Ceza Bölümü         2008/10 E.  ,  2008/10 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           :K.H.    

Sanık             :R.T.                                          

                         OLAY             :Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı Orduevi Müdürlüğü emrinde sözleşmeli sivil işçi ve Muhasebe Kısım Amiri olarak görevli sanık R.T hakkında zimmet suçundan soruşturma emri verilmesi üzerine, 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nca, sanığa yüklenen eylemin resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, bu suçtan soruşturma yapılması için dava dosyasının, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesinden sonra, Orduevi Müdürlüğünün vadeli banka hesabında olması gereken 122.898.28 YTL yerine 15.890.64 YTL’nin bulunduğunun, ayrıca Orduevi Müdürlüğünce mal alınan firmaların hesaplarına 50.206.78 YTL yatırılmış gibi gösterilerek yatırılmadığının, muhasebe açığının toplam 157.214.42 YTL olduğunun, yapılan denetim sonucu ortaya çıktığı, sanık R.T.’e mevcut yönetmelik, yönerge, emir ve talimatlara göre görevi gereği para veya mal zilyetliğinin devredilmemiş olduğu, bu paranın koruma ve gözetimiyle de görevlendirilmediği, muhasebe kayıtlarının usulüne uygun tutulması, bankadan yapılan ödemelerde bankaya verilecek ödeme talimatlarında tanzim edilecek belgelerin düzenlenmesi ile görevli olup, bu belgeleri tanzim eden sıfatıyla imza atma yetkisi verilen sanığın, 1.1.2007-5.7.2007 tarihleri arasında piyasaya olan borçları nedeniyle sahte belgeler düzenlediği ve bu belgeleri imza atmaya yetkili olan kişiler yerine imza atarak bankalara ibraz ettiği, daha önceden tanıdığı ve güvendiği kişilerden rica ederek ve gerçek durumu gizleyerek bu kişilerin hesaplarına aktardığı paraları çekmelerini takiben onlardan aldığı, böylece, resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği ileri sürülerek, eylemine uyan Türk Ceza Kanunu’nun 204/2,43/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 21.9.2007 gün ve E: 2007/6564, K:2007/703 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. 

DİYARBAKIR 3. AĞIR CEZA MAHKEMESİ: 27.9.2007 gün ve E:2007/353, K:2007/505 sayı ile, sanığa yüklenen eylemin zimmet suçunu oluşturduğu, bu suçun da Askeri Ceza Kanunu’nun 131. maddesinde düzenlendiği, bu nedenle sanığı yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne gönderilmiştir. 

7. KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 30.11.2007 gün ve E:2007/2151, K:2007/1415 sayı ile, banka hesabında bulunan paranın sanığa görevinden dolayı tevdi veya emanet edilmediği, sanığın muhasebe kayıtlarını usulüne uygun tutmakla, bankadan yapılacak ödemelerde bankaya verilecek ödeme talimatlarının düzenlenmesinde ve düzenlenen bu belgelere düzenleyen sıfatıyla imza atmakla görevli olduğu, bankadaki para üzerinde doğrudan tasarruf yetkisinin bulunmadığı, bankada bulunan parayı tasarrufu altına alabilmek için sahte belgeler tanzim ettiği, bu nedenle eyleminin resmi evrakta sahtecilik suçunu oluşturduğu ve sözleşmesinin fesh edilerek askerlikle ilişkisi kesildiğinden sanığı yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nca Mahkememize gönderilmiştir. 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler; Rıdvan ALTUN, Sezai AKBULUT, Ramazan ÖZKEPİR, Hasan DENGİZ, Bilgin AK, İrfan YILMAZLAR’ın, katılımlarıyla yapılan 03.03.2008 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME : Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, adli ve askeri yargı yerlerince verilen görevsizlik kararları nedeniyle Yasa’nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

 II-ESASIN İNCELENMESİ :Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözü-münde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR’ün adli yargı,  Askeri Yargıtay  Başsavcı Yardımcısı Ercan ÇOBAN’ın davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

            a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

            b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda, kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

            c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalâa edilmektedir. 

            Aynı Yasa’nın 17. maddesinde, “Askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun, askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” denilmektedir. 

            Askeri Ceza Kanunu’nun 4551 sayılı Yasa  ile değişik 3. maddesinde; “Askeri şahıslar; Mareşalden asteğmene kadar subaylar, astsubaylar, Milli Savunma Bakanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri kadro ve kuruluşunda çalışan sivil personel, uzman jandarma ve uzman erbaşlar, erbaş ve erler ile askeri öğrencilerdir.

Milli Savunma Bakanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri kadro ve kuruluşunda çalışan Devlet memurlarının asker kişi sıfatları, 4.1.1961 tarihli ve 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 115 nci maddesinde belirtilen yükümlülükleri ile sınırlıdır” hükmüne yer verilmektedir. 

211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu’nun 115. maddesi (b) bendinde, “Bütün sivil personel emrinde çalıştıkları askeri âmirlere karşı ast durumunda olup bu kanunun 14 üncü maddesinin asta tahmil ettiği vazifeleri aynen yapmaya mecburdurlar. Hilafına hareket edenler askerlerin tabi olduğu cezai müeyyidelere tabi olurlar” hükmü yer almakta olup, aynı Kanun’un 14. maddesi ikinci bendinde “Ast muayyen olan vazifeleri, aldığı emri vaktinde yapar ve değiştiremez, haddini aşamaz. İcradan doğacak mesuliyetler emri verene aittir.” denilmektedir. Açıklanan madde hükümlerinden anlaşılacağı üzere, sırf askerlerin işleyecekleri suçlar hariç (firar, izin tecavüzü gibi), asker kişilerin işleyecekleri suçları işledikleri zaman, sivil personele de Askeri Ceza Kanunu’nun uygulanması gerekmektedir. 

            Askeri Ceza Kanunu’nun 131. maddesinde; “Askeri bir hizmet yaparken veya vazifeyi suiistimal ederek bir hizmet veya vazifeden ötürü tevdi veya emanet edilmiş olan para veya kıymeti ne olursa olsun bir eşyayı yahut kendisine tevdi veya emanet edilmiş olmasa bile her türlü askeri erzak, eşya ve hayvanları çalanlar veya zimmetine geçirenler, yahut ihtilâs edenler veya satanlar, yahut rehine verenler ve bunları bilerek satın alanlar veya rehin kabul edenler veya gizleyenler beş seneye kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılırlar.” hükmü düzenlenmiş bulunmaktadır.  

            Dosyanın incelenmesinden, dosya içinde mevcut Diyarbakır 1. Sınıf Orduevi Muhasebe sistemi, alım satım, depolama devamlı talimatından sanığın muhasebe kısım amiri olarak, belge ve talimatın kayıtlara uygun olarak tutulmasından ve hesap hatalarından doğacak sonuçlardan sorumlu olduğu, ordu evinin günlük gelir gider işlemleri ve kayıtlarını yapmak, muhasebe sistemini uygun olarak hesap tutmak işletmelerin tutmakla yükümlü oldukları belge, evrak ve dayanakların zamanında ve doğru olarak tanzim edilip edilmediğini kontrol etmek gibi görevleri olduğu, kendisine görevinden dolayı tevdi veya emanet edilmiş para veya mal bulunmadığı, banka hesaplarının koruma ve gözetimiyle de görevlendirilmediği, firmalara yapılacak ödemeler için bankada bulunan hesaptan bu firma sahipleri adına yapılacak havalelerde dahi tek başına yetkisi bulunmadığı, bu nedenle diğer kişilerin imzalarını taklit etmek suretiyle sahte belge tanzim ederek yüklenen eylemi gerçekleştirmiş olduğu anlaşılmıştır. 

            Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, görevsizlik kararı veren adli yargı yerince, yüklenen eylemin zimmet suçunu oluşturduğu gerekçesine  yer verilmiş ise de, olay kısmında ve iddianamede açıklanan hususlar ile dosyanın incelenmesinden eylemin resmi evrakta sahtecilik suçuna uygun olduğu sonucuna varılmıştır. 

Bu durumda, yüklenen suçun askeri suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması, sanığın sözleşmesinin fesih edilerek Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişiğinin kesildiği böylece askeri mahkemede yargılanmasını gerektiren ilginin de kesilmiş olması nedeniyle, 353 sayılı Yasa’nın 4191 sayılı Yasa ile değişik 17. maddesi hükmü uyarınca, davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ : Davanın  çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 27.09.2007  gün ve E:2007/353, K:2007/505 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 03.03.2008 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.