Hukuk Bölümü         2008/354 E.  ,  2008/343 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : S.Y.

Vekili              : Av. M.G.

Davalı            : Adana Valiliği           

                      O  L  A  Y       : Adana Valiliği İl Tarım Müdürlüğü’nün 7.12.2006 gün ve 004-0255 sayılı işlemi ile, 5179 sayılı Gıdaların Üretimi Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun’un 29. maddesinin (d) bendine göre davacı adına para cezası verilmiştir.

                        Davacı vekili, para cezasına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

ADANA 2. SULH CEZA MAHKEMESİ;  15.1.2008 gün ve E:2007/6 Müt. sayı ile, başvuran dilekçesinde özetle, 5179 sayılı Yasa’nın 4. maddesine aykırı üretim yapıldığından bahisle aynı Yasanın 29. maddesinin (d) bendi gereğince Valilik Makamı’nın 12.12.2006 tarihli oluru ile verilen 6.104.-YTL tutarındaki idari para cezasının iptaline karar verilmesini talep ettiği, başvuran hakkında 5179 sayılı Kanun’un 29. maddesi gereğince idari para cezası verildiği, bu Kanunun 30. maddesinde, Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilen idari para cezalarına karşı 7 gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edebileceğine ilişkin hüküm bulunduğu, 5560 sayılı Kanun ile değişik 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3/1 maddesi gereğince Kabahatler Kanunu’nun idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin ancak diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanabileceği, idari yaptırım kararının dayanağını oluşturan 5179 sayılı Kanun’un 30. maddesinde itirazın yetkili idare mahkemesine yapılması gerektiği hükmü bulunduğundan, sonuç itibariyle, Mahkemelerinin söz konusu idari cezaya karşı başvuruyu incelemekle görevli olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.

Davacı vekili, bu kez, söz konusu idari para cezasının kaldırılması istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ADANA 1. İDARE MAHKEMESİ; 3.3.2008 gün ve E:2008/330, K:2008/252 sayı ile, davada, davacı şirkete 5179 sayılı Gıdaların Üretimi Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Yasa uyarınca 6.104.-YTL idari para cezası verilmesine ilişkin 20.12.2006 günlü tebliğ işlemiyle bildirilen 12.12.2006 gün ve 004-0255 sayılı işlemin iptalinin istenildiği, 5326 sayılı Kabahatler Yasası’nın muhtelif maddelerinden söz ederek, 8.2.2008 gün ve 26781 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasa ile temel ceza yasalarına uyum amacıyla çeşitli yasalarda değişiklikler yapıldığı, buna göre özel yasalarda daha önce dava yolu idari yargı olarak gösterilen kimi düzenlemelerin çıkarılmış bulunduğu, incelenen uyuşmazlıkta, idari para cezasına ilişkin görevli mahkemeyi belirleyen yasa kuralı değiştirilmiş ve yeni düzenleme 8.2.2008 günü itibariyle yürürlüğe girmiş olduğuna göre, görev kuralının geçmişe etkili olacağı yolundaki genel hukuk ilkesi karşısında, 4857 sayılı Yasa uyarınca verilen idari para cezasına karşı yapılan itirazın görüm ve çözümünde gerek 5728 sayılı Yasa gerekse Kabahatler Yasası’nın değişik 3. maddesi hükmü karşısında adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar kesinleşmiştir.       

            İNCELEME VE GEREKÇE:

            Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Nüket YOKLAMACIOĞLU, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 17.11.2008 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 14. maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

Davacı vekilinin istemi üzerine İdare Mahkemesince Mahkememize gönderilen dava dosyası örneğinin incelenmesinden Sulh Ceza Mahkemesi kararının kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamadığından, Başkanlığımızca, 16.10.2008 gün ve E:2008/354 sayılı yazı ile, Adana 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nden 15.1.2008 gün ve E:2007/6 Müt. sayılı görevsizlik kararının kesinleşme durumunu gösteren onaylı bir örneğinin gönderilmesinin istenilmesi üzerine, adı geçen Mahkemece gönderilen 7.11.2008 gün ve 2007/6 MÜT sayılı yazıda, Mahkemelerine ait 2007/6 müt sayılı dosyanın 15.1.2008 tarihinde görevsizlik kararı verilerek temyize sevk için 21.3.2008 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği bildirilmiştir.

Bu durumda, görev uyuşmazlığına konu edilen Adana 2. Sulh Ceza Mahkemesi kararı kesinleşmediğinden, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir. 

SONUÇ : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 17.11.2008 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.