T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/299 KARAR NO : 2024/36 KARAR TR : 05/02/2024 |
ÖZET: Davacıya ait aracın, ceza soruşturması ve kovuşturması kapsamında trafik tescil kaydına şerh konulması ve sonrasında araca fiilen el konulup trafikten men edilmesi nedeniyle, uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın tazmini istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Davacı : A.B
Vekili : Av.İ.S
Davalı : Adli Yargı
Maliye Hazinesi
Vekili : Av. S. A
Davalı : İdari Yargı
Adalet Bakanlığı
Vekili : Av. M.K
I. DAVA KONUSU OLAY
1. Davacı vekili, müvekkilinin ... DF ... plakalı aracın maliki olduğunu, Batman 1. Asliye Ceza Mahkemesinin E.2011/1387 ve K.2015/915 sayılı kararı ile davaya konu ... DF ... plakalı aracın kaydına müsadere kararı gereğince yakalama şerhi konulması gerekirken maddi hata soncunda dosya ile ilgili olmayan müvekkiline ait ... DF ... plakalı aracın kaydına yakalama kararı konulduğunu, bu hatalı mahkeme kararı sonucunda müvekkilinin aracının 16/06/2016 yakalanıp otoparka çekildiğini, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin E.2019/3349, K.2019/35370 sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararının hüküm fıkrasındaki "... DF ..." kısmının karardan çıkarılması şeklinde düzeltilmesine karar verildiğini, bunun üzerine ... DF ... plakalı aracın müvekkiline 21/08/2020 tarihinde hasarlı olarak teslim edildiğini, müvekkilinin aracındaki hasarların 21/08/2020 tarihli uzman görüşlü başlıklı yazıda tespit edildiğini, hizmet kusuru sonucunda müvekkiline ait ... DF ... plakalı aracın 16/06/2016-21/08/2020 tarihleri arasında yakalanarak otoparkta tutulması sonucunda müvekkilinin bu süreçte aracını kullanamaması, mülkiyet hakkının kısıtlanması nedeniyle zararının oluştuğunu, ayrıca 16/06/2016-21/08/2020 tarihleri arasında aracını kullanamamasına rağmen bu dönemler açısından MTV ve sigorta ödemeleri yapmak zorunda kaldığını, tazminat hesabı yapılırken bu hususun dikkate alınması gerektiğini, müvekkilinin ... DF ... plakalı aracının hasarlı olarak teslim edilmiş olması nedeniyle hasar bedelinin de müvekkiline ödenmesi gerektiğini, davalı bakanlığa müvekkilinin aracı ile ilgili olarak 03/03/2021 tarihli dilekçe ile hizmet kusuru nedeniyle tazminat ödenmesine dair başvuru yaptıklarını ancak davalı bakanlığın 19/04/2021 tarihli ...35265 sayılı ret kararı ile taleplerini reddettiğini, tüm bu nedenlerden dolayı iptal ve tam yargı davası açılması zaruretinin hasıl olduğunu ileri sürerek, davalı bakanlığın 19/04/2021 tarihli ...35265 sayılı ret kararının iptaline, hizmet kusuru sonucunda müvekkiline ait ... DF ... plakalı aracın 16/06/2016-21/08/2020 tarihleri arasında yakalanarak otoparkta tutulması sonucunda müvekkilinin bu süreçte aracını kullanamaması, mülkiyet hakkının kısıtlanması ve bu dönemler açısından MTV - zorunlu sigorta ödemek zorunda kalması ve aracın hasarlı olarak kendisine teslim edilmiş olması nedenleriyle hasar bedeli olarak her türlü dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla toplam 200 TL'nin hakkın doğum tarihinden işleyecek faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesi istemiyle Adalet Bakanlığına karşı idari yargı yerinde dava açmıştır.
II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ
A. İdari Yargıda
2. Ankara 18. İdare Mahkemesi 30/03/2022 tarih ve E.2021/840, K.2022/624 sayılı kararı ile, davanın görev yönünden reddine karar vermiş, kararın istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi 17/10/2022 tarih ve E.2022/2890, K.2022/4191 sayılı kararı ile istinaf isteminin reddine kesin olarak karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
"Dava dosyasının incelenmesinden, davacı tarafından, Batman 1.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2011/ 1387 E ve 2015/915 K.sayılı kararı ile davaya konu ... DF ... plakalı aracın kaydına müsadere kararı gereğince yakalama şerh konulması gerekirken maddi hata sonucunda dosya ile ilgili olmayan davacıya ait ... DF ... plakalı aracın kaydına yakalama kararı alınarak 2016 tarihinde otoparka çekilen aracınhata yapıldığınınüst Mahkemece düzeltilerek anlaşılması üzerine 2020 yılında teslim edilmesi üzerine davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle zararının tazmini istemiyle yaptığı başvurunun reddine dair 19.04.2021 tarihli 78517966 -DIS - 2021/1 E. 35264/ 35265 sayılı işlemin iptali ve hizmet kusuru nedeni ile fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak suretiyle şimdilik 100,00 TL'nin hakkın doğum tarihinden işleyecek faizi ile ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava dosyasınınincelenmesinden, davacı tarafından talep edilen tazminatın 1.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2011/ 1387 E ve 2015/915 K.sayılı kararı ile davaya konu ... DF ... plakalı aracın kaydına müsadere kararı gereğince yakalama şerh konulması gerekirken maddi hata sonucunda dosyaya ile ilgili olmayan davacıya ait ... DF ... plakalı aracın kaydına yakalama kararı alınarak 2016 tarihinde otoparka çekilmesinden kaynaklandığı dikkate alındığında yukarıda aktarılan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. Maddesi uyarınca işbu davada adli yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır."
3. Davacı vekili bu kez müvekkiline ait ... DF ... plakalı aracın 16/06/2016-21/08/2020 tarihleri arasında yakalanarak otoparkta tutulması nedeniyle oluşan zararlara karşılık CMK 141 ve devamı maddeleri uyarınca fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla 100.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminatın el koyma tarihi olan 16/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle Maliye Hazinesine karşı adli yargı yerinde dava açmıştır.
B. Adli Yargıda
4. Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi 24/01/2023 tarih ve E.2022/495, K.2023/55 sayılı kararı ile, talebi değerlendirme görevinin idari yargının alanına girdiği gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat talebi yönünden mahkemenin görevsizliğine, idare mahkemesi ile mahkemeleri arasında olumsuz görev uyuşmazlığı olduğundan, olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi ile görevli mahkemenin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiş, karara itiraz edilmemesi üzerine karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
"Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde ; Her ne kadar davacı A.B müsadere hükümlerinin hata neticesinde hakkında uygulanmasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş ise de davacının talebinin idarenin işleyişinden kaynaklandığı, davacının Batman 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/ 1387 E ve 2015/915 Karar sayılı dosyasında taraf sıfatının bulunmadığı, dosyayla alakası olmamasına rağmen davacıya ait aracın plakasındaki bir sayının yanlış yazılması nedeniyle söz konusu araç hakkında sehven müsadere kararı verildiği, Batman 1.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 16.06.2021 tarihli yazısında, dosyadan aracın yakalanması veya müsaderesi için herhangi bir kuruma yazı yazılmadığının belirtildiği hususları hep birlikte değerlendirildiğinde söz konusu talebi değerlendirmegörevinin idari yargının alanına girdiği anlaşılmakla davacı A.B'ın 5271 Sayılı CMK m. 141 uyarınca maddi ve manevi tazminat talebi yönünden mahkememizin karşı görevsizliğine karar vermek gerekmiştir."
III. İLGİLİ HUKUK
5. Anayasa'nın"Yargı yetkisi" başlıklı 9. maddesi şöyledir:
"Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır."
6. Anayasa'nın “Temel hak ve hürriyetlerin korunması” başlıklı 40. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
“Kişinin, Resmî görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.”
7. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun "Taşınmazlara, hak ve alacaklara elkoyma" başlıklı 128. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) Soruşturma veya kovuşturma konusu suçun işlendiğine ve bu suçlardan elde edildiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebebi bulunan hallerde, şüpheli veya sanığa ait;
a) Taşınmazlara,
b) Kara, deniz veya hava ulaşım araçlarına,
c) Banka veya diğer malî kurumlardaki her türlü hesaba,
d) Gerçek veya tüzel kişiler nezdindeki her türlü hak ve alacaklara,
e) Kıymetli evraka,
f) Ortağı bulunduğu şirketteki ortaklık paylarına,
g) Kiralık kasa mevcutlarına,
h) Diğer malvarlığı değerlerine,
Elkonulabilir. Somut olarak belirlenen Bu taşınmaz, hak, alacak ve diğer malvarlığı değerlerinin şüpheli veya sanıktan başka bir kişinin zilyetliğinde bulunması halinde dahi, elkoyma işlemi yapılabilir
...
(4) Kara, deniz ve hava ulaşım araçları hakkında verilen elkoyma kararı, bu araçların kayıtlı bulunduğu sicile şerh verilmek suretiyle icra olunur.
..."
8. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun "Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat” üst başlığı altında düzenlenen “Tazminat istemi” başlıklı 141. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“ (1) Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;
…
j) Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen,
Kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler.
(2) Birinci fıkranın (e) ve (f) bentlerinde belirtilen kararları veren merciler, ilgiliye tazminat hakları bulunduğunu bildirirler ve bu husus verilen karara geçirilir.
(3) (Ek:18/6/2014-6545/70 md.) Birinci fıkrada yazan hâller dışında, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri de dâhil olmak üzere hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir.”
9. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun“Tazminat isteminin koşulları” başlıklı 142. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
“ (1) Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir.
(2) İstem, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanır.
…”
10. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesi şöyledir:
"1. (Değişik: 10/6/1994-4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:
a) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 21/9/1995 tarihli ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000-4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,
b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,
c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.
2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.
3. (Mülga: 2/7/2018 - KHK-703/185 md.)"
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
A. İlk İnceleme
11. Uyuşmazlık Mahkemesinin Rıdvan GÜLEÇ'in Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 05/02/2024 tarihli toplantısında; dosya üzerinde 2247 sayılı Kanun’un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, olay kısmında belirtildiği üzere tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada idari yargı yerince adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş ve kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmakta olup, bunun üzerine kendine gelen davayı inceleyen adli yargı yerinin sahip olduğu seçenekler ile verdiği karar bakımından bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.
12. 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde yer alan, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinin tarafları konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir. Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilir.” hükmüne göre, idare mahkemesinin kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine adli yargı yerince de görevsizlik kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş olacak; hukuk alanında doğmuş bulunan bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilecektir.
13. 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesindeki “Adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.” hükmüne göre ise, adli yargı yeri, davaya bakma görevinin daha önce görevsizlik kararı veren idari yargı yerine ait olduğunu belirten gerekçeli bir karar ile doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma olanağına sahiptir. Şu kadar ki, başvuru kararının, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilmesine değin işin incelenmesinin ertelenmesi hususunu da ihtiva etmesi gerekir.
14. Kanun koyucu, 14. maddeye göre hukuk alanında olumsuz görev uyuşmazlığı doğması halinde her iki yargı merciince işten el çekilmiş olduğundan başvurma iradesini davanın taraflarına bırakmış iken, bu yönteme nazaran daha kısa zamanda çözüme ulaşılmasını amaçladığı 19. madde ile, daha önce görevsizlik kararı veren yargı merciinden sonra davayı inceleyen yargı merciine, işten el çekmeden doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma imkânını tanımıştır.
15. Olayda, adli yargı yerince, görevsizlik kararı verilmekle birlikte, bununla yetinilmemiş ayrıca görevli merciin belirtilmesi için dava dosyasının re’sen Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine de karar verilmiştir.
16. Bu haliyle, her ne kadar 2247 sayılı Kanun'da öngörülen yönteme uymamakta ise de, davanın taraflarınca başvuruda bulunulmadığı hususu da gözetilerek, Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesince re’sen yapılan başvurunun 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi kapsamında olduğunun kabulü ile Uyuşmazlık Mahkemesinin önüne gelmiş bulunan görev uyuşmazlığının çözüme kavuşturulması, gerek dava ekonomisine gerek Uyuşmazlık Mahkemesinin kuruluş amacına uygun olacağından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
B. Esasın İncelenmesi
17. Raportör-Hâkim Süleyman ARIDURU'nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının, görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:
18. Dava, yürütülmekte olan bir kovuşturma esnasında ... DF ... plakalı araç yerine davacıya ait olan ... DF ... plakalı araç hakkında müsadere kararı verilmesi sonucu, araca fiilen el konulup, otoparka çekilmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılmıştır
19. Yukarıda belirtilen Anayasal düzenlemelere göre, “kuvvetler ayrılığı” ilkesi gereğince fonksiyonel bakımdan yargı organı yasama ve yürütmeden ayrı tutulmuş olup, bağımsız bir organ olan yargının yargılama süreci ile ilgili işlemlerinin Anayasa’nın 125. maddesinde öngörülen “idari işlemler” kapsamına girmediği ve bu nedenle yargısal işlemler dolayısıyla idari yargı yoluna başvurulamayacağı açıktır. Bu durum, ülkemiz yargı sisteminin dayandığı “yargı ayrılığı” ve "adli ve idari yargı organlarının birbirlerine karşı bağımsızlığı” ilkelerinin de doğal bir sonucudur.
20. Diğer taraftan, cumhuriyet savcılarıyla onlar adına işlem yapan adli kolluk personelinin yargılamadaki fonksiyonu geniş çerçevede bir kamu hizmeti olarak değerlendirilse de, somut olarak ifa edilen yargı faaliyetinin bir parçası olduğunda ve yargısal işlem mahiyetini taşıdığında kuşku bulunmamaktadır. Yargılama sürecine katkıda bulunan işlemler ya da faaliyetler nedeniyle Devletin sorumlu tutulmasında da bu sorumluluğun denetiminin aynı yargı düzeni içinde yapılması ve yargısal nitelikli bir işlemin idari yargı denetimi dışında tutulması gerektiği açıktır.
21. Dosyaların incelenmesinden somut olayda, Batman Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2010/12341 soruşturma sayılı dosya kapsamında kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele şube müdürlüğü ekiplerince durumundan şüphelenilerek takibe alınan ... DF ... plakalı kamyonun üzerinde Batman 2.Sulh Ceza Mahkemesinin 16/12/2010 tarih ve 2010/638 sayılı kararı gereğince yapılan aramada, gümrük kaçağı sigaraların tespit edilerek yakalama işlemlerinin yapıldığı ve aracın yediemin otoparkına çekici yardımıyla çekilerek tutanak tanzim edildiği fakat tutanakta ve emniyet müdürlüğü ile yapılan yazışmalarda plakanın ... DF ... yazılması gerekirken ... DF ... olarak yazıldığının anlaşıldığı, yapılan soruşturma neticesinde bir kısım sanıklar hakkında 5607 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından cezalandırılmaları ve ... DF ... plakalı aracın müsaderesi istemiyle dava açıldığı, yargılama sonucunda sanıklar hakkında Batman 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/07/2015 tarih, E.2011/1387, K.2015/915 sayılı kararıyla kaçak emvalin naklinde kullanıldığı gerekçesiyle ... DF ... plakalı aracın müsaderesine karar verildiği, kararın yasal süre içerisinde dosyanın sanıkları tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyanın Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderildiği, bu aşamada davacı A.B'ın 18/07/2019 tarihinde olayla ilgisi olmayan ... DF ... plakalı aracının üzerindeki şerhin kaldırılması talepli dilekçe ibraz etmesi üzerine, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 07/10/2019 tarih, E.2019/3349, K.2019/35370 sayılı ilamı ile müsaderesi talep edilen ve dava konusu kaçakçılık eyleminde kullanılan nakil aracının plakası ... DF ... olduğu halde, gerekçeli kararda dava dışı ... DF ... plakalı aracın müsaderesine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu belirtilerek, buna ilişkin kısmın karardan çıkartılarak yerine ... DF ... yazılması, sair kısımların aynen bırakılması suretiyle kararın düzeltilerek onanmasına karar verildiği, bu suretle davacıya ait herhangi bir suça karışmayan ... DF ... plakalı aracın 16/06/2016 - 21/08/2020 tarihleri arasında yakalanarak otoparkta tutulduğu ve Yargıtay kararı sonrasında davacıya teslim edildiği anlaşılmıştır.
22. 2577 sayılı Kanun uyarınca, idari yargı yerinde dava açılabilmesi için, işlem veya eylemin idari bir faaliyet kapsamında gerçekleştirilmesi gerektiği, buna karşılık, mahkeme kararlarınınyargısal bir nitelik taşıdığı ve idari bir işlem veya eylem olarak kabul edilemeyeceği açıktır.
23. Belirtilen duruma göre, ceza soruşturması ve kovuşturması kapsamında yapılan faaliyetin yargı faaliyeti olduğunda ve bu kapsamda gerçekleştirilen işlemlerin yargısal işlem mahiyetini taşıdığında kuşku bulunmamaktadır. Yargılama sürecine katkıda bulunan işlemler ya da faaliyetler nedeniyle Devletin sorumlu tutulmasında da, bu sorumluluğun denetiminin aynı yargı düzeni içinde yapılması ve yargısal nitelikli bir işlemin idari yargı denetimi dışında tutulması gerekmektedir. Bu nedenle, davacı tarafından uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini isteminin dayanağının, 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde düzenlenen "koruma tedbirleri" kapsamında olduğu ve aynı Kanun'un 142. maddesi hükmü uyarınca bu davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
24. Yukarıda belirtilen hususlar gözönünde bulundurularak, Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinin başvurusunun reddi ile mahkemece verilen 24/01/2023 tarih ve E.2022/495, K.2023/55 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,
B. Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinin başvurusunun reddi ile mahkemece verilen 24/01/2023 tarih ve E.2022/495, K.2023/55 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,
05/02/2024 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye
Rıdvan Nilgün Doğan Eyüp
GÜLEÇ TAŞ AĞIRMAN SARICALAR
Üye Üye Üye
Ahmet Mahmut Bilal
ARSLAN BALLI ÇALIŞKAN