmazlığın 5510 sayılı Kanun'un ek 23. maddesi ve bu madde uyarınca çıkarılan Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasından kaynaklandığı, dolayısıyla, aynı Kanun'un 101. maddesindeki açık hüküm uyarınca bu Kanun'dan doğan uyuşmazlığın adli yargı yerince çözümlenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
5510 sayılı Kanun'un 101. maddesiyle ilgili olarak Uyuşmazlık Mahkemesinin 26.12.2022 tarihli ve 2022/452 Esas, 2022/698 Karar sayılı; 28.02.2022 tarihli ve 2021/557 E., 2022/117 K. sayılı ve 14.12.2020 tarihli ve 2020/597 E., 2020/768 K. sayılı kararlarında da benzer hususların vurgulandığı görülmektedir.
Açıklanan nedenlerle, açılan davanın adli yargı yerinde görülmesi gerekmektedir..."
6. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığınca, 2247 sayılı Kanun'un 13. maddesine göre Danıştay Başsavcısının da yazılı düşüncesi istenilmiştir.
III. BAŞSAVCILIK DÜŞÜNCESİ
7. Danıştay Başsavcısı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 2247 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca yapılan başvurunun kabulü gerektiği yönünde düşünce vermiştir. Yazılı düşüncenin ilgili kısmışöyledir:
''...İhtilaf; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanûnu'nun Ek 23.maddesinde yer alan düzenleme uyarınca kamu kurum ve kuruluşlarının sürekli işçi kadrolarında istihdam hakkından yararlanma talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemden kaynaklanmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanûnu'nun 101. maddesine göre bu Kanûnda aksine hüküm bulunmayan hallerde bu Kanûn hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili olarak ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görülmesi gerekmekte olup,Ek. 23.madde ile tanınan haktan yararlanma talebinden kaynaklanan ihtilafın bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak ortaya çıktığı konusunda tereddüt bulunmadığından ve bu hususa ilişkin olarak Kanunda aksine bir görev kuralı da mevcut olmadığından,101. maddede yer alan âmir hüküm gereği uyuşmazlığın görüm ve çözümü iş mahkemelerinin görev alanında bulunmaktadır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Kanûn'un 13. maddesi uyarınca yapılan başvurunun kabûlü gerektiği düşünülmektedir.'
IV. İLGİLİ HUKUK
8. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun Ek 23. maddesi şöyledir:
''(Ek:16/11/2022-7421/18 md.)
Kömür ve linyit madenlerinin yer altı işlerinde meydana gelen iş kazası sonucunda ölen sigortalının; genel sağlık sigortası primi dâhil kendi sigortalılığı nedeniyle prim ve prime ilişkin her türlü borçları terkin edilir ve ölüm tarihinde sigortalıya ilişkin şartlar aranmaksızın hak sahiplerine aylık bağlanır. Bu şekilde bağlanan aylıklara ilişkin primlerin eksik olan kısmı Hazine ve Maliye Bakanlığınca Kuruma ödenir.
Gelir ve aylıkların hesaplanması ile hak sahiplerine paylaştırılmasında sigortalının ölüm tarihinde yürürlükte olan Kanun hükümleri esas alınır.
Birinci fıkra kapsamında ölen sigortalının anne ve babasına gelir ve aylık bağlanmasında, 34 üncü maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması şartları aranmaksızın gelir ve aylık bağlanır.
Bu maddenin yürürlük tarihinden önce kömür ve linyit madenlerinin yer altı işlerinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalıların hak sahiplerinin bu madde kapsamında yazılı istekte bulunması halinde gelir ve aylıkları, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başından başlatılır ve bağlanan gelir ve aylıklar için geriye dönük herhangi bir ödeme yapılmaz.
Birinci fıkrada belirtilen nedenlerden dolayı ölen sigortalının eş ve çocuklarından birisi, eşi ve çocuğu yoksa kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam bir kişi, ilgili mevzuatta aranan şartlara tabi olmaksızın kamu kurum ve kuruluşlarının sürekli işçi kadrolarında istihdam edilir. İstihdam edilecek kişilerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca atama teklifi yapılır ve işçi kadrosu bulunmaması halinde atama teklifi yapılması ile birlikte ilgili kurum ve kuruluşta sürekli işçi kadrosu ihdas edilmiş ve bu kadroların boşalması halinde iptal edilmiş sayılır. Bu fıkraya göre istihdam hakkından yararlanacak kişilerin tespiti, bu kişilerde aranacak şartlar ve istihdama ilişkin diğer hususlar ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Hazine ve Maliye Bakanlığınca müştereken tespit edilir.
9. 5510 sayılı Kanun'un "Uyuşmazlıkların çözüm yeri" başlıklı 101. maddesi şöyledir:
"Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür."
10. 03/03/2021 tarih ve 32121 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Kömür Ve Linyit Madenlerinin Yer Altı İşlerinde Meydana gelen İş Kazası Sonucunda Hayatını Kaybeden Sigortalıların yakınlarının Kamuda İstihdamına İlişkin Usul Ve Esaslar hakkında Yönetmeliği ''Başvuru usul ve esasları'' başlıklı 4. maddesi şöyledir:
''(1) Başvurular, Ek-1’de yer alan istihdam talep formu doldurulmak suretiyle istihdam hakkından yararlanmak isteyenlerin iş kazasının meydana geldiği ildeki sosyal güvenlik il müdürlüğüne yapılır.
(2) Eş ve çocuğun olması durumunda, eşin başvurusunda çocuklardan istihdam hakkından feragat ettiklerine dair beyan istenilmez. Çocuğun başvurusunda ise hak sahibi eş ve varsa diğer çocuklardan istihdam hakkından feragat ettiklerine dair beyan alınır.
(3) Eş ve çocuğun olmaması durumunda, kardeşler istihdam hakkını kullanabilir. Bu durumda, varsa diğer hak sahibi kardeşlerden istihdam hakkından feragat ettiklerine dair beyan alınır.
(4) Feragat beyanı noter huzurunda yazılı olarak düzenlenir.
(5) İstihdam hak sahibi olamayacaklar aşağıdadır:
a) Bir başkasının bakımına muhtaç olacak derecede engelli olanlar.
b) Bu Yönetmeliğin yayımı tarihi itibarıyla 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu kurum ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları, il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşları, özel kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle kurulan diğer her türlü kamu kurum ve kuruluşlarında, kısmi zamanlı veya geçici süreli görevler hariç olmak üzere her türlü sözleşmeli personel, 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memur ile sürekli işçi olarak görev yapanlar ve istihdam hakkını sağlayan olayın meydana geldiği tarihten sonra söz konusu kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta iken bu görevinden ayrılmış olanlar.
c) Sosyal Güvenlik Kurumundan veya 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesi kapsamında malullük, yaşlılık veya emeklilik aylığı alanlar.
ç) Başvuru tarihi itibarıyla 45 yaşını doldurmuş olanlar.
(6) İstihdam hakkını kullanacak 45 yaşından küçük herhangi bir kişinin bulunmaması durumunda veya sunduğu gerekçe istihdam hak sahipliği tespit komisyonu tarafından kabul edilen 45 yaşından büyükler de istihdam hak sahibi olarak belirlenebilir.''
11. Aynı Yönetmeliğin ''İstihdam hak sahipliği tespit komisyonu'' başlıklı 5. maddesi şöyledir:
"(1) İş kazasının meydana geldiği illerde valinin görevlendirdiği vali yardımcısı başkanlığında; çalışma ve iş kurumu il müdürü, sosyal güvenlik il müdürü ile defterdar veya bunların yardımcılarından oluşan istihdam hak sahipliği tespit komisyonu kurulur.
(2) Komisyon, gündem olması halinde başvuruları görüşmek üzere en az bir hafta içinde toplanır.
(3) Komisyon oy çokluğuyla karar alır. Oylama sonucunda eşitlik olması halinde başkanın oyu yönünde karar alınmış sayılır.''
12. Aynı Yönetmeliğin ''İstihdam hak sahiplerinin tespit süreci'' başlıklı 6. maddesi şöyledir:
''(1) Başvurular, iş kazasının meydana geldiği ildeki sosyal güvenlik il müdürlüğüne yapılır. Sosyal güvenlik il müdürlüğü, başvurunun Kanun kapsamında olup olmadığını Ek-2’de yer alan durum belgesi ile tespit eder.
(2) Belgelerin düzenlenmesi için gerekli her türlü bilgi ve evrak, sosyal güvenlik il müdürlüğü tarafından başvuru sahiplerinden veya ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından temin edilir.
(3) Sosyal güvenlik il müdürlüğü durum belgesi ile hak sahipliğine ilişkin diğer gerekli bilgi ve belgeleri istihdam hak sahipliği tespit komisyonuna iletir. Söz konusu komisyonca yapılan inceleme sonucu düzenlenen belgelerde eksiklik veya mevzuata aykırılık bulunması halinde, eksikliklerin giderilmesi için belgeler gerekçeli olarak sosyal güvenlik il müdürlüğüne iade edilir.
(4) İstihdam hak sahipliği tespit komisyonu tarafından istihdam hakkı sahibi olduğu tespit edilenler, Ek-3’te yer alan istihdam hak sahipliği belgesi düzenlenerek liste halinde Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına gönderilir.
(5) Başvuruya esas konunun Kanun kapsamına girmediğinin veya girse bile başvuru sahibinin istihdam hakkı sahibi olmadığının tespiti halinde, sosyal güvenlik il müdürlüğü tarafından ilgililere gerekçeleri ile birlikte yazılı olarak bilgi verilir.
(6) İstihdam hakkı sahipliğine ilişkin her türlü belge ve başvuru sahiplerine gönderilen yazılar Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığında muhafaza edilir.
(7) İstihdam hak sahipliği kesinleşen kişilere ilişkin liste, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından Ek-4’te yer alan liste doldurulmak suretiyle resmî yazıyla ve elektronik ortamda Bakanlığa intikal ettirilir.''
V. İNCELEME VE GEREKÇE
A. İlk İnceleme
13. Uyuşmazlık Mahkemesinin Kenan YAŞAR'ın başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan02/12/2024 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı vekilinin, anılan Kanun'un 10/2. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısınca, 10. maddede öngörülen biçimde, davalı yönünden olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliğiyle karar verildi.
B. Esasın İncelenmesi
14. Raportör-Hakim Gülay DOĞAN'ın davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:
15. Dava; davacının yakınının yer altı işçisi iken 30/09/1997 tarihinde içinde bulunduğu servis aracının karıştığı trafik kazası sonucu vefat ettiği gerekçesiyle, 03/03/2023 tarih ve 32121 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan (5510 sayılı Kanunun Ek 23.Maddesi) "Kömür ve Linyit Madenlerinin Yer Altı İşlerinde Meydana Gelen İş Kazası Sonucunda Hayatını Kaybeden Sigortalıların Yakınlarının Kamuda Sürekli İşçi Kadrolarına Atanmalarına ilişkin Usul ve Esaslar" başlıklı yönetmeliğin 4.maddesine göre istihdam talebiyle 16/03/2023 tarihinde davalı kuruma yaptığı başvurunun,davalı kurumun 12/12/2023 tarihli yazısı ile; istihdam hak sahipliği tespit komisyonu tarafından ''30/09/1997 tarihinde meydana gelen kazanın yer üstünde olması sebebi ile hak sahibi olmadığının tespit edildiği'' gerekçesiyle başvurusunun reddedildiğinin bildirildiğinden bahisle davalı kurum işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
16. Somut olayda, uyuşmazlığın 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun Ek 23. maddesinde yer alan düzenleme uyarınca kamu kurum ve kuruluşlarının sürekli işçi kadrolarında istihdam hakkından yararlanma talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemden kaynaklandığı, 5510 sayılı Kanun'un 101. maddesindeki düzenleme gereğiuyuşmazlığın bu çerçevede adli yargı yerinde çözüme kavuşturulması gerektiği sonucuna varılmıştır.
17. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının başvurusunun kabulü ile, Zonguldak İdare Mahkemesinin 26/04/2024 tarih ve E.2024/157 sayılı görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,
B. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Zonguldak İdare Mahkemesinin 26/04/2024 tarih ve E.2024/157 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA,
02/12/2024 tarihinde Üye Bilal ÇALIŞKAN'ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Vekili Üye Üye Üye
Kenan Nilgün Doğan Eyüp
YAŞAR TAŞ AĞIRMAN SARICALAR
Üye Üye Üye
Ahmet Mahmut Bilal
ARSLAN BALLI ÇALIŞKAN
KARŞI OY
İstihdam hakkından faydalanabilmek için yapılan başvurunun, "yakınının yer üstünde meydana gelen iş kazasından vefat ettiği" yönündeki ”istihdam hak sahipliği komisyonu” tespitine istinaden reddedilmesi üzerine ret işleminin iptali istemiyle açılan davanın, davacının sürekli işçi kadrosuna alınıp alınmayacağına dair işlemin, kamu gücüne dayalı olarak re'sen ve tek yanlı irade açıklaması sonucunda tesis edildiği anlaşıldığından, görüm ve çözümünde idari yargının görevli bulunduğu görüşüyle karara katılmıyorum.
Üye
Bilal ÇALIŞKAN