T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS NO      : 2014 / 885

          KARAR NO   : 2014 / 961

          KARAR TR    : 17.11.2014

ÖZET : Trafik kazası sonucu sigortalı aracın uğradığı hasar bedelinin bir kısmını ödeyen sigorta şirketinin, zararın davalı idarece giderilmesi istemiyle açtığı rücuen tazminat davasının, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

  

 

K  A  R  A  R

 

           Davacı          : G. S.A.Ş.

          Vekilleri       : Av. H.M. G., Av. Ö.F. S.

                                Av. M. A.Ö., Av. İ. K.

          Davalı           : Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı

          Vekili           : Av.M. İ.

   

          O L A Y : Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkili şirket tarafından … poliçe no ile teminat altına alınan H.Ö.ye ait aracın, 25/1/2012 tarihinde Konya İli, Selçuklu İlçesi, Aliya İzzet Begoviç Caddesi istikametinden Fırat caddesi istikametine doğru Yeni İstanbul caddesinde ilerlerken, yol üzerinde bulunan kar kürüme aracı tarafından kürünen kar birikintisine çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, olayda sigortalı araç sürücüsünün ikinci derece, yol bakımından sorumlu olan davalı kurumun birinci derece kusurlu olduğunun kaza tespit tutanağında belirtildiğini; hasar giderinin 1/3/2012 tarihinde müvekkili sigorta şirketi tarafından karşılandığını; müvekkilinin, sahip olduğu rücu hakkını kullanarak sorumlu kuruma 16/4/2012 tarihinde başvuru yaptığını, davalı idarenin 26/4/2012 tarih M.42.1.KB3.0.61.640/444-9323 sayılı cevabında ödeme yapılamayacağının bildirildiğini; hizmet kusurundan doğan, zararların idarece tazmini gerekeceğinden, yolun bakımından sorumlu davalı idarenin, "yola bir şey atmak, dökmek, bırakmak yasaktır" hükmü gereği sorumlu olduğunu ifade ederek;  fazlaya dair tüm dava, talep ve tazminat ve sair hakları saklı tutularak;  müvekkil şirket tarafından sigortalıya ödenen (toplam hasar miktarı olan 6.853,06 TL'nin davalı kurumun %50 kusuru oranında) 3.426,53 TL hasar giderinin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle 14.5.2012 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

Konya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi:26.3.2013 gün ve E:2012/294, K:2013/157 sayı ile, uyuşmazlığın esasını inceleyerek davanın reddine karar vermiş, temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17.Hukuk Dairesi, 17.6.2013 gün ve E:2013/8308, K:2013/9226 sayı ile bu kararı görev yönünden bozmuştur.

KONYA 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ:18.11.2013 gün ve E:2013/566, K:2013/565 sayı ile, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra;  davanın; kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat isteğine ilişkin bulunduğu; Belediyelerin kamu tüzel kişileri olduğu, görmekle yükümlü bulundukları kamu hizmetleri sırasında verdikleri iddia olunan zararlardan dolayı sorumluluklarının özel hukuk hükümlerine tabi bulunmadığı; kamu tüzel kişilerinin, yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanırken oluşan zararların niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklandığı, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanununun 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesinin gerektiği;  olayda, yapım ve bakımından sorumlu olduğu yoldaki kar temizleme (kürüme) hizmeti sırasında temizlenen (kürünen) karların yol kenarında biriktirildiği, davacıya kasko sigortalı aracında bu biriktirilen kar yığınına çarpması üzerine zarara uğraması sonucu kar kürüme (temizleme) çalışmaları nedeniyle gerekli önlemleri almayan belediye aleyhine hizmet kusuruna dayanılarak dava açıldığı, hizmet kusurundan kaynaklanan tazminat davalarının tam yargı davası olduğu, 2577 sayılı yasanın 2/1-b maddesi kapsamında bulunan tam yargı davalarının görüm ve çözümünde idari yargı yerlerinin görevli olduğu gerekçesiyle; yargı yolu bakımından mahkemelerinin görevsizliği nedeniyle, dava dilekçesinin, reddine karar vermiş;  temyiz edilmesi üzerine bu karar Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 21.4.2014 gün ve E/K:2014/5315-6112 sayılı ilamı ile onanmış, karar düzeltme isteminde bulunulmadığından hüküm kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

KONYA 2.İDARE MAHKEMESİ:14.7.2014 gün ve E:2014/778 sayı ile; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiş, 3. maddesinde karayolu: trafik için, kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlar olarak tanımlandığı; öte yandan 2918 sayılı Kanun'un 19,01.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun'un 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır. Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek idare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” hükmünün yer aldığı;  dava dosyasının ve Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2013/566. K:2013/565 sayılı kararının birlikte incelenmesinden; davacının sigorta sorumluluğundaki aracın davalı idarenin sorumluluğundaki yoldaki karın kürünmesi sonucunda oluşan kar birikintisine çarpması sonucu oluşan trafik kazasında davalı idarenin %50 kusuru bulunduğundan bahisle uğranılan maddi zararın tazminine karar verilmesi istemiyle Konya Büyükşehir Belediyesi'ne karşı Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2013/566 sayılı dosyasında dava açıldığı, Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2013/566, K:2013/565 sayılı kararıyla, uyuşmazlığın görüm ve çözümünün idari yargının görevinde olduğu gerekçesiyle görev yönünden reddine karar verildiği, anılan kararın temyiz incelemesinden geçmek suretiyle kesinleşmesi üzerine bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı; karayolunda meydana gelen trafik kazası nedeniyle İdare Mahkemesinde açılan tam yargı davasında, İdare Mahkemesinin 2918 sayılı Kanun'un 110. maddesinin 1. fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasaya aykırı olduğu kanısına vardığı, İdare Mahkemesinin bu iki cümlenin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesinin 08.12.2011 gün ve E:2011/124, K:2011/160 sayı ve 08.11.2012 gün ve E:2012/118, K:2012/170 sayılı aynı içerikli iki kararı ile; “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’dan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği öngörülmektedir. İtiraz başvurusunda bulunan mahkeme ise idare mahkemesi olup davaya bakmakta görevli ve yetkili mahkeme değildir. Başvurunun Mahkeme’nin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.” kararına varmış olduğu;  bu durumda, 2918 sayılı Kanun'un 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin benzer bir konuda İdare Mahkemesi’nin davaya bakmakla görevli bulunmadığı yolundaki kararları gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla karayollarında oluşan trafik kazaları nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; karayolunda meydana gelen trafik kazası sonucunda oluşan zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varıldığı;  nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi'nin (Hukuk Bölümü) 13.05.2013 tarih ve E:2013/748, K:2013/848 sayılı kararının da bu yönde bulunduğu gerekçesiyle; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına, dava dosyasının ve Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2013/566 sayılı dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, dosyanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi'nin karar vermesine değin ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR,  Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 17.11.2014 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının onaylı örneğinin Mahkemece, ekinde adli yargı dosyasının onaylı örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, sigortalı aracın uğradığı hasar bedelini ödeyen sigorta şirketinin, zararın bir kısmının davalı idarece giderilmesi isteminden ibaret bulunan bir rücuen tazminat davasıdır.

  2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacı Şirkete Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı aracın,  seyir halindeyken yol üzerinde bulunan kar kürüme aracı tarafından kürünen kar birikintisine çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davacı şirket tarafından sigortalıya ödenen hasar miktarının %50 oranına isabet eden kısmının, maddi zararın oluşmasında kusurlu olduğundan bahisle davalı Belediyeden tazmini istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Konya 2.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Konya 1.Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç    : Davanın görüm ve çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle  Konya 2.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Konya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 18.11.2013 gün ve E:2013/566, K:2013/565 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 17.11.2014  gününde, Üye Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT