T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2023/430

KARAR NO  : 2023/618      

KARAR TR  : 16/10/2023

ÖZET: İdarece yapılan yol genişletme çalışmaları nedeniyle oluşan heyelan ve diğer nedenlerle davacıya ait taşınmazda meydana gelen zararların tazmini istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

Davacı      : İ.G

Vekili        : Av. İ.V

Davalı       : Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili        : Av. B.K

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı vekili, Artvin                    ili, ... Köyünde bulunan ...ada,... parsel sayılı taşınmazın tapuda müvekkili adına kayıtlı olduğunu, bölgede davalı İdare tarafından var olan karayolunun genişletmesi kapsamında yapılan çalışmalar sırasında taşınmaz da yarıklar oluşarak kaymalar başladığını; dava konusu taşınmaz üzerinde meyve ve sulu sebze tarımı yapılmakta iken, yapılan bu çalışmalar sırasında oluşan kaymalar ve heyelan nedeniyle sulu tarım yapılmasının olanaksız hale geldiğini, taşınmazda tarım yapmanın can güvenliği riski oluşturduğunu, taşınmazın bu konumu nedeniyle serbest piyasada alıcı bulamadığını, böylelikle mülkiyet hakkının kısıtlandığını, yan taşınmaz için Artvin Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan tespitten de anlaşılacağı üzere taşınmaz üzerinde bulunan konutun bir kısmının kayma düzlemi içerisinde kaldığı, mevsimsel koşullar ve konutun şev düzlemine yakınlığı ve zemin nitelikleri dikkate alındığında zeminin su bakımından dolgun hale geldiğinde kütle hareketlerinin devam edebileceği ve konutun da bu durumdan etkilenerek hasar göreceği dolayısıyla taşınmazda sulu tarım da yapılamayacağının belirtildiğini, zararın devam etmesi ve can ve mal güvenliği risklerinin artması karşısında müvekkilinin 04/01/2018 tarihli yazı ile idareden müvekkilinin zararının tazmin edilip edilmeyeceğinin, taşınmazının kamulaştırıp kamulaştırılamayacağının talep edildiğini, ancak idareden yasal süre içerisinde bu konuda cevabi yazı gelmediği gibi herhangi bir işlem de tesis edilmediğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, Artvin ili, ... Köyünde bulunan ...ada,... parsel numaralı taşınmazın, davalı idarenin eylem ve işlemleri neticesinde meydana gelen zararların tazminine, şimdilik 5.000 TL' nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. İdari Yargıda

 

2. Rize İdare Mahkemesi 20/09/2019 tarih ve E.2018/203, K.2019/642 sayı ile, uyuşmazlığın Kamulaştırma Kanunu'nun 12. maddesinde düzenleme altına alman kısmi kamulaştırma müessesesi çerçevesinde adli yargı yerinde görüleceği gerekçesiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-a hükmü uyarınca davanın görev yönünden reddine kesin olarak karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"...mevzuat ve yargı içtihatları çerçevesinde uyuşmazlık değerlendirildiğinde; davacı vekilince taşınmazların kamulaştırılması ve zararlarının tazmin edilmesi talebiyle miktar içermeyen dilekçe ile davalı idareye müracaat edildiği, davalı idarece talebin zımnen reddi üzerine iş bu davanın açıldığı, zararın meydana gelmesinden öncesinde taşınmazın bir kısmı açısından kamulaştırma mevzuatı çerçevesinde bir sürecin yürüdüğü, öte yandan, 18/07/2019 tarihinde yapılan keşifte bilirkişilerce hazırlanan 18/09/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda, zararın, bir plan ve projeye dayalı olan yol inşasında idarenin hizmet kusuru teşkil eden bir eyleminden doğduğunun iddia edilmeyip, dava konusu taşınmazın karayolu ile olan sınır hattı boyunca yapılmış olan yol kazısı sonrasında inşa edilmiş olan yaklaşık 10 m yüksekliğinde istinat duvarının üst kısmında yer yer 4-5 metre yüksekliğinde açık şev yüzeylerinin bırakıldığından kaynaklanması nedeniyle taşınmazın heyelana maruz konuma geldiği gibi idarenin haksız fiilerinden kaynaklı sebeplerle söz konusu zararın oluştuğunun iddia olunduğu, davalı idareye yapılan başvurunun da taşınmazların kamulaştırılması istemi olduğu ve taşınmazların sürekli olarak kullanılamaz hale geldiği iddialarıyla taşınmazların tamamının değerinin karşılanmasına ilişkin taleplere dava dilekçesinde yer verildiği birlikte değerlendirildiğinde, uyuşmazlığın Kamulaştırma Kanunu'nun 12. maddesinde düzenleme altına alınan kısmi kamulaştırma (mücavir alan kamulaştırması) müessesesi çerçevesinde çözümleneceği sonuç ve kanaatine varılmıştır. "

 

3. Davacı vekili bu kez aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. Adli Yargıda

 

4. Artvin Asliye Hukuk Mahkemesi 23/03/2023 tarih ve E.2020/15 sayı ile, davacıya ait taşınmazda meydana geldiği iddia olunan zararın, davalı idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yolun yapımı ve işletilmesinden ileri geldiği, söz konusu zararın tazmini istemine yönelik uyuşmazlığın ise tam yargı davası olarak idari yargıda çözümlenmesi gerektiği kanaati varıldığından, 2247 Sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesinde yer alan düzenleme uyarınca dosyadan el çekilerek Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına karar vermiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

A. Mevzuat

 

5. Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrası şöyledir:

"...

İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür."

 

6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

" 1. (Değişik: 10/6/1994-4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

a) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 21/9/1995 tarihli ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000-4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

 

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.

2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.

3. (Mülga: 2/7/2018 - KHK-703/185 md.)"

 

7. 2577 sayılı Kanun'un "İptal ve tam yargı davaları" başlıklı 12. maddesi şöyledir:

 

"İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 nci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır."

 

8. Aynı Kanun'un "Doğrudan doğruya tam yargı davası açılması" başlıklı 13. maddesi şöyledir:

 

"1. İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında otuz gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir.

2. Görevli olmayan adli yargı mercilerine açılan tam yargı davasının görev yönünden reddi halinde sonradan idari yargı mercilerine açılacak davalarda, birinci fıkrada öngörülen idareye başvurma şartı aranmaz."

 

B. Yargı Kararları

 

9. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11/02/1959 tarihli, E.1958/17, K.1959/15 sayılı kararının, III. bölümü şöyledir:

 

“İstimlâksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlâk Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.

Bundan başka, bir amme teşekkülü tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında Devlet malı olmayan yerlerden toprak alınması veya böyle yerlere toprak veya moloz yığılması neticesinde meydana gelen zararların tazmini davası da başkasının malına amme teşekkülünün dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan ve projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı cihetle, haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılır.

 

Yapılan işlerin plan veya projeye aykırı olarak yapılması hali de idari karara aykırı bir hareket bulunması itibariyle yine idari kararın tatbiki olan bir fiil sayılamaz ve bu bakımdan bu iddia ile açılmış bir dava haksız fiilden doğan bir davadan ibaret olacaktır.

Bu bentte anılan davalar, içtihadı birleştirme kararının dışında kaldıklarından kararın bunlara şümulü yoktur.”

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

10. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan 16/10/2023 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, Asliye Hukuk Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece adli yargı dosyasının ekinde idari yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

11. Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK'in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

12. Dava, idarece yapılan yol genişletme çalışması nedeniyle oluşan heyelan nedeniyle davacıya ait taşınmazda sulu tarım yapılamadığı, can güvenliğinin riskli hale geldiği, taşınmazın piyasada alıcısının kalmadığı gibi nedenlerle, uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin bulunmaktadır.

 

13. İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu; özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men'i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerince çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

 

14. Dava dosyalarının incelenmesinden, davacıya ait Artvin ili, Merkez ilçe, ... Köyünde bulunan ...ada, 5 sayılı parselde kayıtlı taşınmazın bulunduğu bölgede karayolu genişletme çalışmaları yapıldığı, bu sırada taşınmazda yarıklar oluşarak kaymalar başladığı, taşınmaz üzerinde meyve ve sulu sebze tarımı yapılmakta iken kaymalar ve heyelan nedeniyle sulu tarım yapılmasının olanaksız hale geldiği, tarım yapmanın kendisinin ve ailesinin can güvenliğini riske attığı, taşınmazın bu konumu nedeniyle serbest piyasada alıcı bulamadığı ve mülkiyet hakkının kısıtlandığı ileri sürülerek uğranılan zararlara karşılık tazminat ödenmesi istemiyle idari ve adli yargı yerlerinde davalar açıldığı; her iki yargı yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, son olarak düzenlenip Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan 31/05/2021 tarihli Bilirkişi Raporunda, Karayolları Genel Müdürlüğünce yol genişletme çalışmaları sırasında ...ada, 4 sayılı parselin kamulaştırılarak bir kısmının yol olarak kullanıldığı, bir kısmına karayolunu korumak için istinat duvarı inşa edildiği, istinat duvarı ile davacının taşınmazı arasında 2,8 metre ile 8,01 metre arasında değişen genişlikte bir koridor bırakıldığı, bu duvar üzerinde yer yer çökmelerin tespit edildiği, yol çalışması ile dava konusu taşınmaza ulaşımın zorlaştığı ancak karayolları tarafından yapılan yol genişletme çalışmaları kapsamında davacının taşınmazına yapılmış fiziki bir müdahalenin tespit edilemediğinin belirtildiği anlaşılmıştır.

 

15. Bu durumda, görev uyuşmazlığına konu davanın idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü sıradaki eyleminden ya da eylemsizliğinden doğan zararın giderilmesine yönelik olarak açıldığının kabulü gerekir.

 

16. Kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin; kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin, hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı Kanun’un 2. maddesinde idari dava türleri arasında sayılan idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası kapsamında, idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır.

 

17. Yukarıda belirtilen hususlar gözönünde bulundurularak, Artvin Asliye Hukuk Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Rize İdare Mahkemesinin 20/09/2019 tarih ve E.2018/203, K.2019/642 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Artvin Asliye Hukuk Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Rize İdare Mahkemesinin 20/09/2019 tarih ve E.2018/203, K.2019/642 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

16/10/2023 tarihinde, OY BİRLİĞİİLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

              Başkan                         Üye                                Üye                              Üye

             Muammer                    Nilgün                            Doğan                           Eyüp

               TOPAL                      TAŞ                            AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

                                                  Üye                                Üye                               Üye

                                               Ahmet                            Mahmut                          Bilal

                                             ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN