Hukuk Bölümü 2004/21 E., 2004/20 K.

  • EMNİYETE AİT ZIRHLI ARACIN DEVRİLMESİ SONUCUNDA POLİS MEMURUNUN ÖLÜMÜ NEDENİYLE UĞRANILAN ZARARIN TAZMİNİ DAVASI
  • 2709 S. 1982 ANAYASASI [ Madde 125 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 2 ]
  • 2918 S. KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU [ Madde 85 ]
  • 2918 S. KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU [ Madde 106 ]
  • "İçtihat Metni"

    Davacıların eşi ve babası olan Polis Memuru Mustafa Mercan,Tunceli Özel Hareket Şube Müdürlüğünde görev yapmakta iken, 23.10.2002 gününde şehir merkezinde seyir halindeki Şortland zırhlı görev aracının bankete devrilerek takla atması sonucunda yaralanmış ve sevk edildiği Fırat Üniversitesi Tıp Merkezi Acil Servisinde aynı gün ölmüştür.

    Davacalar vekilince, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, destekten yoksunluk karşılığı maddi ve ayrıca manevi olmak üzere toplam 8,000,000,000.- Tl. tazminatın, olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı idarece ödenmesi istemiyle, 11.9.2003 gününde adli yargı yerinde dava açılmıştır.

    Davalı İdare vekilince, birinci savunma dilekçesinde, davanın idari yargının görev alanına girdiği öne sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

    ANKARA 13. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 23.10.2003 günlü celsesinde E: 2003/734 sayı ile, davalı idarenin görev itirazının reddine karar vermiştir.

    Davalı idare vekilince, süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe ve ekleri Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

    DANIŞTAY BAŞSAVCISI ; Kamu kurumuna ait motorlu aracın kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla işletilmesi sırasında bir kamu görevlisinin ölümü nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin uyuşmazlıkta, kamu hizmetini yürütmekle yükümlü kılınan idarenin hizmet kusuru ya da kusursuz sorumluluk esasları çerçevesinde sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının, idare hukuku ilke ve kurallarına göre idari yargı yerlerince saptanacağı, Anayasanın 125. ve 2577 sayılı İYUK.'nun 2/1-b. maddeleri kapsamında bulunan ve idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılan tam yargı davasına bakma görevi idari yargıya ait olduğundan Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevlilik kararının kaldırılması gerektiği gerekçesiyle, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarmış ve 2247 sayılı Yasa'nın 10. maddesine göre görev konusunun incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi'nden istemiştir.

    Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa'nın 13. maddesinin üçüncü fıkrasına göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından yazılı düşüncesi istenilmiştir.

    YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümlerinde açıkça göreve ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği gibi, esasen 85. maddedeki işletenin hukuki sorumluluğunun zarar gören üçüncü kişiler bakımından ele alınmış olması karşısında, işleten veya teşebbüs sahibi ile hizmet ilişkisi içinde bulunan araç sürücüsü veya diğer görevlilerin uğradıkları zarardan dolayı hukuki sorumluluğun genel hükümlere tabi olmasının doğal bulunduğu, nitekim anılan Yasa'da 85. madde dışında kalan hallerde genel hükümlerin uygulanacağına işaret edildiği, belirtilen duruma göre kamu kurumuna ait motorlu aracın kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla işletilmesi sırasında bir kamu görevlisinin yaralanması ya da ölmesi nedeniyle uğranılan zararlardan dolayı idarenin hizmet kusuru ya da objektif sorumluluk esasları çerçevesinde sorumlu olup olmadığının yargısal denetiminin, Anayasa'nın 125. ve 2577 sayılı İYUK.'nun 2/1-b. maddelerine göre açılan tam yargı davası kapsamında idari yargı yerlerince yapılacağı açık olduğundan, Danıştay Başsavcısının başvurusunun kabulü gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Tülay TUĞCU'nun Başkanlığında, Üyeler: Dr.Atalay ÖZDEMİR, M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER,Serap AKSOYLU, Z. Nurhan YÜCEL, Turgut ARIBAL ve Abdullah ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 3/5/2004 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU'nun davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile Danıştay Başsavcısının idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının davada idari yargının görevli bulunduğuna ilişkin düşünce yazıları ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Nevzat ÖZGÜR'ün yazılı düşünceler doğrultusundaki açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    USULE İLİŞKİN İNCELEME:

    Başvuru dilekçesi ve ekleri ile getirtilen dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı Bakanlıkça anılan Yasa'nın 10. maddesinde öngörülen şekilde görev itirazında bulunulduğu ve 12. maddede öngörülen süre içinde başvurulduğu, bu nedenle Danıştay Başsavcısı tarafından Yasa'da öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

    ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

    Dava, görevli bulunduğu zırhlı polis aracının devrilmesi sonucunda ölen polis memurunun mirasçıları tarafından, destekten yoksunluk karşılığı maddi ve ayrıca manevi tazminatın davalı idarece ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.

    Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış olup, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılacak tam yargı davalarının görüm ve çözümünün idari yargı yerlerinin görevine girdiği tartışmasızdır.

    Ancak, tazminatın konusunu oluşturan zararın kamu idaresine ait bir motorlu aracın karayolu üzerinde işletilmesi sırasında meydana gelmiş olması nedeniyle, görevli yargı yerinin belirlenebilmesi için konuya ilişkin özel düzenleme içeren Karayolları Trafik Kanunu hükümlerinin gözden geçirilmesi gerekmektedir.

    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun, trafik kazalarına ilişkin yedinci kısmını izleyen hukuki sorumluluk ve sigorta hakkındaki sekizinci kısmının, " İşleten ve Araç İşleticisinin Bağlı Olduğu Teşebbüs Sahibinin Hukuki Sorumluluğu" başlıklı birinci bölümünde aynı başlıkla yer alan 85. maddesi, değişik birinci fıkrasında " Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar."ve değişik beşinci fıkrasında " İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur." hükümlerini taşımakta; aynı kısmın "Özel Durumlar" başlıklı üçüncü bölümünde Devlete ve kamu kuruluşlarına ait araçların durumunu düzenleyen değişik 106. maddesinde ise, "Genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine ve belediyelere,kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı, bu Kanunun işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümleri uygulanır."hükmüne yer verilmektedir.

    Anılan 85. maddeden, işleten ve teşebbüs sahibinin, bir motorlu aracın işletilmesinden ve bu arada aracın sürücüsünün ve işletme yardımcılarının eylem ve davranışlarından dolayı üçüncü kişilerin uğradıkları zararlardan, kusurlu olup olmamalarına bakılmaksızın "tehlike esası" na göre sorumlu tutuldukları; 106. madde ile de, maddede sayılan kamu kurum ve kuruluşlarının işleten gibi aynı hukuki sorumluluğa tabi kılındığı anlaşılmaktadır.

    Sözüedilen Yasa hükümlerinde, açıkça göreve ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği gibi, esasen 85. maddedeki işletenin hukuki sorumluluğunun zarar gören üçüncü kişiler bakımından ele alınmış olması karşısında, işleten veya teşebbüs sahibi ile hizmet ilişkisi içinde bulunan araç sürücüsü veya diğer görevlilerin uğradıkları zararlardan dolayı hukuki sorumluluğun genel hükümlere tabi olması doğaldır.

    Nitekim, Karayolları Trafik Kanunu'nun hukuki sorumluluğa ilişkin diğer hükümlerinde, 85. madde kapsamı dışında kalan hallerde genel hükümlerin uygulanacağına işaret edilmiş olup, işleten veya teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğunun, zarargören görevliler ile arasındaki hizmet ilişkisinin, özel hukuk ilişkisi olması halinde özel hukuk ilke ve kurallarına; idare hukuku ilişkisi olması halinde ise idare hukuku ilke ve kurallarına tabi olacağında duraksamaya yer yoktur.

    Belirtilen duruma göre, kamu kurumuna ait motorlu aracın kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla işletilmesi sırasında bir kamu görevlisinin yaralanması ya da ölmesi nedeniyle uğranılan zararlardan dolayı, idarenin hizmet kusuru ya da objektif sorumluluk esasları çerçevesinde sorumlu olup olmadığının yargısal denetiminin, idari eylemden doğan zararların giderilmesi için 2577 sayılı İ.Y.U.K.'nun 2/1-b. maddesine göre açılacak bir tam yargı davası kapsamında idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır.

    Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısının başvurusunun kabulü ile Asliye Hukuk Mahkemesi'nin davalı idarenin görev itirazının reddine ilişkin kararının kaldırılması gerekmektedir.

    SONUÇ :

    Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısının BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 13.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 23.10.2003 gün ve E: 2003/74 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 3.5.2004 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.