Hukuk Bölümü         2013/711 E.  ,  2013/817 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : İ.H.B.

Vekili      : Av. Ö.U.

Davalı      :  Ankara İl Özel İdaresi

Vekili      : Av. D.O.İ.                                                

O L A Y  : Davacı vekili özetle; davacının Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, Çayyolu mevkiinde kain 16547 ada, 1 parsel sayılı taşınmazda hissedar olarak malik iken, açmış oldukları kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasında, Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2010/319, K:2011/424 sayılı ilamı ile fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak davanın kabulüne karar verdiğini, anılan taşınmaza, davalı idare tarafından her hangi bir kamulaştırma işlemi yapmaksızın ilköğretim eğitim alanı olarak kullanılmak suretiyle el atılmış olduğunun sübut bulduğunu, tapu iptali ile davalı idare adına kayıt ve tesciline karar verildiğini, açılmış olan ilk davada mahkemenin davacıya yapılacak ödeme miktarının bilirkişi raporuna göre 3.063.535,55 TL olduğunu belirlediğini, ancak dava ıslah edilmediği için fazlaya ilişkin hakları saklı tutup, taleple bağlı kalarak 8.000 TL nin davalıdan tahsiline karar verdiğini, bu durumda kamulaştırmasız el atma nedeniyle davacı adına dava konusu parsel için fazlaya ilişkin saklı tutulmuş hakları olan 3.055.535,55 TL nin tahsiline hükmedilmesi için iş bu ek davanın açılmasının zorunlu olduğunu belirterek, tapusu iptal edilerek davalı idare adına kayıt ve tesciline karar verilen Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, Çayyolu mevkiinde kain 16547 ada, 1 parsel sayılı taşınmaz için ilk davada davacı adına fazlaya ilişkin saklı tutulmuş hakları olan 3.055.535,55 TL kamulaştırmasız el atma nedeniyle saklı tutulan bedelin ilk dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı Ankara İl Özel İdaresi vekili süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunmuştur.

Ankara 3.Asliye Hukuk Mahkemesi; 07.12.2012 gün ve E:2012/279 sayı ile, davalı Ankara İl Özel İdaresi vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı Ankara İl Özel İdaresi vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

Danıştay Başsavcısı; İdarelerin 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 8'inci maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları ile bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemler, "idari işlem, bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri yani, bu konudaki hareketsizliklerin de, idari eylem niteliği taşıdığını belirterek, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesinin gerektiği belirtilerek, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 13.5.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı Ankara İl Özel İdaresi vekilinin anılan Yasanın 10/2. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve dahi 12/1.maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, davalı Ankara İl Özel İdaresi açısından,10.maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı M. BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının paydaş olduğu Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, Çayyolu Mevkii, 16547 ada 1 parsel sayılı taşınmaza imar planında ‘’Temel Eğitim Alanı’’ olarak ayrılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığı öne sürülerek, kamulaştırmasız el atma nedeniyle şimdilik 8.000 TL nin davalı idareden tahsiline ve taşınmazın tapu kaydının davalı idare adına tesciline karar verilmesi istemiyle Ankara 7.Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2010/319 sayısında kayıtlı dosyada açılan davada bilirkişi raporu sonrasında istemle bağlı kalınarak davanın kabulüne ve taşınmazın tapu kaydının davalı adına tesciline karar verildiği öne sürülerek, bilirkişi raporunda belirtilen ve taleple bağlı kalınmak suretiyle hükmedilen 8.000 TL nin haricindeki kamulaştırmasız el atma bedeli olan 3.055.535,55 TL nin ilk davanın açıldığı tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline kara verilmesi istemiyle açılmıştır.

Ankara 7.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19.10.2011 gün, E:2010/319, K:2011/424  sayılı kararında yapılan incelemede, davacının İ.H.B., davalıların Ankara İl Özel İdaresi ve Milli Eğitim Bakanlığı olduğu, dava konusunun Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, Çayyolu, 16547 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın imar planında davalı idareler tarafından ‘’Temel Eğitim Alanı’’ olarak ayrılmak suretiyle taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığından bahisle tazminat talebine ilişkin olduğu, yapılan yargılama sonunda davanın istemle bağlı kalınmak suretiyle kabulüne karar verildiği, iş bu kararın hali hazırda kesinleşmediği anlaşılmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ‘’Kısmi Dava’’ başlıklı 109.maddesinde; ‘’Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.'' hükmü yer almakta olup, bu düzenleme çerçevesinde, talep konusu niteliği itibariyle bölünebiliyor ise kısmi davanın varlığından bahsedilebilecektir.

Alacağın tamamı aynı hukuki ilişkiden doğup, şimdilik sadece bir kesimi dava ediliyorsa kısmi davadan söz etmek gerekecek olup, kısmi dava davacı lehine karara bağlandıktan sonra, alacağın geri kalan kısmı için ek dava açılması söz konusu olacaktır. somut olayda da davacı tarafından Ankara 7.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2010/319 sayılı dosyasında görülmekte olan ilk davada aynı hukuki ilişki ve konudan doğduğu ifade edilen alacağın bir kısmı dava edilmiş, iş bu dava kabul ile neticelendikten sonra ise, Ankara 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2012/279 sayılı dosyasında görülmekte olan ek dava açılmış olmakla, hal böyle iken davacı tarafından ilk etapta açılmış olan Ankara 7.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2010/319 sayılı dosyasında görülmekte davanın 6100 sayılı Yasa kapsamında kısmi dava mahiyetinde olduğu anlaşılmıştır.

Ankara 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2012/279 sayılı dosyasında görülen dava, yukarıda izahı yapıldığı üzere daha önceden fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak suretiyle açılıp karara bağlanan alacak miktarının kalan kısmı bakımından bir ek dava mahiyetindedir. Her ne kadar, bu davaların konuları ve tarafları birbirleri ile aynı olsa da, bahse konu ek dava yeni bir dava olup, bu dava için yeniden dava harcı alınması, yeniden taraf teşkili sağlanarak yargılama yapılması, gerekirse yeniden bilirkişi incelemesi yapılıp delillerin yeniden toplanması gerekmekte, dolayısıyla ek davanın ilk aşamasından itibaren, ilk açılan kısmi davadan bağımsız olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bu değerlendirmeler ışığında, her ne kadar kısmi dava mahiyetindeki Ankara 8.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2011/442 sayılı dava dosyasının yargılaması adli yargı yerinde yapılmış ve burada görülmekte olan davada görev (yargı yolu) itirazı olmaksızın karar verilmiş ise de, hakkında uyuşmazlık çıkartılmış olan ek dava mahiyetindeki Ankara 7.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2012/382 sayılı dava dosyası bu dosyadan bağımsız ve yeni bir dava dosyası olarak değerlendirilmeli ve dolayısıyla görev itirazına ilişkin olarak Danıştay  Başsavcısınca 2247 sayılı Yasa'nın 10.maddesi uyarınca çıkartılan görev uyuşmazlığının esası incelenmelidir.

Bu kabuller ve değerlendirmeler neticesinde, davanın özü itibariyle davacının murisine ait Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, Alacaatlı Mahallesi, 43633 ada, 1 parsel sayılı taşınmazına imar planında ‘’Terminal ve Toplu Taşım Alanı’’ olarak ayrılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle taşınmazın tapu kaydının davalı idareye terkini ile meydana geldiği iddia edilen zararın faizi ile birlikte tahsili istemiyle açıldığı anlaşılmıştır.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinde;  “Planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında aşağıda belirtilen esaslara uyulur.

                a) Bölge planları; sosyo - ekonomik gelişme eğilimlerini, yerleşmelerin gelişme potansiyelini, sektörel hedefleri, faaliyetlerin ve alt yapıların dağılımını belirlemek üzere hazırlanacak bölge planlarını, gerekli gördüğü hallerde Devlet Planlama Teşkilatı yapar veya yaptırır.

                b) İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik dördüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.

                Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik üçüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları onbeş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar.

                Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir.

                Kesinleşen imar planlarının bir kopyası, Bakanlığa gönderilir.

                İmar planları alenidir. Bu aleniyeti sağlamak ilgili idarelerin görevidir. Belediye Başkanlığı ve mülki amirlikler, imar planının tamamını veya bir kısmını kopyalar veya kitapçıklar haline getirip çoğaltarak tespit edilecek ücret karşılığında isteyenlere verir.

                c) (Ek: 3/7/2005 - 5403/25 md.) Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz.” hükmüne yer verilmiştir.   

Olayda, imar planının uygulaması sonucu, uyuşmazlığa konu parselin imar planında Terminal ve Toplu Taşım alanında kaldığı, taşınmaza idarece fiilen el atılmadığı, kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazın bedelinin ödenilmesi gerektiğinin iddia edildiği; davanın konusunun, davalı idarece 3194 sayılı Kanunu uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan imar planlarında yer alan davacının hissedar olduğu taşınmazın bedelinin tazminine ilişkin bulunduğu anlaşılmış olup, belirtilen duruma göre, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın, davanın, taşınmazın bedelinin tahsiline hükmedilmesi istemine ilişkin kısmı bakımından, başvurusunun kabulü ile, davalı Ankara İl Özel İdaresi vekilinin görev itirazının Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ    : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın, davanın, taşınmazın bedelinin tahsiline hükmedilmesi istemine ilişkin kısmı bakımından, BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı Ankara İl Özel İdaresi vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07.12.2012 gün ve E:2012/279 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 13.5.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.