T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          CEZA BÖLÜMÜ

          ESAS      NO   : 2015/28

          KARAR  NO   : 2015/26

          KARAR  TR    : 28.09.2015

ÖZET: 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadı-ğından, (Asliye Ceza Mahkemesinin gö-revsizlik kararı kesinleşmediğinden) aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN RED-DİNE karar verilmesinin gerektiği hk.                                                                                  

 

 

 

K A R A R

 

 

            Davacı            : K.H.

            Sanık               : R.K.

 

OLAY            : Bingöl/Adaklı  İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde görevli sanık J.Er R.K.’nun, 16.1.2014 günü,  00.00 - 01.00 saatleri arasında  nöbet tuttuğu 4 nolu nöbet kulübesine gelen aynı Komutanlık emrinde görevli olup olay sırasında 3 nolu nöbet kulübesinde nöbet tutan  J.Er B.K.’ın,  sanığın nöbet tuttuğu  4 nolu nöbet kulübesinde  bulunan  kürklerden almak istediği ancak  sanığın buna izin vermemesi üzerine aralarında tartışma çıktığı ve  tartışma sonrasında J.Er B.K.’ın  kendi nöbet yeri olan 3 nolu nöbet mevziine gittiği, aradan yaklaşık  yirmi dakika geçtikten sonra sanığın  kendisine zimmetli G-3 piyade tüfeğini eline alarak  tam dolduruşa getirip havaya bir el ateş ettiği, aynı mevziide birlikte nöbet tutan J.Er R.K.’ın santrale telefon ile durumu bildirmesini müteakip sanığın santrale çağırıldığı ve  elinde kendisine zimmetli G-3 piyade tüfeği ile santrale giderken, 3 nolu nöbet mevziinin yanından geçtiği sırada,  J.Er B.K.’a hitaben “3 nolu 3 nolu silah sesini duydunuz mu? Bu mermiler sabah üzerinize yağacak” şeklinde konuştuğu ve oradan hizmet binasına gittiği, böylece “silahlı tehdit” suçunu  işlediği  ileri sürülerek, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun  106/2-a maddesi uyarınca cezalandırılması  istemiyle 8. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 16.6.2014 gün ve E:2014/548, K:2014/361 sayılı  iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

 

8. KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 24.9.2014 gün ve E:2014/481, K:2014/512 sayıyla; sanığa yüklenen suçun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun  106/1,2-a maddesinde düzenlendiği  ve askeri suç olmadığı, sanığın 14.08.2014 tarihinde, mağdurun da 12.08.2014 tarihinde terhis edilerek, asker kişi sıfatlarını kaybetmeleri nedeniyle atılı suçtan sanığı yargılama görevinin  adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Kiğı Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

 

KİĞI ASLİYE CEZA MAHKEMESİ:  3.4.2015 gün ve E:2015/39, K:2015/69 sayıyla; sanığa yüklenen eylemin Türk Ceza Kanunu’nun  106/2-a maddesinde  düzenlenen silahlı tehdit suçunu oluşturmayacağı, zira silahlı tehdit suçunun oluşabilmesi için failin mağduru hedef alarak ve silahın korkutucu gücünden istifade ederek tehditte bulunması gerektiği, olayımızda ise mağdur ile sanığın tartışmalarının üzerinden yirmi dakika gibi bir zaman geçtiği ve olayın sıcaklığını yitirdiği, bununla beraber sanığın bulunduğu 4 numaralı nöbet kulübesi ile mağdurun bulunduğu 3 numaralı nöbet kulübesi arasında fazlaca bir mesafe bulunduğu, sanığın eyleminin silahlı tehdit suçunu değil, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nda düzenlenmiş bulunan ve özel bir düzenleme olan "mazarratı mucip nöbet talimatına aykırı hareket etmek" suçunu oluşturacağı, nitekim sanığın nöbet talimatlarına aykırı hareket ettiği ve silahını ateşleyerek sarf ettiği 7,62 mm çaplı tüfek mermisinin de mazarrat olarak kabul edilmesi gerektiği açıklanarak, sanığı yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle, Bingöl Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere görevsizlik  kararı vermiş,  dava dosyası,  Kiğı Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir.

 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler; Şuayip ŞEN, Kenan YUMUŞAK, Osman ATALAY, Yusuf Tamer ÇETİN, Mehmet AVCIOĞLU ve Sevilay TEMİZYÜREK BATIR’ın katılımlarıyla yapılan 28.09.2015 günlü toplantısında, Raportör-Hâkim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, başvurunun reddi yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Mehmet YAYLA’nın, başvurunun reddine ilişkin sözlü ve yazılı açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 

Dosyanın incelenmesinde, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararının itiraz yolu açık olmak üzere verildiği anlaşılmıştır.

 

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34. maddesi ikinci fıkrasında, “Kararlarda, başvurulabilecek  kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir” denilmiş, 223. maddesinin onuncu fıkrasında, “Adli yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararı kanun yolu bakımından hüküm sayılır”  düzenlemesi yer almış, 232. maddesinin altıncı fıkrasında ise, “Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir” hükmüne yer verilmiştir.

 

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’un “Olumsuz görev uyuşmazlığı” başlığı altında düzenlenen 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun  ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir” denilmektedir.

 

Uyuşmazlığın incelenebilmesi için, 2247 sayılı Yasa’nın 1 ve 14. maddeleri uyarınca, yargı yerlerince verilen kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uyarınca yargı yolunu değiştirmeye yönelik görevsizlik kararlarının temyize tabi oldukları kuşkusuzdur. Böylece, başvuracağı kanun yolu, süresi, mercii yasaya uygun olarak gösterilmeyen kararın kesinleşmesinden söz edilmesine olanak yoktur. Bu nedenle, sanığa yukarıda açıklanan haklarını belirtir nitelikte tebligat yapılarak temyiz süresinin beklenmesi, görevsizlik kararı kesinleştikten sonra dosyanın Mahkememize gönderilmesi gerekmektedir.

 

 

Açıklanan nedenlerle, Kiğı Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kesinleşmemiş olması nedeniyle, 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

SONUÇ : 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE, 28.09.2015 günü  OYBİRLİĞİ  İLE  KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

           Başkan

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Şuayip ŞEN

 

                           

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Yusuf Tamer ÇETİN

Üye

Kenan YUMUŞAK

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet AVCIOĞLU      

 

Üye

Osman ATALAY

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Sevilay TEMİZYÜREK BATIR