Hukuk Bölümü         1995/37 E.  ,  1995/39 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı              : M.Ç.

Davalı               : Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü

OLAY: Davacı, babası H. oğlu Ş’nin seferberlik yıllarında askerlik görevini yaparken gaip olduğunu, kendisine yetim aylığı bağlan­ması isteminin T.C. Emekli Sandığınca, gaibin şehit olduğunun tevsik edil­mediği gerekçesiyle redde­dilmesine ilişkin 5.7.1994 gün ve 626-122 sayılı işleminin iptali ile birikmiş parasal haklarının faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle 12.8.1994 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı idare savunmasında görev itirazında bulunmuş, Ankara 3. İdare Mahkemesi; 17.2.1995 gün ve 1994/1160 sayıyla; görev itirazının reddine, mah­kemelerinin görevli olduğuna karar vermiş, davalı idarenin 13.4.1995 tarihli itiraz dilekçesi ile dosyayı 2247 sayılı Yasa’nın 10. mad­desi uyarınca, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcılığına göndermiştir.

Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcılığı; 22.6.1995 gün ve 1994/130 sayılı düşünce yazıları ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarmış; Danıştay Başsavcı­lığının davanın çözümünün genel idari yargının görevine girdiği yolundaki 28.6.1995 gün ve 37-12-G sayılı düşünce yazıları da alına­rak dosyaya konulmuştur.

İnceleme ve Gerekçe: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü Sel­çuk Tüzün’ün Başkanlığında, Şükrü Kaya Erol, Dr. Ekrem Serim, Nursel Aymakoğlu, Zafer Kantarcıoğlu, İrfan Erdinç ve İlhami Uğur Yılmaz’ın ka­tılmaları ile yaptığı 3.7.1995 günlü toplantıda, Raportör-Hâkim Ayten Anıl’ın raporu ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Danıştay Başsavcılarının dü­şünce yazıları ve dosyadaki bel­geler okunduktan; toplantıya, Danıştay Baş­savcısı yerine katılan Savcı M. İlhan Dinç’in idari yargı yerinin görevli ol­duğu yolundaki, Askeri Yüksek İdare Mahke­mesi Başsavcısı yerine katılan Savcı Serdar Özgüldür’ün davada Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin gö­revli olduğu yolundaki yazılı düşünceler doğrultusundaki sözlü açıklamaları da alındıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, seferberlikte gaip olan babadan dolayı yetim aylığı bağlanması istemi­nin reddine ilişkin işlemin iptali ve parasal hakların ödenmesi iste­miyle açılmıştır.

Anayasa’nın 157. maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, askeri kişileri ilgilendi­ren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkla­rın yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu, ancak as­kerlik yükümlüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağı belirtilmiş; 20.7.1972 günlü ve 1602 sayılı Yasa’nın 25.12.1981 günlü ve 2568 sayılı Yasayla değişik 20. maddesinde de aynı hüküm yer almıştır. Askeri Yüksek İdare Mahke­mesi’nin bir davaya baka­bilmesi için dava konusu idari işlemin “asker kişiyi ilgi­lendirmesi” ve “as­keri hizmete ilişkin” bulunması şartlarının birlikte bulunması gerekmektedir. 1602 sayılı Yasa’nın değişik 20. maddesinde Türk Silahlı Kuvvetle­rinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsu­bay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil me­murlar asker kişi sayılmaktadır.

İdari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden, “askeri hizmete ilişkin” olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Eğer idari işlem askeri gereklere askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise bu işlemin askeri nitelikli olduğu kabul edilmelidir. İşlem, askeri olma­yan bir makam tarafından tesis edilmiş olsa bile durum değişmemekte, menfaati ihlal edilen asker kişinin açtığı davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde gö­rülmesi gerekmektedir.

Anlaşmazlık konusu davada davacı, asker kişi olduğu kuşkusuz olan baba­sına tebaan yetim aylığı bağlanmasını istemektedir. Yetim ve şehit ay­lığı istenmesi durumunda davacıların doğrudan asker kişi olma şartının aranması mümkün olma­dığından, asker olan babalarına tebaan yapılan bu tür başvurularda, yukarda açıkla­nan 20. madde de öngörülen: “asker kişiyi ilgilendirme” koşulunun bulunduğunun kabulü gerekir.

Murisin seferberlikte öldüğü ileri sürülmektedir. Ölüm şeklinin aylık bağ­lanmasını gerektiren koşullarda vuku bulup bulmadığının araştırılması, asker kişi­nin, askeri hizmetin değerlendirilmesi amacına yönelik olması, hizmetin askeri olma niteliğini ve dolayısıyla istemin askeri hizmete ilişkin olduğunu göstermekte­dir.

Bu nedenle davanın çözümü idari yargı düzeninde yer alan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin görevine girdiğinden, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Baş­savcılığının 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesi uyarınca yap­tığı başvurunun kabu­lüyle, Ankara 3. İdare Mahkemesinin görevlilik kararı­nın kaldırılması gerekmekte­dir.

SONUÇ: Anlaşmazlığın niteliğine göre davanın çözümü Askeri Yük­sek İdare Mahkemesinin görev alanına girdiğinden Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcılığının başvurusunun kabulüyle, Ankara 3. İdare Mah­kemesi’nin 17.2.1995 gün ve 1994/1160 sayılı görevlilik kararının kaldırıl­masına, üyelerden Nursel Aymakoğlu ve Zafer Kantarcıoğlu’nun karşı oyları ve oyçokluğuyla, 3.7.1995 gününde kesin olarak karar verildi.

AZLIK OYU

Davacının şehit yetim aylığı bağlanması için Emekli Sandığı Genel Müdür­lüğüne yaptığı başvuru, murisi olan babasının şehitliği tevsik edilme­diğinden ba­hisle ret edilmiş bu işlemin iptali için İdare Mahkemesinde açı­lan davada davalı idarenin görev itirazının reddi üzerine Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcılı­ğınca 2247 sayılı Kanunun 10. maddesi uya­rınca olumlu görev uyuşmazlığı çıka­rılmış bulunmaktadır.

Şehitlik, maluliyet ve yetim aylıklarının hangi hallerde ve ne gibi bel­gelerle nasıl bağlanacağı 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununda gösteril­miştir. Söz konusu yasa özel hukuk ilişkilerini değil kamu hukuku ilişkile­rini düzenlediğine göre bu yasanın uygulanması sonucu tesis edilen idari işlemlere karşı açılan davalarında idari yargı yerinde görülmesi gerekir.

1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Yasasının 2658 sayılı Kanunla değişik 20. maddesi, askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile asker kişi­leri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin bulunan işlem ve eylemlerden doğan da­vaların Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görülece­ğini hükme bağlamış ve asker kişilerin tanımını yapmıştır. Böylece idari işlemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması ko­şullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

Davacının şehit yetim aylığı bağlanması istemi Emekli Sandığı Genel Mü­dürlüğünce ret edilmiş ve idari işlem davacı hakkında tesis edilmiştir. Davacının babası asker kişi ise de davacı asker kişi olmadığından dava As­keri Yüksek İdare Mahkemesince incelenemez.

Davanın konusu da askeri hizmete ilişkin de değildir. Askeri hizmete ilişkin işlemler, asker kişinin askeri yeterlik ve yetenekleri, tutum ve davra­nışları, askeri geçmişi, hak ve ödevleri gibi durumlarının, askerlik hizmeti­nin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gelenekler göz önünde tutularak değerlendi­rilmesi sonucu tesis edilen işlemlerdir. Davacı­nın şehit-yetim aylığı bağlanması isteğinin reddine ilişkin işlem ise, bu hu­susların hiçbirisini içermemesi nedeniyle askeri hizmete ilişkin bulunmadı­ğından Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde gö­rülmesi mümkün değildir.

Kaldı ki Danıştay Onuncu Dairesinde, şehit yetim aylığına ilişkin da­valar gö­rülmekte ve bu konuda Askeri Yüksek İdare Mahkemesi görevli olduğundan ba­hisle idare mahkemelerince verilen görevsizlik kararları bo­zulmaktadır. (Danıştay 10. Dairenin E:80-87, K:91-59 sayılı kararı.)

Açıklanan nedenlerle, şehit yetim aylığı bağlanması ve birikmiş ay­lıklarının ödenmesi yolundaki davacı isteğinin reddine ilişkin işleme karşı açılan davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde değil idari yargı yerlerinde incelenmesi gere­keceği oyu ile karara katılmıyoruz.

                                                                                                                                                                      Üye                               Üye

Nursel Aymakoğlu       Zafer Kantarcıoğlu