T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

         

            ESAS NO    : 2020 / 424

            KARAR NO: 2020 / 617

            KARAR TR : 26.10.2020                  

 

 

 

ÖZET : Davacı BEDAŞ tarafından davalı İSKİ Genel Müdürlüğü aleyhine yürütülen icra takibine davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

                                                            KARAR

         

 

          Davacı      : Boğaziçi Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi

          Vekilleri : Av. M. Y. Ç. - Av. S.A.

          Davalılar : İSKİ Genel Müdürlüğü

          Vekilleri : Av. Ö. Y. Ö.

                       

          O L A Y: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait, İstanbul İli, Silivri İlçesi, Sancaktepe Mahallesi, Millet Caddesindeki tesislere davalı tarafından yapılan alt yapı çalışması sırasında hasar verildiği, davalı tarafından hasar bedelinin ödenmemesi üzerinetoplam 1348,08 TL'nin tahsili amacıyla, İstanbul 31. İcra Müdürlüğü'nün 2018/23809 esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine davalının kötü niyetle itiraz ettiğinden bahisle, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine hükmolunacak meblağın % 20'sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi istemleriyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: E:2018/486 sayılı dosyasında "... Belediyelerin de içerisinde bulunduğu kamu tüzel kişileri, kamu hizmeti görmekle yükümlü bulunmaları nedeniyle kamu hizmetleri sırasında verdikleri iddia olunan zararlardan dolayı oluşan sorumlulukları özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun'un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8 hukuk dairesinin 2018/1595 esas - 2018/751 karar sayılı ; 2018/2360 esas 2018/1033 sayılı kararı ve Yargıtay 17.hukuk dairesinin 2016/15802 esas 2017/3926 karar ; 2016/13720 esas , 2017/6918 karar sayılı ilamında da görevli mahkemenin idare mahkemeleri olduğu belirtilmiştir.

Davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan 'idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları'kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden, dava idari yargıda görülmelidir.

Bu nedenle yargı yolu nedeniyle görevli olmadığımız anlaşıldığından, dava dilekçesinin bu nedenle reddine, ..." dair 12.3.2019 gün, K:2019/126 sayılı kararına karşı yapılan istinaf kanun yolu başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'nce, yerel mahkemece verilen kararın hüküm tarihinde miktar itibarı ile kesin nitelikte olduğundan bahisle, istinaf başvurusunun usulden reddine dair kesin olmak üzere verilen 6.2.2020 günlü kararı aynı tarihte kesinleşmiştir.

Davacı vekili, aynı yöndeki istemle bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 11. İDARE MAHKEMESİ: E:2020/597 sayılı dosyasında 24.6.2020 günlü kararıyla; bakılmakta olan davanın, adli yargı mercilerince çözümlenmesi gerektiğinden bahisle, görevli mahkemenin belirlenmesi için Mahkememize başvurulmasına karar vermiş, 3.7.2020 gün ve E:2020/597 sayılı yazı ile Mahkememize müracaat etmiş, başvuru 9.7.2020 tarihinde kayıt altına alınmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Burhan ÜSTÜN’ün Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan 26.10.2020 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Burak Cenk İLHAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

  Dava, davacı BEDAŞ tarafından davalı İSKİ Genel Müdürlüğü aleyhine yürütülen icra takibine davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemlerine ilişkindir

          2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun "İlamsız takip" başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş, değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

          İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Kanunda iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

          İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. maddede:

"Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

          Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

          İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

          Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır" hükümlerine yer verilmiştir.

          Anılan Kanun'un değişik 1. maddesinin 1. fıkrasında, "Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur" denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen "mahkeme" ile icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

          Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

          Bu duruma göre, 2004 sayılı Kanun’un değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

          Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden İstanbul 11. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 12.3.2019 gün ve E:2018/486, K:2019/126 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul 11. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 12.3.2019 gün ve E:2018/486, K:2019/126 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.10.2020 gününde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Burhan                             Şükrü                          Mehmet                          Birol      

      ÜSTÜN                             BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                              Aydemir                         Nurdane                          Bilal

                                                TUNÇ                           TOPUZ                    ÇALIŞKAN