T.C.

      UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO          : 2020/96

KARAR NO     : 2020/98

KARAR TR      : 24.02.2020

 

ÖZET: 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 21. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca verilen idari para cezasının kaldırılması istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

  

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacı             : H.Y.

Davalı              : Dörtyol Kaymakamlığı

 

O L A Y          : Dörtyol Kaymakamlığı Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünce yapılan denetim sırasında, hurdaya çıkarılmış aracı karayolunda sürdüğünden bahisle, davacı adına 07.09.2019 gün ve IP-336175 seri-sıra sayılı Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanağı düzenlenerek, davacıya 2918 sayılı  Karayolları Trafik Kanunu’nun 21. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca 2.018,00 TL idari para cezası verilmiş, düzenlenen Araç Trafikten Men Tutanağı ile araç trafikten men edilerek muhafaza altına alınmıştır.

Davacı, idari para cezasının iptali istemiyle adli yargı yerine itirazda bulunmuştur. 

DÖRTYOL SULH CEZA HÂKİMLİĞİ: 18.11.2019 gün ve D.İş: 2019/1797 sayı ile; itiraz konusu olan idari para cezası ile birlikte “aracın trafikten men edilmesi” şeklinde idari bir tasarrufun da gerçekleştirilmiş olduğu, bu işleme dair belge örneğinin de dosyaya gönderildiği, dolayısıyla itiraza konu edilen idari yaptırım kararının, 5326 sayılı Kanununun 27/8. maddesi gereğince idari yargının görev alanına dahil olduğu, somut olayda aracın trafikten men edilmesine ilişkin idari işlem ve eylem yapılmış olması nedeniyle, itirazın çözümünün idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, verilen karar itiraz edilmeden kesinleşmiştir.

Davacı, bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

HATAY 2. İDARE MAHKEMESİ: 15.01.2020 gün ve E:2019/1047 sayı ile; 2918 sayılı Kanun’un 21/5. maddesinde vücut bulan hurdaya ayrılmış aracın karayolunda kullanılması kabahatinin karşılığında trafik idari para cezası idari yaptırım olarak tanımlanmış, anılan Kanun’un 112. maddesinde ise idare mahkemesinin görevli olacağına ilişkin açık bir hükme yer verilmemiş olması karşısında, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3 ve 27. maddelerinde yer alan amir hükümler uyarınca, trafik para cezasından kaynaklanan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünün  adli yargı yerine ait olduğu, konu ile ilgili Uyuşmazlık Mahkemesinin emsal kararlarının da bu şekilde olduğu belirtilerek, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına ve davanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesinin Hicabi DURSUN’un başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 24.02.2020 tarihli toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosya sureti de temin edilmek suretiyle birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, 2918 sayılı Yasa’nın 21. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca verilen idari para cezasının kaldırılması istemiyle açılmıştır.

13.10.1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun  “Tescil belgesi ve tescil plakası alma zorunluluğu ile hurdaya ayrılan araçlar” başlığı altında düzenlenen 21. maddesinde, “Tescil edilen araçlar, "Tescil Belgesi" ve "Tescil Plakası" alınmadan karayollarına çıkarılamaz. (Ek cümle: 13/2/2011-6111/56 md.) Ancak, ilk tescili yapılan araçlar için düzenlenen tescile ilişkin geçici belgelerin geçerlilik süresi içinde, tescil belgesi alma zorunluluğu aranmaz.

            (Değişik:18/10/2018-7148/15 md.) Birinci fıkra hükmüne uymayan sürücüler 1.002 Türk lirası idari para cezası ile cezalandırılırlar.

            (Değişik:18/10/2018-7148/15 md.) Birinci fıkra hükmüne aykırılığı tespit edilen araçlar eksiklikleri giderilinceye kadar trafikten menedilir.

            Tescil belgesi geçersiz duruma gelince sürekli olarak, üzerinde eksik veya yanlış bilgi bulunması halinde geçici olarak trafik zabıtasınca geri alınır.

(Ek:18/10/2018-7148/15 md.) Hurdaya çıkarılmış araçların karayolunda sürülmesi yasaktır. Bu araçların karayolunda sürüldüğünün tespiti hâlinde sürücüsüne 2.018 Türk lirası idari para cezası verilir ve bu araçlar trafikten menedilir. Ayrıca mülki amir tarafından el konulur ve aracın mülkiyeti kamuya geçer.

(Ek:18/10/2018-7148/15 md.) Araçların hurdaya çıkarılmasına dair usul ve esaslar Yönetmelikte belirlenir.” hükmü yer almıştır.

Uyuşmazlık Mahkemesi, 2918 sayılı Yasa’nın 116. maddesi kapsamında araç tescil plakasına göre düzenlenenler dışında trafik zabıtasınca uygulanan idari para cezalarına karşı açılan davaları; bu uygulamanın idari ceza kapsamında bulunması; Yasada idari cezalarla ilgili davalarda görevli yargı yerini açıkça belli eden bir hükme yer verilmemesi; bu Yasada gösterilen adli cezalara hükmetmekle görevli mahkemeye işaret eden 112. maddeye de herhangi bir atıfta bulunulmamış olması karşısında ve göreve ilişkin genel ilkelere göre idari yargının görev alanında görmüştür.

 30.3.2005 gün ve 25772 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 30.3.2005 gün ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 6.12.2006 gün ve 5560 sayılı Yasa’nın 31. maddesiyle değişik  3. maddesinde ise, “(1) Bu Kanunun;

a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,

b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,

uygulanır.”; Kanunun “Başvuru yolu” başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrasında ise “idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç on beş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir.” düzenlemeleri yer almıştır.

Bu düzenlemelere göre;  Kabahatler Kanunu’nun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer Kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.

Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.

Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen trafik para cezasının 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda da bu para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınacağından, idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Hatay 2. İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile, Dörtyol Sulh Ceza Hâkimliğince verilen 18.11.2019 gün ve D.İş: 2019/1797 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, Hatay 2. İdare Mahkemesince yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile, Dörtyol Sulh Ceza Hâkimliğince verilen 18.11.2019 gün ve D.İş: 2019/1797 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 24.02.2020 gününde OY BİRLİĞİ  İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

Başkan

Hicabi

DURSUN

Üye

Şükrü

BOZER

Üye

Mehmet

AKSU

Üye

Birol

SONER

 

 

 

 

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ahmet

ARSLAN