T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/582

KARAR NO  : 2022/639      

KARAR TR  : 28/11/2022

ÖZET: Demiryolu geçidinde, davacılardan bir kısmının çocuğu ve bir kısmının kardeşi olan kişiye tren çarpması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Davacılar    : M. N. N vd.

Vekili           : Av. D. K

Davalı          : Devlet Demir Yolları Genel Müdürlüğü

   

 

 

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacılar vekili; müvekkillerinden bir kısmının çocuğu ve bir kısmının kardeşi olan D. N'ün 12/11/2020 tarihinde Ergani yakınlarında tren çarpması sonucu vefat ettiğini, olayda idarenin hizmet kusuru bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla anne ve babasının her biri için 1.000 TL olmak üzere toplam 2.000 TL maddi, duydukları elem ve üzüntü nedeniyle her biri için 80.000 TL manevi, kardeşlerin her biri için 30.000 TL olmak üzere toplam 310.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. İdari Yargıda

 

2. Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi 22/12/2021 tarihli ve E.2021/2954, K.2021/2239 sayılı kararı ile, davalı idarenin hizmet kusuru nedeniyle, uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini talebiyle açılan davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"...2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; olayda, Ergani Cumhuriyet Başsavcılığıncabaşlatılan soruşturma kapsamında düzenlenen olay yeri inceleme raporu, olay yeri krokisi ve adli tıp raporu incelendiğinde müteveffa D. N'e ait eşyalar ve cesedin hemzemin geçidin az ilerisinde bulunduğu, D. N'ün hemzemin geçitten geçeceği sırada tren çarpması sonucu vefat ettiği anlaşıldığından, davalı idarenin hizmet kusuru nedeniyle uğradıkları maddi ve manevi zararların tazmini istemiyle açılan iş bu davanın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır."

 

3. Davacı vekili aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

B. Adli Yargıda

 

4. Ergani 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/01/2022 tarihli ve E.2022/24, K.2022/89 sayılı kararı ile, davaya bakma görevinin idare mahkemesine ait olması sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"...Dosya kapsamında bulunan, dava dilekçesi, Olay yeri Genel Krokisi, Ergani Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/402 numaralı iddianamesi ve Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi'nin 09/07/2021 tarihli ve 53306942-101.02-2021/60425/8308 sayılı rapor içeriğine göre, davaya konu kazanın hemzemin geçitte meydana gelmediği, hemzemin geçide yakın mesafede gerçekleştiği, bu kapsamda 2918 sayılı Yasa'nın 6099 Sayılı Yasa'nın 14. Maddesi ile değişik 110. Maddesindeki"Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır." düzenlemesinin uygulama olanağının bulunmadığı, anlaşılmıştır.

Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasında yer alan, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kuralı ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendindeki, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davalarına idari yargı yerlerinde bakılacağı yolundaki düzenleme uyarınca, davaya bakma yetki ve görevinin İdari Yargı'da olduğu"

 

5. Kararın kesinleşmesini ve davacı talebini müteakip görevsizlik kararlarına konu dava dosyaları, mahkemenin üst yazısı ile, görevli yargı yerinin belirlenmesi talebiyle Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

A. Mevzuat

 

6. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 1. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanunun amacı, karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemektir."

 

7. 2918 sayılı Kanun’un“Kapsam” başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsar.

Bu Kanun, karayollarında uygulanır. Ancak aksine bir hüküm yoksa;

a) Karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile,

b) Erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da,

Bu Kanun hükümleri uygulanır."

 

8. 2918 sayılı Kanun'un “Karayolu trafik güvenliği” başlıklı 13. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 

"Karayolunun yapımı, bakımı, işletilmesi ile görevli ve sorumlu bütün kuruluşlar, karayolu yapısını, trafik güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmakla yükümlüdür"

 

9. 2918 sayılıKanun'un 19/01/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun'un 14. maddesiyle değişik 110. maddesi şöyledir:

 

“İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”

 

10. 2918 sayılıKanun'un Geçici 21. maddesi şöyledir:

 

“Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz”

 

B. Yargı Kararları

 

11. Anayasa Mahkemesinin 27/03/2014 tarihli ve 28954 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:

 

“… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

12. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ınkatılımlarıyla yapılan 28/11/2022 tarihli toplantısında;2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, idari ve adli yargı yerleri arasında anılan Kanun’un 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyasının ekinde idari yargı dosyası suretinin 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

13. Raportör-Hakim Arzu ÇETİNDERE ŞAŞI'nın davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

14. Dava, kontrolsüz demiryolu geçidinde, davacılardan bir kısmının çocuğu ve bir kısmının kardeşi olan kişiye tren çarpması sonucu vefat etmesi nedeniyle, uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

 

15. Dava dosyasının incelenmesinden, 12/11/2020 tarihinde Elazığ-Diyarbakır seferini yapmakta iken trenin Ergani'ye 600 m uzaklıkta iken demiryolu üzerinde bulunan D. N'e çarptığı ve adıgeçenin vefat ettiği, olay yeri genel krokisi, Ergani Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/402 numaralı iddianamesi ve Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 09/07/2021 tarihli ve 8308 sayılı rapor içeriğinde, davaya konu kazanın, hemzemin geçide yakın mesafede gerçekleştiğinin belirtildiği, bu durumda dava konusu olayın, resmi olarak tanımlanmış bir hemzemin geçitte meydana gelmediği, demiryolu üzerinde gerçekleştiği anlaşıldığından olayda, 2918 sayılı Kanun'un uygulanmasını gerektiren bir uyuşmazlığın varlığından da söz edilmesi mümkün değildir.

 

16.Davalı TCDD Genel Müdürlüğünün, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, tüzel kişiliğe sahip bir kamu kurumu, çalışanları da kamu personeli olduğu hususu tartışmasızdır. Yine233 sayılı KHK ve Ana Statü ile özerk bir tarzda ve ekonomik gereklere uygun olarak kârlılık ve verimlilik ilkeleri doğrultusunda yönetilmesi, işletmenin iktisadi faaliyetleri bakımından özel hukuk hükümlerine tabi kılınmış olması, onun kamu hizmeti yürütmesine ve kamu kurumu niteliğine haiz olmasına engel teşkil etmemektedir.

 

17. İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi, bakım ve onarımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların, Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasında yer alan, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kuralı ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendindeki, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davalarına idari yargı yerlerinde bakılacağı yolundaki düzenleme uyarınca, idari yargının görevinde bulunduğu açıktır.

 

18. Bu bakımdan, dosyadaki uyuşmazlığın çözümünün, davalının görevinde olan ve kamu hizmetini yürütmek amacıyla kurmuş olduğu demiryolu hattı boyunca aldığı önlemlerde kusurunun olup olmadığı ya da davalı idarenin sorumluluğunu gerektirecek başka bir nedenin bulunup bulunmadığının belirlenmesine bağlı olduğu, bu belirlemenin ise, yukarıda açıklanan mevzuat uyarınca idari yargı yerlerince yapılabilecek nitelikte olduğu anlaşıldığından, meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan iş bu davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

19. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Diyarbakır 2. İdare Mahkemesinin 22/12/2021 tarihli ve E.2021/2954, K.2021/2239 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Diyarbakır 2. İdare Mahkemesinin 22/12/2021 tarihli ve E.2021/2954, K.2021/2239 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

28/11/2022 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

 

            Başkan                        Üye                              Üye                              Üye

          Muammer                   Nilgün                          Doğan                           Eyüp

            TOPAL                       TAŞ                         AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                                Üye

                                               Ahmet                            Mahmut                          Bilal

                                              ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN