T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2017 / 610

            KARAR NO  : 2017 / 693

            KARAR TR   : 27.11.2017

ÖZET : Davalı Şirkette çalışırken Kurumun özelleştirilmesi nedeniyle kamu kurumuna nakledilen davacının, maaş nakil bildiriminin ilgili mevzuata uygun düzenlenmemesi nedeniyle uğradığı parasal kaybın giderilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

                                                          

 

K  A  R  A  R

 

Davacı          : M. A.

Vekili            : Av. M..

Davalı           : Türk Telekomünikasyon A.Ş.

Vekili            : Av. Ş.K. P.

 

O L A Y        : Davalı Şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasanın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasanın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen davacı 21.11.2008 tarihinde, Yozgat PTT Baş Müdürlüğü, Sorgun Merkez Müdürlüğüne atanmıştır.

Davacı vekili müvekkilinin, davalı Şirkette 2. Tip iş sözleşmesi ile çalışmakta iken davalı Kurumun özelleştirme kapsamına alınması sonucu, davalı tarafından müvekkili adına maaş nakil ilmühaberi düzenlenerek Yozgat PTT Baş Müdürlüğüne atandığını, davalı tarafından maaş nakil ilmühaberinin taraflar arasındaki iş sözleşmesine aykırı düzenlendiğini, müvekkilinin davalı kurumdan aldığı akdi ikramiyelerin, ilave tediyelerin ve ek ödemelerin maaş nakil ilmühaberinde gösterilmediğini ve bu şekilde ücretinin eksik tespit edildiğini ileri sürerek;  maaş nakil ilmühaberinin ikramiye ve ek ödeme sütununda sabit bir değer olarak yer alacak miktarların bilirkişi marifetiyle hesap edilerek maaş nakil ilmühaberine yazılması suretiyle yeniden düzenlenmesi ve Devlet Personel Başkanlığına bildirilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesi istemiyle 22.3.2016 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 23.İŞ MAHKEMESİ: 9.2.2017 gün ve E:2016/1140, K:2017/188 sayı ile, “(…) Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18/11/2015 tarih ve 2014/9-1559 E-2015/2649 K sayılı ilamında da belirtildiği üzere, somut uyuşmazlıkta normatif dayanakların 406 sayılı Kanunun Ek 29. maddesi, 375 sayılı KHK'nin Ek 3. maddesi, 399 sayılı KHK'nin Ek II. Cetveli ve bu kanun hükmünde kararnamelere dayanılarak çıkartılan tebliğler ve taraflar arasında imzalanan iş akitleri olduğu anlaşılmıştır.

Somut uyuşmazlıkta, yukarıdaki mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, davacının davalı şirketin özelleştirilmesinden önce statü hukukuna tabi olduğu, özelleştirme sonrası davacının belli bir süre özel hukuk hükümlerine tabi olarak iş sözleşmesi kapsamında işçi olarak çalıştırıldığı, kamu kurumuna nakledildiğinde ise tekrar statü hukuku kapsamına girdiği, davacının iş sözleşmesi ile çalıştığı dönemde, davalı şirkete davacının ücreti konusunda artış oranının kamudaki memur maaş artış oranında olacağı yönünde yükümlülük getirildiği, 406 sayılı Kanun hükümleri uyarınca davalı şirkete, hak sahibi personeli Devlet Personel Başkanlığına bildirmesi, bildirim ile beraber personelin nakledileceği kamu kurumunda yararlanacağı parasal haklara esas olmak üzere memur maaş nakil ilmühaberi düzenlemesi, personelin ilişiğinin kesilmesi gibi işlemler yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Bu işlemlerin idare hukuku alanında hukuki sonuçlar doğurduğu ve ilgili personelin nakledilecekleri kurumdaki statülerini, özlük ve parasal haklarını belirlediği, söz konusu işlemlerin kamu personeli hakkında ve idare hukuku alanında tesis edilmiş birer idari işlem niteliğinde oldukları açıkça anlaşılmış olup, idari işlemlerle ilgili uyuşmazlığın ise adli yargı yerinde değil idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği kabul edilmiştir.

(…)

Yukarıda izaha çalışılan nedenlerle aşağıdaki karar kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği anlaşılmakla, 6100 SAYILI HMK’NUN 114/1-b ve 115/2. MADDELERİ UYARINCA YARGI YOLUNUN CAİZ OLMAMASI NEDENİYLE DAVANIN USULDEN REDDİNE…” karar vermiş, bu karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 8.İDARE MAHKEMESİ:12.9.2017 gün ve E:2017/1209 sayı ile, “(…) telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar "tekel" olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekom’un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, Bakanlar Kurulu’nun 25.07.2005 tarih ve 2005/9146 sayılı "Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi (Türk Telekom)’nin % 55 Oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satışına İlişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar"ı uyarınca, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile (6.550.000.000 USD. bedelle) Ojer Telekomünikasyon A.Ş.’ne satılmıştır.

(…)

Dosyanın incelenmesinden; davacının davalı şirkette 2. Tip İş Sözleşmesi kapsamında görev yapmakta iken, 4046 sayılı Yasa kapsamında Yozgat PTT Başmüdürlüğü'ne atandığı, 17/05/2006 tarih ve 26171 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2016/T-17 sayılı Yüksek Planlama Kurulu kararı doğrultusunda 01/01/2006 tarihinden itibaren 40 TL, 01/07/2006 tarihinden sonra 40 TL denge tazminatı ve % 2,32 oranında enflasyon farkı tutarı ile 5793 sayılı Kanun ile yapılan ek ödemelerin 24/06/2009 tarihindeki güncellenmiş miktarı ile 2. Tip İş Sözleşmesi uyarınca davacıya ödenen ve 4046 sayılı Yasanın Geçici 9. maddesinde sayılan müktesep hak niteliğindeki mali haklardan olan ikramiye ve İlave tediye (yarım ikramiye)’nin bir aya isabet eden tutarının bilirkişi marifetiyle hesaplanarak sabit bir değer olarak nakil ilmühaberinde gösterilmesi ve davacının alması gereken net maaşın bu şekilde düzeltilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bakılan davanın konusunu oluşturan istem ile Ankara 23. İş Mahkemesi'nde açılan davanın karar tarihinde (09.02.2017) Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin kamu kuruluşu niteliği taşımadığı anlaşılmakla, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 30.11.2015 tarih ve E:2015/754, K:2015/772 sayılı kararı da bu yöndedir.

Bu durumda; tarafları, konusu ve sebebi aynı olan Ankara 23. İş Mahkemesi'nin H:2016/1140 sayılı dosyasında görülen davada, anılan Mahkemenin 09.02.2017 tarih ve K:2017/188 sayılı kararıyla, davanın idari yargıda çözümlenmesi gerektiğinden görevsizlik nedeniyle reddedildiği, ardından aynı istemle Mahkememizin E:2017/1209 sayılı dosyasında açılan davada, adli yargı mahkemelerinin görevli olduğu kanısına varıldığından, görevli merciin belirtilmesi için dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, görüm ve çözümü idari yargının görevinde bulunmayan davada 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19.maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için iş bu dava dosyası ile Ankara 23. İş Mahkemesi'nin 2016/1140 esasına kayıtlı dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, dosya incelemesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilene değin ertelenmesine…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 27.11.2017 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen, sonrasında Kamu Kurumu emrine atanan davacının, maaş nakil ilmühaberinin ikramiye ve DPB’na bildirim tarihindeki net ücreti sütununda sabit bir değer olarak yer alacak miktarların bilirkişi marifetiyle hesap edilerek maaş nakil ilmühaberine yazılması suretiyle yeniden düzenlenmesi ve Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilmesi gerektiğinin tespiti istemiyle açılmıştır.

Telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Ancak, özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Oger Telekomünikasyon Anonim Şirketine satılmıştır.

Olayda, davalının hisse devir (14.11.2005) tarihinde davalı kuruluşta çalışmakta iken 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve sonrasında kamu kurumu emrine atanan davacının vekili tarafından; müvekkilinin maaş nakil ilmühaberinin ikramiye ve DPB’na bildirim tarihindeki net ücreti sütununda sabit bir değer olarak yer alacak miktarların bilirkişi marifetiyle hesap edilerek maaş nakil ilmühaberine yazılması suretiyle yeniden düzenlenmesi ve Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilmesi gerektiğinin tespiti istemiyle 22.3.2016 tarihinde dava açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

“a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre, dava açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle Ankara 8.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Ankara 23. İş Mahkemesinin 9.2.2017 gün ve E:2016/1140, K:2017/188 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 8.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 23. İş Mahkemesinin 9.2.2017 gün ve E:2016/1140, K:2017/188 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 27.11.2017 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Şükrü

BOZER

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Mehmet

AKSU

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Ahmet Tevfik

ERGİNBAY

 

 

 

 

Üye

Turgay Tuncay

VARLI