T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS NO     : 2015 / 406

          KARAR NO : 2015 / 416

          KARAR TR  : 1.6.2015

ÖZET: 1- “Yargı yolunun caiz olmadığı” yolunda verilmiş bir karar bulunmadığı;

              2- “Kesinleşmiş” bir görevsizlik kararından sözedilemeyeceği nedeniyle, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİ gerektiği hk.

 

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı             : B.İ.T.D.A.Y.İ.Nak.San.ve Tic.Ltd.Şti.

Vekili              : Av. S.D.

Davalı             : Karasu Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av. A.Y.

 

O L A Y         : Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacı şirketçe, doğalgaz çalışmaları nedeniyle içme suyu, kanalizasyon-yağmursuyu hatları ile altyapı borularına zarar verildiğinden bahisle 3.500,00 TL zarar ziyan bedelinin istenilmesine ilişkin 3.12.2013 gün ve 428 sayılı Karasu Belediye Encümen Kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

SAKARYA 1. İDARE MAHKEMESİ: 31.10.2014 gün ve E:2014/794, K:2014/1053 sayı ile, 2577 sayılı Kanunun 14.maddesinde yer alan sıralamaya göre, bir işlemin idari davaya konu olup olmayacağı hususunun incelenebilmesi için, uyuşmazlığın ve işlemin kamu hukuku uyuşmazlığı niteliğinde olmasının gerektiği, olayda ise ne 1608 sayılı Kanuna göre tesis edilmiş bir cezai işlemin mevcut olduğu; ne  486 sayılı Kanunun 4. maddesi kapsamına giren bir alacağın, ne de 6183 sayılı Kanuna göre tesis edilen bir işlemin mevcut olduğu; alacak takip dosyası açılması ve takibat yapılmasına yönelik bir kararın olduğu, bu kararın kamu hukukundan kaynaklı olduğu ve Uyuşmazlığın İdare Mahkemesinin görevine girmediği gerekçesiyle, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a maddesi uyarınca görev yönünden reddine karar vermiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

            KARASU SULH CEZA HAKİMLİĞİ: 23.12.2014 gün ve D.İş:2014/259 sayı ile, itiraz konusunu oluşturan Encümen Kararında herhangi bir kabahat fiilinden söz edilmediği, tespit edildiği belirtilen zarar-ziyan bedelinin tahsiline ilişkin Encümen Kararının alındığı, ilgili kararın idari yaptırım kararı niteliğinde olmadığı, bu hususun Hukuk Mahkemelerinde alacak davasına konu edilebileceği, bu nedenle itirazın konusunun Sulh Ceza Hakimliğince incelenebilecek kararlardan olmadığı gerekçesiyle, başvurunun 5326 sayılı Kabahatler Kanunun 28/1-b maddesi uyarınca reddine karar vermiş, bu karara davacı vekili itiraz etmiştir.

            SAKARYA 2.SULH CEZA HAKİMLİĞİ: 30.1.2015 gün ve D.İş: 2015/230 sayı ile, Sakarya 1.İdare Mahkemesi kararında, açıkça uyuşmazlığın borçlar hukuku kapsamında haksız fiilden kaynaklı olduğu, özel hukuk ilişkisinden doğan ve adli yargının konusuna giren bir işlem olduğunun belirtildiği, İdare Mahkemesinin kararının açık olduğu; İdare Mahkemesinin, görevli yargı yerinin Sulh Ceza Hakimliği olduğunu ileri sürmediği, aksine uyuşmazlığın özel hukuk uyuşmazlığı kapsamında olduğunu belirttiği, idari yaptırım kararı bulunmadığından Karasu Sulh Ceza Hakimliğinin kararında usül ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin itirazının reddine kesin olarak karar vermiştir.

Davacı vekili, idari yargı ve adli yargı yerlerince verildiğini ileri sürdüğü görevsizlik kararları nedeniyle oluştuğu öne sürülen olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler:  Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 1.6.2015 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

      Anayasa’nın 158. maddesinde, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkili olduğu belirtilmiş; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, “Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir…”; 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir…”; 19. maddesinde, “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler…” denilmiştir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Dava Şartları” başlıklı 114. maddesinde yargı yolunun caiz olması dava şartları arasında sayılmış, yargı yolunun caiz olmaması durumunda dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddedileceği hüküm altına alınmıştır.

Karasu Sulh Ceza Hakimliğince, itiraz konusunun Sulh Ceza Hakimliğince incelenebilecek kararlardan olmayan davanın mahkemelerinin görev ve yetkisinde olmadığı, aksine hukuk mahkemelerinde alacak davasına konu edilebileceği nedeniyle talebin reddine karar verilmiştir.

Görüldüğü üzere Karasu Sulh Ceza Hakimliğinin kararı, idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı niteliğinde olmadığından, adli ve idari yargı yerleri arasında görev uyuşmazlığı oluştuğundan söz etmek mümkün değildir.

Diğer yandan dosyanın incelenmesinden, Sakarya 1.İdare Mahkemesine, Mahkemelerinin 31.10.2014 gün ve E:2014/794, K:2014/1053 sayılı görevsizlik kararının kesinleşip kesinleşmediği sorulmuş, 5.5.2015 tarihli cevabi yazıda; dava dosyasına itiraz edilmesi nedeniyle Sakarya Bölge İdare Mahkemesine gönderildiği ve henüz dosyanın gelmediği, anılan Mahkeme kararının kesinleşmediği bildirilmiştir.

Bu durumda olayda, farklı yargı mercilerince verilmiş olan görevsizlik kararları nedeniyle oluşan olumsuz görev uyuşmazlığından sözedilemeyeceği gibi, İdare Mahkemesince verilen görevsizlik kararının da henüz kesinleşmediği gözetildiğinde 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşemediği açıktır.

Açıklanan nedenlerle 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

 

S O N U Ç    : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 1.6.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

  Başkan

Serdar

 ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT