T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2014 / 538

            KARAR NO  : 2014 / 634

            KARAR TR   : 2.6.2014

ÖZET : Davacının rahatsızlığında kullanılan stent bedelinin tarafına ödenmesi istemi ile davalı idareye yaptığı başvurusunun reddi üzerine işlemin iptali ve kullanılan stent bedelinin davalıdan tazmini istemi ile açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı           :İ.A.

            Vekili              :Av. M.D.

            Davalı                        :Zonguldak İl Özel İdaresi

            Vekili              :Av.Ş.K.

 

O  L  A  Y       :Davacının Zonguldak İdare Mahkemesi’ne verdiği 06.06.2011 tarihli dava dilekçesinde özetle; Devrek İlçe Özel İdaresi’nde  Müdür olarak görev yaptığını,  2007 yılında geçirdiği kalp krizi nedeni ile Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı’nda  17.04.2007 tarihinde ameliyat edildiğini ve ilaçlı stent  uygulaması yapıldığını,  hastanede bulunmaması nedeni ile  ilaçlı stendin hastane dışından temin edildiğini, kendisine bu konuda reçete verilmediğini ancak 18.04.2007  tarihli rapor ile durumun sabit olduğunu, Zonguldak İl Özel  İdaresi’ne dışarıdan karşılanan stent bedelinin kendisine ödenmesi istemi ile yaptığı başvurunun 26.04.2011 gün ve 1-1/3845 sayılı yazı ile reddedildiğini belirterek; bu işlemin iptali ile kendisine ödenmeyen 4000,32 TL ilaçlı stent bedelinin ödenmesine karar verilmesi istemi ile idari yargı yerinde dava açmıştır.

Zonguldak İdare Mahkemesi: 20.06.2011 gün ve 2011/1236 Esas, 2011/921 Karar sayılı kararı ile 15.01.2010 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanununun tedavi giderlerine ilişkin hükümlerinden kaynaklanan uyuşmazlığın adli yargı yerinde görülmesi gerektiğini belirterek; davaya adli yargı yerinde bakılması gerektiğinden bahisle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar taraflarca temyiz edilmeksizin 25.07.2011 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacı bu kez aynı istemle; adli yargı yerinde dava açmıştır.

      Zonguldak 1. İş Mahkemesi: 28.12.2012 gün 2012/52 Esas, 2012/795 Karar sayılı kararı ile davaya konu ödemenin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılması gerektiğini belirterek; davanın husumetten reddine karar vermiş; verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

      Yargıtay 21. Hukuk Dairesi; 09.05.2013 gün ve 2013/6854 Esas, 2013/9426 Karar sayılı kararında özetle; “Mahkemece davanın yargı yolu caiz olmaması nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya  aykırı olup bozma nedenidir” şeklindeki gerekçesi ile ilk derece mahkemesinin kararının bozulmasına karar vermiştir.

      Zonguldak 1. İş Mahkemesi; 19.11.2013 gün ve 2013/327 Esas, 2013/451 Karar sayılı kararı ile; Yargıtay 21. Hukuk Dairesi; 09.05.2013 gün ve 2013/6854 Esas, 2013/9426 Karar sayılı kararında da belirtildiği şekilde davaya idari yargıda bakılması gerektiğini belirterek davanın görev yönünden reddine karar vermiştir.

      Görevsizlik kararı davacıya 08.01.2014, davalı vekiline 30.12.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, 8 günlük yasal süresi içinde taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

 Davacı vekili, adli ve idari yargı yerlerince verilen görevsizlik kararları nedeniyle oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Ertuğrul ARSLANOĞLU, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 2.6.2014 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari ve adli yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının kalp rahatsızlığı nedeni ile gördüğü tedavi sırasında kullanılan ilaçlı stent bedelinin davalı kurumca karşılanmaması nedeni ile ödemek zorunda kaldığı 4000.32 TL bedelin 20.12.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili  istemiyle açılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden; davacının, Devrek İlçe Özel İdaresi’nde 5434 sayılı yasa kapsamında müdür olarak görev yaptığını, geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeni Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı’nda tedavi gördüğünü ve tedavisi sırasında ilaçlı stent kullanıldığı; davacının stent bedeli olarak ödemek zorunda kaldığı 4000.32 TL bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte tarafına ödenmesi istemiyle dava açtığı anlaşılmıştır.

31.5.2006 tarih ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı Kanunlar kapsamındaki hizmet akdine göre ücretle çalışanlar (Sosyal Sigortalılar), kendi hesabına çalışanlar (Bağ-Kur’lular), tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlar (Tarım Bağ-Kur’luları), tarım işlerinde ücretle çalışanlar, (Tarım sigortalıları), devlet memurları ve diğer kamu görevlilerini (Emekli Sandığı İştirakçileri), geçici maddelerle korunan haklar dışında, sosyal güvenlik ve sağlık hizmetleri yönünden yeni bir sisteme tabi tutmuş, beş farklı emeklilik rejimini aktüeryal olarak hak ve hükümlülükler yönünden tek bir sosyal güvenlik sistemi altında toplamıştır. 5510 sayılı Kanunun iptali amacıyla açılan davada Anayasa Mahkemesi, 15.12.2006 tarih ve E: 2006/111, K: 2006/112 sayılı kararıyla, anılan Kanunun birçok maddesi ile birlikte, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine tabi olarak görev yapmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlilerini diğer sigortalılarla aynı sisteme tabi kılan (başta 4/c maddesi) hükümlerin iptaline karar vermiş; bu karardan sonra kabul edilen 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanunla 5510 sayılı Kanunda düzenlemeler yapılmış ve anılan Kanuna eklenen Geçici 1 inci ve Geçici 4 üncü maddelerle, 5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008 tarihinden önce 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanlar (memurlar ile diğer kamu görevlileri) ile bunların dul ve yetimleri hakkında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı hüküm altına alınmıştır. 5754 sayılı Kanunun kimi hükümlerinin iptali istemiyle açılan dava Anayasa Mahkemesi’nin 30.3.2011 tarih ve E: 2008/56, K:2011/58 sayılı kararı ile reddedilmiştir.

5510 sayılı Kanunun 101 nci maddesinde yer alan “…bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür.” bölümünün iptali istemiyle yapılan itiraz başvurusunda Anayasa Mahkemesi, 22.12.2011 tarih ve E: 2010/65, K: 2011/169 sayılı kararıyla (RG. 25.1.2012, Sayı: 28184) davayı redle sonuçlandırmakla birlikte; söz konusu kararın Mahkememiz önündeki uyuşmazlığa ışık tutacak şekilde şu gerekçeye dayandırmıştır: “…5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, evvelce olduğu gibi 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacaklar ve bunların emeklileri bakımından da aynı Kanun hükümleri uygulanmaya devam edecek; ancak 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlileri olarak çalışmaya başlayanlar ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacak ve haklarında 5434 sayılı Kanun değil, 5510 sayılı Kanun’un öngördüğü kural ve esaslar uygulanacak; ihtilaf halinde de adli yargı görevli bulunacaktır. 5754 sayılı Kanunun yürürlüğüyle birlikte, artık Sosyal Sigortacılık esasına göre faaliyet gösteren ve yaptığı, tesis ettiği işlem ve muameleler idari işlem sayılamayacak bir sosyal güvenlik kurumunun varlığından söz etmek gerekli bulunmaktadır. 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce iştirakçisi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanun’a göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden ise Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tesis edeceği işlem ve yapacağı muameleler idari işlem niteliğini korumaya devam edecek, bunlara ilişkin ihtilaflarda da evvelce olduğu gibi idari yargı görevli olmaya devam edecektir… Bu bakımdan 5510 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra, prim esasına dayalı yani sistemin içeriği ve Kanun kapsamındaki iş ve işlemlerin niteliği göz önünde bulundurulduğunda, itiraz konusu kuralla, yargılamanın bütünlüğü ve uzman mahkeme olması nedeniyle Kanun hükümlerinin uygulanması ile ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümünde iş mahkemelerinin görevlendirilmesinde Anayasa’ya aykırılık görülmemiştir. Ancak, yukarıda açıklandığı üzere 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce statüde bulanan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile ilgili sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasından doğan idari işlem ve idari eylem niteliğindeki uyuşmazlıklarda idari yargının görevinin devam edeceği açıktır…”

Yukarıda sözü edilen mevzuat hükümlerinin ve Anayasa Mahkemesi kararının birlikte değerlendirilmesinden, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, daha önce olduğu üzere 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacakları gibi bunların emeklilikleri bakımından da aynı Kanun hükümlerinin uygulanmaya devam edileceği; ancak, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmaya başlayanların ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacağı ve haklarında 5434 sayılı Kanunun değil 5510 sayılı Kanunun öngördüğü kural ve esasların uygulanacağı dolayısıyla ihtilafların da adli yargı yerinde çözümleneceği açıktır.

            Kaldı ki; T.C. Anayasası’nın 158.maddesindeki “…diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır ” hükmü uyarınca Anayasa Mahkemesi kararının bu uyuşmazlığın çözümünde esas alınacağı tartışmasızdır.

Bu durumda, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce iştirakçi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanuna göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden Sosyal Güvenlik Kurumunca tesis edilen işlem ve yapacağı muamelelerin “idari işlem” ve “idari eylem” niteliğini korumaya devam edeceği, dolayısıyla, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-a maddesinde belirtilen idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları ve tam yargı davaları kapsamında bulunan, 5510 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girmesinden önce iştirakçi sıfatı ile çalışmaya başlamış ve halen Devrek İlçe Özel İdaresi’nde  Müdür olarak çalışmaya devam eden davacı tarafından açılan davanın, görüm ve çözümünün idari yargı yerinde görüleceği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Zonguldak İdare Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç     : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Zonguldak İdare Mahkemesi’nin 20.06.2011 gün ve 2011/1236 Esas, 2011/921 Karar sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 2.6.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

Üye

Ertuğrul

ARSLANOĞLU

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT