Ceza Bölümü         2013/33 E.  ,  2013/36 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

                Davacı     : K.H.

                Sanık       : H.T.                                

O L A Y  : 22.02.2009 tarihinde N.S. isimli şahsın şoförlüğünü yaptığı Tır aracında Suriye ve Gürcistan uyruklu olmak üzere 14 göçmenin yakalanması sonrası kollukça yürütülen çalışmalarda, "H. D., H.T. ve arkadaşları ile Sahil Güvenlik Komutanlığından bir görevlinin de katıldığı organizasyonun, Hatay ve Adana İlleri üzerinden kara ve deniz yolları ile Kıbrıs üzerinden Avrupa ülkelerine irtibatlı oldukları şahıslar aracılığı ile organize bir şekilde göçmen kaçakçılığı yaptıkları" şeklinde istihbari bilginin alınıp konunun Mersin Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmesi üzerine başlatılan soruşturma sonucunda; Mersin Sahil Güvenlik Komutanlığı Akdeniz Bölge Komutanlığı emrinde görevli sanık Yzb. H.T. ile sivil kişi sanıklar A.T., H.D., H.T., İ.Ş., M.Y., A.K., K.B., N.B.’ın, Mersin bölgesinde göçmen kaçakçılığı organize ettikleri, Hatay ilinden açık kimlikleri tespit edilemeyen S., F., H.L. ve F.A. isimli şahıslar tarafından  Suriye, Filistin ve Gürcistan ülkelerinden Hatay İline yasadışı yollardan giriş yapan, Hatay İlinden Mersin İline organize bir şekilde gönderilen, yurtdışına çıkmak isteyen göçmenleri kara-denizyolu ile Mersin İlinden KKTC’ne götürülmesini organize ederek KKTC üzerinden Avrupa ülkelerine gönderdikleri tespit edilmiştir. Sanıklar A.T., H.T., H.D.ve H.T. isimli şahısların örgüt kurucu ve yöneticileri konumunda oldukları, İ.Ş., M.Y., A.K., N.B. ve K.B. ile Hatay ve Adana İlleri üzerinden kara ve deniz yolları ile Kıbrıs üzerinden Avrupa ülkelerine irtibatlı oldukları şahıslar aracılığı ile fikir ve eylem birliği içinde biraraya gelerek, hiyerarşik bir yapı ve süreklilik içerisinde iş bölümüne dayalı uygun araç ve gereç temini ve yeterli eleman sayısı ile göçmen kaçakçılığı eylemlerini gerçekleştirdikleri; böylece, suç işlemek amacıyla örgüt kurma-üye olma suçunu işledikleri, Tır dorselerinde, tekne kamaralarında maddi menfaat elde etmek maksadıyla yasal olmayan yollardan göçmenlerin taşınması ile de göçmen kaçakçılığı suçunu işledikleri, kamu görevlisi olan sanık H.T.'nin diğer sanıklar ile birlikte gerçekleştirdiği eylemlerinde, aynı zamanda görevinin gereklerine aykırı davrandığı, göreve ilişkin edindiği bilgileri başkaları ile paylaştığı, örgüt faaliyet kapsamında görevinde yetkiyi kötüye kullandığı ve gizli kalması gereken bilgileri başkalarına ilettiği ileri sürülerek, sanıklardan A.T., H.T., H.D. ve H.T.’nin eylemlerine uyan Türk Ceza Kanunu’nun 220/1, 220/4 madde ve fıkrası delaletiyle 79/1, 220/5 maddesine göre örgüt yöneticisi/kurucusu konumunda olduklarından, diğer  sanıklarca örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen ve yargılama sonucunda sabit görülen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak, sanık H.T.’nin ayrıca aynı Kanun’un 257/1,43 ve 258/1,43 maddeleri uyarınca, sanıklar İ.Ş., M.Y., A.K.’ın, aynı Kanun’un 220/2, 220/4 madde ve  fıkrası delaletiyle 79/1, sanık N.B.’ın eylemlerine uyan  aynı Kanun’un 220/6, sanık K.B.’in eylemlerine uyan aynı Kanun’un 220/7, 220/4 madde ve fıkrası delaletiyle 79/1. maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmaları istemiyle Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 22.4.2010 gün ve E:2010/6233, K:2010/2989 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

MERSİN 8. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 10.6.2011 gün ve E:2011/502, K:2011/507 sayıyla; sanık H.T. hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 257 ve 258. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının tefriki  ile  Mahkemenin  2011/502 esasına kaydedilmesine karar verdikten sonra, suç tarihinde ve halen asker kişi olan sanığa yüklenen bu eylemler sebebiyle, yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere görevsizlik kararı vermiş, dava dosyası, 6. Mekanize Piyade Tümen Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne gönderilmiştir. 

6. MEKANİZE PİYADE TÜMEN KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 2.4.2013 gün ve E:2013/426, K:2013/246 sayıyla; sanık hakkında, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, göçmen kaçakçılığı yapmak, görevi kötüye kullanmak ve göreve ilişkin sırrın açıklanması suçlarını işlediği iddiası ile açılan kamu davasında, sanığın asker kişi olduğu, Sahil Güvenlik Komutanlığında Yüzbaşı olarak görev yaptığı, görev nedeni ile bu suçları işlediği iddiası ile görevi kötüye kullanma ve göreve ilişkin sırların açıklanması suçlarından görevsizlik kararı verilerek dava dosyası Mahkemelerine gönderilmiş ise de; 2692 sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu’na dayanılarak hazırlanan, Sahil Güvenlik Komutanlığının İdari ve Adli Görevlerine İlişkin Tüzük uyarınca, sanığın suç tarihinde yerine getirmekte olduğu görevinin,  kaçakçılığın önlenmesi, bu kapsamda deniz araçlarının aranması ve kontrolleriyle sahillerimizin, Liman ve Körfezlerimizin güvenliğinin sağlanması olup, bu görevin de Sahil Güvenlik Personelinin idari görevleri arasında sayıldığı, sanığa isnat edilen asıl eylemin göçmen kaçakçılığı yapmak için kurulan örgüte üye olmak olduğu, yani sanığa isnat edilen suçların askeri hizmet ve görev ile ilişkisinin bulunmadığı, görevi kötüye kullanma ve göreve ilişkin sırrın açıklanması suçları işlenmeden, göçmen kaçakçılığı ve örgüt üyeliği suçlarının (dava dosyasındaki eylemler göz önüne alınarak) işlenemeyeceğinin açık olduğu, bu nedenle suçlar arasında bağlılık bulunduğu açıklanarak, tüm bu tespitler sonrasında idari hizmet kapsamında kalan sanık hakkındaki görevi kötüye kullanma ve göreve ilişkin sırların açıklanması suçlarına ilişkin davada yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, 6. Mekanize Piyade Tümen Komutanlığı Askeri Savcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler; Ahmet KARADAVUT, Davut TELLİ, Şuayip ŞEN, Haluk ZEYBEL, Mehmet AVCIOĞLU, Levent BİLGİ’nin katılımlarıyla yapılan 30.12.2013 günlü toplantısında, Raportör-Hâkim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, başvurunun reddi yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Eser Cihat POYRAZ’ın, başvurunun reddine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosyanın  incelenmesinde, adli  yargı  yerince  verilen  görevsizlik kararının  itiraz yolu açık olmak üzere verildiği anlaşılmıştır.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34. maddesi ikinci fıkrasında, “Kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir” denilmiş, 223. maddesinin onuncu fıkrasında, “Adli yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararı kanun yolu bakımından hüküm sayılır” düzenlemesi yer almış, 232. maddesinin altıncı fıkrasında ise, “Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir” hükmüne yer verilmiştir.

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’un “Olumsuz görev uyuşmazlığı” başlığı altında düzenlenen 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir” denilmektedir. 

Uyuşmazlığın incelenebilmesi için, 2247 sayılı Yasa’nın 1 ve 14. maddeleri uyarınca, yargı yerlerince verilen kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri dışında ayrıca, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 9.12.1931 gün ve E:1931/12, K:1931/48 sayılı kararında da belirtildiği gibi yargı yolunu değiştirmeye yönelik görevsizlik kararlarının temyize tabi oldukları kuşkusuzdur. Böylece, başvuracağı kanun yolu, süresi, mercii yasaya uygun olarak gösterilmeyen kararın kesinleşmesinden söz edilmesine olanak yoktur. Bu nedenle, sanığa yukarıda açıklanan haklarını belirtir nitelikte tebligat yapılarak temyiz süresinin beklenmesi, görevsizlik kararı kesinleştikten sonra dosyanın Mahkememize gönderilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Mersin 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kesinleşmemiş olması nedeniyle, 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ : 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE, 30.12.2013 günü  OYBİRLİĞİ  İLE  KESİN OLARAK karar verildi.