T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2015 / 900

            KARAR NO             : 2015 / 933

            KARAR TR  : 28.12.2015

ÖZET: Davalı şirketin baraj inşaatı nedeniyle kullandığı patlayıcı maddelerin etkisiyle davacının meyveliğinde oluştuğu öne sürülen maddi zararların tazmini istemiyle özel hukuk gerçek ve tüzel kişisine karşı açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı            : D. Ç.

            Davalılar        : İdare Mahkemesinde                    

  B.Yapı Proje İnşaat Taah. Tic. Ltd. Şti.

  Sulh Hukuk Mahkemesinde

  1- B.Yapı Proje İnşaat Taah. Tic. Ltd. Şti.

  2- DSİ Bölge Müdürlüğü

 

O L A Y         : Davacı dava dilekçesinde; “Kahramanmaraş İli, Çağlayancerit İlçesi Engizek Mahallesi 230 Ada 13 parsel sayılı taşınmaz içerisinde dikili bulunan çeşitli meyve ağaçları ben davacı D.Ç.’a aittir.Bu taşınmazların civarında bulunan Zorkun deresi üzerine DSİ tarafından davalı şirkete müteahhitliği verilerek yapılmakta olan Baraj İnşaatı sırasında Kullanılan Patlayıcı Dinamitlerin patlama sırasında fırlattığı büyük taş ve kaya parçalarının taşınmaz içerisinde bulunan meyve ve kavak ağaçlarına çarpması sonucu zarar vermiştir. Bu zararımı Pazarcık Sulh Hukuk mahkemesinin 2011/7 D.iş Tespit dosyası ile tespit ettirdim. Tespit edilen zarar ve ziyanımın tazmini için işbu davayı Gaziantep İdare mahkemenize açmak zorunluluğu doğmuştur.

NETİCE: Yukarıda arz ve izah ettiğim gibi Kahramanmaraş İli Çağlayancerit İlçesi Engizek Mahallesine ait 230 Ada 13 parsel içerisindeki çeşitli meyve ağaçları davalı şirket tarafından civarda yapılmakta olan Gölet-Baraj İnşaatı sırasında patlatılan dinamitlerin patlama sırasında fırlattığı büyük taş ve kaya parçalarının meyve ağaçlarıma çarpmak suretiyle vermiş olduğu zarar miktarı olan 2.698,03 TL zarar miktarına tespit dosyası için yapılan harç ve masraflar toplamı 497,91 TL’nin işlemiş ve işleyecek en yüksek banka faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile ben davacıya verilmesine, yargılama harç ve giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederim.” demek suretiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Gaziantep 2.İdare Mahkemesi: 08.07.2011 gün ve E:2011/981, K:2011/769 sayı ile özetle; “İdari yargı yerlerinde görülen idari dava türlerinden biri olan tam yargı davası açılabilmesi için idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel bir hakkın muhtel olması yani kayba uğraması gerekmektedir. Dolayısıyla idari eylem ve işlemlerden kaynaklanmayan özel hukuk hükümlerine tabi tüzel kişiler tarafından verilen zararlar nedeniyle idari yargı yerlerinde dava açılması mümkün değildir.

Açıklanan nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 15/1-a maddesi hükmü uyarınca davanın görev yönünden reddine” karar vermiş ve karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili aynı istemle bu kez adli yargı yerinde dava açmıştır.

Pazarcık Sulh Hukuk Mahkemesi: 20.12.2011 gün ve E:2011/489, K:2011/781 sayılı kararı ile özetle; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 6100 sayılı HMK'nın görevi düzenleyen 3.maddesine göre idarenin eylem ve işlemleri ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı ölüm veya vücut bütünlüğünü yitirilmesinden doğan zararların tazmini davalarında hukuk mahkemelerinin görevli olduğu, bunun dışındaki diğer sorumluluk hallerinde idare mahkemesinin görevli olduğu, somut olayımızda ise DSİ tarafından baraj inşaatının yapımı sırasında kullanılan patlayıcı maddelerin patlaması sonucunda etrafa fırlayan büyük taş ve kaya parçalarının davacının taşınmazı ile bu taşınmazda bulunan bitkilere zarar vermesi sonucunda tazminat talebinde bulunması nedeniyle Gaziantep İdare Mahkemesinin görevli olduğu ancak idare mahkemesinin görevsizlik kararı verdiği ve verilen bu kararın kesinleştiği anlaşıldığından mahkememizce görevsizlik kararı verilerek görev uyuşmazlığının verilmesi için dosyanın uyuşmazlık mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.” demek suretiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiştir.

İşbu karara karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 10.12.2012 gün ve E:2012/13885, K:2012/18896 sayılı ilamı ile özetle; “Dava haksız eylemden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın idari yargının görev alanına girdiğinden bahisle görevsizlik kararı ve ayrıca karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemenin tespiti amacıyla Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiş, gerekçeli karar; yargılama aşamasında taraf teşkili sağlanmayan DSİ Genel Müdürlüğü'ne tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanan B.Yapı Şirketi'ne tebliğ edilmemiştir. Bu eksikliğe rağmen davacının mahkemeye sunmuş olduğu 02/02/2012 havale tarihli “mahkemenizce karar kesinleştikten sonra görev tespiti için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesini talep ederim” şeklindeki beyan dilekçesi içeriğinde, temyiz istemine yönelik hiçbir ifade olmamasına rağmen, dilekçe temyiz defterine kaydedilerek dosya ile birlikte temyiz incelemesi için Başkanlığımıza gönderilmiş ise de, hiçbir temyiz istemi ihtiva etmeyen dilekçenin dosyası ile birlikte mahalline geri çevrilmesine” şeklinde karar vermiş ve dosya yeniden mahalline gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 28.12.2015 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27.maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; idari ve adli yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14.maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, davacı vekilinin istemi üzerine, adli yargı dosyasının son görevsizlik kararını veren mahkemece, idari yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim İsmail SARI’nın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının maliki olduğu Kahramanmaraş İli, Çağlayancerit İlçesi, Engizek Mahallesi, 230 Ada, 13 Parsel numaralı taşınmazda bulunan dikili ağaçların davalı B. Yapı Şirketinin baraj yapımı sırasında kullandığı dinamitler nedeniyle zarara uğradığından bahisle maddi zarar miktarının faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.

Olayda davalı konumunda bulunan B. Yapı Şirketinin Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca kurulan Limited Şirket olması nedeniyle kamu tüzel kişisi (idare) olmadığı anlaşılmaktadır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlığını taşıyan 2. maddesinin birinci fıkrasında, “1. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

a) (İptal: Ana.Mah.nin 21/9/1995 tarih ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000 - 4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” denilmiştir.

İdari davalardan olan iptal ve tam yargı davalarında davalı daima idaredir. Bir başka deyişle, idari yargı yerinde açılan bir iptal ya da tam yargı davasına bakılabilmesi için, diğer dava koşullarının yanısıra, davanın idare aleyhine açılmış olması gerekmekte; idari yargı yerinde gerçek kişiler aleyhine dava açılabilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.

            Bu durumda, davanın, ortada idarece kamu gücüne dayalı olarak ve idari usul ve esaslara göre re'sen ve tek yanlı biçimde tesis edilmiş bir işlem veya eyleminden dolayı hak ve menfaati ihlâl edilenler tarafından idare aleyhine açılmış 2577 sayılı Yasa'nın 2. maddesinde belirtilen davalardan biri olmayıp, gerçek kişi ve özel hukuk tüzel kişisi aleyhine açılan tazminat davası olması karşısında, idari yargının görevine giren bir dava bulunduğundan söz etmek olanaksızdır.

Buna göre, davacıya ait taşınmazın içerisinde bulunan dikili ağaçların davalı şirketin baraj yapımı sırasında kullandığı dinamitlerin patlaması sonucunda fırlattığı taş ve kaya parçalarının çarpması nedeniyle zarara uğranıldığından bahisle, oluştuğu ileri sürülen maddi zararın davalı şirket tarafından ödenmesi istemiyle açılan davanın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan,  Pazarcık Sulh Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI YERİNİN görevli olduğuna, bu nedenle Pazarcık Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 20.12.2011 gün ve E:2011/489, K:2011/781 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 28.12.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

 

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN