T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2018 / 108

            KARAR NO  : 2018 / 108

            KARAR TR   : 26.2.2018

ÖZET : Tutuklu olarak ceza infaz kurumunda bulunan davacının daha önce kaldığı üç kişilik odadan alınarak, tek kişilik odaya konulmasına yönelik işleme yaptığı itirazın/şikâyetin ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmese gerektiği hk.

 

                                                          

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacı            : M.B.

Davalı             : Adalet Bakanlığı (İdari Yargıda)

 

O L A Y     : Davacı dilekçesinde; Kocaeli Hâkimi olarak görev yapmakta iken, 20.7.2016 tarihinde, silahlı terör örgütü üyesi olma suç isnadıyla tutuklandığını, halen Kocaeli 2 Nolu T Tipi CİK’nda kaldığını; 25.11.2016 tarihinde kaldığı üç kişilik odadan, hiç bir gerekçe ve açıklama yapılmadan bir idari gözlem kurulu karan tebliğ edilmeden hücreye konulduğunu; kararın tebliği için yazdığı dilekçeye cevap verilmediğini; 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanununun 4/1 fıkrasına göre, “ hükümlü ve tutukluların ... yerleştirilmeleri, barındırılmaları...” işlem ve faaliyetlerine ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamanın infaz hâkimliğinin görevlerinden olduğunu; halen tutuklu olduğunu, disiplin cezası almadığını, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Tüzüğün 40/1-d bendine göre, hükümlü ve tutukluların oda değişikliğinde görev ve yetkinin cezaevi idare ve gözlem kuruluna ait bulunduğunu, Anayasanın 17 ve AİHS nin 3. maddelerine aykırı olarak yapılan oda değişikliği işleminin iptal edilmesi ve eski hale getirilmesi istemiyle, 05.12.2016 tarihli dilekçeyle, hasımsız olarak İnfaz Hâkimliğine başvurmuştur.

KOCAELİ İNFAZ HAKİMLİĞİ: 10.02.2017 gün ve Dosya No:2017/103, K:2017/683 sayı ile “(...)Dosyadaki belgelerin incelenmesi sonucunda, şikâyet edenin FETÖ/PDY soruşturması kapsamında silahlı terör örgütüne üye olma suçu nedeniyle tutuklandığı, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün 25/11/2016 tarihli yazısı ile FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklu bulunanların ceza infaz kurumunda yerleştirilmesi konusunda cezaevi idaresine talimat verildiği, bu talimat doğrultusunda şikâyet edenin de bulunduğu bazı kişilerin tek kişilik odalarda barındırılmasına başlanıldığı görülmüştür.

İnfaz hâkimliklerinin görevi 6475 sayılı Yasanın 4. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde aşağıdaki şekildedir.

İnfaz Hâkimlikleri görevleri:

Madde 4- İnfaz hâkimliklerinin görevleri şunlardır:

1-Hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumlan ve tutukevlerine kabul edilmeleri, yerleştirilmeleri, barındırılmaları, ısıtılmaları ve giydirilmeleri, beslenmeleri, temizliklerinin sağlanması, bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin yaptırılması, dışarıyla ilişkileri, çalıştırılmaları gibi işlem veya faaliyetleri ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.

2-Hükümlülerin cezalarının infazı, müşahedeye tabi tutulmaları, açık cezaevlerine ayrılmaları izin, sevk, nakil ve tahliyeleri; tutuluların sevk ve tahliyeleri gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.

3-Hükümlü ve tutuklular hakkında alman disiplin tedbirleri ve verilen disiplin cezalarının kanun, tüzük veya yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu iddiasıyla yapılan şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.

4-Ceza            infaz kurumlan ve tutukevleri izleme kurullarının kendi yetki alanlarına giren ceza infaz kurumlan ve tutukevlerindeki tespitleri ile ilgili olarak düzenleyip intikal ettirdikleri raporlan inceleyerek, varsa şikâyet niteliğindeki konular hakkında karar vermek

5-Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak

Kanunlarda başka bir yargı merciine bırakılan konulara ilişkin hükümler saklıdır.

Bu düzenlemelerin ayrıntılı bir şekilde incelenmesi sonucunda, infaz hâkimliklerinin ceza infaz kurumları ile ilgili temel görevinin, bu kurumlarda bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında cezaevi idaresince gerçekleştirilen işlem ve eylemlere yönelik şikâyetleri incelemekten ibaret olduğu sonucuna varılmaktadır. Cezaevi idaresi tarafından gerçekleştirilmeyen işlemler infaz hâkimliklerinin inceleme alanı dışındadır. Nitekim Yasanın son paragrafında, kanunlarda başka bir yargı merciine bırakılan konulara ilişkin hükümler saklı tutulmuştur. Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2007/3622-2776 sayılı kararında ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29/06/2014 tarih ve 2004/1-110, 2014/151 sayılı kararlarında da aynı hususlar vurgulanmıştır.

Yukarıda belirtildiği üzere, şikâyet eden Adalet Bakanlığının 08/09/2016 tarihli yazısı üzerine tek kişilik odaya konulmuştur. Cezaevi idaresinin bu uygulamada herhangi bir takdiri ve kararı bulunmamaktadır. Cezaevi idaresi Adalet Bakanlığınca kendisine verilen talimatı uygulamıştır. Başkaca gerçekleşen bir işlem bulunmamaktadır.

2577 sayılı Yasaya göre, idari mercilerce tahsis edilen ve kamu gücünün kullanıldığı işlem ve eylemlere karşı açılacak tam yargı ve iptal davaları idari yargı mercilerinde görülür.

Şikâyete konu olayda da Adalet Bakanlığınca gerçekleştirilen bir uygulama söz konusudur.

Bu nedenle, şikâyet hakkında Hâkimliğimizin inceleme yapma görev ve yetkisinin bulunmadığı, zira Adalet Bakanlığı'nca gerçekleştirilen bir işlemin Hâkimliğimizce incelenemeyeceği, konunun idari yargı mercilerince değerlendirilmesi gerektiği" gerekçesiyle şikâyetin reddine ve Şikâyet edenin talebi halinde dosyanın konuyu incelemekle görevli Kocaeli İdare Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Davacı bu defa Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne bağlı Kocaeli 2 Nolu T Tipi Ceza İnfaz Kurumu (CİK) Müdürlüğü tarafından 25.11.2016 tarihinde idare ve gözlem kurulu kararının tebliği yapılmadan, sözlü talimatla, kaldığı üç kişilik odadan alınarak hücreye konulma işleminin iptali istemiyle, 06.04.2017 tarihli dilekçe ile Adalet Bakanlığına karşı idari yargı yerinde dava açmıştır.

KOCAELİ 1. İDARE MAHKEMESİ; 24.3.2017 gün ve E:2017/421, K:2017/551 sayı ile “davanın görüm ve çözümünün, dava konusu işlemi tesis eden davalı idarenin bulunduğu yerde yargı yetkisini kullanan Ankara İdare Mahkemelerinin yetkisine girdiği” gerekçesiyle; 2577 sayılı Kanunun 15. maddesinin l/a bendi uyarınca davanın yetki yönünden reddine, dava dosyasının yetkili Ankara İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermiştir.

ANKARA 14. İDARE MAHKEMESİ; 23.05.2017 gün ve E:2017/1101, K:2017/1673 sayı ile “(...) Davacının Adalet Bakanlığının söz konusu yazısının değil kendisine uygulanan birel işlemin iptalini istediği" gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine, davada Kocaeli 1. İdare Mahkemesi ile oluşan yetki uyuşmazlığının çözümü için dosyanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 43/1-b maddesi gereği Danıştay' a gönderilmesine karar vermiştir.

DANIŞTAY 10. DAİRESİ: 21/09/2017 tarih ve E:2017/1577, K:2017/3707 sayı ile “Olayda davacının kaldığı üç kişilik odadan alınarak tek kişilik odaya konulmasından kaynaklanan uyuşmazlığın 4675 sayılı Kanun ve infaz mevzuatı hükümlerince çözümlenmesi gerektiği dikkate alındığında, anılan uyuşmazlığın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiği görülmektedir.

Bu durumda Kocaeli 1. İdare Mahkemesince 2247 sayılı Yasanın 19. Maddesi uyarınca görevli mahkemenin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulması gerekirken davanın yetki yönünden reddedilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır" gerekçesiyle dosyanın Kocaeli 1. İdare Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

KOCAELİ 1. İDARE MAHKEMESİ:17/01/2018 gün, E:2018/35 sayı ile "2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde idari dava türleri, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak tanımlanmış, 14. maddesinin 3/a bendinde dava dilekçelerinin görev ve yetki yönünden inceleneceği, 15. maddesinin l/a bendinde ise adli ve askeri yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden; Kocaeli 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu olarak bulunan davacının 25/11/2016 tarihinde kaldığı odadan alınarak tek kişilik odaya konulmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle Kocaeli İnfaz Hakimliği’ne şikayet yoluna başvurduğu, davacının şikayetinin Kocaeli İnfaz Hakimliği’nin 10/02/2017 tarih ve E:2017/103, K:2017/683 sayılı kararı ile konunun idari yargı mercilerince değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle reddedildiği, davacının bu karara yönelik itirazının da Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 02/03/2017 tarih ve 2017/246 Değişik İş sayılı kararı ile kesin olarak reddedildiği, itirazın reddine ilişkin kararın davacıya 09/03/2017 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine 06/04/2017 tarihinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ ün 40. maddesinde; hükümlülerin kurumlara kabullerinden sonra kalacakları odaları belirlemek idare ve gözlem kurulunun görev ve yetkileri arasında sayılmış, 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu'nun 1. maddesinde; bu Kanun'un, ceza infaz kurumlan ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere yönelik şikâyetleri incelemek, karara bağlamak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere kurulan infaz hâkimliklerine ilişkin hükümleri kapsadığı, aynı Kanun'un "İnfaz Hâkimliklerinin Görevleri" başlıklı 4. maddesinde; hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumlan ve tutukevlerine kabul edilmeleri, yerleştirilmeleri, barındırılmaları, ısıtılmaları ve giydirilmeleri, beslenmeleri, temizliklerinin sağlanması, bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin yaptırılması, dışarıyla ilişkileri, çalıştırılmaları gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemenin ve karara bağlamanın infaz hâkimliklerinin görevleri arasında olduğu kurala bağlanmıştır.

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesinin 1. fıkrasında; adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı merciinin davada görevsizlik karan veren merciin görevli olduğu kanısına varması halinde, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvuracağı ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi'nin karar vermesine değin erteleyeceği; aynı maddenin 2. fıkrasında ise; önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyasını da temin ederek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dosyaları uyuşmazlık mahkemesine göndereceği hükmü yer almaktadır.

Olayda, Kocaeli 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu olarak bulunan davacının kaldığı üç kişilik odadan alınarak tek kişilik odaya konulmasından kaynaklanan uyuşmazlığın 4675 sayılı Kanun ve infaz mevzuatı hükümleri gereğince çözümlenmesi gerekeceği dikkate alındığında, anılan uyuşmazlığın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiği görülmektedir.

Bu durumda, 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu'nun 1. ve 4. maddeleri uyarınca, tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumunda davacının kaldığı üç kişilik odadan alınarak tek kişilik odaya yerleştirilmesine ilişkin işleme karşı şikayet yoluna başvuruda bulunduğu Kocaeli İnfaz Hâkimliği tarafından 10/02/2017 tarih ve E:2017/103, K:2017/683 sayılı kararla davacının şikayetinin görev yönünden reddedildiği de dikkate alınmak ve anılan şikayete ilişkin dava dosyasının mahkemesinden getirtilmek suretiyle 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesine göre görevli yargı merciinin belirlenebilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına” karar vererek dava dosyalarını 31.01.2018 tarih ve 2018/35 sayılı üst yazısı ile Mahkememize göndermiş, 12.02.2018 tarihinde Mahkememizde kayda girmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Suna TÜRE, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 26.02.2018 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Kocaeli 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunan davacının, herhangi bir disiplin cezası almamasına rağmen, kaldığı üç kişilik odadan alınarak hücreye konulma işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanununun “ Amaç ve kapsam ” başlıklı 1. maddesinde; “Bu Kanunun amacı, infaz hâkimliklerinin kuruluş, görev, çalışma esas ve usullerini düzenlemektir.

Bu Kanun, ceza infaz kurumlan ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere yönelik şikâyetleri incelemek, karara bağlamak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere kurulan infaz hâkimliklerine ilişkin hükümleri kapsar.

Askerî ceza infaz kurumlan ve tutukevlerine ilişkin hükümler saklıdır.” hükmüne;

“İnfaz hâkimliklerinin görevleri” başlıklı 4.maddesinde; “İnfaz hâkimliklerinin görevleri şunlardır:

1.Hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumlan ve tutukevlerine kabul edilmeleri, yerleştirilmeleri, barındırılmaları, ısıtılmaları ve giydirilmeleri, beslenmeleri, temizliklerinin sağlanması, bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin yaptırılması, dışarıyla ilişkileri, çalıştırılmaları gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.

2.Hükümlülerin cezalarının infazı, müşahedeye tâbi tutulmaları, açık cezaevlerine ayrılmaları, izin, sevk, nakil ve tahliyeleri; tutukluların sevk ve tahliyeleri gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.

3.Hükümlü ve tutuklular hakkında alman disiplin tedbirleri ve verilen disiplin cezalarının kanun, tüzük veya yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu iddiasıyla yapılan şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.

4.Ceza infaz kurumlan ve tutukevleri izleme kurullarının kendi yetki alanlarına giren ceza infaz kurumlan ve tutukevlerindeki tespitleri ile ilgili olarak düzenleyip intikal ettirdikleri raporlan inceleyerek, varsa şikâyet niteliğindeki konular hakkında karar vermek.

5.Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.

Kanunlarda başka bir yargı merciine bırakılan konulara ilişkin hükümler saklıdır.” hükmüne;

“İnfaz hâkimliğine şikâyet ve usulü” başlıklı 5.maddesinde; “Ceza infaz kurumlan ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin kanun, tüzük ve yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu gerekçesiyle bu işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren onbeş gün, herhalde yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde şikâyet yoluyla infaz hâkimliğine başvurulabilir.

Şikâyet, dilekçe ile doğrudan doğruya infaz hâkimliğine yapılabileceği gibi; Cumhuriyet başsavcılığı veya ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürlüğü aracılığıyla da yapılabilir. İnfaz hâkimliği dışında yapılan başvurular hemen ve en geç üç gün içinde infaz hâkimliğine gönderilir. Sözlü yapılan şikâyet, tutanağa bağlanır ve bir sureti başvurana verilir.

Şikâyet yoluna, kendisi ile ilgili olmak kaydıyla hükümlü veya tutuklu ya da eşi, anası, babası, ayırt etme gücüne sahip çocuğu veya kardeşi, müdafii, kanunî temsilcisi veya ceza infaz kurumu ve tutukevi izleme kurulu başvurabilir.

Şikâyet yoluna başvurulması, yapılan işlem veya faaliyetin yerine getirilmesini durdurmaz. Ancak, infaz hâkimi giderilmesi güç veya imkânsız sonuçların doğması ve işlem veya faaliyetin açıkça hukuka aykırı olması koşullarının birlikte gerçekleşmesi durumunda işlem veya faaliyetin ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.” hükmüne;

“İnfaz hâkimliğince şikâyet üzerine verilen kararlar” başlıklı 6.maddesinde ise; “Şikâyet başvurusu, 5 inci maddede yazılı sürenin geçmesinden sonra veya infaz hâkimliğinin görev ve yetki alanı dışında kalan bir işlem veya faaliyete karşı ya da başvuru hakkı olmayan kimselerce yapılmışsa infaz hâkimi, başvuru dilekçesini esasa girmeden reddeder; şikâyet başvurusu başka bir yargı merciinin görevi içerisinde ise o mercie gönderir.

Şikâyet başvurusu üzerine infaz hâkimi, duruşma yapmaksızın dosya üzerinden bir hafta içinde karar verir; ancak, gerek gördüğünde karar vermeden önce şikâyet konusu işlem veya faaliyet hakkında re’sen araştırma yapabilir ve ilgililerden bilgi ve belge isteyebilir; ayrıca ceza infaz kurumu ve tutukevi ile ilgili Cumhuriyet savcısının da yazılı görüşünü alır. (Ek cümleler: 22/7/2010 - 6008/5 md.) Disiplin cezasına karşı yapılan şikâyet üzerine infaz hâkimi, hükümlü veya tutuklunun savunmasını aldıktan ve talep edilen diğer delilleri toplayıp değerlendirdikten sonra kararını verir. Hükümlü veya tutuklu, savunmasını, hazır bulunmak ve vekâletnamesini ibraz etmek koşuluyla avukatıyla birlikte veya avukatı aracılığıyla yapabilir. İnfaz hâkimi gerekli görmesi durumunda hükümlü veya tutuklunun savunmasını ceza infaz kurumunda da alabilir.

İnfaz hâkimi, inceleme sonunda şikâyeti yerinde görmezse reddine; yerinde görürse, yapılan işlemin iptaline ya da faaliyetin durdurulmasına veya ertelenmesine karar verir.

İnfaz hâkimi, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 4.4.1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre inceleme ve işlemlerini yürütür ve kararını verir.

İnfaz hâkiminin kararlarına karşı şikâyetçi veya ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından, tebliğden itibaren bir hafta içinde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre acele itiraz yoluna gidilebilir.

İtiraz, infaz hâkimliğinin kurulduğu yer ağır ceza mahkemesine, ağır ceza mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması halinde (2) numaralı daireye yapılır. İnfaz hâkimi aynı zamanda bu mahkemenin üyesi olduğu takdirde itirazla ilgili karara katılamaz.” hükmüne yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2.maddesinde, “1. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

a) (İptal: Ana.Mah.nin 21/9/1995 tarih ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı karan ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000 - 4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.

2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.

3. Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya yaptığı işlemler idari yargı denetimi dışındadır.” hükmü yer almıştır.

Konuya ilişkin mevzuat hükümleri ile somut olay birlikte irdelendiğinde; 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanununun ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere yönelik şikâyetleri incelemek, karara bağlamak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere kurulan infaz hâkimliklerine ilişkin hükümleri kapsadığı; Kanunun 4.maddesinde, hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumlan ve tutukevlerine kabul edilmeleri, yerleştirilmeleri, barındırılmaları... gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamanın İnfaz hâkimliklerinin görevleri arasında sayıldığı; ceza infaz kurumları ve tutukevlerindeki hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin kanun, tüzük ve yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu gerekçesiyle şikâyet yoluyla infaz hâkimliğine başvurulabileceğinin hüküm altına alındığı hususları gözetildiğinde; davacının daha önce kaldığı üç kişilik odadan alınarak, (davacının hücre olarak nitelediği) tek kişilik odaya alınmasına yönelik işleme yaptığı itirazın/şikâyetin değerlendirilmesinin, adli yargı yerinin/infaz hâkimliğinin görev ve yetkisi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerleri görevli olduğundan, Kocaeli 1. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Kocaeli İnfaz Hâkimliğinin 10.02.2017 gün ve Dosya No:2017/103, K:2017/683 sayılı kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Kocaeli 1. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Kocaeli İnfaz Hâkimliğinin 10.02.2017 gün ve Dosya No:2017/103, K:2017/683 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 26.02.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Şükrü

BOZER

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Mehmet

AKSU

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Suna

TÜRE

 

 

 

 

Üye

Turgay Tuncay

VARLI