T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS    NO   : 2023/185

KARAR NO : 2023/287

KARAR TR : 17/04/2023

ÖZET:Davalı kurum bünyesinde doktor olarak çalışan kişinin davalı kurum sigortalısı olan hastalara tıbben gerekli olmayan reçetenin yazılması suretiyle kurumun zarara uğratıldığı, yersiz ödemeye sebebiyet verildiği, faturalarda usulsüzlük ve yolsuzluk yapıldığı ileri sürülerek, oluşan kurum zararının faiziyle birlikte tahsili istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Davacı : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

Vekili  : Av. E. S. A

Davalı : Sağlık Bakanlığı

Vekili  : Av. İ. İ. Ö

 

I. DAVA KONUSU OLAY  

 

1. Davacı vekili, davacı kurum Teftiş Kurulu Başkanlığınca yapılan tahkikat sonucu düzenlenen soruşturma raporu ile davalı Sağlık Bakanlığı Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesinde görevli Dr. N. B tarafından şahısların gördükleri tedavilere istinaden tahsil olunmak üzere kurumlarına ibraz edilen Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesine ait faturalarda yolsuzluk ve usulsüzlük yapıldığı ve kurumlarının zarara uğratıldığını belirterek, bu zararların işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 18/04/2013 tarih ve E.2013/236, K.2013/157 sayılı kararı ile, sağlık hizmetleri nedeniyle oluşan zararın giderilmesi istemiyle açılan davada, idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü sırada eylemden doğan zararın giderilmesine yönelik açılan davanın 2577 sayılı İYUK’nın 2/1-b maddesinde yer alan tam yargı davası olarak idari yargıda görülmesi gerektiğini, tazminat davası görevli doktorun kişisel kusurundan kaynaklanan nedenlerle açılsa dahi idareye karşıaçılan davanın hizmet kusuru nedeniyle açılan dava olduğunu, hizmet kusurunun kişisel kusurdan kaynaklanıp kaynaklanmadığının bu dava sonucunda belli olacağını, idareye karşı açılan davanın da kişisel kusur ayrımı yapılmaksızın idari yargıda görülmesi gerektiğini belirterek, davalı Sağlık Bakanlığı hakkında açılan davaya 2577 sayılı Kanun gereğince idari yargıda bakılması ve sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle mahkemelerinin görevsizliğine, davanın görev nedeniyle reddine karar vermiş, bu karar davacı idare tarafından temyiz edilmiştir.

 

3. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 29/01/2014 tarih ve E.2013/1850, K.2014/1228 sayılı kararı ile, temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle hükmün onanmasına karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

 

4. Davacı idare vekili aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

5. Zonguldak İdare Mahkemesi 18/12/2015 tarih ve E.2014/390, K.2015/1446 sayılı kararı ile, davacı kurumun usulsüz reçete yazılması sonucunda zarara uğratılmasında davalı idare ajanı doktorun ihmali bulunmakla beraber, üçüncü kişi konumunda olan Pınarım Eczanesi sahibi ve çalışanlarının eylemlerinin olayın belirleyici faktörü olduğunu, bir başka ifadeyle, üçüncü kişilerin eyleminin idarenin eylemi ile zarar arasındaki illiyet bağını keser derecede ağır ve bariz bir eylem olduğu, sonuç olarak davacı kurum zararının üçüncü kişinin eyleminden kaynaklandığının açık olduğunu, öte yandan, davacı zararının üçüncü kişiden tahsilinin hakkaniyete de uygun olacağını, nitekim, davacı kurum tarafından da adli yargıda üçüncü kişilere ve sahte fatura düzenleyen firmalara karşı tazminat davasının açıldığının anlaşıldığını belirterek, bu durumda, davalı idarenin eylemi ile zarar arasındaki illiyet bağını, üçüncü kişilerin eylemi ile kesildiği gerekçesiyle, davalı idareye yöneltilen tazminat talebinin reddine karar vermiş, bu karara karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

 

6. Danıştay Onuncu Daire 30/11/2021 tarih ve E.2019/6641, K.2021/5957 sayılı kararı ile, "...Uyuşmazlık, davalı Bakanlığa bağlı sağlık kuruluşunda görev yapan bir hekim tarafından düzenlenen reçetelerin usulsüz olduğu, dolayısıyla davacı Kurum ile davalı Bakanlık arasında 5510 sayılı Kanun hükümlerine istinaden imzalanan sağlık hizmeti teminine ilişkin sözleşmeye aykırı bu reçeteler sebebiyle davacı Kurum tarafından ilgililere yersiz yapılan ödemelerin Kurum zararına yol açtığı, davalı Bakanlığın sözleşmeye aykırı iş ve işlemleri gerçekleştiren personelinin denetim ve kontrolünü yapmamak suretiyle sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle Kurum zararından sorumlu olduğu iddiasıyla söz konusu Kurum zararının sözleşmenin tarafı olan davalı Bakanlıkça tazmini isteminden kaynaklanmaktadır. Davacı Kurum, söz konusu yersiz ödemeden kaynaklandığını ileri sürdüğü zararın tazminini; ilk önce adli yargıda Sağlık Bakanlığına karşı açtığı davada, haksız fiili işleyen hekimin görev yaptığı hastaneyi işleten Sağlık Bakanlığından "sözleşme" sorumluluğuna istinaden talep etmiş; adli yargı yerince davalı Bakanlığa karşı açılan davanın görev nedeniyle reddi üzerine söz konusu görev ret kararındaki gerekçeler doğrultusunda idari yargı nezdinde işbu dava açılmıştır. ... Bu durumda, uyuşmazlığın görüm ve çözümü adli yargı yerine ait olduğundan, İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulması gerekirken, işin esasına girilerek verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; Davacının temyiz isteminin kabulüne, Temyize konu Zonguldak İdare Mahkemesinin 18/12/2015 tarih ve E:2014/390, K2015/1446 sayılı kararının BOZULMASINA..." karar vermiş, bu karara karşı taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

 

7. Danıştay Onuncu Daire 19/12/2022 tarih ve E.2022/2889, K.2022/6162 sayılı kararı ile, "Danıştay dava daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verilen kararları hakkında, ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmaya devam edilen) 54. maddesinde yazılı nedenlerle kararın düzeltilmesi istenebilir. Kararın düzeltilmesi dilekçelerinde öne sürülen hususlar ise, anılan maddede yazılı nedenlerden hiçbirine uymamaktadır. Bu nedenle, kararın düzeltilmesi istemlerinin reddine..." karar vermiştir.

 

8. Zonguldak İdare Mahkemesi 15/02/2023 5/02/2023 tarih ve E.2023/156 sayılı kararı ile, bozma kararına uyarak, uyuşmazlığın çözümünün adli yargı yerine ait olduğunu belirterek, 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

9. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "Yersiz ödemelerin geri alınması" başlıklı 96. maddesi şöyledir:

 

"Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;

a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,

b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan,

itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır.

Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanunî faiz kalan borca uygulanır. Bu hüküm ilgili hak sahiplerinin muvafakat etmeleri kaydıyla, aynı dosyadan diğer bir hak sahibine yapılan yersiz ödemelere mahsubunda da uygulanır.

Yersiz ödemenin gelir ve aylıklardan kesilmesinde, kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla kanunî faizi ile birlikte hesaplanan borç tutarı, gelir ve aylıktan % 25 oranında kesilmek suretiyle uygulanır.

Yersiz ödemelerin tespiti ile geri alınmasına ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir."

 

10. Aynı Kanun'un "İdarî yaptırımlar ve fesih" başlıklı 103. maddesininbirinci fıkrasının ilk iki cümlesi şöyledir:

 

"(Değişik: 17/4/2008-5754/61 md.)

Kurumca yapılan inceleme neticesinde;

a) Sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmetini fatura ettiği,

b) Faturayı veya faturaya dayanak oluşturan belgeleri, gerçeğe aykırı olarak düzenlediği,

c) 64 üncü madde gereğince kapsam dışı tutulan sağlık hizmetlerini, kapsam içinde olan sağlık hizmetleri gibi gösterdiği,

d) Sağlık hizmetlerine hak kazanmayan kişilere, sağlık hizmeti sunarak Kuruma fatura ettiği,

e) 73 üncü madde gereğince belirlenen tavanın üzerinde ilave ücret aldığı,

tespit edilen sağlık hizmeti sunucuları hakkında genel hükümlere göre takip yapılır. Bu fiiller nedeniyle Kurumun yersiz ödediği tutar 96 ncı maddeye göre geri alınır... "

 

11. 19/01/2005 tarih ve 25705 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5283 sayılı Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Ait Sağlık Birimlerinin Sağlık Bakanlığına Devredilmesine Dair Kanun'un "Amaç" başlıklı 1. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanunun amacı, kamu kurum ve kuruluşlarına ait sağlık birimlerinin Sağlık Bakanlığına devredilmesiyle ilgili usûl ve esasları belirlemektir."

 

12. Aynı Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 

"Kamu kurum ve kuruluşlarına ait tüm sağlık birimleri; bunlara ilişkin her türlü görev, hak ve yükümlülükler, taşınırlar, taşınmazlar ve taşıtlarla birlikte, Sosyal Sigortalar Kurumuna ait olanlar rayiç bedeli karşılığında, diğerleri bedelsiz olarak aşağıdaki usul ve esaslar çerçevesinde Bakanlığa devredilmiştir"

 

13. Sağlık Bakanlığı ile Sosyal Sigortalar Kurumu arasında imzalanan ve 20/02/2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe giren Sağlık Hizmetleri Protokolünün "Amaç" başlıklı 1. maddesi şöyledir:

 

"Bu Protokol;

5283 sayılı Kanunun yürürlüğe giriş tarihi olan 20/02/2005 tarihinden itibaren SSK'na ait sağlık kurum ve kuruluşlarının Sağlık Bakanlığı'na devredilmesi nedeniyle SSK'dan sağlık yardımından yararlanan kişilerin, Sağlık Bakanlığı'na bağlı sağlık tesislerinde muayene tetkik ve tedavileri ile verilen hizmet ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla düzenlenmiştir."

 

14. Aynı Protokolün "Kapsam" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

"Sağlık Bakanlığı'na bağlı sağlık tesislerinde ayaktan ve/veya yatarak muayene tahlil, tetkik ve tedavi için doğrudan veya sevkle müracaatla başvuran SSK'dan sağlık yardımından yararlananlara, iş kazaları ve meslek hastalıkları, hastalık ve analık sigortası ile diğer ülkelerle yapılan sosyal güvenlik sözleşmeleri kapsamında yer alan yurt dışı sigortalılarına verilen hizmet ve buna ilişkin geri ödeme usul ve esaslarını kapsar.

 

15. Protokolün 28. maddesi şöyledir:

 

"Bu Protokol hükümlerinin uygulanmasından doğabilecek aksaklık ve ihtilafların tespiti halinde tespitte bulunan taraf, bu durumu karşı tarafa yazılı olarak bildirecek ve bildirimde bulunulan taraf en geç 30 (otuz) gün içinde sorunu çözümleyerek bildirimde bulunan tarafa yazılı olarak bilgi verecektir.

Sorunun öncelikle ildeki ilgili kurum yetkilileri arasında yapılacak görüşmelerle çözümlenmesine çalışılır. Anlaşma sağlanamadığı taktirde uyuşmazlıklar, ilgili kurum yetkililerinden oluşturulacak müzakere komisyonlarınca ele alınır bu suretle de anlaşmaya varılamaz ise genel hükümler uygulanır.

 

Protokolün herhangi bir nedenle süresinden önce geçerliliğini yitirmesi halinde, Protokolün sona erdirildiği tarihte tedavisi süren hastaların, Protokolden doğan hakları baki kalacak, yapılan tedaviye ilişkin masraflar bu Protokol hükümleri kapsamında ilgili kurum tarafından karşılanacaktır.

İlgili taraflar tek taraflı olarak bu Protokol hükümlerine aykırı hukuki ve idari işlem tesis edemezler.

Tarafların karşılıklı anlaşmaları suretiyle, Protokol hükümlerinde her zaman değişiklikler yapılabilir, güncelleştirilebilir."

 

16. Aynı Protokolün 27. maddesinde ise, taraflardan birinin değişiklik veya fesh-i ihbar talebinde bulunmadığı taktirde, protokolün aynı koşullarla uzatılmış sayılacağı, düzenleme altına alınmıştır.

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

17. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 17/04/2023 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

 

B. Esasın İncelenmesi

 

18. Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN'ın davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

19. Dava, davalı kurum bünyesinde doktor olarak çalışan Necati Bulmuş'un davalı kurum sigortalısı olan hastalara tıbben gerekli olmayan reçetelerin yazılması suretiyle kurumun zarara uğratıldığı, yersiz ödemeye sebebiyet verildiği, faturalarda usulsüzlük ve yolsuzluk yapıldığı ileri sürülerek, oluşan kurum zararının fatura ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle açılmıştır.

 

20. Dosyanın incelenmesinden, davacı kurum tarafından yapılan soruşturma neticesinde düzenlenen raporda, Zonguldak ilinde faaliyet gösteren Pınarım Eczanesince 01/07/2008-30/04/2010 tarihleri arasında kuruma fatura edilen 489 adet gümüş nitrat etken maddeli majistral ilaç içerikli reçetelerin, reçeteyi düzenleyen doktorlar tarafından hastaların bizzat görülüp muayene edilmeden, reçete sahibi hastaların bir kısmının haberi dahi olmamasına rağmen, gümüş nitrat etken maddesinin endikasyonları hakkında yeterli bilgileri olmadığı halde, söz konusu eczane çalışanlarının telkinleriyle yazıldığı, yazılan bu reçetelerin Pınarım Eczanesince fatura edilmesi ve bir kısmı reçete muhteviyatından daha yüksek miktarlı bu fatura bedellerinin medula sitemine girilerek sanık P.Ö.Y. yararına olarak tahsil edildiği ve kamu kurumunun bu yolla 61.089,46 TL zarara uğratıldığı ve somut olayda Dr. N. B tarafından "Gümüş Nitrat" majistral tarife bulunan 59 adet reçete düzenlendiği, davacı kurum tarafından bu reçetelere yersiz olarak toplam 61.089,46 TL’nin eczane sahibi olan P.Ö.Y'a ödendiğinin tespiti üzerine, ödenen reçete bedelinin yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesiistemiyle davanın açıldığı anlaşılmıştır.

 

21. İdari yargının görev alanı, idare hukukunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklardır. İdare hukuku kuralları içinde, kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla, kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari işlemler, idari eylem ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların görüm ve çözümü idari yargının görev alanına girmektedir. Davanın idari yargıda görülebilmesi için taraflar arasında yapılan sözleşmenin bir idari sözleşme olması gerekir. Bilindiği üzere, idari sözleşmeler, idarelerin tek yanlı, kamusal yetkiye dayanarak, kamu hizmetinin gereklerinin yerine getirilmesi için kamu yararı amacı ile taraflar arasında akdedilen ve idareye üstün hak ve yetkiler veren, gerektiğinde tek yanlı değişiklik ve fesih yetkisini de idareye tanıyan nitelikte sözleşmelerdir. Kamu idarelerinin özel hukuk alanında akdettikleri sözleşmeler ise idari sözleşme niteliği taşımayıp, özel hukuk kurallarına göre düzenlenmektedir.

 

22. Olayda, davalı idareye bağlı sağlık kuruluşunda görev yapan hekim tarafından uygulanan ameliyatların ve bu ameliyatlarda kullanılan tıbbi malzemelerin gereksiz olduğu, dolayısıyla taraflar arasında imzalanan sağlık hizmeti teminine ilişkin sözleşmeye aykırı bu tıbbi müdahaleler sebebiyle davacı Kurum tarafından yersiz yapılan ödemelerin kurum zararına yol açtığı, davalı Bakanlığın sözleşmeye aykırı iş ve işlemleri gerçekleştiren hekimin denetim ve kontrolünü yapmamak suretiyle sözleşmeye aykırı davrandığı ve zarardan sorumlu olduğu ileri sürülerek dava açıldığına göre, oluşan kurum zararının sözleşmenin tarafı olan davalı idareden tazmini için açılan iş bu davada, davalı idare çalışanlarının haksız eylemine ve taraflar arasında düzenlenen protokole dayanıldığı tartışmasızdır.

 

 

 

23. Bu durumda, 5283 sayılı Kanuna istinaden düzenlenen ve 20/02/2005 tarihinden itibaren SSK'ya ait sağlık kurum ve kuruluşlarının Sağlık Bakanlığına devredilmesi nedeniyle, SSK iştirakçilerinin davalı Bakanlığa bağlı sağlık tesislerinde muayene tetkik ve tedavileri ile verilen hizmet ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla taraflar arasında imzalanan sağlık hizmetleri protokolüne aykırı iş ve işlemler nedeniyle oluşan kurum zararının tahsili talep edildiğinden, davanın özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

24. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Zonguldak İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/04/2013 tarih ve E.2013/236, K.2013/157 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasıgerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Zonguldak İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile,Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/04/2013 tarih ve E.2013/236, K.2013/157 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

17/04/2023 tarihinde, Üye Nilgün TAŞ'ınKARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

            Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

          Muammer                   Nilgün                          Doğan                           Eyüp

            TOPAL                       TAŞ                         AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                                Üye

                                              Ahmet                             Mahmut                          Bilal

                                             ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KARŞI OY

 

 

Dava, davalı kurum bünyesinde doktor olarak çalışan kişinin davacı kurum sigortalısı olan hastaların tedavilerine ilişkin düzenlendiği ve davacı tarafa tahsil için sunulan faturalarda yolsuzluk ve usulsüzlük yapılması suretiyle kurumun zarara uğratıldığı iddiasıyla oluşan kurum zararının tazmini istemine ilişkindir.

 

Davalı Sağlık Bakanlığı (Mülga Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu) bir kamu tüzel kişisi olup kural olarak işlem ve eylemleri kurumsal nitelik taşır. Somut olayda, davalı bakanlığa bağlı olarak çalışan doktorun görevini gerektiği gibi yapmadığı, bu sebeple fazla ödemeye neden olduğu iddia edilmiştir. Görevin gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğindedir. İdarenin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı İdari Yargılama Usulu Kanunu'nun 2/1 -b maddesi gereğince idareye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Bu nedenle, adli yargının görevli olduğu yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

 

 

                                                                     Üye

                                                                      Nilgün TAŞ