T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS     NO  : 2015 / 563

            KARAR NO : 2015 / 578

            KARAR TR  : 28.09.2015

 

ÖZET: Davacılar tarafından yakınlarının askerlik görevini ifa ederken, içinde bulunduğu aracın kaza yapması sonucu vefat etmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen maddi  ve manevi zararların  tazmini istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                                                          

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

            Davacı lar        : 1- K.Y.C.’a velayeten  kendi adına asaleten H.C.

                                     2- K.C

                                     3- N.C.

                                     4- H.C.

                                     5- F.C.(C.)

Vekili              : Av. H.Ö.

           Davalılar          : 1 - İçişleri Bakanlığı (Jandarma Genel Komutanlığı)

            Vekili              : Av. B. E. A.

                                     2- A.A. T. Sig. Şti.

Vekili              : Av. Çiğdem Karayel Günbattı

 

            O L A Y         : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi J.Uzm.Çvş. A.C.’ın Şırnak İli, Çakırsöğüt Jandarma Tugay Komutanlığı 2. Komando Taburu 4. Komando Bölüğü emrinde görevini ifa ederken 21/8/2012 tarihinde Şırnak İli, Uludere İlçesi, Gülyazı köyüne gitmekte olan bazı BDP milletvekillerinin güvenliğini sağlamak üzere 9 asker ve bir korucu arkadaşıyla birlikte görevlendirildiğini, içinde bulundukları 73 M 0117 plakalı Ford Transit marka M.T.’un sevk ve idaresindeki minibüsün Alancık Mahallesi istikametinden Gülyazı istikametine doğru giderken aracın sürücüsünün kontrolünü kaybetmesi sonucu yoldan çıkarak yolun sağ şarampol kısmındaki menfez kısma yuvarlandığını, araçtan kimsenin sağ çıkmadığını, müvekkillerinin murisinin de bu araçta yolcu olarak bulunduğunu, Şırnak C.Başsavcılığının 2012/1750 soruşturma numarası ile soruşturma başlatıldığını belirterek murisin eşi Hatice için 1.000,00 TL maddi, 35.000,00 TL manevi; çocuğu K.Y. için 1.000,00 TL maddi, 35.000,00 TL manevi; baba K. için 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi; anne N. için 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi; kardeşleri H. ile F. için de 7.500,00’er TL manevi tazminat olmak üzere toplam 4.000,00 TL maddi tazminatın sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve 125.000,00 TL manevi tazminatın ise sadece İçişleri Bakanlığından olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi: 19.11.2013 gün, E:2012/572, K:2013/580 sayı ile  mahkemelerinin görevsizliğine, dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmesine karar vermiştir.

Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi : 5.11.2014 gün, E: 2014/80 sayı ile, davalı Jandarma Genel Komutanlığı aleyhine açılan davanın bu dosyadan tefriki ile yeni esasa kaydedilmesine karar vermiştir.  

ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ:  19.11.2014 gün, E:2014/947, K:2014/600 sayı ile, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 106. maddesinin, davalı idare araç maliki olmadığından uygulanmasının söz konusu olmadığı; kazanın, müteveffanın askerlik görevini ifası sırasında meydana geldiğinden maddi ve manevi zarardan davalı idarenin sorumlu olduğu iddiasıyla açılan davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görülmesi gerektiği nedeniyle davanın görülmesinde adli yargı görevli olmadığından davanın bu sebeple reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

            Davacılar vekili, bu kez aynı istemle İçişleri Bakanlığı’na karşı Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde dava açmıştır.

            ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRESİ: 4.3.2015 gün ve Gensek No: 2015/423, E:2015/392, K:2015/505 sayı ile özetle, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 110’uncu maddesinde yapılan değişiklik gereğince davacılar tarafından Mahkemelerinde açılan bu davanın görev ve çözüm yerinin mahkemeleri olmayıp adli yargı yeri olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir

            Davacılar vekilince adli ve askeri yargı yerlerince verilmiş olan görevsizlik kararları nedeniyle oluştuğu önesürülen olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunulmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler:  Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi  AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 28.09.2015 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve askeri yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, askeri ve adli yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile AYİM Savcısı Hüsnü ERCAN’ın          davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, J.Uzm.Çvş. A.C.’ın Şırnak İli, Çakırsöğüt Jandarma Tugay Komutanlığı 2. Komando Taburu 4. Komando Bölüğü emrinde görevini ifa ederken, içinde bulundukları aracın kaza yapması sonucu vefatı nedeniyle yakınları tarafından uğranıldığı ileri sürülen maddi  ve manevi zararların  tazmini istemiyle açılmıştır.

2918 sayılı Kanunun 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “ İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu yasadan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” denilmiş olup, geçici 21.maddesinde ise “ Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz. ” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, J.Uzm.Çvş. A.C.’ın Şırnak İli, Çakırsöğüt Jandarma Tugay Komutanlığı 2. Komando Taburu 4. Komando Bölüğü emrinde görevini ifa ederken 21/8/2012 tarihinde Şırnak İli, Uludere İlçesi, Gülyazı köyü istikametinde kaza yapması sonucu vefatı nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tahsili istemiyle bakılan bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Yukarda belirtilen yasal düzenleme karşısında, 2918 sayılı Kanun’un Geçici 21.maddesi nazara alındığında, davacının, uyuşmazlığa konu olaya ilişkin olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne dava açtığı tarih 28.2.2011 olup, dolayısıyla 2918 sayılı Kanun’un 110.maddesinin 1.fıkrasının göreve ilişkin hükmü yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda veya Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bir dava bulunmadığından, 2918 sayılı Kanun’un 110.maddesinin somut olaya uygulanacağı tartışmasızdır. 

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararları gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGI YERİNİN görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19.11.2014 gün, E:2014/947, K:2014/600 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 28.09.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

  Başkan

Serdar

 ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin CENİK

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN