T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2016 / 23

            KARAR NO : 2016 / 60

            KARAR TR   : 15.02.2016

 

ÖZET: Davacıların murisinin, hemzemin geçitte meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybetmesinden dolayı davacıların uğradığı maddi ve manevi zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılan davanın, 2918 sayılı Kanun’un 110.maddesi gereğince ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacılar            : İ.D.,S.D.,G.D.,Y.D.’a velayeten,

                             kendisine asaleten M.D.

Vekilleri              : Av.N.Y.               (Adli Yargıda)

                             Av.C.A.                (İdari Yargıda)

Davalı                : TCDD Genel Müdürlüğü (Adli ve İdari Yargıda)

Vekilleri              : Av. M.D.  (Adli Yargıda)

                             Av.Y.T.                (İdari Yargıda)

Dahili Davalı      : Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı (İdari Yargıda)

Vekili                  : Av.S.H.

                           

           O L A Y  : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 22.08.2009 tarihinde hemzemin geçit üzerinde trenin minibüse çarpması sonucu meydana gelen kazada davacıların murisi N.D.’ın vefat ettiğini, olayla ilgili olarak alınan bilirkişi raporlarında davalı idarenin kusurlu olduğunun belirlendiğini, davacıların murisleri N.D.'ın desteğinden yoksun kaldığını, ayrıca yaşanan olaydan dolayı davacıların büyük bir üzüntü yaşadıklarını, açıklanan sebeplerle M.D. için 5.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminat, İ.D. için 2.500,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminat, S. D. için 2.500,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminat, Y.D. için 2.500,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminat, G.D. için 2.500,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 45.000,00 TL tazminatın olay tarihi olan 22.08.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle 20.08.2010 tarihinde adli yargıda dava açmıştır.

            Van 3.Asliye Hukuk Mahkemesi: 22.02.2011 gün ve 2010/428 Esas, 2011/75 Karar sayılı kararı ile: “Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, getirtilen belgeler ve tüm dosya kapsamından; Davacının davalı kurum aleyhine 22.08.2009 tarihinde Van ili Vali Mithatbey Mahallesi Yalım Erez Yolu Hemzemin geçit üzerinde trenin minibüse çarpması sonucu meydana gelen ölümlü trafik kazasında davacıların murisi N.D.'ın vefat ettiği, olayla ilgili alman bilirkişi raporunda, davalı idarenin kusurlu olması nedeniyle fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla toplam 45.000,00 TL maddi ve manevi tazminat istemiyle dava açılmış ise de: Uyuşmazlık Mahkemesinin 17.11.2003 tarih ve 2003/83 esas 2003/85 karar sayılı ilamından da anlaşılacağı üzere Davalı kurumun kamu hizmeti ifa eden bir KIT olduğu, idari eylemin idarenin kamu hukuku alanındaki maddi edim ve davranışlarını ifade ettiği, dava konusu tazminat talebinin dayanağını oluşturan kazanın, davalı idarenin hizmet ifası için trenin seyir halindeki eylemi esnasında meydana geldiği, kamu hizmetinin düzenlenmesi ve yürütülmesi ile ilgili eylemlerin "idari" nitelikte olduğu, bu hizmeti ifa ederken meydana gelen zararların tazmini için açılacak davanın idari yargıda açılması gerektiği, adli yargının görev alanına girmediği anlaşıldığından davacının davasının görev (yargı yolu) yönünden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçesi ile davacının davasının görev yönünden reddine karar vermiş, verilen karar davacıya 05.05.2011 tarihinde, davalı vekiline 11.03.2011 tarihinde tebliğ edilmiş olup tarafların kararı temyiz etmemesi üzerine 23.05.2011 tarihinde kesinleşmiş, karara bu şekilde şerh edilmiştir.

Davacı vekili, bu kez aynı taleplerle idari yargıda dava açmıştır.

Van 1.İdare Mahkemesi; 25.12.2014 gün ve 2011/637 Esas sayılı hasım düzeltme kararı ile; davanın doğru hasım olan Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve TCDD Genel Müdürlüğü husumetiyle incelenmesi gerektiğinden bahisle, Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın TCDD Genel Müdürlüğü yanında hasım mevkiine alınmasına, dava dilekçesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14/6 ve 15.maddesinin ( c ) fıkrası gereğince gerçek hasım olarak tesbit edilen Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na bu kararlar birlikte tebliğ edilmek suretiyle dava dosyasının tekemmül ettirilmesine ve kararın bir örneğinin davacı vekili ile diğer davalı TCDD Genel Müdürlüğü’ne tebliğine karar vermiştir.

Van1.İdare Mahkemesi: 13.11.2015 gün ve 2011/637 Esas sayılı kararı ile: “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesinde; "Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler. Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir." hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun "Görevli ve Yetkili Mahkeme" başlıklı 110. maddesinde; "İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır. " hükmüne yer verilmiştir.

Diğer taraftan; 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkındaki Kanun'un 5. maddesinin 1. fıkrasında ise; İdare Mahkemelerinin, Vergi Mahkemelerinin görevine giren davalar ile Danıştay'da çözümlenecek olanlar dışındaki iptal davaları ile tam yargı davalarını, tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerini birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar ve kanunlarla verilen diğer işleri çözümleyeceği kurala bağlanmıştır.

Dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden; davacılar tarafından, hemzemin geçitte meydana gelen kaza sonucu gerçekleşen ölüm olayı nedeniyle zarara uğranıldığından bahisle tazminat ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın, idare mahkemesinin görevine giren iş ve işlemlerden olmadığı, 2918 sayılı Yasanın 110. maddesi ile belirlenen sorumluluk davası niteliğinde olduğu, dolayısıyla adli yargı yerlerince çözüme bağlanması gerektiği anlaşılmakta olup, bu kapsamda davalı Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nca yapılan görev itirazının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.”şeklindeki gerekçesi ile görevsizlik kararı vererek, davanın adli yargının görev alanına girdiğinden bahisle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. Maddesi hükümleri uyarınca görevli yargı merciinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık mahkemesine gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilinceye kadar davanın ertelenmesine karar vererek dosya Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Fikret ERES’in katılımlarıyla yapılan 15.02.2016 günlü toplantısında:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesi’nce anılan Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmediğinden görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, hemzemin geçit üzerinde trenin minibüse çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası nedeniyle hayatını kaybeden N.D.’ın mirasçılarının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dava dosyanın incelenmesinden; davaya neden olan kazanın 22.08.2009 tarihinde Van ili Mithat Bey Mahallesi Yalım Erez yolu hemzemin geçit üzerinde trenin minibüse çarpması meydana geldiği, bu kaza sonucu davacıların murisi Nevzat Dayan’ın vefat ettiği, davacıların da kazanın meydana gelmesinde davalı idarenin kusurlu olduğu iddiasıyla maddi ve manevi tazminat istemiyle önce adli yargı yerinde dava açtıkları, Van 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın, davada idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle reddedilmesi üzerine bu kez davacıların aynı istemlerle idari yargı yerinde dava açtıkları, Van 1.İdare Mahkemesi’nce de davada adli yargı yerinin görevli olduğu belirtilerek 2247 sayılı Kanun’un 19.maddesi uyarınca dosyanın Mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısiyle 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Her ne kadar Van 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde davanın açıldığı 20.08.2010 tarihinde 2918 sayılı Kanun’un 110.maddesi yürürlükte değil ise de; görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

          Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.

            Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

Bu durumda, eldeki davada adli yargının görevli olduğu konusunda tereddüt bulunmadığından, davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu dolayısıyla, Van 1. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22.02.2011 gün ve 2010/428 Esas, 2011/75 Karar sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Van 1.İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ İLE Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22.02.2011 gün ve 2010/428 Esas, 2011/75 Karar sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 15.02.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

Üye

Fikret

ERES