Hukuk Bölümü         2013/284 E.  ,  2013/1065 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacılar : İ.D. ve L.D. Mir.;1-M.D., 2-M.D., 3-N.D., 4-T.D.(O.), 5-H.D.(U.), 6-Ş.D.(K.),7-M.D.

Vekilleri  : Av. N.A.- Av.F.A.

Davalılar  : 1-Konyaaltı Belediye Başkanlığı

Vekili      : Av. A.Y.

                  2-Gençlik ve Spor Bakanlığı

Vekili      : Av. C.D.

O L A Y  : Davacılar vekili, dava dilekçesinde, müvekkillerinin hissedar olduğu Antalya İli, Konyaaltı İlçesi, Arapsuyu Mahallesi, 20071 ada 2, 20077 ada 3,  20061 ada 2,   20060 ada 4, 20018 ada 3, 20016 ada 2,  20008 ada 2, 3526 ada 1, 20312 ada 1, 20311 ada 1, 20062 ada 4,  20310 ada 1, 20063 ada 2 ve 20064 ada 3 parsel sayılı taşınmazların, İmar Planında Belediye Semt Spor Sahası / Semt Spor Sahası (Belediye spor tesisi veya alanı) olarak gösterildiğini; 1/1000 Ölçekli uygulama imar planının 15-20 sene önce yapıldığını; o zamandan beri plana yönelik hiçbir işlem yapılmadığı gibi, müvekkillerin ilgili davalı idarelere her başvurusunda oyalamaya yönelik cevaplar verildiğini; imar planlarında uzunca bir süre kamu alanı olarak tahsis edilmiş bulunan söz konusu taşınmazı kamulaştırmayarak veya takas yoluyla davacıya başka bir yerden taşınmaz yer vermeyerek pasif kalmak suretiyle tasarrufunu engelleyen davalı idarenin, Anayasada yer alan temel hak ve hürriyetlere ve bireyin mülkiyet hakkına saygılı olduğundan söz edilemeyeceğini; bir kişinin taşınmazına eylemli olarak el atıp tamamen veya kısmen kullanılmasına engel olunması ile imar uygulaması sonucu o kişinin mülkiyetinde olan taşınmaza hukuken kullanmaya engel sınırlamalar getirilmesi arasında sonucu itibariyle bir fark bulunmadığını; İmar Planının fiilen hayata geçirilmemesi, pasif ve suskun kalınarak ve işlem tesis edilmemek sureti ile mülkiyet hakkı kısıtlanarak taşınmaza davalılar tarafından el atıldığının kabulünün gerektiğini ifade ederek; fazlaya dair ve diğer tüm hakları saklı tutularak, imar planının fiilen hayata geçirilmemesi, pasif ve suskun kalmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle mülkiyet hakkı kısıtlanarak taşınmaza davalı tarafından el atıldığının kabulü gerekeceğinden şimdilik 50.000,00 TL’nin yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsili istemiyle 10.1.2012 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalıların vekilleri süresi içinde verdikleri cevap dilekçelerinde,  taşınmazlara fiilen el atılmadığını ifade etmişlerdir.

Davalı idarelerden Konyaaltı Belediye Başkanlığı vekili, süresi içinde verdiği dilekçede,  imar planına dayalı olarak açılan tazminat davalarının görüm ve çözüm yerinin idare mahkemeleri olduğunu ileri sürerek görev itirazında bulunmuştur.

ANTALYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 4.12.2012 günlü 1.celsede ve E:2012/14 sayı ile, dilekçelerin okunduğu; Davacı vekilinin, “dava dilekçemizi tekrar ederiz. Taşınmazların bulunduğu alanlar imar planında semt spor sahası olarak düzenlenmiştir. Fiili el koyma yoktur. Ancak davacının mülkiyet hakkı kısıtlanmaktadır. Bu nedenle biz, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açtık. Ayrıca hangi taşınmaz için ne kadar miktar talep ettiğimi de, açıklayıcı dilekçe ile bildirdim. Karşı tarafın itirazlarını da kabul etmiyorum. Süresinden sonra verilen dilekçe ve itirazları da kabul etmiyorum” dediğini belirttikten ve;  tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlara ilişkin olarak aynen; Dava konusu taşınmazlara davalıların fiili bir el atmasının bulunmadığı, taşınmazlarda herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmadığı, ancak imar planındaki durumun taşınmazlara el atma kabul edilip edilmeyeceği, edilecekse bedellerinin ne olacağı, davalılara husumet düşüp düşmeyeceği ve görev ve husumet konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunduğu görüldü.”  denildikten sonra; açılan davada idari yargının görevli olduğuna ilişkin görev yönünden itirazda bulunmuş ise de, kamulaştırmasız el atma hukuki sebebine dayalı olarak açılmış davalarda adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle;  görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalılardan Konyaaltı Belediye Başkanlığı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dosya örneği Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Uygulama ve Öğreti'de, kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemlerin, "idari işlem"; herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili hareketsizliklerinin de, "idari eylem" olarak tanımlandığı;  bu tanıma göre; idarelerin 3194 sayılı İmar Kanununun 8'inci maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları ile 2981 sayılı Yasanın 13'üncü maddesinin (c) bendi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici ıslah imar planları ve bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemlerin, "idari işlem"; bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri; yani, bu konudaki hareketsizliklerinin de, idari eylem niteliği taşıdığı; dosyanın incelenmesinden; dava dilekçesinde, imar planında Belediye Hizmet Alanı olarak ayrılan taşınmazın bedelinin ödenmesine hükmedilmesinin istenildiğinin anlaşıldığı; bu bilgiler karşısında; davanın, davacıların taşınmazlarının, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 günlü, E:2010/5-662 K:2010/651 kararında "hukuki el atma" olarak nitelendirilen, imar planındaki belirleme sebebiyle mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan kaynaklanan tazminat talebiyle açıldığı sonucuna ulaşıldığı; dava dilekçesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, mülkiyet hakkına getirildiği söylenen kısıtlamanın, taşınmazın malikleri yönünden zarar doğurucu sonuçlarının olabileceğinde kuşku bulunmadığı, ancak bu sonuç ya da sonuçların, genel ve düzenleyici nitelikte bir idari işlem olan imar planında taşınmaza yönelik belirlemenin bu planda öngörülen kamulaştırma programlarının zamanında yapamamasından ve imar uygulamalarından; başka anlatımla da, idari işlemlerden ve davalı idarelerin imar planı gereği yapılması gereken kamulaştırmalar konusundaki hareketsizliği şeklinde ortaya çıkan idari eylemlerden kaynaklandığı; idari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini taleplerinin ise, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 12 ve 13'üncü maddeleri uyarınca, İdari Yargı yerlerinde açılacak tam yargı davalarına konu edilmelerinin, anılan yasa hükümlerinin gereği olduğu; bu bakımdan, hukuka uygunluklarının denetimi ve zarar doğurucu sonuçlarının giderilmesi İdari Yargı'nın görev alanında bulunan idari işlem ve eylemlerin hukuk düzeninde yaratmış oldukları etki ve sonuçların, "hukuki el atma" olarak nitelendirilmesine ve bu olumsuz sonuçlarla ilgili tazminat taleplerinin adli yargı yerlerinde açılacak tazminat davalarına konu edilmelerine, hukuken olanak bulunmadığı;  dolayısıyla, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesinin gerektiği; açıklanan nedenle, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’ndan yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI:Davacılar vekilinin, müvekkillerinin Antalya İli Konyaaltı ilçesi Arapsuyu mahallesinde bulunan birden fazla taşınmazda pay sahibi olduklarını, dava konusu parsellerde yapılan 1/1000 ölçekli imar planında taşınmazların "Semt spor sahası" alanı olarak ayrıldığını bu güne kadar idare tarafından kamulaştırma yapılamamasına rağmen yeşil alan ve ağaçlandırma yapılarak fiilen de el atılarak, hukuken ve fiilen el atma sonucu bedel ödenmediği gibi taşınmazdan yararlanmanın da imkansız hale geldiğini, uzun süren bu durum nedeniyle idarenin kamulaştırmasız fiilen el atması sonucu doğan zararın tazmini amacıyla tazminat davası açtığının anlaşıldığı; dava dosyasının incelenmesi sonucunda; Konyaaltı Belediyesi tarafından yapılan 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında davacıların tapulu taşınmazlarının spor alanı olarak ayrıldığı, dosyaya ibraz edilen fotoğraflar ile de, taşınmazların bir kısmının kanal inşaatı ve yeşil alan ağaçlandırılması ile fiilen el atıldığının anlaşıldığı;  Yargıtay Beşinci Hukuk Dairesinin 2007/13728 E, 2008/546 K sayılı 29/01/2008 günlü kararında da işaret edildiği gibi, imar planında kamusal amaçla ayrılan bölümün bir kısmına fiilen el atılması halinde bu bölümün tamamının mülkiyet hakkının sınırlandırıldığı ve mülkiyet konusunda tasarrufun olanaksız hale geldiğinin tartışmasız olduğu; Belediye yönetimlerinin 3194 sayılı İmar Kanunu 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı alanında halledilmesi gerektiği hususunda  tartışma bulunmadığı, ancak, 3194 sayılı Kanun'un 10. maddesi "Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisinde kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek, kamu kuruluşlarının yıllık bütçelerine konulur./ İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder." hükmü ile uygulama imar planlarında kamu yararına ayrılan yerlerin kamulaştırılmasını öngördüğü; davaya konu olayda da imar planında spor alanı olarak ayrılan taşınmazlara fiilen ve hukuken el atılmasına rağmen idare tarafından yasada öngörülen süreyi de aşkın uzun bir süre kamulaştırma işlemlerine başvurulmadığının anlaşıldığı; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11/2/1959 günlü, 1958/17 E, 1959/15 K sayılı kararında, kamulaştırmasız el atma kavramının “idarenin kanunsuz bir hareketi” olarak tanımlandığı ve bu eylemden kaynaklanan davaların mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davası mahiyetinde olduğu ve bu bakımdan adli yargının görevli olduğunun kabul edildiği; davalı idarenin imar mevzuatı hükümlerine tam uygun olmayan ve hareketsizlikle beraber kısmen ve fiilen araziye yönelik tecavüzünün kamulaştırmasız el atma temelinde haksız fiilden kaynaklanan ve adli yargının görev alanına giren bir dava olduğu ve açılan davanın adli yargı yerinde görüm ve çözümünün gerektiğinden bahisle,  Danıştay Başsavcılığının başvurusunun reddi gerektiği yolunda düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 1.7.2013 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME:Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, Davalılardan Konyaaltı Belediye Başkanlığı vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde, anılan idare yönünden olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı M.Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Davacıların hissedar olduğu taşınmazlara, imar planında Belediye Semt Spor Tesis Sahası/alanı olarak ayrılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla;  işleyecek yasal faizi ile birlikte şimdilik 50.000,00 TL’nin tahsili istemiyle açılmıştır.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinde;  “Planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında aşağıda belirtilen esaslara uyulur.

a) Bölge planları; sosyo-ekonomik gelişme eğilimlerini, yerleşmelerin gelişme potansiyelini, sektörel hedefleri, faaliyetlerin ve alt yapıların dağılımını belirlemek üzere hazırlanacak bölge planlarını, gerekli gördüğü hallerde Devlet Planlama Teşkilatı yapar veya yaptırır.

b) İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik dördüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.

                Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik üçüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları onbeş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar.

                Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir.

                Kesinleşen imar planlarının bir kopyası, Bakanlığa gönderilir.

                İmar planları alenidir. Bu aleniyeti sağlamak ilgili idarelerin görevidir. Belediye Başkanlığı ve mülki amirlikler, imar planının tamamını veya bir kısmını kopyalar veya kitapçıklar haline getirip çoğaltarak tespit edilecek ücret karşılığında isteyenlere verir.

                c) (Ek: 3/7/2005 - 5403/25 md.) Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz.” hükmüne yer verilmiştir.   

Dava dosyasında bulunan Antalya Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı Planlama Şube Müdürlüğünün 2.3.2012 gün ve M.07.1.ABB.0.08.02-310.05-2012-484-1047-8622 sayılı yazısında; söz konusu parsellerin 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planında, 3526 ada 1 parsel, 20063 da 2 parsel, 20016 ada 2 parsel ve 20018 ada 3 parselin ‘’Semt Spor Tesisi Alanı”; 20060 ada 4 parsel, 20061 ada 2 parsel, 20062 ada 4 parsel, 20077 ada 3 parsel ve 20008 ada 2 parselin ‘’Park ve Dinlenme Alanı”; 20071 ada 2 parsel ve 20064 ada 3 parselin ‘’Çocuk Bahçesi Alanı” olarak planlandığı,  20310 ada 1 parsel, 20311 ada 1 parsel ve 20312 ada 1 parselin yeri tespit edilemediğinden ölçü krokilerinin kendilerine iletilmesi halinde plan bilgisinin verilebileceği belirtilmiştir.

Diğer taraftan, Olay bölümünde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; dava dilekçesinde, davalı idarelerin savunma dilekçelerinde ve Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davanın 4.12.2012 günlü 1.celsesinde, davacılar vekili tarafından, dava konusu taşınmazlara fiili bir el atmanın mevcut olmadığının ifade edildiği, bu hususun Mahkemece, tarafların anlaştıkları hususlar olarak tutanağa geçirildiği görülmüş ise de; davacılar vekili tarafından, Danıştay Başsavcılığını sunulmak üzere, yerel mahkeme kaydına 28.12.2012 tarihinde giren dilekçe ve ekindeki (21.12.2012 tarihinde çekildiği anlaşılan) 37 adet fotoğraf ile; dava konusu taşınmazlara fiilen el atma yok denilmişse de, idarenin taşınmazın ortasından dere yatağı geçirerek beton döktüğünü, taş duvar ile kaplayıp dere yatağını ıslah ettiğini, bu şekilde davacıların kullanımını engellediğini ve taşınmazlara fiilen el attığını iddia etmesi karşısında ve konuya ilişkin iddia ve karşı iddialar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dava tarihinden sonra çekildiği anlaşılan ve dava konusu edilen taşınmazlara ait olup olmadığı konusunda resmi bir belge niteliği taşımayan fotoğraflar dikkate alınarak, taşınmazlara fiilen el atıldığını kabul etmenin olanaklı olmadığı sonucuna varılmıştır.

Olayda, imar planının uygulaması sonucu, uyuşmazlığa konu taşınmazların imar planında belediye semt spor tesisi, park ve dinlenme, çocuk bahçesi alanlarında kaldığı, taşınmaza idarece fiilen el atılmadığı, kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazların bedelinin ödenilmesi gerektiğinin iddia edildiği; davanın konusunun, davalı idarece 3194 sayılı Kanunu uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan imar planlarında yer alan davacıların hissedar olduğu taşınmazların bedelinin tazminine ilişkin bulunduğu anlaşılmış olup, belirtilen duruma göre, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile, Davalılardan Konyaaltı Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının, Antalya 2.Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Davalılardan Konyaaltı Belediye Başkanlığı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE ilişkin Antalya 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 4.12.2012 gün ve E:2012/14 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 1.7.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.