Hukuk Bölümü         2013/1179 E.  ,  2013/1426 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacılar                 : 1- K.D., 2- D.D., 3- A.M., 4- İ.M., 5- E.M., 6- M.A., 7 -N.A.

                                    8-Sınırlı Sorumlu B. 92 Konut Yapı Kooperatifi

                                    9-Sınırlı Sorumlu P.D. Konut Yapı Kooperatifi

                                   10-Sınırlı Sorumlu Pet Konut Yapı Kooperatifi

                                   11-Sınırlı Sorumlu M.M.Konut Yapı Kooperatifi

                                   12-Sınırlı Sorumlu K. Konut Yapı Kooperatifi

Vekili                      : Av. S.U.M.

Davalılar                  : 1-Yenimahalle Belediye Başkanlığı

Vekili                      : Av. C.G.

                                 2-Ankara İl Özel İdaresi

Vekili                      : Av. Z.T.

İhbar Olunan          :Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili                      : Av. D.B.G.           

O L A Y  : Davacılar vekili, müvekkillerinin hissedar olduğu Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, Şehitali mahallesi, 98 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, 1995 yılında kesinleşen imar planında “Ortaöğretim alanı" olarak ayrıldığını; aradan geçen uzun süreye karşın taşınmazın, davalı idarece ayrıldığı kamu yararı amacına uygun olarak kamulaştırılmadığını; yapılan yazışmalarda, parselin yapılan imar planı değişikliklerinden etkilenmediği, halen Ortaöğretim alanı olan amacı ve konU.nu koruduğunun bildirildiğini;  Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun E:2010/5 - K2010/651 sayılı ve 15.12.2010 Tarihli kararı çerçevesinde; 3194 sayılı yasanın 10.maddesinin 1. fıkrası delaleti ile Belediyece uygulamalı İmar Planında kamu yararına ayrılan parselde en geç 3 ay içinde plan tatbiki için 5 yıllık imar planı hazırlanmasının ve buna uygun olarak taşınmazın kamulaştırılmasının yasa hükmü olduğu tartışmasız biçimde tespit edildiğini; aynı kararda, ilgili süreyi geçer biçimde amacına uygun işlem tesis edilmemesi ile mülkiyet hakkının süresi belirsiz biçimde kısıtlamaya tabi tutulduğunun, bunun Anayasanın 35. maddesindeki güvencelere aykırı olduğunun, bu halin kabulünün “ hukuk devleti” ve “hukuk güvenliği”ni zedeleyeceğinin, kişi hak ve özgürlükleri ile kamu yararı arasında bulunan dengenin korunU. yönünden de durumun “kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığı için yeterli olduğunun” tespit edildiğini;  Yargıtay 5. Hukuk Dairesinden de aynı yönde kararlar verdiğini ifade ederek; fazlaya ait talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı idarelerce kamulaştırmasız olarak el atılan taşınmaz hisseleri için şimdilik 10.000,00 TL’sinin kamulaştırmasız el atılan yer bedeli tazminatı olarak müşterek ve müteselsilen sorumlu davalı idarelerden alınarak davacı müvekkillere hisseleri oranında ödenmesine, alacağa kamu alacaklarına uygulanan en üst seviyede faiz uygulanmasına karar verilmesi istemiyle, adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalılardan Yenimahalle Belediye Başkanlığı vekili, süresi içerisinde görev itirazında bulunmuştur.

ANKARA 6.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 31.5.2012 gün ve E: 2012/1 sayı ile, görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalılardan Yenimahalle Belediye Başkanlığı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Uygulama ve Öğreti'de, kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemlerin, "idari işlem"; herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili hareketsizliklerinin de, "idari eylem" olarak tanımlandığı;  bu tanıma göre; idarelerin 3194 sayılı İmar Kanununun 8'inci maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları ile 2981 sayılı Yasanın 13'üncü maddesinin (c) bendi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici ıslah imar planları ve bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemlerin, "idari işlem"; bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri; yani, bu konudaki hareketsizliklerinin de, idari eylem niteliği taşıdığı; dosyanın incelenmesinden; dava dilekçesinde, imar planında Ortaöğretim alanı olarak ayrılan taşınmazın bedelinin ödenmesine hükmedilmesinin istenildiğinin anlaşıldığı; bu bilgiler karşısında; davanın, davacıların taşınmazının, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 günlü, E:2010/5-662 K:2010/651 kararında "hukuki el atma" olarak nitelendirilen, imar planındaki belirleme sebebiyle mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan kaynaklanan tazminat talebiyle açıldığı sonucuna ulaşıldığı; dava dilekçesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, mülkiyet hakkına getirildiği söylenen kısıtlamanın, taşınmazın malikleri yönünden zarar doğurucu sonuçlarının olabileceğinde kuşku bulunmadığı, ancak bu sonuç ya da sonuçların, genel ve düzenleyici nitelikte bir idari işlem olan imar planında taşınmaza yönelik belirlemenin bu planda öngörülen kamulaştırma programlarının zamanında yapamamasından ve imar uygulamalarından; başka anlaTekela da, idari işlemlerden ve davalı idarelerin imar planı gereği yapılması gereken kamulaştırmalar konusundaki hareketsizliği şeklinde ortaya çıkan idari eylemlerden kaynaklandığı; idari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini taleplerinin ise, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 12 ve 13'üncü maddeleri uyarınca, İdari Yargı yerlerinde açılacak tam yargı davalarına konu edilmelerinin, anılan yasa hükümlerinin gereği olduğu; bu bakımdan, hukuka uygunluklarının denetimi ve zarar doğurucu sonuçlarının giderilmesi İdari Yargı'nın görev alanında bulunan idari işlem ve eylemlerin hukuk düzeninde yaratmış oldukları etki ve sonuçların, "hukuki el atma" olarak nitelendirilmesine ve bu olumsuz sonuçlarla ilgili tazminat taleplerinin adli yargı yerlerinde açılacak tazminat davalarına konu edilmelerine, hukuken olanak bulunmadığı;  dolayısıyla, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesinin gerektiği;  açıklanan nedenle, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi ne gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın yazılı düşüncesi istenilmemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi  Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Bahri AYDOĞAN, Abdullah ERGİN, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 7.10.2013 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalılardan Yenimahalle Belediye Başkanlığı vekilinin, anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, 10. maddede öngörülen biçimde, anılan davalı idare yönünden olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Davacıların hissedar olduğu taşınmazlarına,  imar planında Ortaöğretim alanı olarak ayrılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL'nin faizi ile birlikte tahsili istemiyle açılmıştır.

                3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinde;  “Planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında aşağıda belirtilen esaslara uyulur.

                a) Bölge planları; sosyo - ekonomik gelişme eğilimlerini, yerleşmelerin gelişme potansiyelini, sektörel hedefleri, faaliyetlerin ve alt yapıların dağılımını belirlemek üzere hazırlanacak bölge planlarını, gerekli gördüğü hallerde Devlet Planlama Teşkilatı yapar veya yaptırır.

                b) İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik dördüncü cümle: 8/8/2011- KHK.-648/21 md.) Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.

                Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik üçüncü cümle: 8/8/2011- KHK.-648/21 md.) Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları onbeş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar.

                Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir.

                Kesinleşen imar planlarının bir kopyası, Bakanlığa gönderilir.

                İmar planları alenidir. Bu aleniyeti sağlamak ilgili idarelerin görevidir. Belediye Başkanlığı ve mülki amirlikler, imar planının tamamını veya bir kısmını kopyalar veya kitapçıklar haline getirip çoğaltarak tespit edilecek ücret karşılığında isteyenlere verir.

                c) (Ek: 3/7/2005 - 5403/25 md.) Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz.” hükmü;

Aynı Kanun'un 18. maddesinde, “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.

Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıT.ı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.

(Değişik üçüncü fıkra: 3/12/2003-5006/1 md.) Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve Ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi U.mî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz.

Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü geçen Umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştırma yolu ile tamamlanır.

Herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden ayrılır.

Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmez…” hükmü yer almıştır.

Dava dosyasında bulunan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığının 23.2.2012 gün ve M.06.1.ABB.0.13.04.2012 (Şehitali,98 ada 1 pr)643-3430 sayılı yazısının incelenmesinden; dava konusu parselin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 16.02.2007 gün ve 525 sayılı kararı ile onaylanan 1/25000 ölçekli “2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı” kapsamında olduğu; İl İdare Kurulunun 10.10.1995 gün ve ....415-1946 esas ve 41K-188 nolu kararı ile uygun görülerek Ankara Valiliğinin 26.10.1995 gün ve 3302-11215 sayılı Olur’u ile onaylanan 1/1000 ölçekli “Şehitali 1. Bölge Uygulama İmar Planı” kapsamında E=0,60 Hmax=Serbest Yapılaşma koşulları ile “Orta ÖğreT. Alanı” kullanımına isabet ettiği, parselasyon planlarının da İl İdare Kurulunca onaylandığı; anılan imar planında konut adalarındaki parsel sayıları ile bu adalar için verilen maksimum konut sayılarındaki farklılıkların giderilmesine vb. yönelik olarak hazırlanan 1/1000 ölçekli imar planı değişikliğinin, Yenimahalle Belediye Meclisinin 07.06.2006 gün ve 273 sayılı kararı ile uygun görülerek, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 15.11.2006 gün ve 2743 sayılı kararı ile tadilen onaylandığı; söz konusu tadilen onama işleminden kaynaklı sorunlar yaşanması nedeniyle hazırlanan ve Yenimahalle Belediye Meclisinin 02.09.2009 gün ve 648 sayılı kararı ile uygun görülen, Şehitali Mahallesi imarın 1 ila 141 adalarına ilişkin olan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliğinin, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 17.12.2010 gün ve 3634 sayılı kararı ile, Eskişehir Yolu ve Civarı İsale Hattı Kentsel Dönüşüm Proje Alanı ile çakışan kısmı plan onama sınırı dışında bırakılmak suretiyle tadilen onaylandığı; ancak söz konusu plan değişikliklerinin konut adalarına ilişkin olduğu, dava konusu parselin, bahsi geçen plan değişiklik sınırları içinde kalmasına karşın, konU., kullanım kararı ve yapılaşma koşullarında herhangi bir değişiklik getirmediği belirtilmiş;  dosyada yer alan bilirkişi raporuna göre, taşınmaz üzerinde fiili bir el atmanın bulunmadığı anlaşılmıştır.

Olayda, davacıların hissedar olduğu taşınmazın imar/parselasyon planıyla Orta ÖğreT. Alanı kullanımında kaldığı, taşınmaz üzerinde düzenleme yapılmadığı, kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazın bedelinin ödenilmesi gerektiğinin iddia edildiği; davanın konusunun, davalı idarece 3194 sayılı Kanun uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan imar planlarında yer alan davacılara ait taşınmazın bedelinin tazminine ilişkin bulunduğu anlaşılmış olup, belirtilen duruma göre, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalılardan Yenimahalle Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının, Ankara 6.Asliye Hukuk Mahkemesi nce reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.

 

SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalılardan Yenimahalle Belediye Başkanlığı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE ilişkin Ankara 6.Asliye Hukuk Mahkemesi ’nin 31.5.2012 gün ve E: 2012/1 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 7.10.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi