T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS NO   : 2014 / 351

          KARAR NO: 2014 / 391

          KARAR TR : 1.4.2014

ÖZET : 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 48/5. maddesinin 3.defa ihlal edildiğinden bahisle düzenlenen Trafik Suç Tutanağının iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı           : A.İ.Ş.

            Davalı                        : Antalya Valiliği

 

O L A Y          : Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü görevlilerince, Davacı hakkında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 48.maddesinin 5.fıkrasına(3.defa) aykırı davranışı nedeniyle 1.4.2013 gün, 563296 sayılı Trafik Suç Tutanağı düzenlenmiştir.

Bu tutanaktaki matbu yazıda; kimliği belirlenen şahsın, Karayolları Trafik Kanununun yukarıda belirlenen maddesine aykırı hareketinden dolayı cezalandırılması için Trafik/Sulh Ceza Mahkemesine verilmek üzere tanzim edilmiş olduğu belirtilmiştir.

Davacı dilekçesinde, 01.04.2013 tarihinde trafik polis memurlarının ehliyetine el koyup 563296 sayılı işlemi tebliğ ettiğini, ancak bu zamana kadar beklemesine rağmen idari yaptırım kararının tarafına ulaşmadığını; anılan tarihte saat 22:30 sularında görevlilerin alkolmetre ile alkol tespiti yapmak istediğini, kendisinin bu ölçüme itiraz ettiğini,  hastaneye gitmek ve kan tahlili yaptırmak istediğini söylediğini; itirazının kabul edilmediğini, hiç istemediği halde tartışmaya yol açmasın diye doğru sonuç vereceğine inanmadığı alkolmetre cihazına üflemek ve imza atmak zorunda bırakıldığını; solunum yollarından rahatsız olduğunu, boğaz spreyi kullandığını, alkolmetre ile yapılan testin sağlıklı olmadığını; bu ölçüm üzerine yapılan idari işlemde hukuka uygunluk bulunmadığını; Danıştay kararlarında Alkolmetre cihazı ölçümünün geçersiz kılındığını, kandaki alkol oranının esas alınması gerektiğine hükmedildiğini ifade ederek; Antalya Valiliği tarafından sürücü belgesine el konulmasına ilişkin kararın yürütülmesinin durdurulmasına, ardından 1.4.2013 gün ve 563296 sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANTALYA 2.İDARE MAHKEMESİ: 16.5.2013 gün ve E:2013/593, K:2013/595 sayı ile, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 48/5 maddesinde "Yönetmelik ile belirtilen miktarların üzerinde alkollü araç kullandığı tespit edilen sürücülerin, suçun işlendiği tarihten itibaren geriye doğru beş yıl içinde; birinci defasında sürücü belgeleri altı ay süreyle geri alınır ve haklarında 265 300 000 lira para cezası uygulanır. İkinci defasında sürücü belgeleri iki yıl süreyle geri alınır ve haklarında 332 600 000 lira para cezası uygulanır ve bu sürücüler Sağlık Bakanlığınca, esas ve usulleri Sağlık ve içişleri Bakanlıklarınca çıkarılacak yönetmelikte gösterilen sürücü davranışlarını geliştirme eğitimine tabi tutulurlar, eğitimi başarıyla tamamlayanların belgeleri süresi sonunda iade edilir. Üç veya üçten fazlasında ise, sürücü belgeleri beş yıl süreyle geri alınır ve altı aydan aşağı olmamak üzere hafif hapis cezası ile birlikte 532 600 000 lira hafif para cezası uygulanır. Ayrıca, psiko-teknik değerlendirme ve psikiyatri uzmanı muayenesine tabi tutulurlar. Bu değerlendirme ve muayene sonrasında uygun görülenlere, geri alma süresi sonunda sürücü belgeleri iade edilir. Psiko-teknik değerlendirme ve psikiyatri uzmanı muayenesinin yapılmasına dair esas ve usuller yönetmelikte gösterilir." hükmünün, 112. maddesinde "Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması hariç olmak üzere bu Kanundaki; hafif para cezasını veya bununla birlikte hafif hapis cezasını, belgelerin geri alınması ve iptali veya işyerlerinin kapatılması cezasını gerektiren suçlarla ilgili davalara trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetki verilen sulh ceza mahkemelerinde bakılır." hükmünün, Ek 13'üncü maddesinde ise "Bu Kanunda yazılı suçlardan 48 inci maddede gösterilen "alkollü araç kullanmak" suçunu birinci ve ikinci defasında işlemek, 51 inci maddenin üçüncü fıkrasında geçen "bir yıl içinde hız sınırını 5 defa ihlal etmek", 118 inci maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarında yazılı "100 ceza puanını doldurmak" suçlarından birinin tespiti halinde, sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması işlemlerine bu Kanunun 6 ncı maddesinde sayılan trafik görevlileri yetkilidir."hükmünün getirilmiş olduğu; yukarıdaki mevzuat hükümlerine göre, suçun işlendiği tarihten itibaren geriye doğru beş yıl içinde üç defa Yönetmelik ile belirtilen miktarların üzerinde alkollü araç kullandığı tespit edilen sürücülerin, sürücü belgelerinin beş yıl süreyle geri alınacağı ve altı aydan aşağı olmamak üzere hafif hapis cezası ile birlikte 532 600 000 lira hafif para cezası uygulanacağı, sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması hariç olmak üzere kanundaki hafif para cezasını veya bununla birlikte hafif hapis cezasını, belgelerin geri alınmasını gerektiren suçlarla ilgili davalara trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetki verilen sulh ceza mahkemelerinde bakılacağının anlaşıldığı; olayda; davacının üçüncü defa alkollü olarak araç kullandığından bahisle sürücü belgesinin 5 yıl süreyle geri alınmasına esas teşkil etmek ve ilgili mahkemeye gönderilmek amacıyla düzenlenen tutanağın iptali istemiyle açılan dava, yukarıda yer verilen düzenlemeler uyarınca adli yargının görevine girdiğinden, bu davanın görev yönünden reddinin gerektiğinden bahisle; davanın görev yönünden reddine karar vermiş,  bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı bu kez, aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANTALYA 8.SULH CEZA MAHKEMESİ: 13.6.2013 gün ve Değ.İş: 2013/717 sayı ile, itiraz edenin, hakkında Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü tarafından 01/04/2013 tarih ve 563296 seri nolu idari para cezası ile B sınıfı 68466 seri nolu sürücü belgesinin geri alınması kararlarının iptalini istemiş olduğu;  itiraz konusu idari para cezasının 2918 Sayılı Kanunun 48/5 maddesine dayalı olarak düzenlendiği; 5326 Sayılı Kabahatler Kanunun 3.maddesinin Anayasa Mahkemesinin 01.03.2006 tarih ve 2005/108 Esas 2006/35 Karar sayılı kararı ile iptal edildiği, 6 aylık,  yeniden düzenlenme yönünden süre verildiği, 5560 Sayılı Kanunun 31.maddesi gereğince 5326 Sayılı Kabahatler Kanunun 3.maddesinde;  (Bu kanun; / a-)İdari yaptırım kararların karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlardan aksine hüküm bulunmaması halinde, / b-) Diğer genel hükümleri, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanır) şekliğinde değiştirilmiş olduğu ve yasanın 19.12.2006 tarih 26381 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği; 2918 Sayılı Kanunun 48/5 maddesinin, idari para cezası yönünden ehliyetin birinci ve ikinci kez alkollü kullanmaktan dolayı 1.sinde 6 ay süreli 2.seferinde 2 yıl süreli ve 3. seferinde 5 yıl süreli sürücü belgesinin geri alınması hükmünü de içerdiği; 5326 Sayılı Kabahatler Kanunun (5560 Sayılı Kanunla Değişik) 27/8 maddesinin, idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişiyle ilgili olarak idari yargının görev alanına giren karan da verilmiş olması halinde idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının bu işlemin iptali talebi ile birlikte idari yargı yolunda görüleceğini açıkça hükme bağladığı ve itiraz konusu idari para cezasının yanında ehliyetin de geçici geri alınması hükmünde ehliyetin bu işleme dayalı olarak iade edilip edilemeyeceğinin idari yargının görevine girdiğinin açık olduğu;  ehliyetin geri alınması işlemi ve dosya kapsamına göre, mahkemelerin görevi kamu düzeni ile ilgili olduğundan ve yargılamanın her aşamasında verilebileceğinden re'sen görev yönü ile itiraz dosyası ele alınıp incelendiği, yukarıda açıklanan sebeplerle yapılan itirazı değerlendirme ve sonuçlandırma görevinin idare mahkemesinde  olduğu gerekçesiyle;  5326 Sayılı Kabahatler Kanunu'nun 28/b maddesi gereğince mahkemelerinin görevsiz olması nedeniyle idari yaptırım kararının Sulh Ceza Mahkemesinde incelebilecek kararlardan olmadığı anlaşıldığından görevsizlik nedeniyle itiraz edenin başvurusunun reddine; Mahkemeler arasında görev yönünden uyuşmazlık çıktığı anlaşılmakla mevcut uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine  karar vermiş, bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR,  Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 1.4.2014 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME:Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, olay kısmında belirtildiği üzere, tarafları, konusu ve nedeni aynı olan davada; idari yargı yerince adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı bulunmakta olup, bunun üzerine kendine gelen davayı inceleyen adli yargı yerinin sahip olduğu seçenekler ile verdiği karar bakımından bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.

1- 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde yer alan, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

            Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir.” hükmüne göre, idare mahkemesinin kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine adli yargı yerince de görevsizlik kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş olacak; hukuk alanında doğmuş bulunan bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilecektir.

            2- 2247 sayılı Yasanın 19. maddesindeki “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.” hükmüne göre ise, adli yargı yeri, davaya bakma görevinin daha önce görevsizlik kararı veren idari yargı yerine ait olduğunu belirten gerekçeli bir karar ile doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma olanağına sahiptir. Şu kadar ki, başvuru kararının, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilmesine değin işin incelenmesinin ertelenmesi hususunu da içermesi gerekir.

            Yasakoyucu, 14. maddeye göre olumsuz görev uyuşmazlığı doğması durumunda her iki yargı merciince işten el çekilmiş olduğundan başvurma istencini davanın taraflarına bırakmış iken, bu yönteme oranla daha kısa zamanda çözüme ulaşılmasını amaçladığı 19. madde ile, daha önce görevsizlik kararı veren yargı merciinden sonra davayı inceleyen yargı merciine, işten el çekmeden doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma olanağını tanımıştır.

            Olayda, adli yargı yerince, davada idari yargının görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmekle birlikte, bununla yetinilmemiş ve kararın kesinleşmesinden sonra re’sen Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmuştur.

Bu haliyle, Antalya 8.Sulh Ceza Mahkemesi’nce re’sen yapılan başvuru, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen yönteme uymamaktadır.

Ancak, adli ve idari yargı yerleri arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, Sulh Ceza Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 14 ve 19. maddelerinde öngörülen durumun aksine, idari yargı kararının kesinleşme durumu açıklığa kavuşturulmadan ve önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası temin edilmeden Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulduğu görüldüğünden, dava dosyasının iade edildiği; bunun üzerine Sulh Ceza Mahkemesince idari yargı dosyasının onaylı bir örneği temin edilerek tekrar Mahkememize başvurulduğu ve sonuçta usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

 

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 48/5. maddesinin 3.defa ihlal edildiğinden bahisle düzenlenen Trafik Suç Tutanağının iptali istemiyle açılmıştır.

Davacının ehliyetine el konulmasına ilişkin, davacının beyanı dışında dosyada herhangi bir belge bulunmamaktadır. Her iki yargı yerinde açılan davalarda Mahkemeler, idareden savunma almadan görevsizlik kararı verdiklerinden,  davacının ehliyetinin alınıp alınmadığı, alınmış ise işlemin gerekçesinin ne olduğu anlaşılamamaktadır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun, dava konusu Trafik Suç Tutanağının düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 48.maddesinin 5.fıkrasında, “(Değişik fıkra: 08/01/2003 - 4785 S.K./3. md.) Yönetmelik ile belirtilen miktarların üzerinde alkollü araç kullandığı tespit edilen sürücülerin, suçun işlendiği tarihten itibaren geriye doğru beş yıl içinde; birinci defasında sürücü belgeleri altı ay süreyle geri alınır ve haklarında 265 300 000 lira para cezası uygulanır. İkinci defasında sürücü belgeleri iki yıl süreyle geri alınır ve haklarında 332 600 000 lira para cezası uygulanır ve bu sürücüler Sağlık Bakanlığınca, esas ve usulleri Sağlık ve İçişleri Bakanlıklarınca çıkarılacak yönetmelikte gösterilen sürücü davranışlarını geliştirme eğitimine tabi tutulurlar, eğitimi başarıyla tamamlayanların belgeleri süresi sonunda iade edilir. Üç veya üçten fazlasında ise, sürücü belgeleri beş yıl süreyle geri alınır ve altı aydan aşağı olmamak üzere hafif hapis cezası ile birlikte 532 600 000 lira hafif para cezası uygulanır. Ayrıca, psiko-teknik değerlendirme ve psikiyatri uzmanı muayenesine tabi tutulurlar. Bu değerlendirme ve muayene sonrasında uygun görülenlere, geri alma süresi sonunda sürücü belgeleri iade edilir. Psiko-teknik değerlendirme ve psikiyatri uzmanı muayenesinin yapılmasına dair esas ve usuller yönetmelikte gösterilir.” denilmiş; 24/5/2013 tarihli, 6487 sayılı Yasanın 19.maddesiyle anılan 48. maddede değişiklik yapılmış;  buna göre maddenin 5.fıkrasında; “Yapılan tespit sonucunda, 0.50 promilin üzerinde alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sürücüler hakkında, fiili bir suç oluştursa bile, 700 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgesi altı ay süreyle geri alınır. Hususi otomobil dışındaki araçları alkollü olarak kullanan sürücüler bakımından promil alt sınırı 0.21 olarak uygulanır. Alkollü olarak araç kullanma nedeniyle sürücü belgesi geri alınan kişiye, son ihlalin gerçekleştiği tarihten itibaren geriye doğru beş yıl içinde; ikinci defasında 877 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgeleri iki yıl süreyle, üç veya üçten fazlasında ise, 1.407 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgeleri her seferinde beşer yıl süreyle geri alınır. Sürücü belgelerinin herhangi bir nedenle geçici olarak geri alınmış olması hâlinde belirtilen süreler, geçici alma süresinin bitiminde başlar.” hükmü yer almış, aynı maddede ayrıca; alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılmasını kabul etmeyen sürücülere idari para cezası verileceği,  sürücü belgesinin iki yıl süreyle geri alınacağı, alkollü olarak araç kullanması nedeniyle son ihlalin gerçekleştiği tarihten itibaren geriye doğru beş yıl içinde sürücü belgeleri ikinci defa geri alınan sürücülerin Sağlık Bakanlığınca, usul ve esasları İçişleri, Millî Eğitim ve Sağlık bakanlıklarınca çıkarılacak yönetmelikte gösterilen sürücü davranışlarını geliştirme eğitimine; üç veya üçten fazla geri alınan sürücülerin ise psiko-teknik değerlendirmeye ve psikiyatri uzmanının muayenesine tabi tutulacakları; sürücü belgelerinin geçici geri alma işlemlerinin bu Kanunun 6 ncı maddesinde sayılan görevliler tarafından yapılacağı yolunda hükümlere yer verilmiş;  aynı Yasanın “Ceza puanı uygulaması, puanlama ve trafik kazası nedeniyle sürücü belgelerinin geri alınması” başlıklı 118. maddesinin yedinci fıkrasında; “(Değişik fıkra: 21/05/1997 - 4262/4 md.) Bu madde ve diğer ilgili maddelerdeki hükümlere göre sürücü belgeleri geri alınanlardan, geri alma süresi içinde araç kullandığı tespit edilenler, bu Kanunun 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrasına göre cezalandırılırlar.” hükmüne;

Yine, işlem tarihinde yürürlükte bulunan aynı Kanunun, “Bu Kanundaki suçlarla ilgili davalara bakacak mahkemeler ve yetkileri” başlıklı 112. maddesinde, “(Değişik fıkra: 08/03/2000 - 4550/2. md.)  Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması hariç olmak üzere bu Kanundaki; hafif para cezasını veya bununla birlikte hafif hapis cezasını, belgelerin geri alınması ve iptali veya işyerlerinin kapatılması cezasını gerektiren suçlarla ilgili davalara trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetki verilen sulh ceza mahkemelerinde bakılır.

Bu Kanunda yazılı suçları işleyenler hakkındaki duruşmalar, 3005 sayılı Meşhut Suçların Muhakeme Usulü Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin (A) bendindeki yer ve aynı Kanunun 4 üncü maddesindeki zaman kayıtlarına bakılmaksızın sözü edilen kanun hükümlerine göre yapılır.

Trafik suçlarına ait kesinleşen karar örnekleri, sürücülerin sicillerine işlenmek üzere mahkemelerce ilgili trafik şubelerine gönderilir.

Bu Kanuna göre görülen davalar, diğer kanunlara göre görülen davalarla birleştirilemez.

Bu Kanunun uygulanmasında, suçun tekrarından söz edilen maddelerinin dışında tekerrür hükümleri uygulanmaz.

Bu Kanuna göre verilen hükümlere diğer kanunlara göre; diğer kanunlara göre verilen hükümler bu Kanuna göre işlenen suçlarda tekerrüre esas olmaz.

Bu Kanunda yer alan "Suçun Tekrarından" maksat, daha önce verilmiş hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıl içinde aynı suçun tekrar işlenmesidir.

Askeri araçları süren kişiler ile asker kişilerin bu Kanunda yazılı suçlarla ilgili davalarına da bu mahkemelerde bakılır.

Askeri görev ve hizmetlerin yürütülmesi sırasında askeri araç sürücülerinin asker kişilere karşı işledikleri trafik kazaları ile ilgili suçlarda 353 sayılı Kanun hükümleri saklıdır.

Bu Kanunun; hafif para cezası veya hafif para cezası ile birlikte hafif hapis cezası yanında veya tek başına belgelerin geri alınması, iptali veya işyerlerinin kapatılması cezası öngörülmüş olan maddelerindeki suçlarda, Türk Ceza Kanununun 119 uncu maddesindeki "Kanun maddesinde ayrıca bir meslek veya sanatın tatili cezasının bulunması bu madde hükmünün uygulanmasına engel olmaz" hükmü uygulanmaz.” denilmiş;  112 maddenin başlığı “Sürücü belgelerinin geri alınmasında ve iptalinde yetki” olarak,  maddenin kendisi de (Değişik: 12/7/2013-6495/20 md.)

Bu Kanunun 6 ncı maddesinde sayılan görevlilerin ve trafik tescil kuruluşlarının yetkilendirildiği hâller hariç olmak üzere, sürücü belgelerinin geri alınmasına ve iptaline sulh ceza mahkemeleri karar verir.

Bu Kanunun 51 inci maddesinin ihlali ve 118 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında yazılı “100 ceza puanını doldurmak” eylemi nedeniyle sürücü belgelerinin geri alınmasına yine bu Kanunun 6 ncı maddesinde sayılan görevliler yetkilidir.

Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması veya iptaline dair verilen kesinleşmiş mahkeme kararı örnekleri, sürücülerin sicillerine işlenmek üzere mahkemelerce ilgili trafik birimlerine gönderilir.

Bu Kanuna göre görülen davalar, diğer kanunlara göre görülen davalarla birleştirilemez.

Askeri araçları süren kişiler ile asker kişilerin bu Kanunda yazılı suçlarla ilgili davalarına da bu mahkemelerde bakılır.

Askeri görev ve hizmetlerin yürütülmesi sırasında askeri araç sürücülerinin asker kişilere karşı işledikleri trafik kazalarıyla ilgili suçlarda 25/10/1963 tarihli ve 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu hükümleri saklıdır.” şeklinde değiştirilmiştir.

 Kanunun "Suç ve ceza tutanakları" başlıklı 114.maddesinde ise; Bu Kanunda yazılı trafik suçlarını işleyenler hakkında yetki sınırları içinde Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı personeli ile Ulaştırma Bakanlığının ve Karayolları Genel Müdürlüğünün ilgili birimlerinin il ve ilçe kuruluşlarında görevli ve yetkili kılınmış personelince tutanak düzenleneceği; birkaç trafik suçunun bir arada işlenmesi halinde her suç için ayrı ceza uygulanacağı; yargı yetkisine giren suçlarla ilgili tutanağın bir suretinin ilgili mahkemeye 7 iş günü içinde gönderileceği…, bu maddenin uygulanmasına ait usul ve esasların yönetmelikle düzenleneceği  hususları hükme bağlanmıştır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na dayanılarak çıkarılmış bulunan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin  “Adli kovuşturma ve cezaların uygulanması” başlıklı Dokuzuncu  Kısma ait  160-168 maddelerde;  Trafik suçlarına bakacak mahkemeler,  Suç veya ceza (alındı veya ihbarname) tutanağı düzenlenmesi, Tutanak düzenleyenlerin yükümlülüğü, Diplomatik muafiyeti olanlar hakkında suç veya ceza tutanağı düzenlenmesi, Para cezalarının ödeme şekli, Para cezalarının ödeme süresi, Tescil plakalarına göre tutanak düzenlenmesi,  Ceza puanı uygulaması ve sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması,  Sürücü belgesi alındıktan sonra çeşitli suçlardan mahkum olanların sürücü belgelerinin geri alınması esasları ayrıntılı olarak kurallara bağlanmıştır.

Diğer taraftan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları idari dava türleri arasında sayılmıştır.

            Bu düzenlemelere göre, trafik suç tutanağı;  Karayolları Trafik Kanununa aykırı fiilleri tespit edilen kişilere, anılan Kanun uyarınca adli yargı yerlerince verilecek cezalara esas olmak üzere trafik zabıtasınca düzenlenecek bir belge olup; bu belgenin, adli yargı yerlerinde çözümlenecek uyuşmazlıkların görümü sırasında o mahkemelerce değerlendirileceği açık olduğundan, trafik suç tutanağının iptaline yönelik davanın idari yargı yerinde görülmesi olanağı bulunmamaktadır.

Bu durumda, trafik suç tutanağına itirazen açılan ve idari yargı yerinde görülmesi olanağı bulunmayan davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Antalya 8.Sulh Ceza Mahkemesince yapılan başvurunun reddi ile aynı Mahkemece ayrıca verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Antalya 8.Sulh Ceza Mahkemesince yapılan BAŞVURUNUN REDDİ ile aynı Mahkemece ayrıca verilen 13.6.2013 gün ve Değ.İş:2013/717 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 1.4.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Sıddık

YILDIZ

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT