T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          CEZA BÖLÜMÜ

          ESAS      NO : 2014/21

          KARAR   NO : 2014/21

          KARAR   TR   : 14.07.2014

ÖZET: 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadı-ğından, (Asliye Ceza Mahkemesinin gö-revsizlik kararı kesinleşmediğinden) aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN RED-DİNE karar verilmesinin gerektiği hk.                                                                                 

 

 

K A R A R

 

 

            Davacı           : K.H.

            Sanık             : A.Ç.

                         

OLAY             : Diyarbakır/Ergani J. Asyş. Komd. Bl. Komutanlığı emrinde görevli sanık

J.UIş.Er A.Ç.’ın,  6.10.2010 tarihinden itibaren 15 gün süreyle izne gönderildiği, talebi üzerine 21.10.2010 tarihinden itibaren 20 gün izin ve 4 gün yol süresi verilmek suretiyle izninin 14.11.2010 tarihine kadar uzatıldığı, 14.11.2010 günü, sanığın 12.11.2010 tarihinden itibaren kendisine 20 gün istirahat verildiğine ilişkin, Ahlat Devlet Hastanesinden verildiği anlaşılan  belgeyi faks yoluyla birliğine gönderdiği, 2.1.2011 tarihinde birliğine katılmasının ardından hakkında izin tecavüzü suçundan yapılan soruşturma sırasında, 12.11.2010 tarihinde Ahlat Devlet Hastanesine müracaat ettiği, ancak bu hastane tarafından sanığa14.11.2010 tarihinden itibaren 20 gün istirahat verilmediği, birliğine faks yoluyla gönderdiği belgenin sahte olduğunun anlaşıldığından bahisle, sanık hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan soruşturma ve kovuşturma yapmanın adli yargı yerinin görevine girdiği gerekçesiyle, 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nca gerekli değerlendirme ve yasal işlemin yapılabilmesi için konu ile ilgili belgelerin gönderildiği  Ahlat Cumhuriyet Başsav-cılığı’nın  9.6.2011 gün ve E:2011/212, K:2011/111 sayılı iddianamesiyle, sanığın 2010 yılı Ekim ayı içerisinde askerlik görevini yaptığı sırada izin alarak memleketi Ahlat'a geldiği, 14.11.2010 günü, evinde kendi bilgisayarında bahsedilen raporu düzenlediği, rapor altındaki isimleri yazılı doktorları daha önceden tanıdığı, diploma numaralarını ve sicil numaralarını kendisinin uydurup doktor isimleri altındaki imzaları kendisinin attığı, düzenlediği raporu faks yoluyla birliğine gönderdiği, böylece “resmi belgede sahtecilik” suçunu işlediği ileri sürülerek, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 204/1.maddesi uyarınca;

          7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 25.4.2011 gün ve E:2011/490, K:2011/165 sayılı iddianamesiyle de, sanığın,  kendisine verilen izin süresinin sona ermesi nedeniyle, 13.11.2010 günü saat 24.00’a kadar birliğine katılması gerekir­ken, 2.1.2011 günü saat 22.00'da birliğine katıldığı, böylece 14.11.2010 - 02.01.2011 tarihleri arasında “izin tecavüzü” suçunu işlediği ileri sürülerek,  eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu’nun 66/1-b. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle ayrı ayrı kamu davası açılmıştır.

 

AHLAT ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 14.2.2013 gün ve E:2011/139, K:2013/116 sayı ile; Ahlat Cumhuriyet Başsavcılığı’nca açılan kamu davasında, sanığa yüklenen eylemin “askerlikten kurtulmak için hile yapmak” suçunu oluşturduğu, sahte evrak kullanmasının belirtilen suçun unsuru olduğu, dolayısıyla sanığın yargılamasının 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 81. maddesine göre yapılması gerektiği ve eylemini gerçekleştirdiği sırada fiilen asker olduğundan, 353 sayılı Kanun uyarınca yargılamanın askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle Bitlis Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere görevsizlik kararı vermiş,  dava dosyası 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesine gönderilmiştir.

 

 

7. KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 31.7.2013 gün ve E:2013/2091, K:2013/635 sayıyla;  sanığın Ahlat Devlet Hastanesinden verilmiş gibi bir rapor düzenleyerek birliğine fakslamasındaki amacının, Mahkemelerinin 2013/2077 esasına kayıtlı sanık hakkındaki derdest dava dosyasından 14.11.2010-02.01.2011 tarihleri arasında işlediği iddia olunan “izin tecavüzü” suçunu örtbas etmek, bu suçu gizlemek ve bu suçun işlendiğinin öğrenilmesini engellemek olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla sanığın eyleminin “askerlikten kurtulmak için hile yapmak suçunu” oluşturmayıp, Türk Ceza Kanununda  düzenlenen “resmi belgede sahtecilik” suçunu oluşturduğu açıklanarak,  bu suçun da  askeri bir suç veya askeri suça bağlı bir suç  olmadığı, asker kişiye karşı veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak da  işlenmediği, bu nedenle sanığı yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu  gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir.

 

Dosyanın incelenmesinden, 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nca sanık hakkında açılan kamu davasında, 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesince, 16.5.2011 gün ve E:2011/663, K:2011/260 sayılı karar ile,  sanığın 14.11.2010-02.01.2011 tarihleri arasında temadi eden izin tecavüzü suçunu işlediği sübuta erdiğinden, eylemine uyan 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 66/1-b maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği, kararın sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Askeri Yargıtay 4. Dairesinin 7.5.2013 gün ve E:2013/768, K:2013/761 sayılı kararı ile, mahkûmiyet hükmünün noksan soruşturma yönünden bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler; Ahmet KARADAVUT, Davut TELLİ, Şuayip ŞEN, Haluk ZEYBEL, Yusuf Tamer ÇETİN, Mehmet AVCIOĞLU’nun katılımlarıyla yapılan 14.07.2014 günlü toplantısında, Raportör-Hâkim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, başvurunun reddi yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Hüseyin KORKUSUZ’un, başvurunun reddine ilişkin sözlü ve yazılı açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 

Dosyanın incelenmesinde, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararının itiraz yolu açık olmak üzere verildiği anlaşılmıştır.

 

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34. maddesi ikinci fıkrasında, “Kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir” denilmiş, 223. maddesinin onuncu fıkrasında, “Adli yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararı kanun yolu bakımından hüküm sayılır” düzenlemesi yer almış, 232. maddesinin altıncı fıkrasında ise, “Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir” hükmüne yer verilmiştir.

 

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’un “Olumsuz görev uyuşmazlığı” başlığı altında düzenlenen 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir” denilmektedir.

 

 

 

 

 

Uyuşmazlığın incelenebilmesi için, 2247 sayılı Yasa’nın 1 ve 14. maddeleri uyarınca, yargı yerlerince verilen kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri dışında ayrıca, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 9.12.1931 gün ve E:1931/12, K:1931/48 sayılı kararında da belirtildiği gibi yargı yolunu değiştirmeye yönelik görevsizlik kararlarının temyize tabi oldukları kuşkusuzdur. Böylece, başvuracağı kanun yolu, süresi, mercii yasaya uygun olarak gösterilmeyen kararın kesinleşmesinden söz edilmesine olanak yoktur. Bu nedenle, sanığa yukarıda açıklanan haklarını belirtir nitelikte tebligat yapılarak temyiz süresinin beklenmesi, görevsizlik kararı kesinleştikten sonra dosyanın Mahkememize gönderilmesi gerekmektedir.

 

Açıklanan nedenlerle, Ahlat Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kesinleşmemiş olması nedeniyle, 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

SONUÇ : 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE, 14.07.2014 günü  OYBİRLİĞİ  İLE  KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar ÖZGÜLDÜR

Üye

Ahmet KARADAVUT

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

 Haluk ZEYBEL

Üye

Davut TELLİ

 

 

 

 

 

 

 

 

             Üye

Yusuf Tamer ÇETİN

 

Üye

Şuayip ŞEN

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet AVCIOĞLU