Hukuk Bölümü Hüküm Uyuşmazlığı Olmadığına Dair         2012/65 E.  ,  2012/60 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

            Hüküm Uyuşmazlığının

            Giderilmesini İsteyen         : Bağcılar Belediye Başkanlığı

            Vekili                                     : Av. Ş.A.

            Davalı                                   : Şü.A.

            Vekili                                     : Av. Hasan Engin

            O L A Y                                 : 1- İstanbul Defterdarlığına izafeten Milli Emlak Dairesi Başkanlığı tarafından, Bağcılar 14 pafta, 1471 parsel sayılı 11520 m² sahalı 8/60 hissesi Hazine adına kayıtlı taşınmazın bulunduğu yerde yapılan uygulama işlemine ilişkin 18.1.1996 gün ve 296 sayılı Bağcılar Belediye Encümeni kararının iptali istemiyle Bağcılar Belediye Başkanlığına karşı açılan davada; İSTANBUL 1. İDARE MAHKEMESİ: 24.3.1998 gün ve E:1996/390, K:1998/287 sayı ile, taşınmazın bulunduğu yerde yapılan dava konusu uygulama işleminin dayanağı plana uygun olup olmadığı, Şe.A.’in ilk uygulama işleminden önce sahip olduğu hissesinin dava konusu işlemde belirtilen oranda olup olmadığı, daha az oranda ise anılan şahsın bu hissesinin davacı parselinden mi alınması gerektiği veya başka hissedarlardan alınıp alınmayacağı, ilk uygulama işleminde davacıdan alınan düzenleme ortaklık payı ile bedele dönüştürme de dikkate alınarak dava konusu işlemle yapılan düzeltmenin yerinde olup olmadığı hususlarının belirlenmesi amacıyla 29.4.1997 tarihli mahkemelerinin kararı uyarınca 17.9.1997 günlü taşınmazın mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda özetle, yapılan her iki işlemde de düzenleme ortaklık pay oranının %20,14 olduğu,  başlangıçta hissesi 1536 m² arsa payı alırken başlangıç hissesi 296 m² olan Şe.A.’e de bu hissesinin 0,26 olan 77m² arsa payı verildiği, halbuki dava konusu uygulama işlemi ile Hazineye ilk hissesinin 0,16’sı olan arsa payı adı geçen şahsa ise ilk hissesinin 77’sine isabet eden arsa payı verildiği, böylece Şe.A.’in düzenleme ortaklık payı çıktıktan sonra alması gereken 237.10m²’nin 230m²’sini arsa olarak aldığı, bu durum ile arsa payı açısından Hazine’nin dezavantajlı duruma düştüğü, 437 m² arsa tahsis edilebilen bir düzenleme sonrasında arsaya hissedar edilen kişilerin ilk hisseleri oranında pay sahibi yapılmaları gerektiği, bedele dönüştürülen miktarlarının da ilk hissedarı oranında düzenlenmeleri mümkün iken ve ilk işlemde bu yapılmışken dava konusu işlemle bu dengenin bozulduğu, halbuki kamu katılım paylarında katılımcılara denk işlem yapılması gerektiği, bu nedenle ilk şuyulandırma işleminin yerinde olduğu ve değiştirilmesine gerek olmadığı görüşüne yer verildiği, gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal etmiş bu kararın davalı idare tarafından temyiz edilmesi üzerine, Danıştay 6. Dairesi: 23.9.1999 gün ve E:1998/4442, K:1999/4187 sayı ile, 1536 m² hisseye sahip olan Hazineye 309, 35 m² düzenleme ortaklık payı düşüldükten sonra imar parselinden 396 m² hisse verildiği, kalan hissesinin bedele çevrildiği, dava konusu işlemle ise imar parselindeki hissesinin 243 m²’ye düşürülerek imar parseli olabilecek büyüklükteki 153 m²’lik payının bedele dönüştürüldüğü anlaşıldığından 2981 sayılı Yasa hükmüne aykırı olarak tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu işlemin iptali yolundaki İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 24.3.1999 günlü E:1996/390, K:1998/287 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına karar vermiş, kararın düzeltilmesi istemi de aynı Dairenin 9.5.2001 gün ve E:2000/410, K:2001/2500 sayılı kararıyla reddedilmiştir.

            2-  Şü.A. vekili tarafından, Bağcılar Belediye Encümeninin 2981 sayılı Yasanın 10/c maddesine göre 8.5.2003 gün ve 672 sayılı parselasyon işlemi ile taşınmazdaki hissesinin düşürülmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle Bağcılar Belediye Başkanlığına karşı dava açılmıştır.

İSTANBUL 2. İDARE MAHKEMESİ: 7.2.2007 gün ve E:2003/1227, K:2007/305 sayı ile, 2981 sayılı Yasanın 10/c maddesi hükmünde öngörülen bedele dönüştürme yolunun, düzenleme alanlarında küçük hisselerin yaratacağı teknik ve hukuki sorunların önlenmesi, küçük oranlı hisseli imar parselleri oluşturmayı önleme ve bu tür taşınmazda ferdileştirmeyi sağlıklı bir duruma getirme amacına yönelik olduğu, uyuşmazlık konusu olayda, yapılan düzenleme işlemi sonucunda, hak ve nesafet ölçülerine uygun olarak yapısının fiili durumuna uygun olarak, davacıya parselin tamamının verilmesi ve Hazine hissesinin bedele çevrilmesi gerekirken Hazine'nin hissedar yapılması suretiyle tesis olunan işlemin düzenleme ilke ve esaslarına uygun olmadığı sonucuna ulaşıldığı, gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal etmiş, bu kararın Bağcılar Belediye Başkanlığı tarafından temyiz edilmesi üzerine Danıştay 6. Dairesi 14.9.2009 gün ve E:2007/7336, K:2009/8361 sayı ile dava dosyası ile Danıştay Altıncı Dairesinin 23.9.199 günlü E:1998/4442, K:1999/4187 sayılı kararının incelenmesinden, uyuşmazlık konusu taşınmazı da kapsayan alanda yapılan ve 18.1.1996 günlü, 296 sayılı belediye encümeni kararıyla kabul edilen parselasyon işleminin iptali istemiyle açılan davada İstanbul 1. İdare Mahkemesince verilen iptal kararının; Dairelerince, “1536 m² hisseye sahip olan Hazineye 309,35 m² düzenlenen ortaklık payı düşüldükten sonra imar parselinden 396 m² hisse verildiği, kalan hissesinin bedele çevrildiği, imar parselindeki hissesinin 243 m²’ye düşürülerek imar parseli olabilecek büyüklükteki 153 m²’lik payının bedele dönüştürüldüğü anlaşıldığından; işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı” gerekçesiyle onandığı, böylece Hazineye ait hissesini belirtilen büyüklükteki kısmının bedele dönüştürülmesi işlemi yargı kararıyla hukuka aykırı bulunduğundan temyize konu İdare Mahkemesi kararının, Hazineye ait hissesinin bedele dönüştürülmesi gerektiği yolundaki gerekçesi, kesinleşmiş yargı kararıyla çeliştiğinden gerekçenin bu kısmında hukuki isabet bulunmamakla birlikte uyuşmazlık konusu işlemin iptali yolundaki kararda sonucu itibariyle isabetsiz bulunmadığı gerekçesiyle onanmasına karar vermiş, kararın düzeltilmesi istemi de aynı Dairenin 14.11.2001 gün ve E:2010/2332, K:2011/4374 sayılı kararı ile reddedilmiştir.

Bağcılar Belediye Başkanlığı vekili tarafından, Uyuşmazlık Mahkemesine hitaben verilen 30.1.2012 günlü dilekçede İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 24.3.1998 gün ve E:1996/390 K:1998/287 sayılı kesinleşen kararı ile, İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 7.2.2007 gün ve E:2003/1227, K:2007/305 sayılı kesinleşe kararı nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin olanaksız hale geldiği ileri sürülerek hüküm uyuşmazlığının giderilmesi istenilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 5.3.2012 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un “Mahkemenin görevi” başlığını taşıyan 1. maddesinde, “Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir” denilmiş; 24. maddesinde(Değişik birinci fıkra: 21/1/1982 - 2592/7 md.) ise, 1 nci maddede gösterilen yargı mercilerinden en az ikisi tarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığının kabul edileceği belirtilmiştir.

Anılan hükme göre, hüküm uyuşmazlığının varlığı için:

a) Uyuşmazlık yaratan hükümlerin, adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisi tarafından verilmesi,

b) Konu, dava sebebi ve taraflardan en az birinin aynı olması,

c) Her iki kararın da kesinleşmiş olması,

d) Kararlarda davanın esasının hükme bağlanması,

e) Kararlar arasındaki çelişki nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması koşullarının birlikte gerçekleşmesi aranmaktadır.

Bağcılar Belediye Başkanlığı vekili, 30.1.2012 günlü dilekçesi ile, İstanbul 1. İdare Mahkemesi ile, İstanbul 2. İdare Mahkemesince verilen iki ayrı karardan doğan hüküm uyuşmazlığının giderilmesini istemiş ise de; sözü edilen kararların aynı yargı düzeninde (idari yargı) yer alan mahkemelerce verilmiş olması karşısında, 2247 sayılı Kanun’un yukarıda sözü edilen maddelerine göre olayda hüküm uyuşmazlığının gerçekleştiğinden söz etmek mümkün değildir.

Açıklanan nedenlerle, hüküm uyuşmazlığının varlığı için 2247 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde öngörülen koşullar birlikte gerçekleşmediğinden, başvurunun reddi gerekmiştir. 

S O N U Ç        : 2247 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan  BAŞVURUNUN REDDİNE, 5.3.2012 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.