Hukuk Bölümü 2003/18 E., 2003/32 K.

  • HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİNE AYKIRILIK
  • ÖDEME EMRİNİN DAYANAKTAN YOKSUN KALMASI
  • S.S.K.'NUN GERİYE DÖNÜK OLARAK SİGORTA PRİM FARKI TAHAKKUK VE TAHSİLATINI ÖNGÖREN DÜZENLEMESİ
  • SİGORTA PRİM FARKI
  • 506 S. SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) [ Madde 73 ]
  • 506 S. SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) [ Madde 78 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : 1- S.S.K. Beyoğlu Sigorta Müdürlüğünce, 19.9.1997 gün ve 26188 sayılı yazı ile, 16/147 Ek sayılı Genelge ile öngörülen uygulamaya geçildiğinden bahisle, Libya'da çalıştırılan işçilerle ilgili verilecek prim belgelerinin 506 sayılı Kanun'un 78. maddesine göre belirlenen prime esas kazancın üst sınırı dikkate alınmak suretiyle aynı Kanun'un 73. maddesinde belirtilen ( hastalık sigortası dışında ) oranlar üzerinden düzenlenmesi gerektiği, ayrıca önceki devreye ilişkin aynı oranlar üzerinden ek tahakkuk işlemi yapılacağı hususu, ilgili işverenlere duyurulmuştur.

    ENKA İnş. ve San.A.Ş. vekilince, S.S.K. Beyoğlu Sigorta Müdürlüğünün 19.9.1997 gün ve 26188 sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan 21.8.1997 tarih ve VIII/3457 sayılı Yönetim Kurulu kararının ve bu karara dayanılarak çıkarılan 3.9.1997 tarih ve 16/147 Ek sayılı Genelgenin iptalleri istemiyle, 21.11.1997 gününde idari yargı yerinde dava açılmıştır.

    DANIŞTAY ONUNCU DAİRESİ, 2.3.1999 gün ve E: 1997/6883, K: 1999/685 sayı ile, 16/61 Ek sayılı Genelge hakkında açılan davada, Daire'ce DAVANIN REDDİ yolunda verilen 2.5.1995 günlü kararın İdari Dava Daireleri Genel Kurulu'nun 17.10.1997 gün ve E: 1995/828, K: 1997/527 sayılı kararıyla, sözkonusu sigorta primlerine Türkiye'de geçerli prim oranın uygulanmasına ilişkin düzenlemenin iptali gerektiren haklı bir neden bulunmadığından anılan Daire kararının bu kısmının ONANDIĞI, ancak 16/56 Ek sayılı Genelgenin yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca %5,1 ve %8,5 oranı üzerinden yürürlük süresince yapılmış prim tahakkuk ve tahsilatların %24,5 oranına göre tamamlatılmasının geçmişe yönelik bir uygulama getirdiği ve hukuki güvenlik ilkesini zedelediği gerekçesiyle KISMEN BOZULMASI üzerine Daire'ce, 2.3.1999 gün ve E: 1998/1399, K: 1999/684 sayı ile, 16/61 Ek sayılı Genelgenin dayanağı Yönetim Kurulu Kararının, önceki devrelere ilişkin tahakkuk ve tahsilatların %24,5 oranına tamamlatılmasına ilişkin kısmının İPTALİNE karar verildiği; sözü edilen yargı kararları ve Türkiye Cumhuriyeti ile Libya Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi arasındaki Sosyal Güvenlik Sözleşmesi ve bu sözleşmenin uygulanmasına dair İdari Anlaşma hükümlerine göre, Libya'da iş yapan Türk işverenlerin yanında çalışan Türk vatandaşı işçilerine aylık gelir bağlanmasını gerektiren uzun vadeli sigorta kollarına ilişkin sigorta primlerine Türkiye'de uygulanan prim oranının uygulanmasına ilişkin düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı; buna karşın, düzenlemenin 16/56 Ek sayılı Genelge hükümleri uyarınca %5,1 veya %8.5 prim oranı üzerinden yürürlük süresince yapılmış tahakkuk ve tahsilatların ek tahakkuk ve tahsilat yapılmak üzere %24,5 oranına tamamlanacağına ilişkin kısmının, aktarılan yargı kararları da dikkate alınarak ayrıca incelenmesinin gerekeceği; yukarıda da aktarıldığı gibi, yargı kararlarıyla 16/61 Ek sayılı Genelge ile prim oranının %24,5 olarak belirlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığına karar verilirken, Genelgenin yürürlüğünden önceki devreler için ek tahakkuk ve tahsilatla primlerin %24,5 oranına tamamlatılmasının hukuka aykırı olduğunun belirlendiği; durum böyle olunca da, 16/61 Ek sayılı Genelgenin yürürlüğünden önceki devreler için 24,5 oranında prim tahsiline olanak bulunmadığı; ancak, öngörüldüğü oran hukuka uygun bulunan bu Genelgenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra bu Genelgede belirlenen oran üzerinden prim tahsil edilmesi gerektiği; diğer taraftan, 16/61 Ek sayılı Genelgeden sonra yürürlüğe konulup yargı kararları ve düşülen açık hata dikkate alınarak tekrar yürürlükten kaldırılan ve Libya'daki oranların uygulanmasını öngören 10.6.1994 tarih ve 16/84 Ek sayılı Genelgenin ilgililere bir hak sağladığının kabulüne de olanak bulunmadığı; bu itibarla, 16/61 Ek sayılı Genelge hakkındaki yargı kararları dikkate alınarak, bu Genelgenin yürürlük tarihinden itibaren belirlenen %24,5 oranında prim tahsil edilmesinin öngörülmesi gerekirken, 16/61 Ek sayılı Genelgenin yürürlüğünden önceki devreyi de kapsar şekilde 1.9.1985 tarihinden itibaren %24,5 oranında prim tahakkuk ve tahsili cihetine gidilmesinde hukuki isabet görülmediği; açıklanan nedenlerle, davanın S.S.K. Yönetim Kurulunun 21.8.1997 gün ve VIII/3457 sayılı kararı ile bu karara göre çıkarılan 3.9.1997 tarih ve 16/147 Ek sayılı Genelgenin, 1.9.1985 tarihinden 16/61 Ek sayılı Genelgenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar olan dönem için de %24,5 oranında prim tahsilini öngören kısmının İPTALİNE, belirtilen düzenleyici işlemlerin diğer kısımlarına yönelik davanın ESAS YÖNÜNDEN; S.S.K. Beyoğlu Sigorta Müdürlüğünün işlemi, 506 sayılı Yasa'nın 73. ve 78. maddelerine göre hesaplanacak oranlar üzerinden prim ödenmesinin istenilmesi ve ayrıca önceki devreye ait olarak da aynı oranlar üzerinden ek tahakkuk yapılacağı yolunda olup, bu haliyle 506 sayılı Yasa'nın uygulanmasına ilişkin bulunduğundan adli yargı yerinde dava konusu edilebileceği gerekçesiyle bu işleme yönelik, davanın ise GÖREV YÖNÜNDEN REDDİNE karar vermiş; bu kararın, kısmen redde ilişkin kısmı davacı Şirket vekilince, kısmen iptale ilişkin

    DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU'nca, 4.11.1999 gün ve E: 1999/388, K: 1999/1015 sayı ile, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Libya Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi arasındaki Sosyal Güvenlik Sözleşmesi ve bu sözleşmenin uygulanmasına dair İdari Anlaşma hükümlerine göre, Libya'da iş yapan Türk işverenlerin yanında çalışan Türk vatandaşı işçilerine aylık gelir bağlanmasını gerektiren uzun vadeli sigorta kollarına ilişkin sigorta primlerine Türkiye'de geçerli prim oranının uygulanmasına ilişkin düzenlemenin iptalini gerektiren haklı bir neden bulunmadığı ve diğer yandan uygulama işlemine yönelik davanın, uyuşmazlıkta adli yargının görevli olduğundan bahisle reddedilmesinde hukuki isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle, davacının bu kısma yönelik temyiz isteminin reddi ile anılan kararın kısmen redde ilişkin kısmının ONANMASINA; dava konusu S.S.K. Yönetim Kurulunun 21.8.1997 gün ve VIII/3457 sayılı kararı ve bu karara dayanılarak çıkarılan 3.9.1997 tarih ve 16/147 Ek sayılı Genelgenin yürürlüğe girdiği tarihten öncesine ilişkin olarak %24,5 oranında prim tahakkuk ve tahsilini öngören düzenlemesinde geçmişe yönelik bir uygulama getirilmiş olup, hukuki güvenlik ilkesi zedelendiğinden hukuka aykırı düştüğü gerekçesiyle, davacının temyiz isteminin kısmen kabulü ile 16/61 Ek sayılı Genelgeyle dava konusu Genelge arasındaki dönem için fark tahakkuk yapılmasına yönelik davanın reddine ilişkin kısmının BOZULMASINA; davalı idarenin temyiz isteminin kısmen reddi ile kararın 16/61 Ek sayılı Genelgeden önceki dönem için fark tahakkuk yapılmasının iptaline ilişkin kısmının ONANMASINA; davalı idarenin temyiz isteminin kısmen kabulüyle kararın S.S.K.'nın harçla yükümlü tutulmasına dair yargılama giderlerine ilişkin kısmının BOZULMASINA karar verilmiş; davalı idarenin karar düzeltme isteği aynı KURUL'un 2.6.2000 gün ve E: 2000/187, K: 2000/822 sayılı kararıyla REDDEDİLMİŞTİR.

    DANIŞTAY ONUNCU DAİRESİ; 29.3.2001 gün ve E: 2000/4911, K: 2001/1234 sayı ile, 2577 sayılı İ.Y.U.K.'nun 49/4. maddesi uyarınca İDDGK.'nun kararına uyulmasının zorunlu olduğundan bahisle, 16/61 Ek sayılı Genelge ile dava konusu düzenlemelerin yürürlüğe girdiği tarih arasındaki süre içinde fark tahakkuk ve tahsilat yapılarak geçmişe yönelik bir uygulama getirilmiş olması nedeniyle hukuki güvenlik ilkesi zedelenmekte olduğundan, dava konusu düzenlemenin bu kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle Daire'nin 22.3.2001 gün ve E: 2000/4901, K: 2001/1039 sayılı kararıyla İPTAL edildiğinden ayrıca bir karar verilmesine gerek bulunmadığı ( öte yandan, 4972 sayılı Yasa'nın değişik 24/c. maddesine göre S.S.K.'nın, taraf olduğu davalarda harç ödemekle yükümlü tutulamayacağı ) gerekçesiyle, konusu kalmayan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA karar vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    2- ENKA İnş. ve San.A.Ş. vekilince, Kurumun 19.9.1997 gün ve 26188 sayılı yazısına konu olan şekilde, Libya'da çalıştırılan daimi Türk işçilerinin sigorta prim oranlarının 1.9.1985 tarihinden geçerli olmak üzere %24,5 oranına arttırılması ve bu suretle geçmişe yönelik olarak ek tahakkuk ve tahsilat uygulamasının Anayasa'nın 73. maddesinde öngörülen mali yükümlülüklerin ancak kanunla getirilebileceği ilkesine aykırı olduğu ileri sürülerek, bu uygulama nedeniyle yaratılan haksız muarazanın men'ine, ek tahakkuk ve ödeme emirleri dahil olmak üzere tüm tahsilat işlemlerinin iptaline ve prim oranlarının %24,5 oranına arttırılması sebebiyle müvekkil Şirketin Kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemiyle, 22.1.1998 gününde adli yargı yerinde dava açılmıştır.

    ANKARA 7. İŞ MAHKEMESİ; 1.3.2000 gün ve E: 1998/533, K: 2000/56 sayı ile, davacı Şirketin, Libya'da istihdam ettiği işçilerle ilgili olarak %24,5 prim oranı uygulanmasından önceki oranlara göre prim borcunu süresinde ödemediğinden dolayı 31.5.1996 tarihi itibariyle Kuruma 39,714,395,310.- TL. gecikme zammından dolayı borcu olup, bu borcunu 4247 sayılı Yasa uyarınca ödemeyi taahhüt ettiği; ancak, davalı Kurum tarafından, 19.9.1997 gün ve 26188 sayılı yazı ile, %24,5 prim oranı uygulamasına geçildiği bildirildikten sonra, 26.11.1997 gün ve 32671 sayılı ödeme emri ile 1.9.1985-31.12.1988 arası döneme ilişkin %24,5 prim farkından 5,252,121,399.- TL. ile 31.12.1997 tarihine kadar gecikme zammından 57,024,624,375.- TL. olmak üzere toplam 62,276,745,774.- liranın davacı Şirketten istenildiği ve Şirketçe yapılan itirazın reddedildiği; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, Libya'daki işyerlerinde Türk vatandaşı işçi çalıştıran Türk işverenlerin, uzun vadeli sigorta kolları yönünden S.S.K.'ya olan yükümlülüklerini hangi ülkenin mevzuatına göre yerine getirecekleri ve prim oranlarının ne olacağı ile fark primler nedeniyle gecikme zammı uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin bulunduğu; Anayasa'nın 90. maddesinin son fıkrası uyarınca yürürlüğe konulan milletlerarası anlaşmalar yasa hükmünde olup, 9.1.1985 tarih ve 3148 sayılı Kanunla onaylanıp 11.3.1985 tarih ve 18691 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Libya Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi arasında imzalanmış bulunan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin 3. ve bu sözleşmenin uygulanmasına dair İdari Anlaşmanın 2. maddeleri uyarınca, Libya'da iş üstlenen Türk kuruluş veya şirketlerinde çalışan daimi Türk işçilerinin, hastalık sigortasına ilişkin primlerinin Libya mevzuatına tabi olmasının ve Sözleşmenin 4. ile Anlaşmanın 3. maddelerine göre de, uzun vadeli sigorta kollarıyla ilgili işçi ve işveren payları dahil sigorta prim oranlarının Türk mevzuatına göre ödenmesinin zorunlu bulunduğu; buna göre, uzun vadeli sigorta kollarına ait primlerin Türk mevzuatına, yani 506 sayılı Yasa'nın 73. maddesi uyarınca %24,5 oranına göre yerine getirilmesinin gerektiği; sorunun %24,5 oranına göre prim farkından dolayı Kurumca gecikme zammı tahakkuk ettirilmesinde isabet olup olmadığı noktasında toplandığı; Sosyal Güvenlik Sözleşmesi uyarınca, 1985 yılından geçerli olmak üzere uzun vadeli sigorta kollarına ilişkin primin 506 sayılı Yasa uyarınca %24,5 oranına göre Kuruma ödenmesi gerekirken, S.S.K. Genel Müdürlüğünce hiçbir geçerliliği olmayan genelgelerle bu prim oranı 1.6.1991 öncesi %5,1 ve 1.6.1991 sonrası %8,5 olarak uygulandığı ve yargı kararları sonucu hatanın kabul edilerek bu oranın 3.9.1997 tarihli genelge ile tekrar ve geçmişe dönük şekilde %24,5 olarak değiştirildiği; Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin 28.6.1999 gün ve 2742/5218 sayılı içtihadında, %24,5 oranına göre ve geçmişi kapsayacak şekilde uygulamanın doğru olduğunun, ancak 1985 yılından geçerli olmak üzere %24,5 prim oranına göre gecikme zammı alınmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğunun, zira gecikme zammının uygulanmasında tarafların eylem ve iradelerinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğinin, davalı Kurumun prim oranları konusunda başlangıçtan beri tereddüt gösterip değişik oranlar uygulamak suretiyle işvereni yanıltmasının ve en son 4247 sayılı Af Yasasının uygulanması sırasında da işvereni yanıltıcı tutumunu sürdürmesinin ve bu duruma göre Kurumun işvereni yanıltan eylem ve işlemlerini gözardı ederek geçmişi kapsayacak şekilde gecikme zammı uygulamasının Medeni Kanun'un 2. maddesindeki iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığının belirtildiği; bu durumda, %24,5 oranına göre tahakkuk ettirilen prim farkından dolayı davacı Şirketin Kuruma 5,252,121,399.- TL. borcu olduğu ve bu borcun iptalini gerektirecek haklı bir neden bulunmadığı gerekçesiyle davacının prim farklarına ilişkin talebinin REDDİNE; farklı prim oranları belirleyip çıkardığı genelgelerle Şirketin %24,5 oranı altında prim ödenmesine sebebiyet veren Kurumun, kendi ihmal ve kusurunu işverene tahmili iyiniyet kurallarıyla bağdaşmadığından %24,5 oranına göre prim farkı ile ilgili 57,024,624,375.- TL. gecikme zammının İPTALİNE karar vermiş; bu karar, taraflarca temyiz edilmesi üzerine YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ'nin 11.7.2000 gün ve E: 2000/3629, K: 2000/5521 sayılı kararıyla ONANMAK suretiyle kesinleşmiştir.

    UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNDEN İSTEK:

    Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı vekilince, Mahkeme'nin kaydına 7.2.2002 gününde giren dilekçe ile, ENKA İnşaat ve Sanayi A.Ş. tarafından Kurum aleyhine Ankara 7. İş Mahkemesi'nde açılan dava sonunda verilerek derecattan geçerek kesinleşen E: 1998/533, K: 2000/56 sayılı karar ile, Türk - Libya Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin yürürlüğe girdiği 1985 yılından itibaren uzun vadeli sigorta kollarına 506 sayılı Yasa'da öngörülen %24,5 prim oranının uygulanması gerekirken, Libya prim oranı esas alınarak %5,1, %8,5 ve %10,5 bulunarak Kurumun geçmişe dönük olarak eksik tahsil edilen primleri %24,5 oranına tamamlamak suretiyle fark prim asıllarını tahsil edebileceği, ancak gecikme zammı tahakkuk edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu yolunda hüküm tesis edildiği; buna karşılık, yine aynı Şirketçe aynı konuya ilişkin düzenlemelerin iptali istemiyle açılan dava sonunda, Danıştay Onuncu Dairesi'nce 29.3.2001 gün ve E: 2000/4911, K: 2001/1234 sayı ile, Kurumun geçmişe dönük hem fark prim asıllarını hem de gecikme zammını talep edemeyeceği yolunda karar verildiği; bu durumda, geçmişe dönük olarak tahakkuk ettirilen fark prim asıllarının gecikme zammıyla birlikte işveren Şirketten talep edilip edilemeyeceği noktasında sözkonusu kararlar arasında çelişki bulunduğundan bahisle, 2247 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde öngörüldüğü şekilde adli ve idari yargı kararları arasında hüküm uyuşmazlığı doğduğu öne sürülerek giderilmesi istemiyle başvuruda bulunulmuştur.

    Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa'nın 24. ve 16. maddelerine göre ilgili Başsavcıların yazılı düşünceleri istenilmiştir.

    DANIŞTAY BAŞSAVCISI:

    2247 sayılı Yasanın 24. maddesine göre, hüküm uyuşmazlığının varlığı için, adli, idari ve askeri yargı mercilerinden en az ikisi tarafından görevli ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan iki ayrı kararın bulunması ve bu kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesinin olanaksız olması gerektiği; olayda, Libya'da çalıştırılan Türk işçilerinin hastalık sigortası primi hariç olmak üzere diğer sigorta kollarına ilişkin sigorta primlerinin Libya mevzuatında öngörülen prim oranı üzerinden tahakkuk ettirilmesi uygulamasına son verilerek Türkiye'de uygulanan mevzuat hükümlerine göre belirlenen %24,5 oranında tahakkuk ve tahsil edilmesi uygulamasına 1.9.1985 tarihinden itibaren geçilmesine, bu konuda daha önce yayınlanmış bulunan 16-51 Ek. 16-56 Ek; 16-61 Ek ve 16-84 Ek sayılı Genelgelerin yürürlükten kaldırılmasına ve geçmişe yönelik tahakkuk ettirilecek olan prim farklarının hesaplanmasına ilişkin usul ve esasları açıklayan 3.9.1997 tarih ve 16-147 Ek sayılı Genelge ve dayanağı SSK Yönetim Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davada; Danıştay 10. Dairesi'nce, Libya'da iş yapan Türk işverenlerin yanında çalışan Türk vatandaşı işçilerine aylık gelir bağlanmasını gerektiren uzun vadeli sigorta kollarına ilişkin sigorta primlerine Türkiye'de uygulanan prim oranının uygulanmasına ilişkin düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı, ancak 16-61 Ek sayılı Genelge ile dava konusu düzenlemelerin yürürlüğe girdiği tarih arasındaki süre için fark tahakkuk ve tahsilatı yapılarak geçmişe yönelik bir uygulama getirilmiş olması nedeniyle hukuki güvenlik ilkesi zedelenmekte olduğundan dava konusu düzenlemenin bu kısmında hukuka uyarlık bulunmadığından iptaline karar verildiği; Ankara 7. İş Mahkemesinin kararı ile de; 16-147 sayılı Genelge ile uzun vadeli sigorta kollarına ait prim oranının %24,5 olarak belirlenip, 1.9.1985 tarihinden itibaren geçen sürede %5,1, %8,5 ve %10,5 oranlarına göre ödenen primlerin farkları için ek tahakkuk yapılıp gecikme zammı uygulamasının Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle iptali için açılan davada, Sosyal Güvenlik Sözleşmesi uyarınca, 1985 yılından geçerli olmak üzere uzun vadeli sigorta kollarına ilişkin prim oranının %24,5 olduğu, bu orana göre prim ödenmesi gerektiğinden %24,5 oranına göre tahakkuk ettirilen prim farkından dolayı davacı şirketin kuruma olan 5,252,121,399.- TL. borcunun iptali isteminin reddine, gecikme zammının ise iptaline karar verildiği; bu durumda, adli ve idari yargı mercileri tarafından esasa ilişkin olarak verilip kesinleşen aynı konu ve sebebe dayalı ve tarafları aynı olan kararlar arasında çelişki bulunduğu gibi, bu çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanağı da bulunmadığından, olayda 2247 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde öngörülen anlamda hüküm uyuşmazlığının varlığının kabulünün gerektiği;

    Anılan uyuşmazlığın ne yolda çözümleneceğine gelince; uyuşmazlığa konu olayda ihtilafın, Libya'da iş yapan Türk işverenlerin yanında çalışan Türk işçilerine aylık bağlanmasını gerektiren uzun vadeli sigorta kollarına ilişkin sigorta primlerine Türkiye'de uygulanan %24,5 prim oranının uygulanıp uygulanmayacağını ve 1.9.1985 tarihinden 3.9.1997 günlü, 16-147 Ek sayılı Genelgenin yürürlüğe girdiği tarihe kadarki dönem için prim farkı tahakkuk ettirilip ettirilmeyeceğine ilişkin bulunduğu; SSK Yönetim Kurulunun 21.8.1997 günlü kararına dayalı olarak çıkarılan ve Libya'da çalıştırılan Türk işçilerinin uzun vadeli sigorta kollarına ilişkin sigorta primlerine Türkiye'de uygulanan prim oranının uygulanmasına, bu uygulamaya 1.9.1985 tarihinden itibaren geçilmesine ve geçmişe yönelik tahakkuk ettirilecek prim farklarının hesaplanmasına ilişkin usul ve esasları belirleyen 3.9.1997 günlü, 16-147 Ek sayılı Genelge'nin iptali istemiyle açılan dava sonucunda Danıştay 10. Dairesi'nce, Türkiye'de uygulanan %24,5 prim oranının uygulanmasına ilişkin düzenlemenin yerinde olduğu, ancak geçmişe yönelik uygulama getirilmesinin hukuki güvenlik ilkesini zedelediğinden bahisle dava konusu düzenlemenin bu kısmının iptaline karar verildiğinden, adli yargı yerinde açılan davanın konusunu da, bu Genelge esas alınmak suretiyle istenilen prim farklarına ilişkin tahakkuk işlemi oluşturduğundan, davanın Danıştay 10. Dairesi'nce karara bağlandığı biçimde çözümü isabetli olup, bu kararla çelişen adli yargı yeri kararının kaldırılması gerektiği; açıklanan nedenlerle Ankara 7. İş Mahkemesinin kesinleşen 1.3.2000 tarih ve E: 1998/533, K: 2000/56 sayılı kararının kaldırılması ve Danıştay 10. Daire kararı doğrultusunda karar verilmesi gerektiği yolunda düşünce vermiştir.

    YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI:

    Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Libya Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesi ve İdari Anlaşmanın yürürlüğe girmesi üzerine, 20.9.1985 gün ve 3430 sayılı Genelge ile Libya'da çalışan daimi Türk işçilerinin sigorta aylıkları ve maktu yardımlarına ilişkin sigorta primlerinin Türkiye'de %24,5 primi oranı esas alınarak tahakkuk ve tahsil edileceğinin öngörüldüğü, ancak bu prim ve orana işverenlerce itiraz edilmesi nedeniyle 23.9.1992 tarih 16/56 Ek sayılı Genelge ile prime esas kazançlar üzerinden %24,5 yerine 1.9.1985 tarihinden itibaren %5,1, 1.6.1991 tarihinden itibaren de %8,5 oranında prim alınmasının uygun görüldüğü, daha sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Türkiye'de uygulanan prim oranları üzerinden prim alınması gerektiği yolundaki görüşleri üzerine 26.4.1993 tarih 16/61 Ek sayılı Genelge ile yeniden %24,5 oranında sigorta primi alınması uygulanmasına geçildiği, bilahare 10.6.1994 tarih 16/84 Ek sayılı Genelge ile eski sisteme dönüldüğü, 3.9.1997 tarih ve 16/147 Ek sayılı Genelge ile %24,5 oranında karar kılındığı; sözkonusu Genelge'nin 2. maddesi ile de, Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin yürürlüğe girdiği 20.9.1985 tarihinden itibaren değişikliğin yapıldığı tarih arasında geçen sürede %5,1, %8,5 ve %10,5 oran üzerinden tahakkuk ve tahsilatın yapıldığı dönemlerin tespiti ile bu sürelerde yürürlükte olan 506 sayılı Yasa'nın 73. maddesinde bildirilen oranlar dikkate alınmak suretiyle ek tahakkuk yapılarak farkın işverenlerden tahsilinin öngörüldüğü; Libya'da işçi çalıştıran Enka İnşaat ve Sanayi A.Ş. tarafından, SSK aleyhine 3.9.1997 gün ve 16/147 Ek sayılı Genelgenin iptali istemiyle Danıştay 10. Dairesine açılan davada 2.3.1999 tarih 1997/6883 esas ve 1999/685 sayılı kararı ile, 3.9.1997 tarih 16/147 Ek sayılı Genelge'nin, geriye dönük olarak 1.9.1985 - 24.3.1993 tarihleri arasındaki dönem için de %24,5 oranında prim tahsilini öngören kısmının iptaline hükmedilmiş, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu'nun 4.11.1999 tarih ve 1999/388-1015 sayılı kararıyla onandığı, davalı idare tarafından yapılan karar düzeltme isteğinin de reddedildiği; Delta İnşaat Tesisat Ticaret Sanayi Ltd.Şti. tarafından aynı konuda Danıştay 10. Dairesine açılan davada da 22.3.2001 tarih, 2000/4901 esas ve 2001/1039 sayılı kararıyla benzer kararın verildiği; sonuç olarak, 3.9.1997 tarih ve 16/147 Ek sayılı Genelgenin iptali istemiyle idari yargıda açılan dava sonucunda Libya'da iş üstlenen Türk işverenlerin yanında çalışan Türk vatandaşı işçiler, aylık gelir bağlanmasını gerektiren uzun vadeli sigorta kollarına ait sigorta primlerine Türkiye'deki %24,5 prim oranının uygulanmasına ilişkin olarak 16/147 Ek sayılı Genelge ile yapılan düzenlemenin hukuka uygun bulunduğu, buna karşılık sözkonusu Genelge'nin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönem için fark prim tahakkuku yapılması gerektiğine ilişkin düzenleme ise hukuka aykırı bulunarak iptal edildiği, Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından 16/147 sayılı Genelge'nin 2. maddesi uyarınca tahakkuk ettirilen 5,252,121,399.- lira ek prim alınmasına ilişkin olarak gönderilen ödeme emrinin iptali ve kuruma borcu olmadığına dair tespit istemi ile Enka İnşaat ve Sanayi A.Ş. tarafından kurum aleyhine Ankara 7. İş Mahkemesine açılan dava sonucunda, 1.3.2000 tarih 1998/533 esas ve 2000/56 sayılı kararı ile geçmişe yönelik tahakkuku yerinde bularak şirketin talebinin reddine hükmedildiği; Danıştay 10. Dairesi, 3.9.1997 tarih ve 16/147 sayılı Genelgede yer alan %24,5 oranının geriye yürümesi ile ilgili bölümünü iptal etmesine karşın, Ankara 7. İş Mahkemesi bu uygulamayı yerinde görmekle verilip kesinleşen iki ayrı karar nedeniyle doğan hüküm uyuşmazlığının giderilmesi için davalı idarece talepte bulunulduğu;

    2247 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde belirtilen hüküm uyuşmazlığının oluşabilmesi için, iki farklı yargı merci tarafından verilmiş aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan kararlar nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin olanaksız olmasının gerektiği; bu durumda, adli ve idari yargı mercileri tarafından esasa ilişkin olarak verilip kesinleşen aynı konu ve aynı sebebe dayalı ve tarafları aynı olan kararlar arasında çelişki bulunduğu gibi, bu çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanağı da bulunmadığından, olayda 2247 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde belirtilen manada hüküm uyuşmazlığının doğduğu;

    Libya'da çalıştırılan Türk işçilerinin hastalık sigortası primi hariç olmak üzere diğer sigorta kollarına ilişkin sigorta primlerinin Türkiye'de uygulanan mevzuat hükümlerine göre belirlenen %24,5 oranında tahakkuk ve tahsil edilmesi uygulanmasına 1.9.1985 tarihinden itibaren geçilmesine, bu konuda daha önceki Genelge'lerin yürürlükten kaldırılmasına ve geçmişe yönelik tahakkuk ettirilecek olan prim farklarının hesaplanmasına ilişkin usul ve esasları açıklayan 3.9.1997 tarih ve 16/147 Ek sayılı Genelge ve dayanağı SSK Yönetim Kurulu kararının iptali istemiyle açılan dava sonucunda, Danıştay 10. Dairesince, Libya'da iş yapan Türk işverenlerin yanında çalışan Türk vatandaşı işçilerine aylık gelir bağlanmasını gerektiren uzun vadeli sigorta kollarına ilişkin sigorta primlerine Türkiye'de uygulanan prim oranının uygulanmasına ilişkin düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı, ancak geçmişe yönelik uygulama getirilmesinin hukuki güvenlik ilkesini zedelediğinden bahisle dava konusu düzenlemenin bu kısmının iptaline karar verildiğinden, adli yargı yerinde açılan davanın konusunun da, bu Genelge esas alınmak suretiyle istenilen prim farklarına ilişkin tahakkuk işlemi oluşturulduğundan, Davanın Danıştay 10. Dairesince karara bağlandığı biçimde çözümü yerinde olup, bu kararla çelişen adli yargı yeri kararının kaldırılmasının gerektiği; yukarıda açıklanan nedenlerle, Ankara 7. İş Mahkemesinin kesinleşen 1.3.2000 gün 1998/533 esas ve 2000/56 sayılı kararının kaldırılması ve Danıştay 10. Daire kararı doğrultusunda karar verilmesi gerektiği yolunda düşünce vermiştir.

    USULE İLİŞKİN İNCELEME:

    Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ali HÜNER'in Başkanlığında, Üyeler: Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Ümran SAYIŞ, Ahmet BAŞPINAR, Dr. Serdar ÖZGÜLDÜR, Turgut ARIBAL ve Hıfzı ÇUBUKLU'nun katılımlarıyla yapılan 28.4.2003 günlü toplantısında, dosyanın usul yönünden incelenmesi sonunda:

    2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 24. maddesinin 2592 sayılı Kanun'la değişik birinci fıkrasında, "1 nci maddede gösterilen yargı mercilerinden en az ikisi tarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflardan en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığı kabul edilir." hükmü yer almaktadır.

    Ortada, adli ve idari yargı yerlerince davanın esası hakkında verilmiş ve kesinleşmiş kararlar bulunduğu; geçmişe yönelik prim farkı tahakkuk ve tahsilatı yönünden her iki yargı yerinde görülen davada, uygulama işlemi ile dayanağı düzenleyici işlem arasındaki hukuki birlik dikkate alındığında konu aynı olduğu gibi, dava sebebi ve tarafların da aynı olduğu; İŞ MAHKEMESİ'nce; 16/147 Ek sayılı Genelgeye göre geçmişe yönelik olarak ( 1.9.1985-31.12.1988 arası dönemi kapsamak üzere ) yapılan tahakkuka ilişkin ödeme emri muhteviyatı prim farkından dolayı işverenin borçlu olduğuna ve bu borcun iptaline yönelik davacı talebinin reddine hükmedilmesine karşılık, DANIŞTAY'ca; genelgenin yürürlük tarihinden önceki devreler için ek tahakkuk ve tahsilat yapılması, hukuki güvenlik ilkesini zedelediği nedeniyle hukuka aykırı bulunarak sözkonusu düzenlemelerin bu kısmının iptali yolunda karar verilmiş olup; adli yargı kararı ile Kurum tarafından geçmişe dönük olarak yapılan prim farkları tahakkukunun tahsil edilebilirliği kabul edilirken, idari yargı yerince tahakkuka dayanak teşkil eden düzenlemenin iptali yolunda verilen karar nedeniyle adli yargı kararının infaz edilebilme olanağının kalmadığı anlaşılmaktadır.

    Bu duruma göre, adli ve idari yargı kararları arasında, genelgenin yürürlük tarihinden önceki devreler için prim farkı tahakkuk ve tahsilatı yapılıp yapılamayacağı noktasında ortaya çıkan çelişki nedeniyle, Kurumun prim alacaklarına ilişkin hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunduğu açıktır.

    Belirtilen nedenlerle;

    1- Danıştay Onuncu Dairesi ile Ankara 7. İş Mahkemesi'nin uyuşmazlığa konu edilen kararları arasında, "Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin yürürlüğe girdiği 1.9.1985 tarihi ile 16/147 Ek sayılı Genelgenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen döneme ilişkin olarak sigorta prim farkı tahakkuk ve tahsilatı hakkındaki dava yönünden", 2247 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleştiği anlaşıldığından HÜKÜM UYUŞMAZLIĞI BULUNDUĞUNA;

    2- 2247 sayılı Yasa'nın 25. maddesi uyarınca, başvuruya ait dilekçe ve eklerinin karşı tarafa tebliğine; tarafların dinlenmesine gerek görülmediğine; usuli işlemler tamamlandıktan ve esas hakkındaki rapor yazıldıktan sonra işin esasının görüşülmesine;

    OYBİRLİĞİ ile karar verilmiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Başvuru dilekçesi ve ekleri, uyuşmazlığa konu edilen kararlara ilişkin dava dosyaları, ilgili Başsavcıların düşünce yazıları, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU'nun hazırladığı işin esasına ilişkin rapor, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa ve Yasa kuralları ile genel düzenleyici işlemler ve uygulamaya ilişkin belgeler, ENKA İnşaat ve San.A.Ş. vekilince verilen cevap dilekçesi okunup incelendikten; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Tülin ÖZGENÇ'in yazılı düşünceler doğrultusundaki açıklamaları da dinlendikten sonra, 2247 sayılı Yasa'nın 25. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

    9.1.1985 tarih ve 3148 sayılı Kanun ile onaylanması uygun bulunan ve 11.3.1985 tarih ve 18691 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Libya Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi Arasında Sosyal Güvenlik Sözleşmesi"nin 3. maddesinde, "Akit taraflardan birinin ülkesinde iş üstlenen, diğer taraf kuruluş veya şirketlerinde çalışan daimi işçiler sosyal sigortaya tabi olup, bunların sağlık ve sosyal hizmetlerine ilişkin primleri, işin yapıldığı ülkenin mevzuatı gereğince ödenir." ve 4. maddesinde, "Taraflardan birine ait şirketler, sigorta primleri ( işçi ve işveren payları ) ile maktu yardımlarını ana ülkedeki ilgili kuruluşa transfer etmekle yükümlüdürler." kurallarına yer verilmiştir.

    Anılan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin Uygulanmasına Dair İdari Anlaşma, akit taraflarca 9.8.1985 tarihinde imzalanmış olup; sözüedilen İdari Anlaşmanın 2. maddesinde, "Akit taraflardan birine ait olup, karşı taraf topraklarında iş üstlenen kuruluş ve şirketler nezdinde çalışan daimi işçiler sosyal güvenliğe tabi olurlar. Bunlar, işin yapıldığı ülkede sigortalı olarak tescil edilirler. Bunların sadece sağlık ve sosyal hizmetlerine ilişkin primleri işin yapıldığı ülkenin mevzuatına göre ödenir ve bu primlere tekabül eden hizmetler o ülkenin mevzuatına göre aynı ülke ilgili kurumunca üstlenilir. Bunlar, işin yapıldığı ülkede sigorta aylıkları ve maktu yardımlarla ilgili primlerden muaf tutulurlar." denilmiş; 3. maddesinde, "Akit taraflardan birinin vatandaşı olup, diğer akit taraf topraklarında iş üstlenen kuruluş ve şirketlerin çalıştırdıkları daimi işçilerin sigorta aylıkları ve maktu yardımlarına ilişkin sigorta primlerinin işçi ve işveren payları, işverenler tarafından ana ülkenin mevzuatına göre ana ülke ile ilgili kurumuna transfer edilir." kuralı yer almıştır.

    Yukarıda sözüedilen Sosyal Güvenlik Sözleşmesi ile İdari Anlaşmanın 1. maddelerinde mevzuatı uygulamakla görevli ilgili Kurum olarak işaret edilen Sosyal Sigortalar Kurumunca, sözkonusu Sözleşme ve Anlaşma hükümlerini açıklamak üzere çıkarılan 20.9.1985 tarih ve 3430 sayılı Genelge ile, Libya'da çalışan daimi Türk işçilerinin sigorta aylıkları ve maktu yardımlarına ilişkin sigorta primlerinin, Türkiye'de uygulanan ( 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun değişik 73. ve 78 inci maddelerine göre ) %24,5 oranı esas alınmak suretiyle tahakkuk ve tahsil edilmesi öngörülmüş ise de;

    a ) Bu prim oranına işverenlerce itiraz edilmesi üzerine, 23.9.1992 tarih ve 16/56 Ek sayılı Genelge ile, sözkonusu sigorta primlerinin, 1.9.1985 tarihinden itibaren %5,1 oranında ve 1.6.1991 tarihinden itibaren de %8.5 oranında tahakkuk ve tahsil edilmesi yolunda değişiklik yapılmış;

    b ) Ancak, Sözleşme ve Anlaşma ile yetkili makam olduğuna işaret edilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Türkiye'de uygulanan prim oranları üzerinden prim alınması gerektiği yolundaki görüşleri dikkate alınarak S.S.K. Yönetim Kurulunun 9.4.1993 gün ve VIII/1248 sayılı kararı uyarınca çıkarılan 26.4.1993 tarih ve 16/61 Ek sayılı Genelge ile, başlangıçtaki %24,5 oranı uygulamasına geri dönülmüş ve 16/56 sayılı Ek Genelgenin yürürlükten kaldırılan maddeleri uyarınca %5,1 ve %8,5 pirim oranı üzerinden yürürlük süresince yapılmış herhangi bir tahakkuk ve tahsilat varsa, prim oranının, ek tahakkuk ve ek tahsilat yapılmak üzere %24,5 oranına tamamlattırılması öngörülmüş; ( 16/61 sayılı Ek Genelgenin dayanağı olan S.S.K. Yönetim Kurulunun 9.4.1993 gün ve VIII/1248 sayılı kararının dava konusu edilmesi üzerine, DANIŞTAY ONUNCU DAİRESİ'nce, 2.5.1995 gün ve E: 1993/2472, K: 1995/2351 sayı ile, Türkiye'de geçerli prim oranının uygulanmasına ve yürürlükten kaldırılan 16/56 Ek sayılı Genelge hükümleri uyarınca %5,1 ve %8,5 oranları üzerinden yürürlük süresince yapılmış tahakkuk ve tahsilatın ek tahakkuk ve ek tahsilat yapılmak üzere %24,5 oranına tamamlatılmasına ilişkin düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle DAVANIN REDDİNE karar verilmiş; bu kararın temyiz edilmesi üzerine DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU'nun, 17.10.1997 gün ve E: 1995/828, K: 1997/527 sayılı kararıyla, Türkiye'de geçerli pirim oranının uygulanmasına ilişkin düzenlemenin iptalini gerektirecek haklı bir neden bulunmadığı gerekçesiyle adı geçen Daire kararının bu kısmı ONANMIŞ ise de, 16/56 Ek sayılı Genelgenin yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca %5,1 ve %8,5 oranı üzerinden yürürlük süresince yapılmış prim tahakkuk ve tahsilatların %24,5 oranına göre tamamlatılmasının geçmişe yönelik bir uygulama getirdiği ve hukuki güvenlik ilkesini zedelediği gerekçesiyle adıgeçen Daire kararının bu kısmının BOZULMASI üzerine, DANIŞTAY ONUNCU DAİRESİ'nce, 2.3.1999 gün ve E: 1998/1399, K: 1999/684 sayı ile, 16/61 Ek sayılı Genelgenin dayanağı Yönetim Kurulu Kararının, önceki devrelere ilişkin tahakkuk ve tahsilatların %24,5 oranına tamamlatılmasına ilişkin kısmının İPTALİNE karar verilmiştir. )

    c ) Başbakanlıktan alınan 25.2.1994 günlü yazıda, 25.8.1993 tarihinde Ankara'da yapılan 17. Dönem Türkiye-Libya Karma Ekonomik Komisyonu toplantısı sonunda imzalanan Protokol gereğince Libya mevzuatında öngörülen prim oranlarına dönülmesi emredildiğinden S.S.K. Yönetim Kurulunun 6.5.1994 gün ve 1830 sayılı kararı uyarınca çıkarılan 10.6.1994 tarih ve 16/84 Ek sayılı Genelge ile, yeniden 1.9.1985 tarihinden itibaren %5,1 ve 1.6.1991 tarihinden itibaren %8,5 oranlarına göre yapılan uygulamaya geri dönülerek, bu kez 1.12.1992 tarihinden itibaren de %10,5 oranına göre ve 16/56 Ek sayılı Genelgede yapılan açıklamalar doğrultusunda primlerin tahakkuk ve tahsilatının gerçekleştirilmesi öngörülmüş;

    d ) Konuya ilişkin Danıştay ve Yargıtay kararlarında Türkiye'de geçerli %24,5 prim oranının uygulanması gereğinin vurgulanması ve bu doğrultudaki Bakanlık talimatı üzerine S.S.K. Yönetim Kurulunca, 21.8.1997 gün ve VIII/3457 sayı ile, Libya'da çalıştırılan daimi Türk işçilerinden dolayı hastalık sigortası hariç olmak üzere diğer sigorta kollarına ilişkin sigorta primlerinin, Libya mevzuatında öngörülen prim oranı üzerinden tahakkuk ettirilmesi uygulamasına son verilerek Türkiye'de uygulanan mevzuat hükümlerine göre belirlenmiş bulunan %24,5 oranında tahakkuk ve tahsil edilmesi uygulamasına geçilmesine ve Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin yürürlüğe girdiği 1.9.1985 tarihinden itibaren değişikliğin yapılacağı tarih arasında geçen sürede %5,1, %8,5, %10,5 oranları üzerinden gerçekleşen tahakkuk ve tahsilatın ek tahakkuk yapılarak %24,5 oranına tamamlanmak suretiyle zamanaşımına uğramayan kısmının işverenlerden tahsili doğrultusunda işlem yapılmak üzere Genel Müdürlüğün yetkili kılınmasına karar verilmiş olup, bu yetkiye dayanılarak çıkarılan 3.9.1997 tarih ve 16/147 Ek sayılı Genelge ile, Türkiye'de uygulanan mevzuat hükümlerine göre belirlenmiş bulunan %24,5 oranında pirim tahakkuk ve tahsili uygulamasına 1.9.1985 tarihinden itibaren geçilmesi öngörülmüş ve bu konuda daha önce yayımlanmış bulunan 16/51 Ek, 16/56 Ek, 16/61 Ek, 16/84 Ek sayılı Genelgeler yürürlükten kaldırılmıştır.

    Anılan 16/61 ve 16/147 Ek sayılı Genelgelerin dava konusu edilmesi üzerine, primlerin Türkiye'de geçerli %24,5 oranına göre belirlenmiş olması yönünden getirilen düzenlemenin iptalini gerektiren haklı bir neden bulunmadığı gerekçesiyle davanın bu kısmı yönünden reddi yolunda verilen ve kesinleşen yargı kararları ile çözüme kavuşturulmuş olan bu husus, incelememiz dışında kalmaktadır.

    Ne var ki, idarece, başlangıçta belirlenen bu oranın uygulanmasından iki kez dönülerek dava konusu edilen iki Genelge ile de geçmişe yönelik uygulama getirilmiş olması nedeniyle, Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin yürürlüğe girdiği 1.9.1985 tarihi başlangıç olmak üzere 16/147 Ek sayılı Genelgenin yürürlüğe girdiği tarihten geriye yönelik prim farkı tahakkuk ve tahsilatının yapılıp yapılamayacağı hususu ise, incelenen hüküm uyuşmazlığının konusunu oluşturmaktadır.

    9.7.1945 tarih ve 4792 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ile, iş hayatında türlü hallere karşı ilgili sigorta kanununu uygulamakla görevli olarak kurulan Sosyal Sigortalar Kurumu, Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca usulüne göre yürürlüğe konulmuş bir milletlerarası andlaşma olması nedeniyle kanun hükmünde bulunan sözkonusu Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin birinci maddesi ile de "Sosyal güvenlik yardımlarına taalluk eden her iki taraf ülkesinde yürürlükte bulunan veya gelecekte yürürlüğe girecek olan kanun, tüzük ve yönetmelikler" olarak belirlenen mevzuatı uygulamakla görevli kılınmış; öte yandan, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 3279 sayılı Kanunla Ek 31. maddesinde "Sosyal güvenlik sözleşmelerinin uygulanması ile ilgili olarak prim ödeme süreleri üç ayı aşmamak üzere, Yönetim Kurulu kararı ile tespit edilebilir." denilmiş olup, bu suretle anılan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin uygulanmasına ilişkin olarak Kuruma düzenleme yapma yetkisi tanındığı anlaşılmaktadır.

    İdari işlemler yürürlüğe girdikleri andan itibaren hukuki etkilerini gösterirler ve idari işlemlerin geriye yürümezliği ilkesi, öğretide ve yerleşik yargı kararları ile kabul edilmiş bilinen bir idare hukuku kuralıdır. Öte yandan, idareye yasa ile tanınan düzenleme yetkisinin geçmişe yürümezlik ve belirlilik unsurlarını içeren hukuki güvenlik ilkesine uygun kullanılması, Hukuk Devleti olmanın doğal ve zorunlu bir gereğidir.

    Dava konusu 16/147 Ek sayılı Genelge ile, ( aynı doğrultudaki 16/61 Ek sayılı Genelge hakkında iptale ilişkin yargı kararı bulunmasına karşın ) idarece daha önceki genelgelerle belirlenmiş ve duyurulmuş olan yükümlülüklerin %24,5 oranına tamamlatılmasının geçmişe yürümezlik ve belirlilik unsurlarını içeren hukuki güvenlik ilkesiyle bağdaştırılmasına olanak bulunmamaktadır.

    Nitekim, DANIŞTAY ONUNCU DAİRESİ'nce, METİŞ A.Ş. tarafından açılan davada, 1.9.1985 tarihi ile 16/61 Ek sayılı Genelgenin yürürlüğe girdiği tarih arasındaki dönem için, 2.3.1999 gün ve E: 1998/1399, K: 1999/684 sayı ile; ve DELTA Ltd.Şti. tarafından açılan davada 16/61 ile 16/147 Ek sayılı Genelgeler arasındaki dönem için, 22.3.2001 gün ve E: 2000/4901, K: 2001/1039 sayı ile, geçmişe yönelik sigorta prim farkı tahakkuk ve tahsilatını öngören düzenlemelerin hukuki güvenlik ilkesini zedelediği gerekçesiyle İPTALLERİNE karar verilmiş olup, hüküm uyuşmazlığına konu edilen idari yargı kararından önce verilmiş ve kesinleşmiş yargı kararları ile, 16/147 Ek sayılı Genelgenin yürürlük tarihinden geriye dönük olarak 1.9.1985 tarihinden itibaren sigorta prim farkı tahakkuk ve tahsilatını öngören düzenlemelerin hukuka aykırı olduğu saptanmıştır.

    Uygulamaya ilişkin oran ve süreleri belirleyen sözkonusu Genelgeye göre idarece yapılan hesaplama sonucunda davacı Şirket hakkında, 1.9.1985 - 31.12.1988 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olmak üzere 5,252,121,399.- TL. prim farkı ile 31.12.1997 tarihi itibariyle 56,913,028,859.- TL. gecikme zammı tahakkuk ettirilerek, 26.11.1997 günlü ödeme emri tebliğ edilmiş olup, uygulama esasları kesin olarak saptandıktan sonra, sigorta primlerinin tahsilinin 506 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılacağında ve aynı Yasa'nın 80. ve 134. maddeleri gereğince primlere ilişkin Kurum alacaklarından doğan davaların iş mahkemelerinde görüleceğinde duraksamaya yer bulunmamaktadır.

    Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin 4. ve İdari Anlaşmanın 3. maddeleri ile, diğer akit taraf topraklarında iş üstlenen kuruluş ve şirketlerin çalıştırdıkları daimi işçilerin sigorta aylıkları ve maktu yardımlarına ilişkin sigorta primlerinin işçi ve işveren paylarının, işverenler tarafından "ana ülkenin mevzuatına göre" ana ülke ile ilgili kurumuna transfer edileceği öngörüldüğüne göre, Libya'da iş üstlenen Türk işverenlerin çalıştırdığı daimi Türk işçileri bakımından "ana ülke mevzuatı"nın Türkiye'de uygulanan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu olduğu tartışmasız ise de, esasen uygulamaya ilişkin esasları, 506 sayılı Yasaya göre özel bir yasa niteliğini taşıyan uluslar arası andlaşmaya - Sosyal Güvenlik Sözleşmesine- dayanan İdari Anlaşma ve bunları açıklayan Genelgelerle belirlendiğinden, ödeme emrinin konusunu oluşturan sigorta primlerine ilişkin Kurum alacağının hukuki dayanağının bu düzenlemeler olduğu kuşkusuzdur.

    Yukarıda belirtildiği üzere, geçmişe yönelik prim farkı tahakkuk ve tahsilatına ilişkin düzenlemeler hukuka aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğuna göre, 16/147 Ek sayılı Genelge uyarınca hesaplanarak tebliğ edilen ödeme emri hukuki dayanaktan yoksun kalmış olup, bu nedenle ödeme emrinin iptali gerekeceği açıktır.

    Belirtilen durum karşısında, Ankara 7. İş Mahkemesi'nce verilen 1.3.2000 gün ve E: 1998/533, K: 2000/56 sayılı karar kaldırılmak suretiyle hüküm uyuşmazlığının giderilmesine karar verilmesi gerekmektedir.

    SONUÇ : 1- Sosyal Sigortalar Kurumunun, 16/147 Ek sayılı Genelgenin yürürlük tarihinden geriye dönük olarak 1.9.1985 tarihinden itibaren sigorta prim farkı tahakkuk ve tahsilatına ilişkin düzenlemesinin, hukuki güvenlik ilkesine aykırı olduğundan İPTALİ GEREKTİĞİNE; ancak, aynı düzenleme daha önce Danıştay kararı ile iptal edildiğinden, incelenen uyuşmazlığa konu edilen Danıştay Onuncu Dairesi'nin kesinleşen 29.3.2001 gün ve E: 2000/4911, K: 2001/1234 sayılı ve konusu kalmayan dava hakkında Karar Verilmesine Yer Olmadığı yolundaki kararının KABULÜNE,

    2- 16/147 Ek sayılı Genelgenin Danıştay kararı ile iptal edilen düzenlemesi uyarınca hesaplanarak yükümlüsüne tebliğ edilen ödeme emri hukuki dayanaktan yoksun kaldığından, uyuşmazlığa konu edilen Ankara 7. İş Mahkemesi'nin kesinleşen 1.3.2000 gün ve E: 1998/533, K: 2000/56 sayılı kararının KALDIRILMASINA.

    3- 16/147 Ek sayılı Genelgenin yürürlük tarihinden geriye dönük olarak 1.9.1985 tarihinden itibaren sigorta prim farkı tahakkuk ve tahsilatını öngören düzenleme iptal edildiğinden, hukuki dayanaktan yoksun bulunan ENKA İnşaat ve San.A.Ş. adına 1.9.1985- 31.12.1998 dönemi için çıkarılan 5,252,121,399.- TL. prim farkı ile 57,024,624,375.- TL. gecikme zammına ilişkin 26.11.1997 tarih ve 32671 sayılı ÖDEME EMRİNİN İPTALİNE,

    Bu suretle HÜKÜM UYUŞMAZLIĞININ GİDERİLMESİNE, 16.6.2003 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.